22.09.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Adnan Oktar grubunda 30 yıl yer alan Ayça Pars, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı. Etkin pişmanlıktan faydalanarak geçen hafta tahliye edilen Pars, örgüte nasıl girdiğini, neler yaşadığını ve cezaevinde geçirdiği zamanı Anadolu Ajansı muhabirine anlattı. Yaşadıkları çevreden dolayı dinden biraz uzak olduklarını söyleyen Pars, “Örgüt, 1990’ların ortalarından itibaren hiyerarşik bir yapıya büründü. O zaman birinci gruba ‘tebliğ grubu’ denildi. Bunlar, güzel kızlar ve ailesi etkin kişilerden oluşuyordu” dedi. Pars, Oktar’ın herkesi tek tek seçerek gruplara ayırdığını, sonra da sadece 30-40 kişilik birinci grubun içindekilerle görüşmeye başladığını dile getirerek, örgüt içinde bir dönem toplu ayrılmaların yaşandığını, Oktar’ın ayrılan kişileri “münafık” olarak tanımladığını aktardı. Pars, hiyerarşik yapı içinde “münafıklar”, “imamlar” gibi gruplar yaratıldığını belirterek, Oktar’ın da kendisini en büyük imam yani “Ulu’l emir” pozisyonuna getirdiğine işaret etti. “Cezaevine girdikten sonra özgür oldum” diyen Pars, “30 yıl sonra gelen bir özgürlük. fiziksel olarak da kafa olarak da vicdanen de özgür oldum” dedi. Pars, Oktar’ın tercih ettiği bir kadın modeli olduğu zaman neler yaptığını şöyle anlattı:
“O bayanlara çeşitli kozmetik uygulamalar yaptırıyordu. Bazılarının yüzlerine estetik müdahale yapıldı. Adnan Oktar’ın istediği belli bir model var, o modele gelene kadar botoks gibi takviyelerle bu hale getiriliyordu. Diğerlerini yanında tutmuyordu” dedi. Adnan Oktar’ın kendisine bağlı kadınlara imam nikâhı kıydığın, bu kişilere “cariye” olarak aldığını aktaran Pars, iki şahit tutup ‘Aldım seni’ deyip 1 lira mehir parası veriyordu” diye konuştu. - AA