Gündemİşte İstanbul'da çok riskli bina sayısı! Bakan Özhaseki'den dikkat çeken deprem açıklaması

İşte İstanbul'da çok riskli bina sayısı! Bakan Özhaseki'den dikkat çeken deprem açıklaması

29.08.2023 - 21:21 | Son Güncellenme:

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, canlı yayında flaş açıklamalarda bulundu. Bakan Özhaseki, "Türkiye bulunduğu konum itibariyle Himalaya'lardan Alpler'e uzanan hatta en riskli 5 ülkeden biri. Son 100 yıl içinde 6 ve üzerindeki yıkıcı deprem sayısı tam 226." dedi. Bakan Özhaseki, İstanbu'daki çok riskli bina sayısını açıkladı.

İşte İstanbulda çok riskli bina sayısı Bakan Özhasekiden dikkat çeken deprem açıklaması

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki Habertürk canlı yayınında flaş açıklamalarda bulundu. Bakan Özhaseki yaptığı açıklamada, "Hiç kimseyi tedirgin etmek istemeyiz. Ancak bazı gerçekliği de mutlaka hem benim söylemem lazım hem de insanların gönlünün rahat olması lazım. Türkiye bulunduğu konum itibariyle Himalaya'lardan Alpler'e uzanan hatta en riskli 5 ülkeden biri. Son 100 yıl içinde 6 ve üzerindeki yıkıcı deprem sayısı tam 226. Senede neredeyse 2 veya 3 tane ya denizlerimizde ya ana karamızın üzerinde 6'nın üzerinde deprem oluyor. Her 1,5 senede bir yıkıcı deprem oluyor. Hepimiz bilelim ki, Türkiye deprem ülkesidir. Bunu tartışmaya bile gerek yok. Deprem her tarafta her an olabilir. Sabah Ankara'daydım, Konya Kulu'da olan depremi hissettim. Halbuki Konya, Niğde, Kayseri o civar çok emin bir bölge olarak gözükür. O halde iken buralarda deprem üreten fayların olduğunu bilmemiz lazım. Türkiye resmen bir deprem ülkesidir. Ama birinci derecede ama ikinci derecede. Ama çok ama az deprem üretiyor. Böyle bir riskimiz var. Üç tane çok net riskli gördüğümüz yerler var." dedi.

Haberin Devamı

"2030 YILINDA KIRILMA OLABİLİR"

Bakan Özhaseki,"1939'da olan deprem Erzincan'da devam eder, Bolu'da kırılmalar oldu. En son Gölcük depremi olur. Adaların önünde özellikle B segmenti olarak tarif edilen ortalama 400-500 yılda bir kırılan bir hat var. Süre dolmuş gibi gözüküyor. Saniyeler sonra deprem olabilir veya 20 sene sonra olabilir. Hangi tarihte olacağı hususunda net kimse bir şey söyleyemiyor. Tahmini olarak 2030 yılına kadar burada kırılma olacağını, şiddetinin 7,5'in üzerinde olacağı şeklinde düşünce var. Bu konuda uzmanların söylediğini aktarıyorum. Marmara denizine bakan ilk cephelerde sıkıntı olduğunu rahat söyleyebiliriz. Arkalar biraz daha emin gibi gözükebilir. Ancak Marmara denizine bakan cephelerde 99'dan sonra yönetmeliklere uygun olarak yapılmış binaların hiçbirisinin etkileneceğini düşünmüyorum. Çok emniyeti ön planda tutan yönetmelik geliştirildi. Zemin etüdünü yapmış, statik hesaplarını çıkarmış, sıfır toleransla bina yaptırmış olan birisi 30 katlı da yaptırmışsa emniyetli şekilde evinde oturabilir, hiçbir şey olmaz. Ancak 10 kilometre-20 kilometre ötede 70-80'li yılllarda yapılmış, demir kullanımının basit yapıldığı ortamda, üzerinde kaçak yapı olan bina her zaman tehdit altındadır. Son depremde Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman etkilendi. Fakat Gaziantep'in iki ilçesi yok oldu neredeyse. Kilis, Adana, Osmaniye, Elazığ, Diyarbakır'ın çevresi etkilendi. " açıklamasında bulundu.

Haberin Devamı

600 BİN BİNA ÇOK RİSKLİ

İstanbul'da riskli binalara dikkat çeken Özhaseki, "Üç ayak var. Birincisi Bakanlık. Bakanlık kanun koyucu, düzenleyici, destekleyici gerekirse rezerv alanı belediyeye vererek rahatlatmaya çalışan kurum. İkincisi belediyelerimiz. Belediyelerimiz en riskli bölgeleri hesaplayarak vatandaşın rızasını alıp, bakanlığa gelip bu işi yürütmesi lazım. Ben her İstanbul'a geldiğimde yaptığım toplantıda belediyelere 'Burada AK Partili değil devletin bakanı olarak görün, yeter ki hazırlık yapın, gelin ben size sonuna kadar destek vereceğim' diyorum. Bu işin siyaseti olmaz, sonu hüsran olur. Bu işin üçüncü ayağı da vatandaş. Vatandaş 'siz herkesle anlaşın benimki kolay' diyor. Orada işler sarpa sarıyor. Burada herkesin gönüllü olarak el birliği içinde gönüllü olarak katkı sunması lazım. İstanbul'da bırakın deprem olmasını, güçlü rüzgarla yıkılacak binalar var. İstanbul'da 600 bin bina çok riskli. Her sokakta bir binanın yıkılması demek trafiğin durması gerek. Bu altyapının kesilmesi manasına gelir. Mecburen doğal gazı kesersiniz, elektrikler yenmez, su akmayabilir. Kanalizasyonlar tıkanmış olur. Suyun akmadığı, elektriklerin olmadığı, doğal gazın çalışmadığı ortamda bir şehri hayal edin. Ne çıkar karışınıza?" ifadelerini kullandı.