14.04.2019 - 11:33 | Son Güncellenme:
AA
AA muhabirinin darbe girişimine ilişkin hazırlanan iddianame, mütalaa ve gerekçeli kararlardan derlediği bilgilere göre, FETÖ, AK Parti'nin 1 Kasım 2015 genel seçimlerinden yüzde 49 oy oranıyla yeniden iktidara gelmesinin ardından darbe hazırlıklarına başladı.
Zira örgütün beyin takımı, 30 Ağustos 2016'da Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla örgüt mensubu askerlerin tasfiye edileceğini biliyordu.
Hükümetin bu konudaki kararlılığının yanı sıra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, aralarında generallerin de olduğu örgüt mensubu askerlere yönelik gözaltı kararı, FETÖ için çemberi iyice daraltmıştı.
Sözde 17/25 Aralık soruşturması ve MİT tırlarının durdurulması gibi kumpaslarla hükümete geri adım attıramayan örgüt, son çare olarak darbe yapacaktı.
Bu kapsamda, örgütün üst düzey sivil imamları, Pensilvanya'da bir araya geldikleri Gülen'den, darbe girişimini yönetmesi için 27 Mayıs 1960 darbesini yapan milli birlik komitesi gibi bir yapılanmaya gidilmesi talimatını aldı.
Bu emirle Türkiye'ye dönen sivil imamlar Adil Öksüz ve Kemal Batmaz, darbe girişimini yönetecek konsey üyeleri ile ihanetin nasıl yapılacağına ilişkin planlar hazırlayacaktı.
İHANET KONSEYİ OLUŞTURULDU
Hazırlıklar devam ederken örgüt elebaşı Gülen, 19 Mart 2016'da haki cübbesiyle kamera karşısına geçerek, "Antrparantez umum adına konuşuyorum. Umum İslam toplumu adına, Kapadokya sakinleri, oradaki serkarlar adına konuşuyorum." ifadelerinin de yer aldığı konuşmasını yaptı.
Elebaşının "Kapadokya sakinleri" dediği kitlenin "örgüt mensubu askerler" olduğu, darbe girişiminden sonra itirafçıların beyanlarıyla ortaya çıkacaktı.
FETÖ elebaşının çağrısından sonra Türkiye'nin dört bir tarafındaki örgüt mensubu asker ve onlardan sorumlu mahrem imamlar, darbe toplantıları yapmaya başladı.
Toplantılarda, darbeyi sivil imamlarla birlikte emir komuta edecek 38 kişilik sözde "yurtta sulh konseyi" üyeleri belirlendi.
Bu ihanet yapılanması için 27 Mayıs 1960 darbesini gerçekleştiren milli birlik komitesi referans alındı. Milli birlik komitesindeki gibi "yurtta sulh konseyi" de askeri hiyerarşiye uyulmadan hazırlandı.
Böylece ihanet konseyinde generallerin yanı sıra yarbay rütbesinden isimler de yer alacaktı.
Darbeciler tarafından işgal edilen TRT'de okunan sözde darbe bildirisinin altında yurtta sulh konseyi imzası vardı.
Darbecilerce yapılan sözde atama, görevden alma ile sıkıyönetim mahkemeleri için belirlenen hakim ve savcılar listesi de ihanet konseyi tarafından hazırlandı.
Yine 15 Temmuz akşamı darbecilerin birbirlerini tanımaları için kullandıkları parola da "yurtta sulh"tu.
251 KİŞİNİN ŞEHİT EDİLMESİNDEN SORUMLULAR
Konsey üyelerinden bazıları 15 Temmuz gecesi darbenin komuta edildiği Akıncı Üssü'nde sivil imamlarla ihanet emirleri verirken bir kısmı ise o gece sokaklarda terör estirdi.
İhanet konseyinin komuta ettiği darbe girişimi sonucunda polis, asker ve sivillerden 251 kişi şehit edildi, 2 bin 686 kişi yaralandı. Menfur saldırılarda ayrıca milyonlarca liralık hasar oluştu.
Bütün saldırılardan sorumlu tutulan ihanet konseyi üyeleri, yargılamasına Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince devam edilen "Genelkurmay Çatı" davasının sanıkları arasında yer alıyor.
"Anayasal düzeni ihlal" ve "kasten adam öldürme" suçlarından 252'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilen konsey üyeleri şu isimlerden oluşuyor:
"Eski orgeneral Akın Öztürk, eski korgeneral İlhan Talu, eski tümgeneraller Osman Ünlü, Kubilay Selçuk, Mehmet Dişli, eski tuğgeneraller Mehmet Partigöç, Erhan Caha, Ali Kalyoncu, Özkan Aydoğdu, Ünsal Coşkun, Semih Terzi, Murat Aygün, Ahmet Bican Kırker, Ali Osman Gürcan, Gökhan Şahin Sönmezateş, Hakan Evrim, eski tuğamiraller Ömer Faruk Harmancık, Sinan Sürer, eski kurmay albaylar Orhan Yıkılkan, Cemil Turhan, Ramazan Gözel, Osman Kılıç, Doğan Öztürk, Osman Kardal, Fırat Alakuş, Muzaffer Düzenli, Mustafa Barış Avıalan, Bilal Akyüz, Mehmet Şahin, Muhsin Kutsi Barış, Ali Yazıcı, Murat Koçyiğit, Ahmet Özçetin, eski kurmay yarbaylar Özcan Karacan, Halil Gül, Ertuğrul Terzi, Savaş Kabaklı ve Turgay Sökmen."
Bu isimlerden darbeci tuğgeneral Semih Terzi, Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) karargahını işgal etmek istediği sırada kahraman Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürüldü.
Genelkurmay Başkanlığının da aralarında bulunduğu bazı kritik noktaların zırhlı araçlarla işgal edilmesi için görevlendirilen konsey üyesi eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel İşlem Daire Başkanı tuğgeneral Ali Kalyoncu ile jandarma yarbay Turgay Sökmen ise darbe girişiminden sonra firar etti.
Terörden Arananlar Listesi'nde kırmızı katagoride yer alan 2 darbecinin başına toplamda 8 milyon lira ödül konuldu.
Darbenin başarılı olması halinde yurtta sulh konseyi, 27 Mayıs 1960 cuntası gibi yönetimi devralacak, ülkeyi bilinmeyen bir karanlığa sürükleyecekti.