14.08.2008 - 12:50 | Son Güncellenme:
KONYA’da çobanlık yapan, evli 34 yaşındaki Mustafa Çakır’ı, kendisini kaçırmak istediği için öldüren 20 yaşındaki Zeynep Ertürk’e verilen 26 ay hapis cezası Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Ertürk’ün avukatı Hasip Şenalp savunmasında Yargıtay'ın bozma kararının yerinde olmadığını söyleyerek, bir kadının namusuna leke geleceği zaman, içinde bulunduğu durumu bir erkek hakimin anlamayacağını belirtti ve bilirkişi olarak bir kadın psikiyatristin duruşmada dinlenmesini talep etti.
Konya’da 28 Ekim 2006’da meydana gelen olayda iddiaya göre Mustafa Çakır, daha önce yanlarında çoban olarak çalıştığı Ertürk ailesinin büyük kızı Zeynep Ertürk’e aşık oldu. Zeynep'in ailesinin Akören’e bağlı Ağaçkuyu Köyü’ndeki yakınlarını ziyarete gittiğini öğrenen Mustafa Çakır, ruhsatsız tabancasını beline koyup sevdiği kızla konuşmak için Karatay İlçesi Bab-ı Aksaray Mahallesi'ndeki evlerine geldi. Mustafa Çakır, evde kızkardeşi 17 yaşındaki Sema ve erkek kardeşi 14 yaşındaki Fethi ile bulunan Zeynep Ertürk’e, evlenmek istediğini söyleyen Mustafa Çakır daha sonra Zeynep Ertürk'ü kolundan tutup “Seni kimseye yar etmem. Gerekirse öldürürüm” diyerek kaçırmaya kalkıştı. Direnen Zeynep Ertürk, silahlı olduğunu bildiği Mustafa Çakır'ı, tabancasını çekmeye fırsat vermeden evde bulanan babasına ait ruhsız tabancayı ateşleyerek 2 kurşunla öldürdü. Şarjöre yeniden mermi koyan Zeynep Ertürk, Çakır'ın öldüğünü görünce başka ateş etmedi.
26 AY CEZA ALDI, YARGITAY BOZDU
Konya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Zeynep Ertürk'e silah kullanmasını bilip bilmediğinin saptanması için tatbikat yaptırıldı. Ertürk, olayda kullandığı tabancayı duruşma salonunda 10 saniyede doldur boşalt yapıp, 3 kez tetik düşürdü.
Mahkeme 19 Nisan’daki duruşmada kararını vererek Zeynep Ertürk'ü, daha önce yanlarında çobanlık yapan ve kendisini kaçırmaya kalkışan Mustafa Çakır'ı öldürdüğü ve ikinci kez şarjörü doldurduğu için 1 yıl 4 ay, ruhsatsız tabanca kullanmak suçundan 10 ay olmak üzere toplam 26 ay hapse çarptırdı.
Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi, Konya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını 5 Haziran'da bozdu. Bozma kararına gerekçe olarak, sanık ile öldürdüğü kişinin daha önceden telefonla görüşmesi ve ölen Mustafa Çakır'ın belinde kılıfında olan silahını çekmemesinin dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğini gösterdi.
Bozma kararının ardından Zeynep Ertürk, Konya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuklu sanık Zeynep Ertürk, sanık avukatı Hasip Şenalp, öldürülen Çakır’ın avukatı ve yakınları katıldı.
‘ERKEK HAKİM RUH HALİNİ ANLAYAMAZ’
Yargıtay’ın bozma kararını doğru bulmadıklarını belirten sanık avukatı Hasip Şenalp, olayın bir kadının namusuna yönelik saldırı anındaki korkularının sonucu gerçekleştiğini söyledi. Böyle bir olay karşısında bir kadının ruh halinin ve korkularının dikkate alınması gerektiğini belirten avukat Hasip Şenalp, ölen kişinin tabancasının belinde ve kılıfında olduğu ve aralarında telefon görüşmesi olduğunun gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü.
Avukat Şenalp, şunları söyledi:
“Tanıklar, maktüle ait tabancanın kılıf içinde elinde olduğunu söylemiştir. Telefon görüşmeleri bir ilişkinin varlığını göstermediği gibi, uğradığı tacizi ailesine haber vermeden halletme çabasıdır. Öldürmesi için bir sebep yoktur. Aralarında bir ilişki olduğu düşünülüyorsa, müvekkilimin Çakır’ı neden öldürdüğü açıklanmalıdır. Yargıtay’daki erkek hakimin verdiği kararı anlamakta zorluk çekiyoruz. Müvekkilimin korkuları ve refleksleri, özellikle namusuna karşı yapılan bir saldırıdaki korkuları Yargıtay tarafından anlaşılamamıştır. Karar, Yargıtay’daki bir erkek hakim tarafından değerlendirildiğinde, bir kadının o an ki psikolojisi ve namusuna karşı koyduğu tepki tam olarak anlaşılamamıştır. Bir erkek bunu tam olarak anlayamaz. Bu yüzden bilirkişi olarak bir kadın psikiyatristin dinlenmesini talep ediyoruz.”
Sanık Zeynep Ertürk de son 1 yıllık telefon görüşmelerinin kaydının çıkarılmasını istedi. Mahkeme heyeti, sanık ile öldürdüğü kişi arasındaki 1 yıllık telefon görüşmelerinin çıkarılmasına karar verdi. Ancak, olay karşısında sanığın yaşadığı ruhsal durumun psikiyatrist tarafından sorulmasının dava sonucuna etkili olmayacağını belirtti. Sanık avukatının bilirkişi olarak bir psikiyatristi duruşmada hazır etmesi halinde beyanının alınmasına ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.