23.10.2020 - 08:55 | Son Güncellenme:
ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi Demokrat Parti'nin başkan adayı Joe Biden, 3 Kasım'daki başkanlık seçimleri öncesi ikinci ve son kez canlı yayınlanan tartışma programında karşı karşıya geldi. Öncekine kıyasla daha 'ölçülü' geçen tartışmaya koronavirüs, göçmenler ve vergi konuları damgasını vurdu.
Bu tartışmanın, kamuoyu yoklamalarında eski başkan yardımcısı Biden'ın gerisinde görünen Trump'ın son şansı olabileceği belirtiliyordu. Nashville'deki Belmont Üniversitesi'nde Türkiye saatiyle 04.00'te başlayıp bir buçuk saat süren son tartışmanın moderatörlüğünü NBC'den Kristin Welker yaptı.
İlk tartışmada özellikle Trump'ın, rakibinin sözünü sıklıkla kesmesi nedeniyle, bu kez benzer bir durum yaşanmasını önlemek için bir aday konuşulurken diğer adayın mikrofonu kesildi. Geçen hafta yapılması planlanan ikinci tartışma Covid-19 teşhisi konulan Trump'ın sanal formatı reddetmesi nedeniyle yapılamamıştı. ABD'de başkan adayları 1976'dan beri seçimlerden önce televizyonlardan canlı yayınlanan tartışma programlarında karşı karşıya geliyor.
Trump ve Biden reklam arasının verilmeyeceği tartışmada altı başlıkta moderatörün sorularını yanıtladı. Bu başlıklar, 'Covid 19'la mücadele', 'Amerikalı aileler', 'ABD'de ırk', 'iklim değişikliği', 'ulusal güvenlik' ve 'liderlik' olarak belirlendi.
Tartışmada adaylar hemen her konuda taban tabana zıt fikirler savundu. ABD Başkanı Trump koronavirüs salgınının ortadan kaybolmak üzere olduğunu savunurken, Biden 'önümüzde kara bir kış var' diyerek federal hükümetin salgın konusunda çok daha agresif adımlar atması gerektiğini savundu.
ABD’de 220 bin kişinin virüs yüzünden hayatını kaybettiğine dikkat çeken Joe Biden, "Bu kadar fazla ölümden sorumlu olan bir kişi ABD Başkanı olarak kalmamalı. Ocak ayında bu virüsün ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu ancak halkla bunu paylaşmadı" dedi.
Seçim öncesi en büyük darbeyi koronavirüsten alan Trump ise, "Virüs Çin’den geldi. Virüs benim hatam değil. Biden’ın da hatası değil. Dünya çapında etkili olan bir pandemi. Mücadele ediyoruz. Çok sağlam mücadele ediyoruz" ifadesini kullandı.
Adaylar arasında Eylül ayı sonundaki televizyon tartışmasından iki gün sonra koronavirüs teşhisi konulan ve üç gün Walter Reed askeri hastanesinde, daha sonra da Beyaz Saray'daki tıp merkezinde tedavi gören Başkan Trump virüs konusunda kendi tecrübesini de anlattı:
"Ben de yakalandım. Kendi tecrübeme dayanarak şunu söyleyebilirim: Hastanedeydim. İyileştim. Bir tedavi uyguladılar. Kısa süre kaldım, çok hızlı iyileştim. Yoksa bu gece burada olamazdım. Bağışıklık kazandığımı söylüyorlar. 4 ay mı yoksa ömür boyu mu bilinmiyor ama bağışıklığım var."
Başkan Trump, virüse karşı aşının hazır olduğunu ve haftalar içinde açıklanacağını söyledi. Moderatörün, Trump’ın verdiği takvim üzerine yönelttiği 'Garanti mi?' sorusuna "Hayır garanti değil ancak yıl sonuna kadar hazır olması ihtimali yüksek. Johnson & Johnson, Moderna ve Pfizer şirketlerinin çalışmaları başarılı gidiyor. Başkaları da var" diye konuştu.
Trump'ın "Ülkeyi kapalı tutamayız. Burası dev bir ekonomisi olan dev bir ülke. Daha önce görülmemiş bir düzeyde depresyon var, alkol, uyuşturucu var. Çare sorunun kendisinden daha kötü olamaz" sözlerine Biden yanıt verdi.
Demokrat aday, kış aylarında vaka sayısının artması beklentisine değinerek, "Karanlık bir kışa girmek üzereyiz ancak kendisinin hala kapsamlı bir planı yok" diyerek rakibi Trump’a yüklendi. Biden, "Virüsle yaşamayı öğreniyoruz" diyen rakibi Trump’ı "Virüsle yaşamayı öğreniyoruz diyor. İnsanlar virüsle ölmeyi öğreniyor" sözleriyle eleştirdi. Joe Biden, yönetim olarak bilim adamlarının sözünü dinleyeceğini bir kez daha vurguladı, Trump’ın kutuplaştırıcı yaklaşımının Amerika’nın salgınla mücadelesini engellediğini savundu.
Anketler, Amerikalılar’ın çoğunun başkan Trump’ın salgınla mücadelesini onaylamadığını gösteriyor. Seçim yarışının çekişmeli geçmesinin beklendiği eyaletlerden biri olan Ohio dahil olmak üzere çok sayıda eyalette bir gün içinde görülen vaka sayısında rekor artış yaşandı. Vakalardaki artış, salgının yeniden güç kazanmaya başladığının işareti olarak görülüyor.
Demokrat Parti'nin başkan adayı Joe Biden, Trump’ın Anayasa Mahkemesi'ni Obama dönemine damga vuran ve herkese sağlık sigortası erişimi sağlayan Obamacare hizmetini geçersiz kılmaya ikna etme çabalarını eleştirdi, "Halk hesaplı bir sağlık sigortasına sahip olmayı hak ediyor. Nokta" ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Trump ise Obamacare olarak bilinen Hesaplı Sağlık Sigortası Yasası’nı aynı korumayı sağlayacak daha iyi bir yasayla değiştirmek istediğini söyledi. Ancak Trump yönetimi bu konuda hala kapsamlı bir sağlık sigortası planı sunmuş değil.
Başkan adaylarına, ABD seçimlerine Rusya, İran ve Çin’in müdahale ettiğine yönelik Amerikan istihbaratının tespiti üzerinden seçimlere müdahaleyi nasıl engelleyecekleri sorusu yöneltildi. Joe Biden, "Amerika’nın egemenliğine müdahale eden her ülke bedelini öder. Ancak kendisinin Putin’e bu konuda tek kelime ettiğini görmedim. Rusya beni tanıyor, benim onları tanıdığımı da biliyor" dedi. Başkan Trump ise Rusya’ya karşı kendisinden daha sert tavır sergileyen biri olmadığını, Rusya’dan hiç para almadığını söyledi.
Trump seçime müdahale ve ulusal güvenliğin tartışıldığı bölümde konuyu Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın Ukrayna ilişkisi ve Moskova eski belediye başkanının eşinden 3.5 milyon dolar aldığı iddialarına getirdi. Joe Biden ise Trump’ın iddialarına, "Yabancı bir kaynaktan tek bir kuruş bile almadım" yanıtı verdi.
Moderatör, Biden’a "Oğlunuzun iş ilişkileri etik değil miydi" sorusunu yöneltti. Biden soruya, "Oğlum Çin’den para kazanmadı. Çin’den para kazanan biri varsa o da bu kişidir" diyerek Donald Trump’ı işaret etti.
Başkan Trump televizyon tartışmasına konuk olarak Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın eski iş ortağı olan Tony Bobulinski’yi davet etti. Bobulinski, Biden ailesi ve Çin devletinin sahibi olduğu bir şirket arasındaki iş ilişkisiyle ilgili elinde kanıt olduğunu iddia etmişti.
Bobulinski Cumhuriyetçiler’in çoğunlukta olduğu Senato İstihbarat Komisyonu tarafından yürütülen soruşturmada işbirliği yapmış, soruşturmada Joe Biden’ın Amerika’nın politikasını uygunsuz şekilde etkilediğine ilişkin bir bulguya rastlanmamıştı. Biden’ın seçim kampanyası ekibi Bobulinski’nin davet edilmesini 'çaresiz ve acınası bir saçmalık' olarak niteledi.
Tartışma sırasında Trump sık sık Biden'a başkan yardımcılığı yaptığı yılları hatırlattı ve neden bugün vadettiklerini o zaman yapmadığını sordu. Trump, rakibine, "Ben senin yüzünden başkanlık yarışına girdim. Bu politikacılar sadece konuşur, faaliyet yok. Sen yolsuz bir politikacısın Joe, bana nasıl masum bir bebek olduğun masalını anlatma" dedi.
Trump yeniden başkan seçilmesi halinde ikinci döneminde atacağı siyasi adımlara pek değinmedi. Biden asgari ücretin saatini 15 dolara çıkarma, 11 milyon 'belgesiz göçmene' vatandaşlık yolunu açma ve koronavirüsle mücadelede ülke çapında maske zorunluluğu vaatlerini de tekrarladı.
Trump, Washington'a dönerken Air Force One uçağında gazetecilere tartışmayı değerlendirdi. ABD liderinin gergin olduğu göze çarptı.
ABD'de şu ana kadar yaklaşık 48 milyon seçmen, erken oy kullanma yöntemiyle oyunu kullandı. Bu programda adayların kararsız seçmenleri hedef alacağı belirtiliyordu. BBC Dünya Servisi Amerika sunucusu Laura Trevelyan, bu münazarada seçmenlerin fikrini değiştirecek ciddi bir an yaşanmadığını belirtiyor. Çoğu yorumcu tartışmanın kesin bir kazanını olmadığı fikrinde birleşti.
Adayların benzer performanslar sergilediği tartışmanın kazanının ise moderatör koltuğunda oturan 44 yaşındaki Kristen Welker'ın tartışmanın 'kazananı' olduğuna dair yorumlar mevcut. NBC'den iş arkadaşı Andrea Mitchell, başından itibaren kontrolü elinde tuttuğunu belirterek Welker'ı kutladı.
Welker adaylara hemen hemen eşit süre sağlaması sebebiyle de takdir topladı. CNN'in tuttuğu kayıtlara göre Trump toplamda 41 dakika, Biden ise 37 dakika 53 saniye konuştu. Trump, tartışma önce, moderatörü hedef alarak "Welker sahte habercilerin çoğu gibi her zaman korkunç ve adaletsiz biri olmuştur" demişti. Trump'ın kampanya danışmanı Jason Miller ise Welker'ın "mükemmel bir iş çıkaracağını" söylemişti.
29 Eylül'de yapılan ve karşılıklı söz kesme, hakaret ve suçlamalarla geçen ilk tartışmanın moderatörü Chris Wallace, birçok kişi tarafından başarısız bulunmuştu. Tartışmada Trump'ın sık sık araya girmesini engelleyemeyen ve kontrolü kaybeden Wallace, bazı yorumcular tarafından "kazananı çok belli olmayan tartışmanın tartışmasız kaybedeni" diye nitelenmişti.
Cleveland'da yapılan ilk münazarada Trump'a 'Palyaço', 'Putin'in finosu' ve 'Çeneni kapat' diyen 77 yaşındaki Joe Biden, programa hazırlanmak için bu hafta seçim toplantısı yapmadı. 74 yaşındaki Trump ise programını değiştirmedi ve Arizona, Pennsylvania ve Kuzey Carolina'da mitingler düzenledi.
Kamuoyu araştırma kuruluş Ipsos ve anket sitesi FiveThirtyEight'in ilk münazaradan önce ve sonra yaptığı anketler Trump'ın halk desteğinin hafif şekilde düştüğünü, Biden'ınkinin ise yine hafif şekilde yükseldiğini gösteriyor. Tartışmadan sonraki günlerde Biden'ın Trump'la arasındaki farkı üç puan daha açtığı belirtiliyor.
Bu programda adayların kararsız seçmenleri hedef alacağı belirtiliyordu. Yakın zaman önce yapılan bir Reuters/Ipsos anketi, kararsız seçmenlerin oranının yüzde 8 civarında olduğuna işaret ediyor.