08.06.2018 - 10:31 | Son Güncellenme:
İHA
Manisa’da 1991 yılında TEKEL’e ait Osmancalı İşletmesinde bir gün arayla devlet işçisi olarak göreve başlayan iki kadın, 25 yıllık çalışma hayatı sonrası emekli olmayı beklerken çalıştıkları kurumda yapılan bir dizi hatalar nedeniyle 7 yıldır emekli olamıyor. 7 yıldır mahkeme kapılarını aşındırmaktan artık psikolojisinin de bozulduğunu anlatan Alime Coşkun, hem maddi anlamda hem de manevi anlamda büyük bir çöküş yaşadığını söyledi. İsim benzerliği olan Halime Coşkun’un da emekliliği hak etmesine rağmen eşinin vefatından dolayı çalışmaya devam ettiğini kaydeden Alime Coşkun, 7 yıldır mahkeme salonlarında çözülemeyen soruna bir çare bulunmasını istedi.
'BİR HARFLE MAĞDURUZ'
1991 yılında işe başladığını anlatan Alime Coşkun, “1991 yılında işe başladım. Aynı iş yerinde bir gün arayla işe başlayan Halime Coşkun isimli bir kadın arkadaşımız daha vardı. Ben ondan bir gün önce işe girdim. O ara bizim isim karışıklığımız oldu. Bizi çağırmışlardı, ‘Sizin isim karışıklığı oldu’ diye. Biz gittik, dilekçeler yazdık, zaman zaman yine karışıklıklar oluyordu ama yazıcılar onu ayarlıyorlardı. Para alamadığımız zamanlar oluyordu hep böyle yaşadım. 1991 yılından bugüne gelene kadar çok doluyum. Hep böyle yaşadım. Benimle birlikte işe giren arkadaşlarımın günlerine bakarak takip ettim acaba ne zaman emekli olabilirim diye. Şu anda emekli olan arkadaşlarımdan acaba emekli maaşım ne kadar olur diye öğreniyorum. İsim karışıklığından çok ama çok mağdurum" diye konuştu.
Coşkun, "Sosyal Sigortalar Kurumu'na başvurduk bize oradan cevap geldi, ‘Sorun düzelmiştir, herhangi bir sorun olmayacaktır’ diye ama ara ara benim başıma hep böyle rahatsızlıklar gelebiliyordu. Bir şekilde hep yorgun yorgun geçirdim senelerimi. Ömrüm bitti, ondan sonra emeklilik zamanım geldi, dilekçe için gittim, ‘Sen emekli olmazsın’ dediler. Sosyal Sigortalar Kurumunda çok uğraştık acaba olabilir miyim diye baya bir mücadele ettik. Bir türlü olmadı. ‘Yapacak bir şey yok siz mahkemeye vereceksiniz, 3 sene beklersiniz’ dediler ama ne 3’ü, 7’nci senenin içine girdim. Emekli olamayacağım. Bu süre zarfında düğün yapacaktık. O kadar çok paraya ihtiyacımız vardı ki, emekliliği o ana ayarladık. Emekli olursam düğünü rahat rahat yaparız diye ama olmadı. Çok zor durumda kaldık. Çok kötü oldum, hastalandım, psikolojim bozuldu, akıl hastanesinde tedavi gördüm. Manisa’da gitmediğim hiçbir hastane kalmadı. Şu an artık dedim ki ‘Aman olmazsa olmayayım ya, ölürsem yapacak bir şey yok’ dedim. Çok zor durumdayım. Ben artık Cumhurbaşkanımdan yardım istiyorum. Artık ne olursun bizi emekliye ayırsınlar. Bir harfle, onun Halime Coşkun benim Alime Coşkun biz çok mağduruz” açıklamasını yaptı.
'ANNEM 25 YIL ÇALIŞTI'
Annesinin hem çalışma yılı, hem prim sayısı hem de yaşından dolayı ‘Emekli olabilirsiniz’ denilmesi üzerine 4/C’li olarak çalıştığı Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğünden ayrıldığını ve o günden bugüne kabus dolu günlerin başladığını anlatan Murat Coşkun ise şunları söyledi:
"Biz bu durumu 2002 yılında fark ettik. SGK’ya dilekçe verdik. SGK’dan gelen cevapta ‘Hiçbir sıkıntı yok, rahat bir şekilde emekli olabilirsiniz’ denildi. Biz de problemin çözüldüğünü düşünerek bir sıkıntı olmadığını düşündük. 2008 yılında bir dilekçe daha verdik yine aynı şekilde bir sıkıntı yok emekli olabilirsiniz denildi. 2012 yılında emekli dilekçemizi verdiğimizde ise ‘Senin günler karışık, avukat tutmanız lazım’ denildi. Bir avukatla 5 yılı geride bıraktık. Avukat dedi ki dosya 5 yıllık oldu bizle iş bitti, ikinci avukata geçtik. O da 2 yıldır sürüyor, etti 7 yıl. Sanırım annem 25 yıl çalıştı bir 25 yılda mahkemesi sürecek diye düşünüyorum. Psikiyatriye gitti, başvurmadığı yer kalmadı, her yere başvurduk ama bir tane çözüm yolu yok."
"Her mahkemeye ben de katılıyorum, savcı dedi ki, ‘Ben nasıl karar vereyim, ben nöbetçiyim. Sizin dosyayı takip eden savcı yok’ deniliyor 3 ay sonraya bir daha mahkeme. 3 ay sonra geliyoruz, savcı hastalanmış, olabilir, gayet normal bir şey başka savcı geliyor, ‘Bu dosya karışık buna nasıl karar vereceğim’ diyor. Bir 3 sonraya daha gün veriliyor. Geliyoruz bu sefer bilirkişiden gelmemiş’ deniyor. Bir 3 sonraya yine. Bu kadar zor olmamalı. Getirin bana ben bile bakarım imzalara emsalleri var. Çalıştığı kişilerle birlikte hepsini sunduk. Bunun sonu neresi. ‘Kardeşim sen emekli olamayacaksın Bu SGK’dan 25 yıl çalışmışsın ama emekli olamayacaksın’ deseler biz kafamızdan sileceğiz. Bu süre zarfında ben evlendim. Eşim hamile nasipse 2 ay sonra bir kız çocuğum olacak ama biz bu mutluluğu yaşayamıyoruz."
Alime Coşkun’un avukatı Muzaffer Çınar, "Öncelikle sorun şuradan kaynaklanıyor. Çalışmış olduğu kurumda Alime Coşkun ve Halime Coşkun birbirine h harfi eklenerek, benzer isimler olduğu için ve kurumda çalışan oradaki muhasebeci tarafından yapılan işe giriş bildirgelerinde tahrifat yapıldığından dolayı şu an imza incelemesi yapıyoruz. Mecburen o şekilde yapıyoruz. Başka türlü işin içinden çıkamadık çünkü. Bilirkişiler de bu işin içinden çıkamadı, mahkeme birçok bilirkişi gördü. Bu arada dosya Yargıtay’a gitti, Yargıtay’dan bozuldu geldi. Ben dosyayı 2016 yılında aldım."
"Benden önce başka bir avukatla çalıştı. Şu an asıl mesele kurumdaki muhasebecinin yapmış olduğu tahrifatlardan kaynaklanıyor. O şahıs, o tahrifatları yapmamış olsa şu an çoktan bitecekti. Biz tek tek imzalar hakkında bir bilirkişi incelemesi, İzmir Kriminal’e gidecek dosyalar, oradaki bilirkişiler tarafından imzaların incelenmesi yani teknik konularda inceleme yapılacak. Hangi imza kime ait, Alime Hanıma mı yoksa Halime Hanıma mı ait. O imzalardan teknik inceleme yapılacak. Teknik incelemeden sonra imzalar Alime Hanıma aittir veya diğer tarafa aittir diye raporlar gelecek ve o rapor sonrası karar çıkacak diye tahmin ediyoruz" diyerek mahkemenin sonuçlanabilmesi için İzmir Kriminal’den gelecek olan bilirkişi raporlarını beklediklerini söyledi.
Öte yandan SGK yetkililerinden edinilen bilgiye göre konunun adli makamlara intikal etmiş bir konu olduğunu ve adli makamlar tarafından çözüme kavuşturulması halinde ivedilikle yaşanan mağduriyetin giderileceği ifade edildi.