‘Seçimden sonra sektörün önü daha da açılacak’

Bu yıl 9 Aralık’ta düzenlenecek olan 13. AMPD Perakende Zirvesi’nin ana gündemini yatırımların oluşturacağını söyleyen Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Başkanı Mehmet Nane, “Bu alanda Türkiye’nin önü çok açık. Sektörün altyapısı 2001 krizinde atıldı. Türkiye bu nedenle 2008’deki krize hazırlıklı girdi. 2011 seçimlerinden sonra yani politik istikrar sorusu ortadan kalktığında hem sektörün hem de ülkenin önü daha da açılacak” diyor.
Türkiye’nin o günden sonra yatırım ve büyüme konularını daha yoğun olarak konuşacağını belirten Nane, “Bu anlamda ilk üç sektörden birisi de perakende olacak” diye konuşuyor. Sektörün yurtiçi ve yurtdışı yatırımlara yönelik çok önemli çalışmalar yaptığını ifade eden Nane, şunları söylüyor:
“Yabancı ülkelere yatırım konusunda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) başkanlığında bir platform kurduk. Bu platform öncelikle yurtdışına yatırımın altyapısını oluşturmaya çalışıyor. Bu kapsamda Eximbank ile görüşmeler yapıldı. Beraberinde tüm çevre ülkelerdeki yatırım olanakları araştırılıyor. Çünkü perakende kalıcı ihracatta büyük önem taşıyor. Yurtdışındaki mağazaya gönderilen her ürün ihracat demek. Bu anlamda yurtdışında daha çok mağazalaşmak gerekiyor.”

‘Yatırıma odaklandık’
Tüm bu gelişmeler neticesinde düzenlenecek zirvede yatırıma odaklanmayı tercih ettiklerini vurgulayan Nane, “Ira Kalish, Antonio Achille gibi yabancı konuşmacılar bizimle fikirlerini paylaşacaklar. Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini ortaya çıkarmaya çalışacağız” diyor.

‘Festivale dünden ihtiyacımız vardı’
18 Mart - 26 Nisan 2011 tarihleri arasında düzenlenecek Shopping Fest gibi projeye İstanbul’un dünden ihtiyacı olduğunu söyleyen Mehmet Nane, “Bu festival turistleri alışverişe yönlendirebilecek fırsatlar sunacak” diyor. Turistlerin İstanbul’a gelme nedenleri olan tarih ve eğlenceye alışverişi de eklemek istediklerini anlatan Nane, “Bu projede örgütler bir araya gelip güçlerini birleştirdi” diyor.

‘Kâşif müşteri, tematik mağaza istiyor’
Perakende sektöründeki fast fashion (hızlı moda) trendinin yavaş yavaş sona erdiğini söyleyen Bilsar Yönetim Kurulu Başkanı Selman Bilal, “Tüketici nereye kadar satın alacak? Bu nedenle gelecekte özgün ve zamansız temalar öne çıkacak” diyor.
Yine tek markalı mağazalardan çok markalı mağazacılığa geçiş yaşanacağını anlatan Bilal, “Tüketici dünyada çok markalı konsept mağazalara yöneliyor. Bu trend güçlenerek devam edecek” diye anlatıyor.
Bilsar olarak bu trendi uzun süredir izlediklerini belirten Bilal, şöyle devam ediyor:
“Bilstore mağazalarımızda kafeteryadan sergi salonuna kadar pek çok aktivitenin yapılabileceği özel alanlar var. Çünkü insanlar tüketimden sıkılmaya başladı. Daha fazla taksit, daha fazla tüketim... Zaten bunun sonucunda bir tepki olacaktı. Bunu bekliyorduk.”
Tüketicilerin alışverişi artık bir keşif olarak görmek istediğini kaydeden Bilal, “Bu nedenle çok daha özgün olmak gerekiyor” diyor.

Anadolu’ya açılıyor
Kısa süre içinde internetten satışa başlayacaklarını söyleyen Bilal, “Aynı zamanda franchising vermeye başlıyoruz. Anadolu’ya açılacağız. Trabzon, Kayseri ve Antalya’da franchising mağazalarımız açılacak” diye anlatıyor.
Bilsar olarak markalarla iş ortaklıkları yaptıklarını ve dolayısıyla da marka çeşitlemesine gittiklerini ifade eden Bilal, şunları söylüyor:
“Kendimize bu yönde bir kulvar belirledik. Niş ve tematik markalarla anlaştık. Zaten kendi markamız olan Bil’s’de böyle bir marka. Bu markayla sadece beyaz gömlek satışı yapıyoruz. Anlaştığımız markalar arasında, Muji var. Bir Japon markası olan Muji’nin yelpazesinde günlük hayatınızda kullanabileceğiniz ürünler var. Ayrıca Fred Perry, Austin Reed ve Penguin markalarının satışını da yapıyoruz.”
Premium markaları Türkiye pazarına getiren Bilsar’ın bu markaları doğru pazarlama stratejileriyle ileri noktalara taşımak istediğini anlatan Bilal, “En yeni markamız Penguin. Bu markanın ürün geliştirmesine de katkıda bulunacağız. Penguin şu anda Bilstore mağazalarında satılmakla birlikte, kendi konsept mağazaları da açılacak. Ayrıca lüks marka zincirleri, department store ve çeşitli bağımsız mağazalarda da olacak” diyor.

Dede evini Bilstore’a çevirdi
Aslen Çorumlu olan Selman Bilal, bu ilde dedesi Hakkı Bilal tarafından miras kalan evi de Bilstore mağazası olarak faaliyete açmış.
Çorum’da 1947 yılında Hakkı Bilal müessesesinin dedesi tarafından kurulduğunu belirten Bilal, dedesinin İkinci Dünya Savaşı döneminde tela üretimi yaptığını, fakat o dönemlerde hem üretim hem dağıtımın zor olduğu gerekçesiyle tela üretiminden vazgeçip manifaturacılığa başladığını belirtiyor. Bilal ayrıca 50 milyon dolar ciroya ulaştıklarını söyleyerek, 900 kişiye istihdam sağladıklarını kaydediyor.

Kiğılı ve Koton, Özyeğin’le birlikte Çin’e gidiyor
Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin’in Çin’de kuracağı alışveriş merkezlerinde mağaza açacak Türk firmaları yavaş yavaş belli olmaya başladı. Bunlar arasında Kiğılı ve Koton da var.
Çin’de hali hazırda 1 milyar 326 milyon kişinin yaşadığını söyleyen Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, “Herkes bütün Çinlilerin geliri düşük zannediyor ama 300 bin Çinli, ABD vatandaşlarının standartında yaşıyor” diyor.
Türk markalarının birçoğunun Çin pazarında faaliyet göstermek istediğini ifade eden Kiğılı, “Çok yakın bir gelecekte hepimiz Hüsnü Özyeğin tarafından açılacak alışveriş merkezinde yerlerimizi alacağız. Bu pazardan korkumuz yok” diye anlatıyor.

Vücut yapısı avantajı
Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz da, 23 ülkede 72 mağazası olan Koton’un Çin’de kurulacak AVM’de mağaza açmayı planladığını söylüyor.
Çin’e gitmek istediklerni belirten Yılmaz, “Pazarı bir daha gözden geçireceğiz. Ticari potansiyel, iklim ve ithalat prosedürüne bakıp son kararımızı vereceğiz. Ayrıca Hüsnü Özyeğin’in AVM açacağı bölge kuzeye yakın olduğu insanların vücut yapısı Türklere benziyor. Böyle bir avantajı var” diyor.

Uygur bölgesinde mağaza açacak
Çin’in Uygur bölgesinde Urumçi kentinde dört ay sonra Kiğılı mağazasının açılacağını söyleyen Abdullah Kiğılı, “Bununla ilgili anlaşmayı yaptık ve imzayı attık. Bu bölgede Kiğılı’nın franchising mağazasını açıyoruz” diyor.
Türk firmalarının artık sınırları aştığını belirten Kiğılı, “Şimdiye kadar Türkiye’nin içinde birer dünya markasıydık. Artık çevredeki tüm ülkelere know-how verebilecek duruma geldik” diye anlatıyor.

‘2011 perakende için büyüme yılı olacak’
Gıda perakendeciliğinin bu yıl büyümeye devam ettiğini söyleyen Kiler Genel Müdürü Nihat Özdemir, “Organize perakende büyümesine devam etti. Kiler olarak biz de sektördeki bu gelişmeden olumlu şekilde payımızı aldık” diyor.
Özdemir, 2011’in perakende için bu yıla göre daha iyi bir yıl olacağını belirtiyor. Perakende sektörünün son dönemde ciddi bir değişim yaşadığını belirten Özdemir, şöyle devam ediyor: “Bunun temelinde ise daha istikrarlı bir ekonomi var. Önceki dönemde ülkedeki risk faktörü yabancı yatırımcının bir numaralı soru işaretiydi. Risk faktörünü artık yabancı yatırımcı düşünmüyor. İstikrarlı ekonomi sürecinde perakendecilikte ezberler de bozuldu.” Nihat Özdemir, “Kiler’in son beş yılda olduğu gibi önümüzdeki dönemde de büyümesini sürdüreceğini düşünüyorum” diye anlatıyor.

‘Hediye vermenin demokratik yolu’
Tiffany & Co. Türkiye ortağı Dilek Ertek, ‘mavi kutu’ geleneklerinin 173 yıldır hiç değişmediğini söyleyerek, “Beyaz kurdeleli mavi kutudan milyonlarca dolar değerinde bir mücevher mi, yoksa mütevazı bir gümüş obje mi çıkacak, bilemezsiniz. Bu hediye vermenin en demokratik yolu” diyor. Tiffany & Co.’nun Amerika kıtasında 88, Japonya’da 57, Asya-Pasifik’te 42 ve Avrupa’da 24 mağazası bulunduğunu belirten Ertek, “Mücevherlerinin yanı sıra gümüş tasarımlarıyla da dikkat çeken firmamız kurumsal hediye alanında da tercih ediliyor” diyor.
Öte yandan Tiffany & Co., 2010 yılı 3. çeyreği sonunda dünya genelinde net satışlarının yüzde 14 artarak yaklaşık 2 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Şirketin, net gelirleri ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 47 oranında arttı.