Gündem'Bilimin pornosunu' jeolojiye uyguladı

'Bilimin pornosunu' jeolojiye uyguladı

12.08.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

TÜBİTAK ödülü alan Doç. Gökçeoğlu, ortaokula gidememiş. Düşük bir puanla zar zor üniversiteye girebilmiş. Ödül alan çalışmasını ilk açıkladığında kendisiyle alay edilmiş

Bilimin pornosunu jeolojiye uyguladı

Boş geçen dersler, tayinlerle birlikte il il dolaşmalar, yanlış tercihlerle kaçmış fırsatlar, çoktan bulunmuş icatlarla ortadan kalkan hedefler, hedefi silikleştiren belirsizlikler... Bütün engelleri aşan öyküleriyle TÜBİTAK ödüllerini alan bilim adamları... İşte onlardan biri: Doç. Dr. Candan Gökçeoğlu... 1966'da memur bir baba ve ev hanımı bir annenin çocuğu olarak Ardahan'da dünyaya gelen Gökçeoğlu, ilk ve ortaöğrenimini de Ardahan'da tamamlamış. 1980 öncesi terör olayları yüzünden ortaokula hiç gidememiş. Lisede öğretmen olarak İngilizce dersine bir avukat, biyolojiye ise bir doktor gelmiş. İlk yıl düşük puanla Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümüne giren Gökçeoğlu, matematik ve fiziği burada öğrenip Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü'nü kazanmış. Fransızca ve İngilizceyi hazırlıkta öğrenen Gökçeoğlu, mezun olduktan sonra 9 yıl GAP'ta çalışmış.Hocalarının davetiyle üniversiteye dönen Gökçeoğlu, Madam Curie Üniversitesi'ne gittiğinde kütüphaneyi görünce dehşete düşmüş. Fikirlerinin çoğunun ispat edildiğini, birçoğunun da saçma olduğunu öğrenmiş. Fransa'da dehşete düştü Doç. Gökçeoğlu, Türkiye'de araştırmanın ufkunu internetin açtığını söylüyor. "Yapılanı bilmeden yeniyi yapamazsınız" diyen Gökçeoğlu, ödül alan çalışmasıyla ilgili olarak ilk kez fikri ortaya attığında, kendisiyle dalga geçildiğini söylüyor. Gökçeoğlu, çalışmasını şöyle anlatıyor:"Heyelan konusunda esnek hesaplamalar geliştirmeyi ilk düşündüğümde dünyadaki gelişmeleri bilmiyordum. Meğerse bulanık mantık, bulanık hesaplama diye bir şey varmış. Bunu ilk kez 1965'te Lütfü Zadeh ortaya atmış. O zamana kadar ancak olabildiğince fazla data ile kesin sonuçlar öngörülüyormuş. 'Yapılanı bilmek lazım' Zadeh, bu fikri ortaya attığında 'bilimin pornosu' diye tepki almış. Şimdi akıllı otomobiller, bilgisayarlar, çamaşır makineleri hep bu mantıkla çalışıyor. Ben bunu jeolojide uyguladım." Gökçeoğlu, bu yöntemle Batı Karadeniz'in heyelan haritasını çıkarmış ve en seçkin yayınlarda hakemlik mertebesine ulaşmış. Heyelan haritası çıkardı Doç. Dr. Candan Gökçeoğlu (Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü) Uygulamalı jeoloji alanında bölgesel ölçekli yeni heyelan değerlendirme, kaya kütlelerinin jeomekanik özelliklerinin tayini ve esnek hesaplama yöntemlerinin uygulamalı jeolojideki kullanımı konularında uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları nedeniyle TÜBİTAK Teşvik Ödülü aldı. Çalışmasını yayımlamıyor Doç. Rıdvan Say, nano boyuttaki çalışmalarla kimyasal maddeler kullanılan biyodizel üretimini gerçekleştirebilecek sentetik bir enzim geliştirmiş. Doğal enzimden üstün, her türlü atmosfer ortamında kararlı davranabilen bu enzim için patent almaya çalışan Say, araştırmayı bu nedenle yayımlamıyor. Çin ve Hindistan'ın da bu alanda çalıştığını belirten Say, prototip üzerinde çalıştıklarını söylüyor. Say, projelerini şöyle açıklıyor:"Mikro boyutta ürettiğimiz malzemeleri nano boyuta taşıyarak daha verimli ürünler elde etme, hastalık teşhisi için nanodiagnostikler geliştirme, biyo güvenlik ve kimyasal saldırılara karşı savunma amaçlı nanooptik algılayıcılar geliştirme, kanser hücrelerini öldüren nano ilaç sistemleriyle, hücre bazında manyetik görüntüleme yapacak nanokontrast ajanlar geliştirme gibi nanobiyoteknolojik uygulamalar içindeyiz." 1967'de Mudanya'da doğan, Endüstri Meslek Lisesi ve Hacettepe ÜniversitesiKimya Öğretmenliği'ni bitirdikten sonra araştırmaya yönelen Say, Türkiye'de hedef koyma eksikliğine ve eğitimde rehber öğretmenlerle ailelerin önemine dikkat çekiyor. Rehber öğretmen önemli Doç. Dr. Rıdvan Say (Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Bitki İlaç ve Bilimsel Araştırmalar Merkezi Müdürü) Analitik kimya dalında, toksik türlerin uzaklaştırılmasında uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları nedeniyle TÜBİTAK Teşvik Ödülü aldı. Altıgen pudra taneciği üretti Nano boyutlarda çinko oksit gibi tozlar, elektronik cihazlarda dayanıklı devre koruyucular üreten, mikron ve atomik boyutlarda kimyasal yapılar üzerinde değişiklikler yapan Suvacı, teknolojik seramik konusundaki araştırmalarıyla tanınıyor. Suvacı'nın, nano boyutlardaki çalışmaları, kozmetikten, gaz sensörlerine, ultrason gibi tıbbi görüntüleme cihazlarından elektronik cihazlardaki devre koruyucu parçalara kadar uzanıyor.Suvacı, ABD'de, kozmetik firması Ester Lauder için nanoteknolojiyle normalde yuvarlak olanlar yerine altıgen pudra tanecikleri üretmeyi başarmış. Böylece yeni pudra tam kapatıcılık sağlamış. 1971'de Çorum'da doğan Suvacı'nın anne ve babası memur. Bir kardeşi var. İlköğrenimini Sinop, Bilecik ve Amasya'da; liseyi Çorum'da tamamlayan Suvacı babasının görevi dolayısıyla ilden ile dolaşmış. Suvacı, ODTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümünü 1993'te bitirmiş. Suvacı, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yurtdışı eğitim sınavında birinci olmuş ve Pennsylvania Eyalet Üniversitesi Melzeme Bilimi ve Mühendisliği'nde 2001 yılına kadar çalışmış. Burada mastır ve doktora yapan Suvacı, dünyanın en iyi teknolojik seramik hocalarıyla çalışmış. Türkiye'de araştırma ortamının yaratıldığını düşünerek Anadolu Üniversitesi'ne gelmiş. Ailesiyle il il dolaştı Abisi de bilim ödülü almıştı 1961'de Ankara'da doğan Prof. Dr. Ergin Atalar, ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği'ne girdi. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'ne geçti. 1991'de Bilkent'ten doktora derecesi alan Atalar, ABD'de Johns Hopkins Üniversitesi'nde çalışmaya başladı. Radyoloji, biyomedikal mühendisliği üzerine çalışan Atalar, teşhiste kullanılan ve MR (manyetik rezonans) yöntemiyle görüntüleme tekniğini, ameliyatların başarısını büyük oranda artıracak bir şekilde tedavi sırasında da kullanılmasını sağlayacak bir hale getirdi. ABD'de çalışmalarını sürdürürken konuştuğumuz Atalar, ameliyatta kullanılan X ışınının hem zararlı olduğunu hem de yumuşak dokuyu net göstermediğini söylüyor. Atalar, üzerinde çalıştığı MR'ın ise yumuşak dokuyu damarlarına kadar ayrıntılı olarak görüntülediğini belirtiyor. Mevcut MR cihazı, çok büyük olduğundan ancak teşhiste kullanılabiliyor. Oysa Prof. Atalar'ın keşfi, MR'ın, ameliyat sırasında doktorlara yol gösterecek şekilde kullanımını sağlıyor. Atalar, ağabeyi Prof. Dr. Abdullah Atalar'ın da akustik mikroskop konusunda 1994 yılında TÜBİTAK Bilim Ödülü aldığını belirtiyor. 'X ışını zararlı' Prof. Dr. Ergin Atalar (Bilkent Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği) Biyomedikal mühendisliği alanında manyetik rezonans görüntülemesi konusunda önemli bilimsel ve teknolojik yenilikler getiren uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları nedeniyle TÜBİTAK Bilim Ödülü aldı. 'Yerel'e ışık tutan hoca 1937'de İzmir'de doğan Tekeli, "Hiçbir kimya formülünün denenmeden tahtaya yazılmadığı" Atatürk Lisesi'nden sonra 1955'te İstanbul Teknik Üniversitesi'nin İnşaat bölümüne girmiş.Tekeli, ODTÜ'de şehir ve bölge planlama yüksek lisansı yapmış. 1960'larda planlama teşkilatı kurulması ve şehirleşmenin gündeme gelmesiyle Zonguldak planlamasında çalışmış. ODTÜ'de yeni açılan bölge planlama yüksek lisans programında ders vermeye başlayan Tekeli, İTÜ'de sosyal sistemler, sosyal değişme ve yerleşme sistemleri üzerine doktora tezini tamamlamış.1970'lerde iç göç üzerine çalışan Tekeli, sosyal bilimlere yönelmesinde ünlü toplum bilimci Mübeccel Kıray'ın evindeki cuma toplantılarının etkisini vurguluyor. Tekeli, ODTÜ'den uzaklaştırılınca Ankara ve İzmit belediyelerine danışmanlık yapmış. Tekeli, 1979'da döndüğü ODTÜ'de emekliliğine kadar kalmış. Tarih Vakfı'nın kurucu başkanı olan Tekeli, Türkiye Bilimler Akademisi üyesi. Prof. Dr. İlhan Tekeli (ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü) YÖK üyesi. Türkiye'de bölge planlamasının gelişmesine öncülük yapan çalışmaları, özellikle yerel yönetimlerin uygulamalarına ışık tutan yayınları ve yönlendirmelerindeki hizmetleri nedeniyle hizmet ödülü aldı. YARIN Beta hücrelerinin peşinde bir ömür; Prof. Dr. Erol Çerasi Dört boyutlu uzayda bir Türk cerrah; Doç. Dr. Burak Özbağcı, Geçmiş ve geleceği atomla çözen kâşif: Doç. Dr. Önder Şimşek Şizofreni yapan zehirlerin peşinde bir hafiye: Prof. Dr. Ömer Akyol Türk tıbbının temelinden bir usta: Ordinaryüs Prof. Dr. Muhiddin Erel

KEŞFETYENİ
14 Şubat'ta aşkını ilan etmişti! Ne zaman sevgili oldukları ortaya çıktı
14 Şubat'ta aşkını ilan etmişti! Ne zaman sevgili oldukları ortaya çıktı

Cadde | 27.04.2025 - 07:55

Yarışma bittikten sonra aşkını ilan eden Semihcan, Sancakay Ilım ile ne zaman sevgili olduklarını açıkladı.