01.05.2024 - 11:39 | Son Güncellenme:
Altan ÇİMEN- Mehmet ALA / İSTANBUL (DHA)-
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde Saraçhane'de açıklama yaparak ayrıldı. Özel, "Alınan tedbirler özgürlük-güvenlik dengesinde, özgürlüğü feda eder nitelikte. Bunu doğru bulmadığımızı sayın Bakan'a günlerdir anlatmaya çalışıyoruz. Bir ülkenin, dünyaca bilinen meydanında 1 Mayıs kutlanmıyorsa o ülkede demokrasi sorgulanır. Bir ülkenin herhangi bir noktasına güvenlik güçleri kullanılarak emekçiler ya da göstericiler sokulmuyorsa orada bir iktidardan, bir muktedirlikten değil; bir tedirginlikten bahsetmek lazım. Tedirgin iktidarlar, özgüvensiz iktidarlardır ve kaba kuvvetle sağlanan iktidar, gitgide sonu yaklaşan bir iktidardır ama bir gün Taksim tam olarak özgür olana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul'da, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle, sendikalar ve vatandaşlarla birlikte Taksim'e kadar yürümek için saat 10.00'da Saraçhane'ye geldi. Özel'e, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP grup başkanvekilleri, genel başkan yardımcıları, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İstanbul ilçe belediye başkanları ve çok sayıda partili eşlik etti. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özgür Özel ve heyeti daha sonra Disk Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu'nu, diğer sendika yetkilileri ve CHP İl örgütü üyelerini ziyaret etti. Polisin kapattığı Bozdoğan Kemeri'ne doğru yürümesi beklenen Özel ve İmamoğlu, Saraçhane'de bulunan İBB Merkez binasının önünde basın açıklaması yaptıktan sonra alandan ayrıldı.
"BUGÜN YAŞANANLAR İKTİDARIN ÖZGÜVENSİZLİĞİNİ, TÜRKİYE'DEKİ DEMOKRASİ EKSİKLİĞİNİ GÖSTERİYOR"
Özgür Özel, "Gelecek sene bu yasakların kalmayacağını ümit ediyoruz. Bugün de hep birlikte Taksim'e doğru 1 Mayıs'ı bayram gibi kutlayacak bir anlayışla hareket edeceğiz. Alınan tedbirler özgürlük-güvenlik dengesinde, özgürlüğü feda eder nitelikte. Bunu doğru bulmadığımızı Sayın Bakan'a günlerdir anlatmaya çalışıyoruz. Bir ülkenin dünyaca bilinen meydanında 1 Mayıs kutlanmıyorsa o ülkede demokrasi sorgulanır. Bir ülkenin herhangi bir noktasına güvenlik güçleri kullanılarak emekçiler ya da göstericiler sokulmuyorsa orada bir iktidardan, bir muktedirlikten değil; bir tedirginlikten bahsetmek lazım. Tedirgin iktidarlar, özgüvensiz iktidarlardır ve kaba kuvvetle sağlanan iktidar, gitgide sonu yaklaşan bir iktidardır. Önemli olmadan hiç kaba kuvvete, güce gerek olmadan özgürlüklerle ve güvenlik-özgürlük dengesinde özgürlükleri gözettiğinizde demokratik bir iktidarı kurmuş olursunuz. Bugün yaşananlar iktidarın özgüvensizliğini, Türkiye'deki demokrasi eksikliğini gösteriyor. Ama bugün burada hem CHP'nin hem de çok sayıda sendikanın bir arada omuz omuza toplanabilmiş olması ve Taksim hedefine doğru hareket ediyor olmaları önemli bir kazanımdır. Önemli olan bayrama halel getirecek, emekçilere kullanılacak şiddetle yaralanmaların olmadığı; ne polisin, ki onlar da birer emekçidir, ne de emekçilerin bayramda üzülmedikleri, yaralanmadıkları, kötü şeylerin olmadığı bir günü yaşamak için örgütümüz, belediyemiz hep birlikte gayret gösteriyoruz, çaba içindeyiz. Ama bir gün Taksim tam olarak özgür olana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
"BİRİLERİ TAKSİM'İ KENDİNİN EGEMENLİK SANCAĞI OLARAK GÖRÜYOR"
Özel, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile tekrar görüşüp görüşmediği sorusunu ise "Defalarca görüştük. Maalesef bir İçişleri Bakanı'nın kişisel olarak iyi niyetli diyaloğa açık çabasını takdir etmekle birlikte İçişleri Bakanı'nın üzerindeki bir irade, uzlaşma ve bayramı bayram gibi kutlamak için müzakere ortamlarını ortadan kaldırıyor. Yoksa İçişleri Bakanı'nın kişisel gayreti tamam ama her konuda, her aşamada bir yerde tıkanılıyor. Birileri Taksim'i kendinin egemenlik sancağı olarak görüyor ve oraya girince, 'Egemenliğimiz sarsılacak' sanıyorlar. Oysa herkes özgürce Taksim'e girip çıkabildiği zaman sizin egemenliğiniz tescillenir. Polisle Taksim'i koruyorsanız o zaman aslında sizin egemenliğiniz polis kuvvetine dayalıdır. Bunlara dünya demokrasileri 'polis devleti' diyor. Demokratik devletlerde böyle şeylere ihtiyaç duyulmaz. Önemli bir eksikliktir. Bu vakitten sonra da İçişleri Bakanı ile yeni bir şey konuşmanın anlamı yok çünkü kendisi, 'Maalesef kabul edilmedi, maalesef uygun görülmedi' diye cevaplar veriyor. Öyle olunca da biz kendi çağrımızı yaptık. Örgütümüzle birlikte, değerli İstanbul'un seçilmiş ve geçen seçimden sonra çok daha yüksek oyla seçilmiş, İstanbulluların İstanbul'u yönetsin diye yeniden yetkilendirdiği Ekrem İmamoğlu ile birlikte buradayız" diyerek yanıt verdi.
"SARAÇHANE BUGÜN EMEKÇİNİN 1 MAYIS'TA OLMA ARZUSUNA MÜDAHALEYE SES VEREN İSTANBULLULARIN SİMGESİ OLDU"
Ekrem İmamoğlu ise, "Genel Başkanımız zaten gerekenleri söyledi. Saraçhane'deyiz. Saraçhane zorluklarla mücadelenin simgesi oldu. Bazen demokrasiye müdahalenin, bazen özgürlüklere müdahalenin, bazen hukuksuzluğa müdahalenin simgesi oldu. Muhtemelen bugün de emekçinin 1 Mayıs'ta Taksim'de olma arzusuna müdahaleye ses veren İstanbulluların simgesi oldu. Saraçhane böyle özel bir konuma evrildi. Umarım bunlar olmaz. Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi; bir an önce 14 Mayıs'taki şölene, kutlamalarına kavuşuruz" ifadelerini kullandı.
"MİLLET İLE DEVLET KARŞI KARŞIYA GELİRSE MİLLET KAZANIR"
Siyasi Parti ve sendika temsilcileriyle görüştükten sonra basın açıklaması yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bu sene şu anda Saraçhane Meydanı'ndayız. Saraçhane Meydanı Türkiye demokrasisinin özellikle son beş yılında, altı yılında sembolleşmiş bir meydandır. Saraçhane'deki topluluklar sonuç alan topluluklar oldu hep. Onların dediği oldu. Çünkü Saraçhane demokrasiye en geniş vurgunun yapıldığı, birileri devletle milleti karşı karşıya getirdiğindeki bu ülkede insanlar devletlerine saygılı insanlardır. Ama devletin haber ajansını, devletin televizyonunu, devletin kaymakamını, valisini, emniyet müdürünü, milletin karşısına dikildiğinde, milletle devlet karşı karşıya gelirse millet kazanır" dedi.
"BİR MEYDANI YASAKLAMAKTAN ZİYADE DÜŞÜNCEYİ YASAKLAMAKTIR"
Özel, "Elbette hedef Taksim Meydanı'dır. Çünkü 1 Mayıs'ın sembol meydanı Taksim Meydanı'dır. Geçen seneye kadar Taksim'i ilk önce 2010'ların başlarında, 2012'de 2013'te 1 Mayıs'ı açıp bunu billboardlarda övünç vesilesi yapanlar şimdi Türkiye'ye bir utancı yaşatıyorlar. Geçen sene bir tartışma vardı. Valilik, İçişleri Bakanlığı, hükümet diyordu ki Taksim Gösteri Meydanı değildi çıkamazsınız. Emekçiler de çıkarız diyorlardı. Demokrasilerde iki taraf farklı düşünüyorsa, menfaatçe çelişkisi varsa bir hakeme başvurulur. Kime? Mahkemeye. İl başkanımızın bütün İstanbul'u donattığı mahkeme kararı 2013 yılının Aralık ayına ait anayasa mahkemesi kararıdır. Dün grupta okuduğum için bugün tekrar okumayacağım. 2023 Aralık'ta Anayasa Mahkemesi kararın başına da Türk milleti adına yazarak, yani gücünü milletten gücünü halk iradesinden alanlara Anayasa Mahkemesi diyor ki hepiniz adına karar verdim. Taksim anlamlı bir meydandır. O gün isteyen herkes orada bulunabilmelidir. Yasaklamak bir meydanı yasaklamaktan ziyade düşünceyi yasaklamaktır diyor. Bitti" şeklinde konuştu.
"ANAYASAYI ÇİĞNEMEKTİR, ANAYASA SUÇUDUR"
Özel, "Demokrasilerde burada tartışma biter. Anayasa diyorsa ki anayasa mahkemesi kararı herkes için bağlayıcıdır. Anayasa Mahkemesi kararı söylemiştir. Meydan emekçilerindir. Bu vakitten sonra yine sokmayız, yine yürütmeyiz kanunsuz emirdir. Anayasayı çiğnemektir, Anayasa suçudur. Birisi anayasanın bir maddesini uygulamasın. Öbürü öbür maddesini, öbürü öbür maddesini anayasal düzen ortadan kalkar devlet düzeni ortadan kalkar. Yani bugünkü inat güç aldığı anayasayı, yetki aldığı anayasayı inkâr etmektir. O yüzden bu yanlışa itiraz ediyoruz. Günlerdir müzakere ediyoruz. Ekrem Başkanımız inanılmaz emek verdi. Özgür Çelik inanılmaz emek verdi. Genel başkan yardımcılarımız emek verdi. Ben İçişleri Bakanı'yla iki gündür müzakere ediyorum. Diyoruz ki doğrusunu yapın bu yanlışı yapmayın. Ama yanlışta ısrar ediyorlar. Biz Saraçhane'ye gelmeden önce burada tabii düzen alamadığımız için izdihamdan dolayı. Özgür başkanımızın ve 39 ilçe başkanımızın emeğiyle 1977 sendikasız işçiyle bu meydana geldik. Elbette meydandaki işçi sayısı, meydandaki CHP'li sayısı bunun onlarca katı. Sembolik olarak kanlı 1 Mayıs'a vurgu için 1977, sendikasız işçiyle buradayız. Niye buradayız? 12 Eylül, askeri darbesi solu ezdi demokrasiyi ezdi, sendikaları ezdi. Bundan 30 yıl önce yapılan 1 Mayıslarda bu meydanlarda bundan 40 yıl önce yapılan 1 Mayıslarda bu meydanlarda bulunan her dört işçiden üçü sendikalıydı. Bugün 100 işçiden 14'ü sendikalı, yedisi kamuda, yedisi özel sektörde toplu iş sözleşmesinden istifade ediyor. Yüzde yedi. O yüzden biz şunu söylüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyet Halk Partisi sendikasızların sendikasıdır" ifadelerini kullandı.
"ENİNDE SONUNDA TAKSİM EMEĞİNDİR EMEKÇİLERİNDİR"
Özgür Özel, "Taksim bugün özgürleşmezse yarın özgürleşir. Ama eninde sonunda Taksim emeğindir, emekçilerindir. Taksim'e özgürlük talebinin arkasındayız. Bütün örgütümüz olarak Cumhuriyet Halk Partisi olarak arkasındayız. Her birisi birer emekçi, birer baba, birer eş birer evlat olan polisimize bugün verilen kanunsuz emirleri sakın emekçiler, polislerin kişisel kanaatleri, kişisel tavırları gibi değerlendirmesinler. Onların da evlerinde bekleyen evlatları var. Buradaki emekçileri de kendisine kanunsuz emir verenler şeytanlaştırıyor. Buradaki emekçileri efendim illegal yapılar, buradaki emekçileri birtakım marjinal gruplar diyerek şeytanlaştıranlara ve onların emir verdiği polisimize sesleniyorum. Buradaki emekçi sizi düşman görmüyor kardeşinizdir. Buradakiler de ne teröristtir ne marjinaldir ne yasa dışı yapılardır. İmkan olsa sizin de yararlanacağınız sendikaların üyeleri ve sendikasız işçilerdir. Onları düşman görüp, terörist görüp size verilen kanunsuz emirlerle onlara müdahale edip onların yaralanmasına, onların zor durumda kalmasına sebebiyet vermeyiniz. Bu meydandaki emniyet güçleri de bu meydandaki emekçiler de, siyasetçiler de bu ülkenin evlatlarıdır ve kardeştir. Bu ülkenin Türkleri de Kürtleri de Lazları da Çerkezleri de Doğulusu Batılısı Karadenizlisi Güneylisi de Alevisi de Sünnisi de kardeştir. Bu kardeşliği egemen kılacağız. Birbirimizi seviyoruz, Türkiye'yi seviyoruz. Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın Türkiye ve dünya işçi sınıfının mücadelesi" dedi.