Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Trafikteki elektrikli araç sayısı her geçen gün artıyor. Hızla gelişen teknolojinin insan hayatına da bir o kadar hızlı getirdiği bu araçlar için şarj istasyonları peş peşe açılıyor. Ancak elektrikli araç sahiplerinin konforu ve hakları için yeterli ‘hukuki altyapı’ çalışması bulunmuyor. 2024 eylül ayı sonu itibarıyla Türkiye'de elektrikli araç sayısı 146 bin 965’e ulaşmışken en büyük sorunsa ‘benzinli araçların, elektrikli araçlar için ayrılmış noktalara park edilmesi.’ Elektrikli araç sahipleri böyle bir durumla karşılaştığında, istasyon yetkililerine bu durumu bildirse de bir dönüş alamıyor. Çünkü yapılan bu istismarın herhangi bir cezası yok. Üstelik bu alana park yasağı tabelası koyulması bile bir işe yaramıyor. Bu kez de tüm araçları kapsayan tabelanın varlığı, elektrikli araçların bile ceza alması anlamına geliyor. Elektrikli araçlar için yapılmış bir kanuni düzenleme olmadığından mağdur olan araç sahiplerinin en büyük şikâyetlerinden biri olan ‘şarj istasyonlarının önüne benzinli araçlar tarafından park yapılması’ durumunda uygulanması gerekenleri, Avukat Oğuz Kara dünyadan örnekler vererek Milliyet.com.tr'ye anlattı.
ŞARJ İSTASYONLARINI İSTİSMAR EDENLERE CEZA YOK
Şarj istasyonlarına yalnızca elektrikli araçların park etmesi gerekirken, benzinli araçlar ‘yazılı olmayan kurala’ uymadığında mağduriyetler yaşanabiliyor. Çünkü elektrikli araçlar istasyonun önü başka araçlarla kapalı olduğundan şarj kablosuna ulaşamıyor ve çaresiz kalıyorlar. Üstelik bu noktada, şarj istasyonuyla e işi olmadığı halde elektrikli araçlar için ayrılan bölüme park edilen benzinli araçlara herhangi bir yaptırım uygulanamıyor. Bunun nedeni ise yönetmelikteki eksiklikler. Pek çok kişinin aşina olduğu deyişle, oyunun kuralları baştan koyulmalıydı. Ancak hibrit araçlardan elektriğe geçiş büyük bir hızla gelmişti ve bu hıza ayak uyduramayan bazı gelişmeler kuralların yeniden yazılması gerektiğini yaşanan örneklerle gözler önüne seriyordu. Avukat Oğuz Kara konuyla ilgili yaptığı açıklamada, ‘sürücülerin bilinçli olması gerektiğine’ de dikkat çekti.
"Elektrikli araçların sayısının artmasıyla birlikte, şarj istasyonları ve şarj istasyonları için ayrılan park yerlerinin önemi gerçekten de arttı. Engelli park yeri ve (kaldırım gibi) kamu alanlarına araç park etme konularını tam anlamıyla çözememişken şimdi bir de elektrikli araçlar yönünden oluşan problemler eklendi. Şarj istasyonlarına benzinli araçların park edilmesi tıpkı benzin istasyonuna araçların park etmesi ve benzin alınmasının engellemesi kadar garip bir durum. Bu anlamda bilinçli hareket etmek ve farkındalık kazanmak gerekiyor. Açıkçası elektrikli olmayan araçların şarj istasyonlarına parkı halinde herhangi bir cezai ve/veya idari yaptırım uygulanmıyor. Mevzuat yönünden büyük boşluklar bulunuyor. Elektrikli araç sahipleri, herhangi bir cezai yaptırım olmamasının bilinçsiz sürücüleri iyice duyarsızlaştırdığını ifade ederek İçişleri Bakanlığı’ndan her fırsatta ‘cezai yaptırım uygulanmasını’ istiyor. Bununla birlikte şu an bir yaptırım düzenleyen bir mevzuatımız yok." - Avukat Oğuz Kara
KOLAYLAŞMASI GEREKEN NOKTALAR VAR
Yerli araba TOGG’a olan ilginin de artmasıyla her geçen gün sayısı artan elektrikli araçlar için şarj istasyonlarının sayısı da artmalı. Elektrikli araç sahiplerinin en çok sorun yaşadığı noktalardan biri olan şarj istasyonu azlığı ve istasyon yetersizliği durumunda ortalama 20 dakikalık bekleme süresi sorunlara neden olabiliyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK), Şarj Hizmeti Piyasası Aylık İstatistikleri Eylül 2024 raporuna göre, Türkiye'de şarj soketi sayısı Eylül sonu itibarıyla 23 bin 377 adede ulaştı. Şubat 2024 verilerine bakıldığında benzin istasyonu sayısı ise 12 bin 603. Ancak benzin istasyonunda araçların yakıt alma işlemi hem daha kısa sürüyor hem de aynı anda pek çok araç hizmet alabiliyor. Saatte 4 arabaya veya günde en fazla 100 arabaya hizmet verebilen bir benzin pompasıyla karşılaştırıldığında, 1 şarj soketine bağlanan elektrikli araçlar ortalama 20 dakika orada kalabiliyor. Avukat Oğuz Kara’nın, şarj istasyonlarının artırılmasına yönelik açıklaması ise şu yönde:
"Aslında yeni düzenlemeler öncesi, Kat Mülkiyeti Kanunu nedeniyle apartman ve sitelere, elektrikli araç şarj ünitelerinin kurulumu işlemi için 4/5 çoğunluk aranmaktaydı. Bu da kurulum işlemlerini çok fazla zorlaştırıyordu. Bu sebeple Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19. ve 42. maddelerinde değişiklik yapıldı. Yeni düzenlemelerle elektrikli otomobil sahipleri, yaşadıkları apartman veya sitenin otoparkına araç şarj istasyonu kurulumu yaptırmak için artık 4/5 çoğunluk şartına takılmıyor. Nitekim şarj ünitesi kurulumu için çoğunluk kararı yeterli oluyor. Diğer yandan şarj üniteleri kurulması zorunluluğu da getiriliyor. Kısacası, şarj istasyonlarının kurulumu yönünden şartların kolaylaşması elektrikli araç kullanıcılarının şu an en ihtiyacı olduğu şey. Bu anlamda şarj istasyonları yaygınlaştırılması gerekiyor. Şarj ünitelerinin yanına yangın söndürücü, güvenlik amaçlı bir kamera sistemi, çizgileri, görselleri, etrafında koruma alanları, istasyon olduğunu belirten tabelalar koyulması da zorunlu. Bunlara ne kadar dikkat edilirse, elektrikli araç kullanıcılarının rahat bir şekilde hareket etmesi o kadar kolaylaşacaktır.”
KURUNUN YANINDA YAŞ DA YANIYOR
Park yapılmaz veya park yasak tabelaları, farklı şekil ve boyutlarda olabilir ve geçerlilikleri mesafeye göre değişebilir. Türkiye'de yürürlükte olan trafik mevzuatına göre, park yapılmasına ilişkin tabelalardan biri olan ‘Park yapılmaz' levhası (mavi zemin, kırmızı çapraz işaret), levhanın bulunduğu yerden itibaren 50 metre mesafede geçerli. ‘Park yasak tabelası’ (beyaz zemin, mavi daire, kırmızı çapraz işaret) ise levhanın bulunduğu yerden itibaren 100 metre mesafede geçerli. Bu tabelanın bulunduğu demir yolu, yaya yolu ve okul yolu üzerinde, dönemeçlerde, tepe üzeri gibi görüş yetersizliği olan alanlarda, toplu taşıma araçlarının yolcu indirme ve bindirme yapması için tahsis edilmiş alanlarda hiçbir araç park yapamıyor. Bu tabelanın elektrikli araç şarj istasyonlarına koyulması durumunda ise ortaya elektrikli araçları dahi mağdur edecek bir detay çıkıyor. Yani ‘kurunun yanında yaş da yanıyor.’
"Genel olarak önerilere bakıldığında bariyer sistemi ile bu eylemin önüne geçilebileceği yönünde görüşler bulunuyor. Yine üyelik sistemi getirilmesi, üye olan araçlara özel bir aplikasyon sayesinde o bariyerlerin açılması ya da uzaktan müdahaleyle şarjla başlatılması, uzaktan müdahaleyle yine mevcut olan kamera yardımıyla yabancı bir araç girdiğinde uyarması gibi öneriler de bulunuyor. Kanun ya da yönetmelik ile yaptırım uygulanması hususunda ise oldukça farklı görüşler var. Park yasağı tabelası hem kamu-özel alan yönünden sıkıntı oluşturuyor hem tüm araçları (elektrikli araç olsun olmasın hepsini) kapsıyor." - Avukat Oğuz Kara
‘ABD VE AVRUPA’DA YAPILDI’
Elektrikli araçların haklarının korunmasına ilişkin düzenlemeler konusunda ABD ve Avrupa’da çeşitli yaptırımlar uygulanıyor. Bazı düzenlemeler için teknolojinin hızına ayak uydurulamadığından geç kalınmış olsa da, kullanıcıları güvence altına almak için bir an önce harekete geçilmesi son derece önemli. Avukat Oğuz Kara elektrikli araç sahiplerinin haklarının korunmasına ilişkin, “Önce elektrikli araç sahiplerini koruyacak kanun ve kuralların yapılandırılması gerekirdi. Sonuçta teknoloji gün geçtikçe gelişiyor ve buna bağlı olarak hem ihtiyaçlar artıyor hem beklentiler oluşuyor. Bu durumlarla karşılaşmadan önce olası sorunları belirleyip risk faktörlerini belirlemek buna göre hamlede bulunmak oldukça önem taşıyor. Elektrikli araçlar henüz yaygınlaşmadan önce koruyucu kanun ve kuralların oluşturulması gerçekten de önleyici bir yaklaşımdır. Teknoloji hızla ilerlerken yasal düzenlemelerin bu gelişmelere ayak uydurması zor olabiliyor, ancak bu tür yeniliklerin önceden düzenlenmesi kullanıcıları güvence altına almak açısından kritik öneme sahip. Özellikle Avrupa ve ABD gibi bölgelerde elektrikli araç altyapısı ve park düzenlemelerine dair önleyici adımlar çok daha erken atıldı” diyor.
Avukat Oğuz Kara, bazı Avrupa ülkelerinde elektrikli araçların mağdur edilmesi durumunda uygulanan cezalardan da bahsederek sözlerini şöyle noktaladı: “Yetkililerin farkındalığı artırmaya yönelik çalışmaları önemli olsa da, somut yasal düzenlemelerin eksikliği bu konuda yetersiz kalıyor. Avrupa’da bazı ülkeler, benzinli araçların şarj istasyonlarına park etmesini yasaklayarak ihlal durumunda para cezası ve çekici uygulaması gibi yaptırımları devreye sokmuş durumda. Yasal yaptırımların eksik olduğu bölgelerde ise kullanıcı bilinçlendirme çalışmaları tek başına yetersiz kalıyor."