16.04.2021 - 18:58 | Son Güncellenme:
Son dakika haberine göre, Hükümet, yeni alınan korona önlemlerinin sonuçlarını iki haftalık ve bir aylık periyotlarla izleyecek. Vaka sayılarının iki haftada yüzde 50’ye yakın gerilemesi bekleniyor. Daha sert önlemlere ağır hasta sayısına göre karar verilecek. Ağır hasta sayısı 5 bine ulaşırsa yeni önlemler gündeme gelecek.
Kısıtlamalar sonucunda vaka sayısının iki haftada yüzde 50 gerilemesi, 30 günde ise 20 binin altına inmesi bekleniyor. Öte yandan TRT Haber'in vaka sayısı artan ve azalan illeri gösteren haritası, korkutan tabloyu gözler önüne seriyor. Haritaya göre Samsun ve Ardahan hariç tüm yurtta tırmanış devam ediyor. Vaka sayısını kontrol etmek için uygulamaya konulan yeni kararlar, bazı bilim kurulu üyeleri ve uzmanlar tarafından yetersiz bulunuyor. Önlemlerin takibi ve denetimi de sonuç alınması için büyük önem taşıyor.
Yapılan değerlendirmelere göre, kararların sonuçları birden fazla açıdan izlenecek. İlk etapta, olumlu sonuçların ilk 10 günde görülmesi bekleniyor. Ancak asıl verilerin ikinci haftadan sonra ortaya çıkacağı belirtiliyor. Gerilemenin beklendiği kadar olup olmadığı izlenecek.
Tahminlere göre, bu hafta sonu itibariyle vaka sayısının plato çizmeye başlaması bekleniyor. Önümüzdeki haftadan itibaren düşüş eğiliminin görülmesi öngörülüyor. Genellikle akut dönemin 6-8 hafta sürdüğü, Türkiye’nin yaşadığı üçüncü dalga döneminin son haftasına girildiği öne sürülüyor.
Platonun ardından da hızlı gerileme bekleniyor. 30 günlük sürenin sonunda da 20 binli rakamların altına inilmesi öngörülüyor. Yapılan toplantılarda, vakaların hızla 20 bine düşmesinin pandeminin daha kolay yönetilmesi anlamına geldiği dile getiriliyor.
Hürriyet gazetesinden Nuray Babacan'ın haberine göre, iki hafta sonunda vaka seyrinin istenildiği şekilde devam etmesi durumunda mevcut önlemlerin bayram sonuna kadar devam edeceği, sonraki dönem için ayrıca değerlendirme yapılacağı ifade ediliyor. Bu değerlendirmelerde, özellikle ağır hasta sayılarının esas alındığı belirtildi.
Ağır hasta sayısının kasım-aralık aylarındaki gibi 5 binli rakamlara çıkması durumunda, yeni önlemler gündeme gelecek. Azalma beklendiği gibi gelişmezse, haziran ayını da kapsayacak yeni düzenlemeler yapılacak.
Son dönemde yoğun bakım servisine başvuran hastaların büyük bölümünün henüz aşı yaptırmamış genç ve orta yaş grubu olduğu, hastalığa yakalananların 40-50 yaş bandında yoğunlaştığı belirtildi.
Aşı yaptırdığı halde hastalananların da ilk dozunu yaptıranlar olduğu bilgisi paylaşıldı. Koruma önlemlerinin gevşetilmesinin bunda etkili olduğu belirtiliyor. Aşı yaptırdığı halde hastalananların hafif klinik belirtiler gösterdiği, yoğun bakıma ihtiyaç gösteren aşılı vaka sayısının ise çok az olduğu ifade ediliyor.
Türkiye, aşı teminindeki başarısını sahaya yansıtmakta zorlanıyor. 65 yaş üstünde aşılama yüzde 80’i geçmezken, öncelik verilen yaş grupları için açılan randevular istenilen düzeyde kullanılamıyor. Sisteme erişilememezlik de önemli bir faktör olarak belirtiliyor.
Aykut Yılmaz'ın haberine göre, koronavirüs ile mücadelede etkisi tartışılmaz olan aşılamada Türkiye dünyanın pek çok ülkesine göre aşı temininde yakaladığı başarıyı, sahaya yansıtmakta zorlanıyor. Belli yaş üstüne tanınan önceliğe karşın bu gruptaki vatandaşlar için açılan randevular istenilen düzeyde kullanılmıyor.
Türkiye’de 19 Ocak’ta huzurevi, engelli ve bakımevi sakinleri ile buralarda çalışanların yanı sıra 90 yaş üstü vatandaşların aşılanmalarına başlanmıştı. Ancak yürütülen kampanyada 65 yaş üstünde aşı olanların oranı istenilen seviyelere henüz ulaşmadı.
Aşı hakkı tanımlanan sağlık çalışanlarının yüzde 86’sı aşılandı. 65 yaş üstünde ise aşı olanların oranı da yüzde 76.4’te kaldı. Yani yüzde 23.6’sı kendisi için aşı tanımlandığı halde aşı olmadı.
Konuya ilişkin Milliyet’e değerlendirmede bulunan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) 2. Başkanı Hacı Yusuf Eryazğan, 65 yaş üstü kişilerin aşılanmasında problemler olduğunu belirterek, “Bu yaş grubunda aşılama oranı yüzde 80’in üzerine çıkmadı ne yazık ki. 65 yaş üstü aşılamasında her 10 hastadan üçünde sıkıntı çıkıyor” dedi.
İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu da DHA’ya yaptığı açıklamada İstanbul’da 65 yaş üzeri aşılanma oranının yüzde 80’e geldiğini ancak 60-65 gurubunda durumun aynı olmadığını belirtti. Memişoğlu, “60-65 yaş grubuna geldiğimizde, aşılanma için biraz daha çabaya ihtiyacımız var.
Çünkü bu grupta aşılamalarımız maalesef hala yüzde 60’ı bile bulmadı. Aşı randevu kapasitelerimizin yüzde 20-30’unu ancak kullanıyoruz şu anda. İnsanlarımız hangi aşı değil, nerede aşı olacağını araştırıp bir an önce aşı olmaya gitmeli” dedi.
TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut da, Türkiye’de birkaç nedenle aşı tereddüdünün geliştiğini vurguladı. Yüzde 23’lük oranın asıl nedeninin sistemde ulaşılamamazlık olduğuna işaret eden Bulut, şunları kaydetti: “Güneydoğu’da, Doğu Anadolu’da aşı olmayanların oranı yüzde 80’lerde.
Batı’da yüzde 10 gibi aşı olmayan 65 yaş üstü. Türkiye ortalaması yüzde 23.6. Bunun nedeni yurttaş aşıya ulaşamıyor, mezradan inemiyor. Yüzde 70’i yakalamak için 150 milyon doz aşı gerekiyor. Bu 30 milyonla hallolacak iş değil. Bunun beş katı kadar aşı gelmesi lazım Türkiye’ye.”
Aşılamada istenilen hıza ulaşılamaması, toplumsal bağışıklık için aşının zorunlu tutulup tutulamayacağı sorusunu da beraberinde getirdi. Milliyet’e konuşan CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, şunları söyledi:
“Anayasa’nın 17. maddesine göre tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz, rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Ancak devletlerin, tüm bireylerin yaşam hakkını ve sağlığını her türlü riske karşı koruma yükümlülüğü de bulunuyor.
Dolayısıyla kamusal menfaat kapsamında değerlendirileceğinden zorunlu aşılama anayasaya aykırılık teşkil etmez. Ancak Anayasa’nın 13. maddesine göre ise temel hak ve hürriyetler özlerine dokunulmaksızın yalnızca kanunla sınırlanabilir. Dolayısıyla kişinin vücut bütünlüğüne müdahalede bulunulabilmesi için tıbbi bir zorunluluk tek başına yeterli olmuyor.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ya da yönetmelik ve genelgelerle zorunlu aşı uygulaması yapılamaz. Zorunlu aşı için kanuni düzenlemelere ihtiyacımız var ve mevcut durumda 1930 tarihli Hıfzıssıha Kanunu dışında bir kanun bulunmuyor. Gerekli kanuni düzenlemeler konusunda üzerimize düşeni yapar, destek sağlarız.”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kovid-19 aşılama programına ilişkin, “Aşının çöpe gittiği iddiaları gerçekle bağdaşmamaktadır” ifadesini kullandı. Koca, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, aşılama programında kullanılan aşıların uygun saklama koşullarındaki merkezlerde yapıldığını vurguladı.
Koca, “Aşının çöpe gittiği iddiaları gerçekle bağdaşmamaktadır. Her bir doz aşının kıymetini biliyor ve ona göre planlama yapıyoruz. Aşının israfı söz konusu değildir” dedi. Koca, bir diğer paylaşımında “Son iki günde, açılan aşı kapasitesinin çok az bir bölümüne randevu alındı.
Hastanelerimizde gece saat 24.00’a kadar aşı randevusu verilmektedir. Gündüz vakit bulamayanlar için iftardan sonra aşı olma imkanı var. En önemli silahımız aşı. Sıranız gelmişse vakit geçirmeden aşı olun” ifadelerini kullandı.