10.12.2020 - 12:10 | Son Güncellenme:
DHA
Türkiye'den kaçak yollarla İsrail'e götürülen Roma dönemine ait heykel, burada bir İsrail vatandaşı tarafından satın alınıp, 2016 yılında ABD'ye götürülmek istenince durum ortaya çıktı. İsrail makamları, eserin Anadolu kökenli olduğunun bildirilmesi üzerine, Türkiye'ye eserin fotoğraflarını gönderdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Amerika'da bir müzayede evinde satışa çıkarılmak istenen heykelin Anadolu'ya ait olduğunu bildirerek, satışın durdurulmasını talep etti. Ancak eseri elinde bulunduran kişi, kendisine ait olduğunu ileri sürdüğü heykelle ilgili Amerika'da mahkemeye başvurdu. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye’nin New York Başkonsolosluğu da 'Kybele'nin iadesi konusundaki karşı iddialarını mahkemeye taşıdı.
AFYONKARAHİSAR'DA YOL ÇALIŞMASINDA BULUNMUŞ
Bu sırada Türkiye'de, eserin Anadolu'ya ait olduğunu kanıtlamaya yönelik çalışmalar sürdü. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda heykelin, 1964 yılında Afyonkarahisar’da yapılan bir yol çalışmasında bulunan ve kent müzesinde sergilenen 'Kovalık Eserleri'ne tipolojik benzerliği saptandı. Afyonkarahisar Müzesi Müdürlüğünce eserlerin bulunduğu düşünülen bölgede 1960-1970’li yıllarda yaşayan kişilerin bilgisine başvuruldu. Bu kişiler, kültür varlığı kaçakçılığı yaptığı belirlenen bir kişinin 1960’lı yıllarda bölgede bulunduğunu ve köylerinde kaçak kazı yapan bir kişiden kültür varlığı satın aldığını belirtti. Ayrıca köylülerden birisi, heykeli, fotoğrafını görmeden tarif etti ve kaçırılan 'Kybele'yi diğer benzer heykel fotoğrafları arasından teşhis etti.
HEYKELİN TÜRKİYE'YE AİT OLDUĞU KANITLANDI
Heykelin ortaya çıkarıldığı yıllarda Afyonkarahisar Müzesi Müdürü olarak görev yapan merhum Hasan Tahsin Uçankuş'un arşivi de uzmanlarca incelendi. İncelemede Afyonkarahisar’daki tarihi eser kaçakçılığının, o dönem Konya’da oturan bir kişi ile ilişkili olabileceği saptandı. Bu kişinin de Afyonkarahisar'daki tanık ifadesinde adı geçen kişiyle aynı olduğu belirlendi. Konya Müzesi Müdürlüğünce bulunan savcılık belgelerinde de Afyonkarahisar’da söz konusu bölgede kaçakçılık eylemlerinin olduğunu ortaya koydu. Bilimsel kanıtlar ve eserin ortaya çıkarıldığı yıllarda bölgede yaşayan görgü tanıklarının ifadeleri ile Afyonkarahisar’daki kaçakçılık olaylarına ilişkin belgeler ile 'Kybele Heykeli'nin Türkiye’ye ait olduğu kanıtlanmış oldu.
12 ARALIK'TA İSTANBUL'DA
Türkiye’nin hızlı ve titiz takibi sonucunda Amerika’da dava görülmeye başlanmadan eser sahibi heykeli uzlaşmacı bir tavır göstererek Türkiye’ye iade etmeyi kabul etti. Türkiye’den kaçak yollarla İsrail’e götürülerek satın alınan ve İsrailli vatandaş tarafından Amerika'da müzayede evinde satılmak istenen 'Kybele', on binlerce kilometre yolculuğunun ardından Türkiye'ye ulaşacak. 1700 yıllık 'Kybele Heykeli' Türk Hava Yolları tarafından Amerika'dan ücretsiz taşınarak 12 Aralık’ta İstanbul'a getirilecek. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un tanıtımını 13 Aralık’ta yapacağı heykel İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenecek. Bir adak heykeli olan 'Kybele', daha sonra Afyonkarahisar’a yeni yapılacak müzeye taşınacak.
KYBELE HEYKELİ
Kybele, prehistorik dönemlerden itibaren Akdeniz Havzası’nda özellikle Anadolu’da bereket ve bolluğun sembolü ve koruyucusu ana tanrıça olarak tapınım görür. Kybele’nin iki yanındaki aslanlar ana tanrıçanın doğa ve hayvanlar üzerindeki hâkimiyetini gösterir. Antik dönem sosyal ve dini yaşamında kişilerin olmuş ya da olmasını diledikleri istekleriyle ilgili ya da inandıkları tanrısal varlığı onurlandırmak üzere tanrı ya da tanrıçalara adak sunmaları yaygın bir gelenektir. Tanrıyı onurlandırmak üzere tapınaklar ya da kutsal alanlara sunulan materyaller ‘adak objesi’ olarak değerlendirilir. Kişinin sosyal ve ekonomik statüsüne göre adak objeleri basit bir taş parçasından gösterişli bir heykele kadar çok çeşitlilik gösterir. Yazıtında da yer aldığı üzere Sideropolisli Asklepiades’ın Oniki Tanrı Ana’ya sunduğu bu Kybele Heykeli bir adak heykelidir. Heykelin kaidesinde bulunan yazıt bölümünde "Hermeios’un oğlu Sideropolis’li Asklepiades adağı Oniki Tanrı Ana’ya dikti" ifadesi yer alıyor.