27.08.2020 - 00:50 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dünyanın anbean izlediği, aynı gün içerisinde gerçekleşen kritik ziyaretler sonuç vermedi; Doğu Akdeniz'de sığınacak limanı kalmayan Yunanistan'da bugün tüm gazete ve televizyonların manşeti Türkiye. Atina yönetiminin müttefiki Fransa ise bugün başlayan tatbikatı Türkiye'ye karşı bir meydan okumaya dönüştürdü.
Yunanca baskısında 'Merkel köprüsünde Türk mayını' manşetini atan Kathimerini gazetesi, Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas'ın Ankara ziyaretinde Türkiye'nin Yunanistan'ı bir kez daha doğrudan tehdit ettiğini savundu.
Alman mevkidaşı ile kameralar karşısına çıkan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Berlin'in arabuluculuk girişimlerini baltaladığını ileri süren Kathimerini, Türk bakanın "Gereği neyse onu tereddütsüz bir şekilde yaparız" cümlesini öne çıkardı.
Salı günü önce Atina'ya giden ardından Ankara'ya inen Alman Dışişleri Bakanı Maas, 'Tek kıvılcım felakete yol açabilir', 'Uçurumdan aşağı düşme riski var' sözleriyle durumu özetledi ve tarafların acilen diyalog için masaya oturmasını istedi.
Türkiye'nin restini sayfalarına taşıyan Yunan medyasında, bugün dikkat çeken bir başka haber, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın üst düzey diplomatlarından Phil Reeker'in Türkiye'yi suçlayan mektubu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo adına yazıldığı belirtilen mektubu sevinç çığlıklarıyla karşılayan Yunan medyası, Reeker'ın Türkiye'yi 'provokatif, gerilimi tırmandırıcı ve faydasız adımlar atmak'la suçladığını belirtiyor.
Amerikan Yunan Enstitüsü'ne (AHI) gönderilen mektupta Dışişleri Bakanlığı diplomatı Reeker'ın yaptırım taleplerinden de söz ettiğini aktaran Kathimerini gazetesi, Rusya'dan alınan S-400 füze savunma sisteminin de mektupta geçtiğini dile getiriyor.
Çavuşoğlu'nun kameralar önünde söylediği 'Yanlış adımlar atarsanız, bu sefer elimizden bir kaza çıkmaz' cümlesini başlığına çeken Ethnos gazetesi ise, Türk sahil güvenlik ekiplerinin bir Yunan botuna çarpmayı denediğini ileri sürdü.
Ethnos'un resmi yetkililer tarafından doğrulanmayan haberine göre, söz konusu olay Halki-Herke adasının 21 mil batısında, 26 Ağustos Çarşamba gününün ilk saatlerinde, gece yarısı gerçekleşti. Kathimerini ise Halki ve Rodos arasında bir göçmen kurtarma operasyonunun gerçekleştiğini, helikopterlerin de kullanıldığı operasyonda 92 kişinin kıyıya sağ salim çıkarıldığını kaydediyor.
Yunan To Vima gazetesi, Yunanistan parlamentosunun bugün İtalya ve Mısır'la imzalanan deniz yetki alanları anlaşmalarını onaylayacağını yazdı.
Fransız ordusu, bu sabah yaptığı açıklamada Yunanistan, İtalya ve Güney Kıbrıs'la birlikte Türkiye'nin NAVTEX ilan ettiği alanı da kapsayan bir tatbikatın başladığını duyurdu. Açıklamada bir fırkateynin yanı sıra üç Rafale jetinin de gösteriye katıldığı belirtildi.
Fransa Savunma Bakanı Florence Parly ise Twitter mesajıyla çizgiyi aşıp Türkiye'yi tehdit etti. Doğu Akdeniz'in gerilim bölgesine dönüştüğünü belirten Parly, "Uluslararası hukuk bir istisna değil norm haline gelmeli. "Doğu Akdeniz bazılarının hırslarının oyun alanı değil, ortak çıkarların temsil edildiği bir yer olmalı" ifadesini kullandı. Fransız bakanın isim vermeden Türkiye'yi hedef almasını büyük bir mutlulukla karşılayan Yunan medaysı, Paris yönetiminin Ankara'ya mesaj verdiğini savundu.
Yunanistan Savunma Bakanlığı ise, Fransa, Güney Kıbrıs ve İtalya'nın katıldığı tehlikeli tatbikattan fotoğraflar paylaştı. 'Eunomia' adı verilen tatbikat, Kıbrıs Adası'nın batısıyla Girit'in doğusundaki bölgede yapılıyor.
Fotoğraflarda bir gemiye helikopterden inen askerler ve savaş uçakları dikkat çekiyor. Yunan medyası, Oruç Reis'in arama yaptığı bölgeyi de kapsayan tatbikat alanının Girit, Karpathos, Rodos ve Meis Adası'nın güneyini içine aldığını yazdı.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansına bilgi veren Yunan kaynaklar, tatbikatta gerçek mermilerin kullanılacağını söylüyor.
Yunan Genelkurmay'ı, Salı günü de ABD ile Girit'in güneyinde yapılan deniz tatbikatından fotoğrafları medyaya servis etmişti. Medya, tatbikata ABD fırkateyni USS Winston Churchill'in yanı sıra ABD helikopterlerinin de katıldığını yazdı.
Amerikan CNN International ise, yükselen tansiyonu aktaran özel bir haber yayınladı. Haber, "Doğu Akdeniz sularında gerginlikte, NATO müttefiki olan ancak rekabetleri yüz yıllar öncesine dayanan Yunanistan ve Türkiye, bölgeyi girdaba çekecek olası bir askeri çatışmaya doğru ilerliyor" cümlesiyle başlıyor:
"İki ülkenin gemileri, Salı günü Doğu Akdeniz'in çekişmeli bölgesinde, gaz ve petrol rezervleri yarışının eski tartışmalarına yeni bir sürtüşme noktası eklerken güç gösterisi yaptı.
NATO müttefikleri, başka ülkeleri de anlaşmazlığın içine çeken savaş gemisi diplomasisine girişirken, Almanya yayılma tehdidi oluşturan gerilimleri azaltmaya çalışıyor. Almanya'nın Temmuz ayı başlarında Yunanistan ile Türkiye arasında bir anlaşma yapma çabaları başarısız oldu.
ABD Jeolojik Araştırma Merkezi'nin (USGS) 2010 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, Doğu Akdeniz'in Levant Havzası bölümünde tahmini 1,7 milyar varil geri kazanılabilir petrol ve 122 trilyon kübik fit gaz var."
İngiliz The Times gazetesinde Salı günü yer alan bir başka haberde de, "Yunanistan ve Türkiye Ege ve Doğu Akdeniz'deki egemenlik hakları üzerinden birkaç kez doğrudan çatışmaya çok yaklaştı ancak bu kez denizin altındaki doğalgaz yatakları konusundaki tartışma diğer bölgesel güçleri de içine çekiyor" denilmişti.
'Türkiye Yunanistan, Kıbrıs, İsrail ve Mısır arasında varılan bir dizi anlaşmayla Doğu Akdeniz'deki doğalgaz yataklarından dışlandı' diyen The Times, Fransa'nın bölgeye yaptığı askeri yığınağa değinmişti. Gazete, Fransa lideri Emmanuel Macron'un Girit'e bir fırkateyn ve bir helikopter gemisi gönderdiğini, daha sonra gemisavar füze taşıyabilen üç yeni uçakla değiştirilen iki Rafale tipi savaş uçağı yolladığını kaydetmişti. Times, Fransa'nın Kıbrıs civarındaki askeri varlığını da artırdığını vurgulamıştı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 12 Ağustos tarihinde Doğu Akdeniz'e asker göndereceğini ilan etmesinin üzerinden 24 saat geçmeden, Yunanistan ve müttefiki Fransa Girit açıklarında ortak tatbikata girişmişti.
Tatbikatta birçok Yunan fırkateyninin yanı sıra Fransız filosunda helikopterlerin havalanabildiği FS Tonnerre tipi bir savaş gemisi de vardı. Tatbikatta ayrıca Girit'teki Suda'ya inen iki Fransız Rafale jeti de yer aldı.
Yunan basını, Paris ve Atina arasındaki askeri pazarlıkları Temmuz ayında manşetten duyurmuştu. Haberlere göre, taraflar son model Belh@rra model iki fırkateynin Fransa'dan alınmasını masaya yatırmıştı.
İlk fırkateynin teslimatı için 2024 yılı konuşulurken, Yunan medyası Atina'nın yaklaşık 3 milyar dolarlık proje için ekonomik darboğaz nedeniyle 300 milyon euroluk bir ödeme yapacağını da aktarmıştı. Kathimerini, 24 Ağustos'ta Atina yönetiminin Paris'le 12 Rafale savaş uçağının temini için görüştüğünü, aynı zamanda İspanya ve İngiltere'nin de Yunanistan'a fırkateyn desteği vermeye hazırlandığını yazdı.
Türkiye'nin Mayıs ayı sonunda Akdeniz'deki yeni ruhsat başvurularını Resmi Gazete'de yayımlaması ve Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter hesabından paylaşılan haritalar, Yunanistan'ı paniğe sürükledi. www.milliyet.com.tr Uluslararası destek arayışına giren Atina yönetimi, Girit ve Rodos açıklarındaki muhtemel faaliyetlerden korkarak Fransa ile askeri tatbikata girişeceği sinyalini vermişti.
Türk Dışişleri, bu hafta başında ise Ankara'nın Birleşmiş Milletlere (BM) bildirdiği Doğu Akdeniz'deki deniz sınırları içinde Oruç Reis sismik araştırma gemisinin faaliyet yürüttüğü bölgeyi gösteren haritayı paylaştı.
Twitter hesabında haritaya yer veren Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes, "Yunanistan ana karasına 580 kilometre uzaklıktaki Kastellorizo (Meis) adlı 10 kilometrekarelik Yunan adası nedeniyle Yunanistan, 40 bin kilometrekare deniz yetki alanı talep ederek, Oruç Reis'i durdurmaya ve Doğu Akdeniz'i Türkiye'ye kapatmaya çalışmaktadır" dedi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı resmi açıklamada ise, Yunanistan'ın diyalog şansını kendi elleriyle kenara ittiği belirtilerek "Bölgedeki askeri varlığımız, herhangi bir tırmanmaya yol açma hedefi taşımamakta olup, tamamen, gerekmesi halinde meşru savunma hakkını kullanmaya yöneliktir. Sivil bir gemimize askeri müdahalede bulunulmasına tabiatıyla izin verilmeyecektir" denildi.
Yunanistan'ın Mısır ile 6 Ağustos Perşembe günü imzaladığı deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşma, Türkiye ile Yunanistan arasındaki müzakerelerin yeniden askıya alınmasına neden oldu. Anlaşma, Girit ve Rodos adalarının kıtasahanlıklarının kısmen kullanılması şartıyla Mısır'ın kıtasahanlığı ile dikey bir koridor oluşturulmasını hedefliyor.
BBC Türkçe'nin haberine göre, Ankara'nın 'korsan' olarak tanımladığı anlaşmanın resmiyet kazanabilmesi için, iki ülke parlamentolarında onaylanması ve ilgili koordinatların Birleşmiş Milletler'e sunulması gerekiyor.
Türkiye ise, anlaşmanın ardından Oruç Reis araştırma gemisinin sismik çalışmalar için Akdeniz’e açılacağını, Pazartesi günü yayımladığı bir NAVTEX ile duyurdu. 10-23 Ağustos arası geçerli olacak NAVTEX kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait iki savaş gemisi de Oruç Reis’e eşlik ediyor. Yunanistan da aynı gün aynı bölge için NAVTEX ilan etti ve Türkiye'nin duyurusunun yasa dışı olduğunu kaydetti.
Almanya'nın başlatması beklenen arabuluculuk girişimi, Yunanistan’ın Mısır ile anlaşma yapması, Türkiye’nin de gemilerini yeniden ihtilaflı bölgeye göndermesi ile daha başlamadan son bulmuş oldu. Her iki tarafın denizde ve havada askeri varlıklarını artırıyor olmaları bölgedeki gerginliğin sıcak çatışmaya kadar varması riskini de beraberinde getiriyor.
Ege Denizi’nden kaynaklanan kıta sahanlığı, karasuları, adaların statüsü ve hava sahası hattı gibi konularda on yıllardır süren anlaşmazlıkların, özellikle son bir yılda Akdeniz’e de yayılması Ankara-Atina hattında çok daha sert bir sürecin başlamasına neden oldu.
Türkiye, 27 Kasım 2019’da Libya ile imzaladığı Deniz Yetki Alanlarını Sınırlandırma anlaşması ile Yunanistan’ın Girit, Karpathos ve Rodos adalarının güneyinde kalan bölgeyi kıta sahanlığı kapsamında gördüğünü ilan etmiş ve bu anlaşmayı BM’ye kaydettirmişti. Anlaşmanın uluslararası hukuka göre bir geçerliliği olmadığını savunan Atina, 1982 tarihli Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre adaların kıta sahanlığı hakları olduğunu, Türkiye’nin ortaya koyduğu haritanın Yunanistan’ın egemenlik haklarını çiğnediğini ilan etmişti.
Avrupa Birliği (AB) de Yunanistan’ın açıklamalarını desteklemiş, Türkiye’nin 'yasa dışı' olarak tanımladığı hidrokarbon çalışmalarını durdurmasını talep etmişti. Siyasi alanda yaşanan bu gerilime rağmen, 2019’un ikinci yarısından itibaren Ankara ile yeni kurulan Atina hükümeti arasında diyalog kanalları açık tutuldu. Ancak Yunanistan’ın Fransa ile Türkiye arasında son dönemde giderek gerilen ilişkileri kendi lehine kullanma çabası ve başta AB olmak üzere uluslararası platformlarda köşeye sıkıştırmaya çalışması Ankara’nın tepkisini çekti.
Türkiye, Yunanistan’ın Kıbrıs Rum tarafı ile Akdeniz’deki diğer kıyıdaş ülkeler Mısır ve İsrail ile hidrokarbon faaliyetlerini devam ettirmesi, bunu yaparken de Türkiye ve Kıbrıs Türkleri’nin çıkarlarını göz ardı etmesine tepki duyarak pozisyonunu sertleştirdi.
Türkiye, 13 Temmuz’da Fransa’nın girişimiyle toplanan AB Dış İlişkiler Konseyi toplantısından bir hafta sonra 21 Temmuz’da 'denizcilere duyuru' anlamına gelen ilk NAVTEX’ini yayınladı ve Oruç Reis araştırma gemisinin Türkiye’nin BM’ye bildirdiği kıta sahanlığı sınırları ve 2012 yılında TPAO’ya verilen ruhsat sahaları içinde kalan bölgede sismik araştırmalar yapacağını ilan etti.
Yunanistan ise Türkiye’nin araştırma yapacağı alanların kendi kıta sahanlığı içerisinde olduğunu açıklayarak, sert tepki vermişti. Egemenlik haklarını koruma konusunda geri adım atmayacağını bildiren Yunanistan’ın teyakkuza geçerek bölgeye savaş gemilerini göndermesi, bunun üzerine Türk Deniz Kuvvetleri’nin Oruç Reis’e sağlanan güvenliği artırması bir anda sıcak çatışma tehlikesinin doğmasına yol açmıştı.
Taraflar arasındaki gerginlik, AB Dönem Başkanı sıfatıyla devreye giren Almanya Başbakanı Angela Merkel’in 22 Temmuz’da Erdoğan ve Miçotakis ile telefonda görüşmesi üzerine yatışmıştı. Ancak Ankara ve Atina arasında yeni bir diyalog sürecinin ilan edilmesinden bir gün sonra Yunanistan ile Mısır arasındaki deniz yetki sınırlandırma anlaşması imzalandı. Anlaşmanın 6 Ağustos’ta ilan edilmesinin hemen ardından Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Yunanistan-Mısır anlaşmasının 'yok hükmünde' olduğu çünkü iki ülkenin deniz sınırı olmadığı kayda geçirildi.
Yunanistan-Mısır anlaşmasına siyasi tepkinin ardından Türkiye'nin ilk somut tepkisi, 10 Ağustos sabah saatlerinde yayınlanan NAVTEX ile verildi. Duyuru, Oruç Reis gemisi ile ona eşlik edecek Ataman ve Cengiz Han gemilerinin 23 Ağustos’a kadar çalışacakları alanların koordinatlarını kayda geçirdi. Türkiye’nin NAVTEX’inden sadece saatler sonra Yunanistan da bir deniz duyurusu yayımladı ve Türkiye’nin ilan ettiği alanların Yunanistan kıta sahanlığı içinde olduğunu, dolayısıyla Türkiye’nin NAVTEX’inin yasa dışı olduğunu savundu.