08.06.2020 - 13:43 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Türkiye'nin sahaya inmesiyle paramparça olan savaş ağası General Halife Hafter ve destekçileri ateşkes çağrısı yaparken, Libya ordusu muharebe alanında işgal edilen yerleri temizliyor.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, Kahire mahreçli haberinde uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ordusunun ilerlemeyi sürdürdüğünü bildirdi.
Hafter milislerinin çekilmesiyle gücünü artıran Türkiye destekli Libya ordusunun Sirte önlerine kadar geldiğini aktaran AP, Akdeniz kıyısındaki kentin kurtarılmasıyla doğu kapısının tamamen açılacağını duyurdu.
Başkent Trablus'un yaklaşık 450 kilometre doğusundaki sahil kenti Sirte, geçtiğimiz yıllarda uzun süre terör örgütü DEAŞ'ın kontrolünde kalmıştı.
Ordu birlikleri son olarak Sirte'nin güneybatısındaki Kubeybah ve Vadi Cerfi işgalcilerden temizledi, Hafter milislerinin birçok tank ve zırhlı aracını da ele geçirdi.
Yerel medya, Mısır'dan yapılan ateşkes çağrısının ardından savaş ağası Hafter'e bağlı milislerin Mizda-Katra ve Saada bölgelerinden çatışmasız şekilde çekildiğini de bildiriyor.
Buna rağmen, Birleşik Arap Emirlikleri'ne ait silahlı insansız hava araçları (SİHA) Misrata'da bir hastaneyi bombaladı. Hastanenin hasar gördüğü saldırıda şans eseri can kaybı veya yaralanan olmadı.
Demirören Haber Ajansı (DHA) ise, Hafter'e destek veren Rus paralı askerler Wagner Grubu'nun Ayn Zara'da bir camiyi kundakladığını aktarıyor. Paralı askerler, bölgeden çekilirken Niffati Camii'nin duvarlarına İslam karşıtı ifadeler yazdı.
Sahada bunlar yaşanırken, Pazar günü akşam saatlerinde Mısır ordusunun Libya sınırına yığınak yaptığı yönünde haberler geldi ancak söz konusu gelişme anında yalanlandı.
Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Rusya ve Fransa'nın desteklediği Hafter'in temsilcileri, geçen hafta Mısır'ın başkenti Kahire'ye gitmiş ve toplantıdan ateşkes çağrısı çıkmıştı.
Halife Hafter'in en büyük destekçisi BAE, art arda alınan ağır yenilgilerin ardından dilini değiştirdi, siyasi çözüm çağrıları yapmaya başladı. BAE'nin dışişlerinden sorumlu bakanı Enver Gargaş, Twitter hesabından bir mesaj paylaştı.
ABD'nin bugün ateşkesi öngören Kahire Bildirgesi'ni memnuniyetle karşılamasına vurgu yapan Gargaş, ivedilikle ateşkesin sağlanmasıyla siyasi çözüm ihtimalinin artacağını savundu.
Söz konusu ateşkes çağrısına destek açıklayan ülkeler listesinde ayrıca Rusya, Fransa, Ürdün, Suudi Arabistan ve Yunanistan da var. Arap Birliği de aynı blok içerisinde.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, dakikalar önce yaptığı açıklamada söz konusu ateşkes çağrısının Libya'nın geleceği adına ana toplantı olması gerektiğini savundu.
Hafter'in sözcüsü Ahmed el Mismari ise, Terhune kentinin kaybedilmesiyle Suudi Arabistan'ın Hades televizyonuna bir açıklama yaptı. Sözcü, bazı ülkelerin kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını söyledi.
Libya'daki son günlerin en umut verici gelişmesi ise, Ocak ayından bu yana Hafter nedeniyle kapalı olan ülkenin ün büyük petrol sahası Eş Şerara'da yeniden üretimin başlaması oldu.
Libya Ulusal Petrol Kurumu, Facebook sayfasından ilk aşamada günlük 30 bin varil petrol üretileceğini, üç ay içinde de tam kapasiteye çıkılmasının beklendiğini duyurdu. Şerara'da daha önce günlük 300 bin varil ham petrol üretimi yapılıyordu.
Peki son aylarda Libya'da dengeler nasıl değişti? New York Times, Mayıs ayında yayınladığı bir haberde, Türkiye destekli güçlerin Libya'da elde ettiği zaferlerin General Halife Hafter'in planlarına büyük darbe vurduğunu bildirmişti. Haberde, söz konusu zaferlerin Türkiye'nin Libya'da mücadele eden yabancı ülkeler arasında belirleyici bir güç olarak yerini alışına işaret ettiği vurgulanmıştı. Haberde ayrıca Hafter güçlerinin eline yeni ulaşan Rus hava savunma sistemlerinin SİHA'larla yok edildiği kaydedilmişti.
NYT'nin haberi şöyle devam ediyordu: "Zaferler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ocak'ta asker ve SİHA'lar göndermesine kadar, zayıf ve Hafter güçleri tarafından etrafı sarılmış görünen Birleşmiş Milletler destekli Trablus hükümetinin kaderini, çarpıcı bir şekilde değiştirdi. Bu, Türkiye'nin 100 yıldan uzun süre önce Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesinden bu yana, petrol zengini Kuzey Afrika ülkesine yaptığı en güçlü müdahaleydi."
Düşünce kuruluşu Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin bir brifinginin 'Artık Türkiye'nin Libyası oldu' başlığını taşıdığını söyleyen New York Times, Hafter'in bir yıldan uzun süre önce Trablus'u ele geçirmek için saldırı başlattığını ve aralarında Rusya'nın da bulunduğu destekçilerini Libya'nın geleceğinde önemli bir rol oynama konumu sağladığını vurgulamıştı..
Ancak gazete, Mayıs ayında Trablus hükümetine sadık güçlerin ele geçirdikleri, Birleşik Arap Emirlikleri'nin satın aldığı, Rus malı bir hava savunma sistemiyle geçit töreni yaptıkları ve bunun Hafter'in en güçlü iki dış destekçisini hedef alan bir aşağılama olduğunu kaydetmişti.
New York Times, Türkiye'nin Libya'daki başarılarının darbeci Abdülfettah El Sisi'nin önderliğindeki Mısır'da kaygı yarattığını ve Ankara'nın yeni nüfuzunu Libya'da daimi bir askeri varlık elde etmek için kullanma ihtimalinin, Kahire'de alarm zillerinin çalmasına yol açtığını belirtmişti.
Libya ordusu, yaklaşık 1 yıllık kuşatmayı tamamen bitirmek ve Hafter güçlerini yenilgiye uğratmak için geçen ay Öfke Volkanı Operasyonu'na girişmişti. Ordu birlikleri, 18 Mayıs'ta ülkenin batısındaki stratejik Vatiyye Üssü'nü Hafter'den kurtarmış ve birçok ilçe ile yerleşim yerini milislerden temizlemişti.
Türk üretimi silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) Hafter'e Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından verilen Rus hava savunma sistemi Pantsir'leri imha etmesi ise, tüm dengeleri alt üst etti.
Ne yapacağını bilemeyen savaş ağası Hafter, bu kez doğrudan Rusya'dan yardım istedi ve Suriye'den havalanan sekiz Rus savaş uçağı Libya'ya indi. Hafter'e verilen altı Mig-29 ve iki Su-24 savaş uçaklarından biri ise, Cufra Hava Üssü'ne indikten sonra Amerikan uyduları tarafından görüntülendi.
Bir açıklama yapan Amerikan ordusu ise, yeni fotoğraflarla Rusya'nın Libya'ya savaş uçakları gönderdiğini resmen duyurdu. ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM), söz konusu uçakların paralı askerler Wagner Grubu'na taarruz desteği için Suriye'den Libya'ya uçtuğunu bildiriyor.
Açıklamada, "Rus uçakları, Rusya'daki bir hava üssünden gelip Rusya menşeli olduğunu kamufle etmek için Suriye'de tekrar boyanarak Libya'ya geçti" denildi.
AFRICOM'un açıklamasındaki en dikkat çekici bölümlerden biri, Rusya'nın uzun süredir Libya'da oynadığı rolü inkar ettiğini ancak şimdi bunu inkar edemeyeceği oldu. AFRICOM Komutanı Orgeneral Stephen Townsend ise, Libya'da yaşananların adını tam olarak koydu: "Rusya uzunca bir zaman Libya'daki çatışmalara müdahalesinin tam boyutunu inkar etti ancak artık inkar yok.
Rusya dördüncü nesil savaş uçaklarını oraya gönderirken adım adım izledik. Rusya'dan devlet desteği olmadan ne Hafter güçleri ne de özel güvenlik şirketleri o uçakları silahlandırıp kullanamaz. Dünya, Hafter'in bir hava operasyonu düzenleyeceğini ilan ettiğini duydu. Bu, Rus paralı pilotlarının Libyalıları bombalamak için kullanacağı Rus uçaklarıyla yapılacak."
ABD Avrupa ve Afrika Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Jeff Harrigian da, Rusya'nın sonraki adımlarına işaret etti: "Rusya, Libya'da kıyılardaki üsleri ele geçirirse bir sonraki adımı uzun menzilli Geçişe Kapatma ve Alan Hakimiyeti (A2AD) silahlarını (hava savunma sistemleri) oraya yerleştirmek olacaktır. O gün geldiğinde, Avrupa'nın güney kanadı için büyük bir güvenlik kaygısı söz konusu olacaktır" dedi.
İç savaş ülkesi, Libya, Türkiye ve Trablus yönetimi arasında Kasıma ayında imzalanan bir anlaşmayla dünya gündemine girdi. Söz konusu anlaşma, Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanlarını belirliyordu. Mısır, İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ı şoka uğratan anlaşma, beklendiği gibi bölgede depreme yol açtı.
Uluslararası toplum anlaşmanın yol açtığı sarsıntıyla çalkalanırken, İngiliz The Guardian gazetesi, Libya'ya Sudan'dan yeni paralı askerlerin geldiğini manşetinden duyurdu. Habere göre, son günlerde yüzlerce paralı asker Libya'ya getirilmişti.
Sudanlı bir komutanın verdiği bilgiye göre, Aralık ayı itibarıyla 3 bin kadar Sudanlı paralı asker General Hafter için Libya'daydı. Militanların liderlerinden biri, "Paralı asker olduğumuzu biliyorum, onur ve şerefimiz için savaşmıyoruz. Buradaki misyonumuzu tamamlayınca evimize döneceğiz" demişti.
Türkiye ise, Akdeniz'deki müttefiki Libya için 2019'un son günlerinde yeni bir hamle yaptı, asker gönderme tezkeresini meclise getirdi ve çıkan sonucun ardından Türk birlikleri Libya'ya gitmeye başladı.
40 yılı aşkın bir süredir Libya siyasi arenasında yer alan General Hafter, 1969'da askeri bir darbeyle Kral İdris'i deviren Albay Muammer Kaddafi önderliğindeki subaylar arasındaydı. Ama 1980'lerde Çad ile çatışmalara giren Libya askerlerinin başında görevlendirilmesi ile kaderi değişti. Libya, Fransızların desteklediği Çad'a yenildi, 1987'de 300 askeri ile birlikte Hafter de esir alındı.
Serbest bırakıldığında Kaddafi onu hain ilan etmişti. Hafter 20 yılını eski Libya liderini devirmek üzere harcayacaktı. Bunu ABD'nin Virginia eyaletinde sürgünde yaptı. Burada muhalif Libya Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin askeri lideri olarak görev yaparken ABD istihbarat teşkilatı CIA ile işbirliği halinde çalıştığı tahmin ediliyordu.
Kaddafi döneminde Hafter tipik bir hain olarak görülüyor, ABD'ye kaçışı ile askeri okullarda olumsuz örnek vaka olarak anlatılıyordu. Libya'yı 1969'dan 2011'e kadar demir yumrukla yöneten Muammer Kaddafi, muhaliflerden kaçmaya çalışırken yakalanıp linç edilmiş ve Kuzey Afrika ülkesinde bir sayfa kapanmıştı.
Hafter, Kaddafi'ye karşı ayaklanmanın başladığı 2011'de Libya'ya dönerek ülkenin doğusundaki muhalif güçlere komuta etti. Kaddafi düştükten sonra Hafter iki yıldan uzun süre yargılandı. Şubat 2014'te televizyona çıkıp kurulan hükümete karşı ayaklanmaları çağrısı yaptı.
Libya'nın doğusundaki Bingazi'yi Şubat 2016'da kontrolü altına alan Hafter, Derne'ye kadar ilerledi. Peşinden Akdeniz sahil şeridinde Petrol Hilali adıyla bilinen bölgedeki limanları ele geçirdi. Aynı yılın Eylül ayında kendisini mareşal ilan etti. Hafter Libya tarihinde mareşal rütbesine gelen ilk asker olmuştu.
Doğudaki kentlerden sonra batıya, Trablus'a yönelen Hafter, Ocak 2015'te BBC muhabiri Feras Kilani'ye bir röportaj vermişti. Kilani, Hafter'i "Eski tarz asker olarak siyasete inancı yok görünüyor" cümlesiyle tarif ediyor. Kilani, Hafter'e "Ülkenin yeni Kaddafi'si olmayı mı planlıyorsunuz?" diye sorduğunda ise "Hayır" diye yanıtlamıştı öfkeyle.
Nüfusu 6.4 milyon olan Kuzey Afrika ülkesinin yüzölçümü 1.77 milyon kilometrekare. Libya, seyrek nüfuslu olmasına rağmen dünyanın en kaliteli petrol rezervlerinin üzerinde oturuyor. Bu rezervler, ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasının yarısından ve devlet gelirlerinin yüzde 75’inden daha fazlasına karşılık geliyor. OPEC üyesi Libya, varlığı kanıtlanmış petrol rezervleri arasında büyüklük açısından Afrika’da birinci, dünyada dokuzuncu sırada yer alıyor.
Herhangi bir resmi istatistik mevcut değil ancak birçok araştırmacı nüfusun üçte birinin işsiz ve yoksul olduğunu ve bu sayının genç Libyalılar arasında daha da yüksek olduğunu söylüyor.
Doğuda Mısır, güneydoğuda Sudan, güneyde Nijer ve Çad ile batıda Cezayir ve Tunus ile komşu olan Libya toprakalrı, 16. yüzyıldan 1911 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olarak varlığını sürdürdü. 1911'de Trablusgarb Savaşı'nın ardından İtalya tarafından işgal edilen Libya, 1951 yılında bağımsızlığını kazandı.