30.05.2023 - 15:12 | Son Güncellenme:
Hande NAYMAN/İZMİR (DHA)-
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in katılımıyla İzmir'in Urla ilçesinde düzenlenen törende 1500 Köy Yaşam Merkezi'nin açılışı yapıldı. Törende Bakan Özer'in yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı da yer aldı. Urla Barbaros köyündeki programda mehteran takımıyla karşılanan Bakan Özer törende yaptığı konuşmada, "Sayın valim ve vekillerimizin ilave eğitim talepleri oldu. Torbalı'ya spor lisesi, Konak'a güzel sanatlar lisesi taleplerini yatırım programına alıyoruz. Merkeze öğretmenevi talebi oldu, proje ihalesine çıkıldı. Sayın vekilim ve valim Menemen'e tarım meslek lisesi istedi. Çeşme'de öğretmenlerimizin konaklayabileceği bir öğretmenevi talebi oldu. Yatırım programına alıyoruz. İzmir'e 3 lise ve 2 öğretmenevi kazandıracağız" ifadelerini kullandı.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİME DİKKAT ÇEKTİ
Milli Eğitim Bakanı olarak ilk ziyaretini İzmir'e yaptığını söyleyen Bakan Özer, "İzmir, eğitimde çok güçlü olması gereken illerimizin başında geliyor. Bakanlık olarak İzmir'den elimizi hiç çekmedik. Hep birlikte kıymetli valimizin önderliğinde, güzelliklerin ortaya çıkarılmasında emeği geçen tüm yol arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Köy okulları konusu yıllardan beri kronik problem olan ve sanki son 20 yıl içerisinde kapatılmış gibi algılanan bir süreç. Köy enstitülerinin tekrar nostaljik bir şekilde algılanması, hayata geçirilmesi, köylerimizin eğitimle buluşturulması gibi bir özlemi, son 2 yıldaki öncelediğimiz projelerden biri olarak sisteme dahil ettik. Bakanlıkta öncelediğimiz üç temel nokta var. Birincisi okul öncesi eğitimdi. Eğitim sistemlerindeki en kritik kademe okul öncesi eğitimdir. Türkiye maalesef bunu çok yeterince algılayamadı. Türkiye, son 20 yılda diğer kademelerdeki okullaşma oranlarını arttırmakla uğraştığı için okul öncesi eğitimin eğitim sisteminde neye karşılık geldiğini fark edemedi" dedi.
'OKUL ÖNCESİ EĞİTİM, EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTSİZLİĞİNİN BAŞLADIĞI YERDİR'
"Eğer ülkenin çocuklarının bir kısmı okul öncesi eğitime gidiyor, bir kısmı gitmiyorsa eşitsizlik orada başlar" diyen Bakan Özer, "Sonra eğitimin ilerleyen kademelerinde okullar arası başarı farkı olarak önümüze çıkar. Okul öncesi eğitime gitmiş olan bir bireyin yaşamı boyunca eğitimde ve istihdamda kaldığı süre, gitmemiş bireye göre çok daha uzundur. Kadın istihdamı açısından okul öncesi eğitim en kritik noktalardan bir tanesidir. Kadının istihdama girdiğinde aldığı ücret, çocuğunu okul öncesi eğitime verdiği zamanki ücretle karşılaştırılabilir bir düzeydeyse kadın istihdamından geri çekilir. İşte bu bilinçle biz okul öncesi eğitim seferberliği başlattık. 6 Ağustos'ta göreve geldiğim zaman Türkiye'de 2 bin 782 tane anaokulu vardı. Biz 3 bin anaokulu yapmak için yola çıktık. Öyle yoğun bir şekilde çalıştık ki her fırsatı değerlendirdik. Sadece yeni bina yapmadık, aynı zamanda atıl binaları değerlendirdik. 1,5 yıl gibi kısa sürede 6 bin 700 anaokulu kapasitesi oluşturduk. Ben göreve geldiğim zaman 5 yaşındaki okullaşma oranı yüzde 65'ti. Şu anda yüzde 99.9. 5 yaştaki okullaşma oranını çözmeyi Allah bana nasip etti. İzmir'deki 5 yaştaki okullaşma oranı ben göreve geldiğim zaman yüzde 55 idi. Türkiye ortalamasının 10 puan altındaydı. Bugün ise yüzde 98." dedi.
'MESLEKİ EĞİTİM TÜRKİYE'NİN KANAYAN YARASIYDI'
Bakanlık olarak önem verilen ikinci konunun mesleki eğitim olduğunu belirten Bakan Özer, "Mesleki eğitim Türkiye'nin kanayan yarasıydı. Mesleki eğitim, mesleki eğitimin mezunlarının işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını karşılamada yetersizliklere sevk etmişti. Biz mesleki eğitimi, özellikle meslek liselerini akademik olarak başarılı öğrencilerinin gittiği okul türüne dönüştürdük. Yüzde 1'lik başarı diliminden öğrenci alan meslek liselerimiz var. Demirören Medya'nın içerisinde kurmuş olduğumuz Demirören Medya Mesleki Teknik Anadolu Lisesi gibi eğitim verdiğimiz her alanda akademik olarak başarılı öğrencilerin girmiş olduğu meslek liseleri var. Meslek liseleri üretmeye başladı. Döner sermaye kapsamındaki üretim kapasitesi 10 kat arttı. Öğrenciler yaparak öğreniyor. İşgücü piyasasıyla meslek lisesi senkronize çalışıyor. Öğretmenlerimiz de iki asgari ücrete kadar ücret alıyorlar. Geçen yıl meslek lisesindeki öğretmenlere 200 milyon TL katkı payı dağıttık, 100 milyon TL öğrencilere dağıttık. Öğrenciler okurken ücret almaya başladılar" dedi.
'EN ÖNEMLİ PROJELERDEN BİR TANESİ'
Bakanlığın 3'üncü önem verdiği konunun köy yaşam merkezleri olduğunu ifade eden Bakan Özer, "Kim derdi ki bu ülkedeki köylerdeki tüm okulların sadece çocuklar için değil, o köylerde yaşayan vatandaşlarımızın da halk eğitimi aldıkları, bir araya geldikleri mekanlar olsun. Yetişkinle çocuğunu, torununu aynı eğitim merkezi altında buluşturma imkanımız oldu. Bu belki de geriye dönüp baktığımızda yapmış olduğumuz en önemli projelerden bir tanesi. Bugün 3 bin 500 tane oldu. 2 bin tanenin açılışını Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle Külliye'de yapmıştık. 2023'ün sonuna kadar Milli Eğitim Bakanlığı olarak, bizler orada olsak da olmasak da Allah'ın izniyle tüm köy okulları vatandaşlarımızın hizmetine açılacak" ifadelerini kullandı.
'KÖY YAŞAM MERKEZLERİ YERLİ YERİNDE BİR PROJE OLDU'
İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan depremi hatırlatan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ise "İzmir deprem atlattığı için yüzlerce okulun yıkılıp, yeniden yapılması veya güçlendirilmesi gerekiyordu. O gün bize 'Ödenek konusunda sıkıntı yok' dediniz. Proje yetiştirdiğimiz sürece ödenek konusunda hiçbir sıkıntı yok. İzmir'e verdiğiniz bir kıymetin ifadesi olarak bugün yine buradasınız. Köy yaşam merkezleri bizim kuşağımızın yüreğinde bir yaraydı. Kentlerin yoğunlaşması, köylerin boşalmasıyla yaşadığımız bir sıkıntı. Köy yaşam merkezi projeleri Türkiye'de çok yerli yerinde bir proje oldu. Köy yaşam kalitesi böylelikle artmış oldu" dedi.
'ARA ELEMAN EKSİKLİĞİNİ AŞTIĞIMIZA İNANIYORUM'
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı da İzmir'in üretim, tarım, ticaret konusunda en güçlü şehirlerden birisi olduğunu belirterek, "Anaokuluna halk eğitime ulaşma anlamında zorluk çeken vatandaşlar vardı. Köy yaşam merkezleri onlar için bir sosyal aktivite alanı hale gelecektir. Ara eleman eksiklerimizi sizin bakanlığınız döneminde çok ciddi şekilde aştığımıza inanıyoruz. Katma değeri daha da arttırılan bir İzmir oldu. Hepimizin ihtiyaç duyduğu alan üretimdeki ara eleman ihtiyacıydı. Meslek okullarıyla bunu aştığımıza inanıyorum" diye konuştu.
İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, yaptığı konuşmada İzmir'de 2023 yılının sonunda depreme yönelik güçlendirmeyle ilgili hiçbir eksik okulun kalmayacağını belirterek, İzmir'de 790 bin öğrenci, 59 bin öğretmen ile herkes için ulaşılabilir bir eğitim ortamı sunmanın en temel hedefleri olduğunu ifade etti.
'ARTIK 'KÖY OKULU' DEĞİL, 'KÖY YAŞAM MERKEZİ' DİYORUZ'
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Balıklıova Köy Yaşam Merkezi'ni ziyaret etti. Programda Bakan Özer'in yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı yer aldı. Bakan Özer, ziyaretteki konuşmasında, "Köy yaşam merkezlerinde yalnızca okul öncesi eğitimi vermek değil, aynı zamanda tüm binalarda halk eğitim merkeziyle yetişkinlerimize de istedikleri kursları düzenleme, istedikleri eğitimi almayla ilgili imkan geliştirdik. Bunun için bu okullarımıza artık 'köy okulu' değil, 'köy yaşam merkezi' diyoruz. Amacımız yetişkinlerle, köydeki vatandaşlarımızla torunlarını, çocuklarını aynı eğitim çatısı altında birleştirebilmek. Hızlı bir şekilde bu okullarımız artık çocuklarımız için yaz okulları olacak. Kadın kooperatiflerimizin de kendi varlıklarını üretim süreçlerine kattıkları bir yere dönüşecek" dedi.
'GIDA, TARIM, KALKINMAYLA İLGİLİ HAMLEYİ KÖYLERİMİZDEN BAŞLATACAĞIZ'
'Geçmişte nasıl köylerde kalkınma hamlesi başladıysa, yine aynı şekilde gıda, tarım, kalkınmayla ilgili hamleyi köylerimizden başlatacağız" diyen Bakan Özer, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu mekanları tamamen vatandaşımızın ücretsiz bir şekilde kullanabildiği mekanlara dönüştürmüş bulunuyoruz. Türkiye'nin farklı noktalarında kadınların buluşabileceği, üretebileceği, yaşam boyu öğrenme kapsamında eğitim alabilecekleri mekanlara ihtiyaçları vardı."