03.09.2019 - 08:10 | Son Güncellenme:
2. Dünya Savaşı'ndan hasar almadan çıkmayı başarmış az sayıdaki kentten biri olan Brugge, bu sayede dünyanın mimari dokusunu en iyi koruyabilmiş kentlerinden biri olmayı başarmıştır.
UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nde yer alan şehir, 11. yüzyılda Avrupa'nın en önemi deniz ticareti limanlarından biri olmayı başarmıştı.
Adı muhtemelen eski Felemenkçede "köprü" manasına gelen Brugge, aslında Bronz Çağı'ndan beri yerleşimin bulunduğu bir yer.
12.-15. yüzyıllar arasında altın çağını yaşayan kent, bugünkü güzelliğini de aslında o yılların görkemine borçlu.
120 bin kişinin yaşadığı Brugge, nüfusunun çok üzerinde turist sayısını ağırlarken bunu elbette tarihine, mimarisine, kanallarına ve belki de havasına borçlu.
Yıl boyunca kasvetli bir havaya sahip olan Brugge'de yaz aylarında bile yağmura yakalanma ihtimaliniz oldukça yüksek.
Avrupa'nın merkezi bir noktasında yer alması nedeniyle turistlerin akın ettiği kentte görülmesi gereken pek çok yer bulunuyor.
Özellikle tarih ve sanata meraklı biriyseniz Brugge, mimarisi ve festivalleriyle tam da size göre bir yer.
Katedraller ve kanallar kenti olan Brugge, gotik mimarinin en güzel örneklerini de sunmasıyla dikkat çekiyor.
Aziz Salvador Kilisesi, Groeningemuseum, Aziz John Kilisesi, Kutsal Kan Kilisesi ve kent meydanı mutlaka görülmesi gereken yerler arasında.
Bunun yanı sıra Brugge tarihi mahalleleriyle de dikkat çekiyor. Beguinage, Kruispoort, Dweersstraat ve Steenhouwers mutlaka görülmesi gereken yerler.