Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Heyecanı bitmiş, gazı kaçmış, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönem başlayacağına dair çok sayıda işaret gelmeye başladı.

Bu yeni dönemin habercisi, uzun zamandır adını anmadığımız Kopenhag ya da mali birliğin kurallarını belirleyen Maastricht kriterleri değil, Avrupa Birliği’nin güvenlik ihtiyacına dair yükselen sesler.

On yıllardır çalışılan ama bir arpa boyu ilerleme sağlanamayan AB Ordusu fikri bugün bir mecburiyet haline geldi.

Brüksel, ABD Başkanı Trump’ın, Avrupa’nın savunması işini ABD’nin üstlenmesini sürdürmeyeceğini anladı ve bir çıkış yolu arıyor, çok sayıda siyasi analist de o yolun Ankara’dan geçtiğini söylüyor.

Haberin Devamı

Avrupa’nın kapıları ve silahlı kuvvetler…

***

Önce rakamlara bakarak Avrupa Birliği’nin mevcut durumuna bakalım.

1990 yılında Batı Almanya tek başına 215 tabura sahipti. Batı ve Doğu birleştikten sonra Almanya’nın tabur sayısı 31’e düştü.

Son 30 yılda tabur sayısı Almanya’da yüzde 84, İtalya’da yüzde 67, İngiltere’de yüzde 50 oranında azaldı.

Küçülme sadece asker sayısında yaşanmadı.

Batı Almanya’nın 7.000’den fazla muharebe tankı vardı. Bugün 200 tane tankları var ve bunların yalnızca yarısı çalışır durumda.

Hollanda son tank birliğini 2011 yılında dağıttı.

AB’den ayrılmış olsa da savunmanın parçası olan İngiltere’nin 227 tankı var ama bunlardan sadece 40’ı hemen savaşa hazır durumda.

Danimarka’nın hava savunma sistemi, denizaltı ya da ağır topçu silahları yok.

Fransa’nın kullanıma hazır ağır silahlarının sayısı 90’dan az.

Avrupa kıtası için daha vahim olan durum, mali güçleri olmasına rağmen bu eksikleri kapatacak üretim kapasitesi ve en önemlisi asker bulmakta yaşadıkları zorluklar.

***

Gallup’un araştırmasına göre, AB vatandaşlarının sadece yüzde 32’si savaş durumunda ülkelerini savunmaya istekli.

Zorunlu askerliği 2011 yılında kaldıran Almanya bir süredir tekrar zorunlu askerlik formüllerini konuşuyor.

Olabilir mi, Letonya, Litvanya ve İsveç yıllar sonra tekrar zorunlu askerlik uygulamasına başladılar.

Türkiye ve Yunanistan dışında zorunlu askerlik sadece Avusturya, İsviçre, Danimarka, Estonya, Finlandiya ve Norveç’te hiç kalkmadı.

Haberin Devamı

Rum Milli Muhafız Ordusu için de zorunlu askerlik var ama onlar savaş uçakları falan olan bir ordu değil.

Avrupa Birliği açısından sorun şu ki, yaşadıkları nüfus problemi nedeniyle büyük ordular kurmaları mümkün değil.

Kanada’nın vatandaş değil de oturma izni olanları orduda istihdam etme modeli AB için mümkün gözükmüyor.

Yani rakamlar, tüm mali gücüne rağmen Avrupa Birliği’nin ordularını kısa sürede güçlendirmesinin mümkün olmadığını söylüyor.

***

Gelelim Avrupa içindeki Türkiye algısının geldiği yere.

MSC 2025 kapsamında yayınlanan 151 sayfalık “Çoklu kutuplaşma” adlı rapor bu konuda bize çok şey söylüyor.

Anket yapılan tüm Avrupa ülkeleri; İngiltere, Almanya ve İtalya’da Türkiye için “müttefik” diyenlerin oranı “tehdit” diyenlerden fazla oldu.

Çoğunluğun hâlâ Türkiye’yi “tehdit” saydığı Fransa’da bile son bir yılda yüzde 8 pozitif değişim oldu.

İhtiyaçlar hiyerarşisi, insanın fizyolojik ihtiyaçlarından sonra en büyük ihtiyacının güvenlik olduğunu söyler, Avrupa güvende olmadığını biliyor.

Haberin Devamı

Londra merkezli, ünü sıkıntılı Chatham House’dan tutun da Financial Times gibi kontrollü medya organlarında çıkan Türkiye ile savunma iş birliği anlaşması çağrılarının sayısı son 6 ayda birden arttı.

2. Dünya Savaşı’ndan beri cephe savaşı yaşamamış, düzenli ordulara değil, gerilla savaşı yürüten gruplara karşı askeri operasyonlar yapmış Avrupa’nın gözünü açan Ukrayna-Rusya savaşı oldu.

Ankara’ya burun kıvıranlar şimdi Türkiye’nin tecrübeli ve disiplinli ordusu, mühimmat üretim kapasitesi ve kısa-orta menzilli hava savunma füzeleri ile SİHA kapasitesinden söz eder oldular.

AB’nin örtülü silah ambargolarının kalkmasında bu motivasyonu da hesaba katmamız gerek.

Sonuçta balıklama atlamayacağımız ama AB’nin daha gerçekçi bir Türkiye bakışıyla ilişki kuracağımız bir döneme giriyoruz.