16.02.2025 - 15:29 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Orta Doğu'dan son dakika haberleri milliyet.com.tr canlı bloğundan takip edebilirsiniz.
CANLI ANLATIM
Lübnan basını, İsrail’in ateşkese rağmen Lübnan’ın doğusundaki Bekaa Vadisi'ne üç hava saldırısı düzenlediğini bildirdi.
İsrail, geçtiğimiz sene 27 Kasım’da başlayan ateşkese rağmen bir kez daha Lübnan'ı vurdu. Lübnan basını, ateşkes anlaşması çerçevesinde İsrail güçlerinin Lübnan topraklarından çekilmesine 2 gün kala İsrail’in Lübnan’ın doğusundaki Bekaa Vadisi'ne üç hava saldırısı düzenlediğini bildirdi. İsrail’in ikisi Harbata, biri Halbata kasabası olmak üzere toplam üç hava saldırısı düzenlediği aktarıldı. Saldırılardaki can ve mal kaybına ilişkin açıklama yapılmadı.
İsrail saldırıları doğruladı
İsrail ordusu, Lübnan’a düzenlenen hava saldırılarını doğrulayarak, saldırılarda Hizbullah’a ait noktaların vurulduğunu iddia etti.
Öte yandan İsrail’in 18 Şubat’ta Lübnan’dan tamamen geri çekilmesi bekleniyor.
İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, ülkesinin 2025 yılında, Filistinlilerin işgal altındaki Batı Şeria'da inşa ettiğinden daha fazla binayı yıkacağı tehdidinde bulundu.
İsrail’in Kanal 7 televizyonunun haberine göre, Smotrich, bir toplantıda yaptığı konuşmada, işgal altındaki Batı Şeria'nın C bölgelerine işaret ederek, "2025, 1967'den bu yana ilk kez onların inşa ettiğinden daha fazla yıktığımız yıl olacak." ifadelerini kullandı.
Smotrich, Batı Şeria'daki yıkım operasyonlarını tüm hızıyla sürdürdüklerini belirterek, "Tüm gücümüzle, daha fazla yıkımla devam ediyoruz. Çatışmanın özü toprağın kontrolüdür. Toprağı kim kontrol ederse onun geleceğini de o belirler." diye konuştu.
Smotrich, Tel Aviv hükümetinin İsrail'in kontrolündeki bölgelerde yıkımları artırmak ve Filistinlilerin inşaat yapmasını engellemek için çalışacağını ifade ederek, Filistin inşaatlarının tamamen yasaklanması ve İsrail'in bu topraklar üzerindeki kontrolünün yeniden sağlanması için çabalayacağını vurguladı.
İsrail Başbakanlığı, güvenlik kabinesinin yarın Gazze Şeridi’nde devam eden ateşkesin ikinci aşamasını ele almak üzere toplanacağını ve İsrail heyetinin müzakereler için Mısır’a gideceğini açıkladı.
İsrail ile Hamas arasında 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının ilk aşamasının sona ermesine iki hafta kaldı. İsrail Başbakanlığı tarafından yapılan açıklamada, güvenlik kabinesinin yarın Gazze Şeridi’nde devam eden ateşkesin ikinci aşamasını ele almak üzere toplanacağı bildirildi. Başbakanlık, ayrıca Başbakan Binyamin Netanyahu’nun İsrail heyetine yarın ateşkes anlaşmasıyla ilgili müzakereler için Mısır’ın başkenti Kahire’ye gitme talimatı verdiğini aktardı.
Katar Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani Lübnanlı mevkidaşı Nevvaf Selam ile telefonla görüştü. Al Sani, Katar'ın Lübnan'ın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine verdiği desteği vurguladı.
Lübnan ile İsrail arasında 27 Kasım 2024'te ateşkese varılmıştı. Anlaşma kapsamında İsrail ordusunun 60 gün içinde Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği noktalardan çekilmesi gerekiyordu. Ancak İsrail, Lübnan ordusunun ülkenin güneyine "tam olarak yerleşmediğini" ileri sürerek, işgal süresini 18 Şubat'a kadar uzatmıştı.
Anlaşmaya göre işgal ettiği bölgelerden çekilmesi gereken sürenin uzatılmasını isteyen İsrail, 5 noktada askerlerini konuşlandıracağı yönünde açıklamalarda bulunurken, Lübnanlı yetkililer buna karşı çıkıyor. Lübnan ve İsrail arasında imzalanan ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiği 27 Kasım 2024'ten bu yana 73 kişi hayatını kaybederken, 265 kişi yaralandı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ilk yurt dışı ziyaretini İsrail'e gerçekleştiren ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile düzenlediği basın toplantısında, ABD Başkanı Donald Trump'ın "İsrail'in Beyaz Saray’da şimdiye kadar sahip olduğu en büyük dost" olduğunu söyledi.
'TEK KOL İLE GARİP SARILMA'
Netanyahu, açıklamalarının başında İsrail basınının yorumuna göre "Rubio'yu tek koluyla garip bir şekilde sarılarak karşıladı."
Netanyahu, iki liderin ekipleriyle birlikte "bir dizi konuda çok verimli bir görüşme" yaptığını belirtti. "Bunlardan hiçbiri İran'dan daha önemli değil" diyen Netanyahu, "İsrail ve Amerika, İran tehdidine karşı omuz omuza duruyor. Ayetullahların nükleer silaha sahip olmalarına izin verilmemesi gerektiği konusunda hemfikiriz. Ayrıca, İran'ın bölgedeki saldırganlığının geri püskürtülmesi gerektiği konusunda da mutabık kaldık" ifadelerini kullandı. Netanyahu, Trump'ın desteğiyle "İran işini bitirebileceklerini ve bitireceklerini" öne sürdü.
'NÜKLEER İRAN ASLA OLAMAZ'
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise Netanyahu'nun men ardından yaptığı açıklamada, İran'ın asla bir nükleer güç haline gelmeyeceğini belirterek, İslam Cumhuriyeti'ni Orta Doğu'daki "en büyük" istikrarsızlık kaynağı olarak nitelendirdi.
"Kendini baskıdan ve müdahaleden muaf tutabilecek bir nükleer İran asla olamaz. Böyle bir şeyin gerçekleşmesine asla izin verilemez" diyen Rubio, İran için "bölgedeki en büyük istikrarsızlık kaynağı" ifadelerini net olarak kullandı.
'TRUMP'IN CESUR PLANINI KONUŞTUK'
Netanyahu ayrıca Trump'ın skandal Gazze planına destek çıkarak "Trump'ın Gazze'nin geleceğine ilişkin cesur vizyonu ile ilgili fikir alışverişinde bulunduk ve bu vizyonun gerçeğe dönüşmesini sağlamak için çalışacağız" şeklinde konuştu.
RUBIO: 'HAMAS YOK EDİLMEDEN...'
Rubio ise Hamas’ın Gazze’de bir güç olarak varlığını sürdüremeyeceğini belirterek, "Hamas yok edilmeden Orta Doğu’da kalıcı bir barış mümkün değildir" dedi.
İsrail güçlerinin Lübnan'ın güneyindeki 5 bölge dışında, işgal ettiği yerlerden Lübnan ordusunun konuşlanmasıyla eş zamanlı çekileceğini belirtildi.
Yedioth Ahronoth gazetesinin haberinde, Lübnan'ın güneyindeki işgali 18 Şubat'a kadar uzatılan İsrail ordusunun, Lübnan ordusunun konuşlanmasıyla eş zamanlı, kademeli olarak bölgeden çekildiği kaydedildi.
İsrail güvenlik kaynaklarına dayandırılan habere göre, İsrail Lübnan'ın güneyindeki "5 stratejik noktada" asker bulundurmak konusunda ise ısrarcı.
Bölgede Lübnan ve İsrailli yetkililer arasında ABD'li subaylar ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) personelinin katılımıyla bir toplantı yapıldığı ve toplantıda İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyindeki Şii köylerinden çekilmesi yönünde mutabakata varıldığı aktarıldı.
Buna karşın İsrail'in, sınır boyunca, 5 stratejik noktayı, "sızma tehlikesine karşı önlem" amacıyla kontrol etmekte ısrar ettiği belirtildi.
Tarafların ilerleyen günlerde müzakerelerini sürdüreceği ve İsrail'in ordunun Lübnan'da kalma süresini uzatma ihtimalini göz ardı etmediği kaydedildi.
Son haftalarda Lübnan ordusunun konuşlanmasına paralel bazı bölgelerden çekilen İsrail ordusunun, Hizbullah'a karşı saldırgan tutumunu sürdüreceği tahmininde bulunuldu.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail Sevabite, Gazze Şeridi'ne konteyner ev ve altyapıyı yeniden imar edecek ağır iş makinalarının giriş yapmadığını söyledi.
Açıklamada bulunan Sevabite, İsrail'in ateşkes anlaşması ve protokolü gereği sorumluluğunu yerine getirmediğini belirtti.
Arabulucuların işgal güçlerine imzalanan anlaşmalara uyması için İsrail'e baskı yapmaları konusunda ciddi bir sınamadan geçtiğini kaydeden Sevabite, "İsrail, Gazze'ye temel ihtiyaç malzemelerinin girişini geciktirmeye devam ediyor ve bu durum insani krizi daha da derinleştiriyor." dedi.
Sevabite açıklamasında "İsrail'in tahrip ettiği altyapının onarımı için ve gerekli ağır ekipmanlar ve ihtiyaç duyulan konteyner evlerin hiçbiri şimdiye kadar Gazze Şeridi'ne ulaşmadı." şeklinde konuştu.
İsrail resmi televizyon kanalı KAN, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun, anlaşmada belirtilen şartlara rağmen Gazze Şeridi'ne konteyner evler ile ağır iş makinalarının girmesine izin vermediğini duyurdu.
İsrail ordusunun, ateşkese rağmen Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde düzenlediği saldırıda, bölgeye ulaştırılan insani yardımların dağıtımında görevli Filistinli 3 polis memurunun yaşamını yitirdiği bildirildi.
Gazze'deki İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre İsrail ordusu, Refah kentinin doğusundaki Eş-Şevke bölgesine saldırı düzenledi.
Gazze Şeridi'ne ulaştırılan insani yardımların güvenliğini sağlamak amacıyla bölgede bulunan 2 polis memurunun hayatını kaybettiği saldırıda bir polis de ağır yaralandı.
Bakanlık daha sonraki açıklamasında yaralanan polisin de yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yapımı 'kıyamet bombası' MK-84, yaklaşık bir ton ağırlığında, güdümsüz bir bomba ve kalın beton ile metali delip geçerek geniş bir patlama etkisi yaratabiliyor.
Biden yönetimi, bu bombaların Gazze Şeridi’nin yoğun nüfuslu bölgeleri üzerindeki etkisi konusunda endişeler nedeniyle İsrail'e ihracatına onay vermemişti.
TRUMP 'ENGELİ' KALDIRDI
Biden yönetimi, 7 Ekim 2023'te Gazze'den Filistinli Hamas militanlarının düzenlediği saldırının ardından İsrail'e bomba göndermiş, ancak daha sonra bir sevkiyatı durdurmuştu. Bu engel, geçen ay Trump tarafından kaldırıldı.
Savunma Bakanı Israel Katz, yaptığı açıklamada "İsrail'e ulaşan ve Trump yönetimi tarafından serbest bırakılan mühimmat sevkiyatı, Hava Kuvvetleri ve İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) için önemli bir varlık olup, İsrail ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki güçlü ittifakın bir diğer kanıtıdır" dedi.
ATEŞKES ENDİŞELERİ ARASINDA
Bu sevkiyat, geçen ay varılan kırılgan Gazze ateşkesinin sürüp sürmeyeceğine dair endişelerin arttığı günlerde gerçekleşti. Taraflar, Gazze'de tutulan rehinelerin, İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumlar ve tutuklular ile değişimine olanak tanımak için yapılan ateşkes anlaşmasının ihlal edildiğini karşılıklı olarak iddia etti.
Washington, savaşın başlamasından bu yana İsrail'e milyarlarca dolarlık yardım sağlayacağını duyurdu.
BOMBALARIN ANASI DA YOLCU
Trump’ın Orta Doğu'daki "kriz yöneticisi" Steve Witkoff (67), İsrail'e en güçlü nükleer olmayan silah sistemlerinden birini teslim edeceklerini duyurdu. Witkoff'a göre Pentagon, yeraltındaki derin sığınakları yok edebilecek devasa 11 tonluk bombalar gönderecek.
İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberinde, Rubio'nun 15 Şubat Cumartesi akşamı Tel Aviv'e ulaştığı ve burada İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar tarafından karşılandığı bildirildi.
Haberde, Rubio'nun Tel Aviv ziyaretinin, ABD, Katar ve Mısır öncülüğündeki uluslararası arabulucuların esir takası ve ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması için görüşmelere başlanması çağrılarıyla aynı zamana denk geldiği belirtildi.
ABD Dışişleri Bakanı Rubio'nun bu ziyareti, 21 Ocak'ta göreve gelmesinden bu yana İsrail ve Orta Doğu'ya yaptığı ilk ziyaret olma özelliğine sahip.