03.09.2018 - 13:57 | Son Güncellenme:
Bask bölgesi deyince akla ilk gelen Bilbao’yu görmemiz gerektiğine karar verip kendimizi yollara vurduk. Bu kararı aldıktan sonra bir de baktık ki o tarihlerde Bilbao’da festival varmış. Ne de güzel denk geldi ama!
Festivalimizin adı Aste Nagusia ve her yıl Ağustos ayının 18-26 tarihleri arasında düzenlenerek tam 9 gün sürüyor. Festival, şehre gelen sirk ile birlikte başlıyor ve etkinlikler boyunca Old Town içerisinde yer alan bir çok sokak, özel kostümlü insanlarla dolup taşıyor.Boğa güreşleri, boks müsabakaları, ve geleneksel dans gösterileri ile de çılgınlaşmaya devam ediyor. Duyduğumuza göre her yıl mutlaka farklı sürpriz bir gösteri yapılıyor.
Bilbao Bask bölgesinin en kalabalık şehri ama siz yine de böyle dediğimize bakmayın çünkü bu sıfatına rağmen nüfusu 350.000 civarında. Burası aynı zamanda Bask bölgesinin finans merkezi, endüstri ve sanayi olarak ise Kuzey İspanya’nın en zengin şehri. Bask ülkesinde konuşulan resmi dil Baskça olduğu için tabelalarda Baskça ve İspanyolca olarak iki farklı dil görüyorsunuz. Bir kelime minimum 10 harf uzunluğunda ve bol ‘x’ barındırıyorsa bilin ki Baskça bir şeyler okuyorsunuz.
yapıldıktan sonra şehrin bu kısmına daha fazla modern bir hava getirmiş ve sonrasında bölgenin adı modern şehir olarak anılmaya başlamış. Şehrin Old Town kısmı ise her zamankinden ortaya karışık İspanya özellikleri sunuyor. Arnavut kaldırımlı taş sokakları, adım başı barları ve bitişik nizam binaları ile samimi ve vakit geçirmek istenecek türden bir ortam buluyorsunuz.
Bilbao’nun en güzel yanı ise konumu itibariyle sahip olduğu okyanus iklimi ve bu şehir aynı zamanda Green Spain olarak adlandırılan bölgenin merkezi. Yemyeşil bir çevresi olan Bilbao kendine has bir şehir. San Sebastian kadar küçük olmasa da örneğin Valencia’dan daha küçük olduğunu söyleyebiliriz. Bu şehir geniş bir vadi boşluğuna kurulu olup çevresi yüksek ve yemyeşil dağlarla kaplı. İçinden geçen Nervion nehri, Atlas okyanusuna kavuşuyor ve vadi içindeki şehri ‘U’ şeklinde kesen bir doğal kanal ile kanallar üzerinde yer alan 13 adet köprüye sahip.
İspanya’nın herhangi bir şehrinden Bilbao’ya gitmek isteyenler için hem tren hem de uçak seçeneği mevcut. Tren yolculuğu sevenler Renfe ile uygun fiyata seyahat edebilirsiniz. Tren ile Barcelona’dan yaklaşık 6 saat sürüyor ve gidiş geliş biletini 40 Euro’ya alabiliyorsunuz. Uçak ile seyahat edenler ise RyanAir ile Vueling seçeneklerinden birini kullanabilir. İstanbul’dan ise THY tarifeli uçakları ile Bilbao’ya haftanın belli günleri direkt seferler yapılıyor.Havaalanından şehre gelirken 15 dakikalık otobüs yolculuğu yapıyorsunuz ve bu yolculuk için Bilbao Bizkaia kartını almanızda fayda var. Bu kart ile hem şehir merkezine gelirken otobüs, hem de şehir içinde metrodan faydalanabiliyorsunuz.
Bilbao’da kalacak yer konusunda Casco Viejo ( Old Town ) tarafını tercih etmenizi öneririz. Biz güzel bir seçim yaparak ‘Bilborooms’ adındaki otelde kaldık. Bilbao’ya seyahat edeceklere burayı tavsiye ediyoruz. Gerek ortamı gerek çalışanlarıyla samimi ve sıcak bir otel. Ayrıca Old Town’ın tam anlamıyla merkezinde yer alıyor. Kalacak yer için bed&breakfast tarzı bir yer seçecekseniz kişi başı fiyat aralığı 30-45 euro aralığında olacaktır.
Bilbao yürüyerek rahatlıkla gezebileceğiniz şehirlerden fakat metro imkanı da mevcut. 3 hattan oluşan bir metroya sahip. Ek olarak Bilbobus isminde otobüsleri ve bir de bizim minibüsler tadında Microbus’ları var. Bilbobus büyük otobüsler için verilen bir isimken Microbuslar Bilboların giremediği yerlere girebilsin diye kullanılıyor.Bir de keyifli bir seçenek olarak şehirde nostaljik tramvay var ama biz ne yaptık? tabii ki hiç birinin yüzüne bakmadık ve her gezimizde olduğu gibi üstüne katarak adım atma rekorları kırmaya devam ettik. Size de tavsiyemiz bu yönde olacaktır.
Bahsettiğimiz gibi burası küçük yeşil bir şehir. Çoğunlukla İspanyol ve Fransız turistin ziyaret ettiği bir yer. Güzel vakit geçirmek adına festival dönemine denk getirecek şekilde gitmenizi tavsiye ederiz. San Sebastian’da olduğu gibi burada da gurmelik birincil aktivite olacaktır.Bilbao turunuza Paseo del Arenal‘den başlayıp tekrar başlangıç noktasına geri dönüşü eğer Guggenhem müzesini ziyaret etmeden yaparsanız bu yolu 3 saat gibi bir sürede yürüyebilirsiniz. Fotoğraf çekmek için duraksamalar dahil.
Bilbao’ya ayak bastığınızda ilk turist kafilesini göreceğiniz meydandır. Bir çok Pintxo bardan oluşur ve meydanın ortasında Botellon kültürü epey yaygındır. Botellon’un ne olduğuna gelirsek, İspanyollar rom – cola karışımını çok sever ve bu karışımı sokak ortasında yapıp yuvarlanarak içmelerine Botellon ismini vermişlerdir. Dememiz o ki burası eğlenceli bir mekan. Bu tariften sonra canı rom çeken olduysa bu meydanda takılıp paylaşımcı ispanyol kardeşlerimizle sosyalleşmelidir. İspanyollar sıcak insanlardır, özellikle mevzu içki paylaşımı olunca gönülleri oldukça zengindir.
Bilbao turunuza Plaza Nueva ile başlayabilirsiniz. Pintxo barların dört bir yanınızı sardığı bu güzel meydanda sıra sıra barlara girerek her birinde pintxoların tadına bakabilirsiniz. Bilbao’nun Old Town’ında karşınıza çıkacak en güzel meydan bizce burası. Sonrasında old town’da kaybolmak serbest. Çiçekli balkonlar, Kehribar rengi taştan bitişik binalar, Siyah parke taşlarla kaplı minik meydanlar, Bakır musluklarından içme suyu akan tarihi çeşme, Tezgahları iştah kabartan pintxo barlar ve rengarenk boyalı tahta cumbalar. Bunlar göreceklerinizden bazıları olarak aklınızda bulunsun.
Ve geldik en meşhur noktamıza, bu yapı 1997 yılında inşa edilerek açılmış son 30 yılın en önemli yapısı olarak gösteriliyor. İspanya’daki en büyük müzelerden bir tanesidir. Buraya ulaşmak için Arenal meydanından ayrıldıktan sonra nehir kanalı boyunca yürüyebilir ve yarım saatlik bir yol sonunda Guggenheim modern sanat müzesine ulaşabilirsiniz. İçeriye giriş ücretli olup çağdaş sanatın en güzel eserleri burada sergilenmektedir. Müze eşsiz tasarımı ile kendini epey uzaktan belli ediyor. Ama siz yine de tanımakta zorluk çekerseniz müze yanındaki devasa Örümcek heykelini görünce nerede olduğunuzu anlayacaksınız. İnanın, kime sorsanız gösterecektir.Bu müze yapılmadan önce Nervion nehri bir sürü atığın döküldüğü, gelişen endüstriden nasibini almış atıl bir vaziyetteyken müzenin getirdiği yenilik ve güzelleşme ile bu bölge de arındırılarak Bilbao’nun modern yüzü oluşturulmuş.Giriş ücreti: 17 EuroEkin & Orçunhttp://instagram.com/yolkurehttps://yolkure.com