GündemÇalıntı bisiklet arayan polislerin 11 yaşındaki çocuğa müdahalesine soruşturma

Çalıntı bisiklet arayan polislerin 11 yaşındaki çocuğa müdahalesine soruşturma

19.12.2021 - 17:17 | Son Güncellenme:

Karabük’ün Safranbolu ilçesinde çalıntı bisiklet ihbarını araştıran polisler, sokakta gördükleri bisikletli Mirac Akgün'ü (11) durdurdu. Bisikleti almaya çalışan polisler direnen çocuğu yere yatırdı. Bu sırada çocuğun "İmdat, yardım edin" çığlıkları, çevredekilerin kamerasına yansıdı. Çocuğun babası bisikletin kendilerine ait olduğunu belirterek polislerden şikayetçi olurken, valilik, olayla ilgili soruşturma başlattı.

Çalıntı bisiklet arayan polislerin 11 yaşındaki çocuğa müdahalesine soruşturma

Olay, dün Karabük'ün Safranbolu ilçesi, Atatürk Mahallesi, Kaya Erdem Caddesi'nde meydana geldi. Çalıntı bisiklet ihbarı alan sivil polis ekibi, yolda bisikletli Mirac Akgün'ü görünce durdurdu. Hiçbir kimlik kontrolü yapmadan bisikleti almaya çalışan ekipler, çocuğun direnmesi üzerine yere yatırıp, müdahalede bulundu. Çocuğun "İmdat, yardım edin" diyerek bağırdığı o anlar, çevredekilerin cep telefonu kamerasına yansıdı. Görüntülerde, yerde yatan çocuğun "Ağabey, bisiklet benim. Vallahi, billahi benim bisikletim" dediği anlar yer alıyor.

Haberin Devamı

‘BABAM DEVLET MEMURU DEMESİNE RAĞMEN HIRPALAMIŞLAR'

Olayı duyarak polis merkezine gittiğini söyleyen baba Ferhat Akgün "Oğlum sinemaya gitmişti. Oradan olay yerinin yakınındaki tarihi konakta bulunan annesinin yanından döndüğü sırada panelvan bir araçla önünü kesmişler. Araçtan inen kişi, kendisini tanıtmadan oğlumu kolundan tutarak 'sen bunu nereden çaldın, kimden çaldın, nasıl çaldın' gibi sorular yöneltmeye başlamış. Oğlum, kendisini kaçıracaklarını zannetmiş. Bağırarak kurtulmaya çalışmış. İkinci gelen polis, aracın şoför koltuğundaki oğlumu arkasından tutarak yere yatırmış. Çocuğumu bisikletin demiri üzerinde sürüklemişler. Üzerindeki kıyafetleri falan çıkmış. 'Babam devlet memuru, itfaiyeci. Telefonla arayın, sorun' demesine rağmen hırpalamışlar. Bir vatandaş, müdahale edip çocuğu bunların elinden almış. Sonra oğlumun telefonundan beni aradılar. Bana da telefonda 'bu bisikleti nereden aldın, çaldınız mı?' gibi sorular sordular. Ben de bisikleti oğluma benim aldığımı söyledim. Çocuğun üzerine gitmemelerini söyleyince 'gel karakola, seninle orada görüşeceğiz' dedi" diye konuştu.

Haberin Devamı

'DAHA UZAK OLMAMA RAĞMEN EMNİYETE ONLARDAN ÖNCE VARDIM'

Emniyete oğlunu getiren ekipten önce ulaştığını söyleyen Akgün "Çocuğu yanında anne, babası olmadan gözaltına almışlar. Bunun üzerine ben de emniyete gittim. Daha uzak mesafede olmama rağmen emniyete onlardan önce vardım. Çocuğu arabayla gezdirmişler. Geldiklerinde bir de üste çıkmaya çalıştılar. Haklı çıkmak için bana çalıntı bisiklet ihbarını gösterdiler. İhbarda 'sarı renkli falanca marka bisiklet, 18-25 yaş arası şahıs' yazıyor. Bizim bisiklet mavi ve siyah renkte. Renk tutmuyor, marka tutmuyor, eşkal tutmuyor. 'Benim oğluma neden böyle yaptınız. Bakın ben de itfaiyeciyim. Sizin polis eğitimlerinde çocuk psikolojisi eğitimi aldığınızı biliyorum' dediğimde 'biz öyle bir şey yapmadık. Özür dilemeyeceğiz' dediler. Çocuğun her tarafı morluk içinde" dedi.

‘KARAKOLDA 'SİSTEM YOK' BAHANESİYLE 3 SAAT BEKLETTİLER'

Mağdur olmasına rağmen şüpheli sıfatıyla ifade verdiğini aktaran Akgün, şu iddialarda bulundu:

Haberin Devamı

"Oğlumu o halde görünce 'yüzüne tükürülecek insanlarsınız. Sizden şikayetçi olacağım' dedim. Beni karakolda 'sistem yok' bahanesiyle 3 saat beklettiler. O esnada karakolun kameralarından benim o sözümü almışlar. Hakkımda yakalama kararı çıkartılmış, zaten karakoldayım. Ben de polisler hakkında karakola şikayette bulundum."

VALİ GÜREL: ÇOK ÜZÜLDÜM

DHA muhabirinin telefonla ulaştığı Karabük Valisi Fuat Gürel "Görüntüleri izleyince çok üzüldüm. Bir bisiklet çalınmış. Polis ekibi, o bisiklet sanarak abartılı bir müdahalede bulunmuş. Konuyla ilgili soruşturma başlatıyoruz" ifadelerini kullandı.

'UYKUSUNDA BİLE 'BIRAKIN' DİYE BAĞIRIYOR'

Mirac Akgün'ün annesi Zehra Akgün, olay sonrası çocuğunun psikolojisinin bozulduğunu söyledi. Akgün "Bir anne olarak olayları öğrenince perişan oldum. Psikolojik durumu çok kötü. Gece oğlumun yanında yattım. Uykusunda bile 'bırakın' diye bağırıyor, 'anne beni bırakma' diyor. Bebek gibi onun yanındaydım. Çok kötü bir durumda çocuğum. Vücudunda bayağı darbeler ve morarmalar da var. 'Annem yakında, arayın' demesine rağmen kimse yardımcı olmamış. Türkiye Cumhuriyeti'nin polis memurlarına güvenip, canımızı emanet ediyoruz. Ama böyle olduktan sonra, polis olmanın hiçbir anlamı yok bence. Sonuna kadar savaşacağız. Benim evladımın canı yandı. Başkasının yanmasın. Onun bir tek gözyaşı için savaşırım. Canımı da veririm. Pes etmeyeceğim" dedi.

Haberin Devamı

'BENİ KAÇIRACAKLARINI ZANNETTİM'

Yaşadıklarını anlatan Mirac Akgün de şunları söyledi:

"İlk önce sinemaya gittim. Sinemadan dönerken balıkçının oradan geçtim. Tam kaldırıma geçerken polisler önüme kırdı. Polis olduğunu bilmiyorum. Camları filmli bir araba. Bir anda arabadan inip, kolumdan çekmeye başladı. 'Bırakın beni' dedim ama yok. 'Nereden aldın, nereden çaldın' diyorlardı. Bana polis olduklarını hiçbir şekilde söylemediler. Çok korktum. Beni arabaya doğru çekiyorlardı. Sonra diğer polis geldi. Beni kaçıracaklarını zannettim. Birinin saçı uzun, diğeri de sakallıydı. Deri ceketi vardı. İnsanlara yardım çığlığı atıyorum, hiç kimse yardım etmedi. Sadece toplanmışlar, izliyorlar."

Haberin Devamı

'SONRA BENİ YERDE SÜRÜKLEDİLER'

Kaçmaya çalıştığını fakat polislerden birinin arkasından kendisine sarıldığını belirten Akgün "Sonra beni yere itti, bisikletin üzerine düştüm. Bisiklet bir yere takılmış. Bisikletime sarıldım. O yüzden çekemediler beni. Sonra beni yerde sürüklediler. Üstüm hep çamur olmuştu. Yağmur da yağıyordu. Arabadan iner inmez 'nereden çaldın, nereden aldın?' dediler. 'Çalmadım' dedim, beni bırakmadılar. Sonra birisi gelip 'durun, öyle olmaz' dedi. Her şey olduktan sonra 'polisiz' diyorlar. Ben de 'kimliğinizi gösterin. İnanmıyorum' dedim. Kimliklerini gösterdiler, 'emniyete gideceğiz' dediler. Ama arabalarına binmekten korkuyorum. Polise hiç benzemiyorlardı. Sonra yardım eden ağabey geldi. Arabaya birlikte bindik. Yavaş bir şekilde emniyete gittik. Babam daha uzakta olmasına rağmen bizden önce vardı" diye konuştu.