21.11.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
0
axgun022.jpg "Kelebek" operasyonuyla ilgili fezlekede adı "Mahir Amca" olarak geçen savcılardan Mahir Acerin (emekli Kadıköy Savcısı) başkasının yerine öldürülen Ayhan Yavuz davasına baktığı ortaya çıktı. Cinayet davasında tetikçi ve diğer sanık ifadelerine rağmen Sedat Pekerin sağ kolu olduğu öne sürülen Boğaç Kaan Murathan ve Erdal Aksakal hakkında takipsizlik verilmişti. Ayhan Yavuz cinayeti sanıklarından Hakan Yıldırım ifadesinde, Pekerin "Cadde Grubu"nun lideri olarak bilinen Murathan ve Aksakalla nasıl tanıştığını anlattı. Yıldırım, 1992de Paşakapısı Cezaevinde Pekeri gördüğünü ifade ederek şunları söyledi: "Aksakalla da aynı yerde tanıştım. Tahliyeden sonra da görüştük. Aksakal, Recep Doğureri, Hakan Özdemir ve Deniz Rakıcı aracılığıyla beni görmek istedi. Bir yakınımla cinsel ilişki kuran biri var, cezalandırmamız gerekiyor. Bu işi yaparsan bizimle birlikte olursun dedi. Cihat Suayin isimli birini vuracaktım. Verdikleri silahı kullandım. Olaydan sonra Aksakal ve Murathanla buluştuk, olanları anlattım. Silahı denize atmamı söyleyip uzaklaştılar." Test yaptılar! Olayda kullanılan silahı verdiği öne sürülen Recep Doğruerinin ifadesinde de şu satırlar yer aldı:"Göztepedeki bir pastanede toplandık. Aksakal, Murathan, Deniz Rakıcı, Hakan Özdemir de vardı. Aksakal bize Cihat Suayini anlatarak, onu sakat bırakmaktan söz etti. Murathan da, Sedat Pekere hediyemiz olacak dedi. Cihat, bir dönem Pekerin kız arkadaşı Ebru Ceritle birlikte olmuş. Bundan dolayı alemde kırmızı kart olarak bilinen gruptan dışlama eylemi olacaktı. Aksakal Cihatı cezalandırma işini bana ve Oğuz Gezene verdi. Murathan, Lama marka tabancayı bana, Walter marka silahı Gezene verdi."Suayinin amcasının oğlunun kendilerini gördüğünü, eylem gerçekleşmeden döndüğünü ifade eden Doğrueri şöyle devam etti:"Sonra İbrahim Gümüştekinin (Yunanlı tekstilcinin vurulması olayında aranan ve kaleci Rüştüyü döven grupta adı geçiyor) yanında tanıdığım Hakan Yıldırımla görüşen Aksakal ve Murathan, öldürme işini Hakana vermiş. Sonra yanlış kişinin vurulduğunu öğrendim. Murathan ve Aksakal, tehdit ederek kimseye bir şey söylemememiz konusunda uyardı. Murathan, bu iş için bize verilmek üzere Aksakala para vermiş."Yavuzun vurulmasıyla ilgili operasyon yapan polis, 8 kişiyi gözaltına aldı. Sanıklar önce DGMye gönderildi. Dosya ardından görevsizlik kararıyla Kadıköy Adliyesine gitti. Sanıklardan dördü tutuklandı.Emekli savcı Acer, fezlekede adının geçtiğini bildiğini, ancak Peker ve grubuyla bir bağlantısı olmadığını söyledi. Hediyemiz olacak Telefon kayıtlarından Kelebek Operasyonu fezlekesininde Pekerin adamlarının yardım isteğine savcı Acerin adli tatil sonrası yardım edeceğini söylediği ifadesi yer aldı. Telefon kayıtlarına göre 9 Eylül saat 17.44te Atilla Peker ile Sedat Pekerin şoförü Cengiz Cansız arasında şu diyalog yaşandı: Atilla Peker: "Bir kadın arkadaşım kocasından darp edilmiş. Yarın Adli Tıpa raporu götürülecek. Mahir Amca (Kadıköy Adliyesinde görevli savcı Mahir Acer) yardımcı olabilir mi? Diyaloğun nasıl?"Cansız: "Aynen abi..."A.P.: "Emel isminde kadın gelecek. Sen görüş ve randevu al, bir görüşsün."Cansız: "Bu akşam arar, size dönerim."A.P.: "Mevzudan yukarıya (Sedat Pekeri kastediyor) bir şey bahsetme." Aynı gün 18.41de de Cansızı arayan Atilla Peker, "Amcamla (Savcı Mahir Acer) konuştum. Adli tatil olduğu için memlekete gitti. Ayın 15in de İstanbula gelecek. Dilekçeyi versin, dönüşte dosya numarasını alırım dedi" notunu iletiyor. Adli tatilden sonra yardım ederim 11 gözaltı daha Sedat Peker ve grubuna yönelik soruşturma kapsamında, aralarında "Küçük Onur" olarak tanınan şarkıcı Onur Sarıkayanın da bulunduğu 11 kişi gözaltına alındı. Organize Suçlar Şube Müdürlüğüne götürülen zanlılardan Sarıkayanın, Pekerin korumasında olduğu yönündeki iddiaya ilişkin gözaltına alındığı belirtildi. Ayrıca, Funda P. adlı İngiliz kadının Peker ile bağlantılı bir internet sitesinin iletişim sorumlusu olduğu, Zekeriya O.nun da Pekerin siyasi işlerinde aracılık yaptığı iddiasına ilişkin sorgulandığı bildirildi. 7 Nisan 2003ün gecesi kırmızı ışıkta duran Ayhan Yavuzun öldürüldüğü haberini aldıklarından beri gözyaşlarının hiç durmadığını söylüyor anne Safiye Yavuz. "Elimde olsa yapanları ipe çekerim. Ama suçluların cezasını biz değil devlet verecek, kim ne yapmış gerçeği hakimler bilecek" diyor.Acılı anne, daha sonra şunları anlatıyor: "Olayın olduğu hafta görücüye gidecektik. Kuşun kanadını kırmayan çocuğumu iki saat içinde bitirdiler. Katillerin sonunu da önce Allaha sonra hâkime havale ediyoruz" diye konuşuyor.Baba Zülküflü Yavuz ise temkinli yaklaşıyor konuşmaya, "Sedat Pekerin avukatlarının savunduğunu söylüyorlar katilleri. Dedikodu tabii. Gerçeği biz ne bilelim. Siz de onların adamları olmayasınız. Bizim avukatımızı etkilemek için araştırma yapıyor olmayasınız?" Gazeteci olduğumuza ikna olduktan sonra da sesini alçaltıp dertleşiyor: Oğulları yanlış infazın kurbanı oldu. Asıl hedef, Ebru Ceritle ilişkisi olduğu ileri sürülen Cihat Suayindi. Öldürülense Ayhan Yavuz oldu... "Tedirgin oluyoruz. Bunların elleri kolları var. Bizi de gelip buralarda rahatsız etmesinler. Biz zaten kimseyi suçlamıyoruz. Olayı da bilmiyoruz zaten. O gün oğlumu cep telefonundan arkadaşı Cihat Suayin aradı. Saat 08.30 gibi oğlum Bostancıya gitti. Arkadaşlarıyla kafede buluşacaktı. Gece 23.30 - 24.00 gibi yolunu kesip öldürdüler. Nasıl kıydılarsa, kıydılar işte. Bize de evlat acısıyla yaşamak kaldı..." Cihatla buluşmuş