17.03.2024 - 17:46 | Son Güncellenme:
DHA
Bakan Özhaseki, inceleme ve ziyaretlerde bulunmak üzere Yalova'ya geldi. Yalova Valiliği ve Yalova Belediyesi'ni ziyaret eden Özhaseki, Bağlarbaşı Mahallesi Kentsel Dönüşüm Alanı'nda da incelemelerde bulundu. Kentte yapımı tamamlanan ve devam eden kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin bilgi veren Özhaseki, "Tabii bizim en önemli işimiz, kentsel dönüşüm oldu. Elbette bakanlığımızın birçok alanda faaliyetleri var. Bunları çok hızlı biçimde takip ediyoruz. Bir taraftan 6 Şubat'ta meydana gelen, hepimizi derinden üzen Kahramanmaraş merkezli depremler sonucu bölgedeki hasarların giderilebilmesi, yaraların sarılabilmesi amacıyla müthiş bir çalışma yürütüyoruz. Ama bir taraftan da başta İstanbul'umuz ve Marmara havzası olmak üzere bütün şehirlerimizi depreme dirençli hale getirmek için de büyük bir mücadele içerisindeyiz" diye konuştu.
'TÜRKİYE'NİN HER YERİNDE İMZASI VAR'
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu ve alınması gereken önlemler konusunda yerel yöneticilere büyük görevler düştüğüne dikkat çeken Özhaseki, şöyle konuştu:
"Her fırsatta altını çizerek ifade ediyorum ki depremin en ağır hasarlarının yaşandığı bir şehirde olduğumuz için, bunu söylemekte de fayda var diye düşünüyorum. Türkiye, bir deprem ülkesi. Şu anda 500'e yakın hareketli fay hattı var. Bunların nerede, ne zaman kırılacağını, nasıl bir zarar vereceğini kestiremiyoruz. O yüzden bize düşen şey, bir an önce kentlerimizi depreme dirençli hale getirebilmek. Eğer bir belediye başkanı, kendini vazife süresi içerisinde ve bittiğinde müsterih olarak kenara çekilmeyi düşünüyorsa, elini vicdanına koyduğunda, geriye doğru baktığında, 'Evet şehrimi depreme ne kadar hazırladım ne kadar kentsel dönüşüm içinde başarılı oldum' diye mutlaka düşünmesi gerekiyor diye ifade etmek istiyorum. Burada da bizim çalışmalarımız var, gayretimiz var. Mustafa beyin de bu çalışmalara yürekten katıldığını görüyorum, şahitlik ediyorum. Bakanlık olarak aslında bizim Yalova'mızda 20 milyar lirayı geçen bir yatırımımız var ve devam ediyor. Bir taraftan da TOKİ olarak bizler 2692 konutu burada tamamlamışız. Şu anda da devam eden Bağlarbaşı'nda 740 adet konutun da inşaatına başladık. İnşallah bunları da yapmaya devam edeceğiz. Zaten 304 adet konusu da bundan 1 hafta kadar önce zannedersem hak sahiplerine verdiler arkadaşlarımız. Komşularımız oturmaya başladılar orada. Bu başlangıç olsun, arkası da gelsin istiyoruz. Bunu da en iyi şekilde Mustafa Başkanımız hazırlayacaktır. Bölgeleri, heyelan bölgesini, zeminde sıvılaşma olan bölgeleri, depreme dayanıksız olan konutlarımızın bulunduğu yerleri, hesap edip, geldiğinde biz de bütün imkanlarımızla ve gücümüzle burada olacağız. Onları yenilemek için, elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. Zaten bu konuda TOKİ, kendisini ispat etti. Türkiye'nin her yerinde imzası var. Bunu da görüyoruz."
'SIVASI BİLE DÖKÜLMEDİ'
TOKİ'ye yönelik eleştirileri de hatırlatan Özhaseki, "Eskiden bizim daha çok entel dantel geçinen tiplerimiz TOKİ'yi beğenmezlerdi. Yukarıdan bakarlardı. 'TOKİ konutları değil mi?' vesaire gibi böyle bir kekremsi ifadeyle de kendilerine sunarlardı. Ama depremden sonra herkes gördü ki TOKİ'nin şu ana kadar 20 yılda, 22 yılda yaptığı 1 milyon 340 bin konut var. Hiçbir tanesi yıkılmadı. O şiddetli depremlerde dayandı. Depreme dirençli konutlar yapıldığını, dosdoğru yapıldığını ispat etti. Sıvası bile dökülmedi. Bundan sonra da şehrimizi daha dirençli hale getirebilmek amacıyla depreme, TOKİ vasıtasıyla evler yapmaya da devam edeceğiz" dedi.
'İHTİYAÇ NEYSE BUNLARI GİDERMEYE ÇALIŞIYORUZ'
Yalova'ya yapılan diğer yatırımlarla ilgili de bilgi veren Özhaseki, şunları söyledi:
"Bizim bakanlık olarak burada ciddi bir faaliyetimiz de yurt dışından temin ettiğimiz, çok uzun vadeli, neredeyse sıfır faizli ana isale hattının yapılması meselesi. Burada da sadece ana isale hattı kilometrelerce yapılmıyor, 8 tane kadar depo ya yenileniyor ya yeniden yapılıyor. Terfi merkezi yapılıyor. Ana isale hattındaki kaçaklar, elbette sıkıntı veriyordu. Uzunca bir süredir bu konuşuluyor ama yapılamıyordu. Allah'a şükür, bunun da kredisini temin ettik. Şimdi yüzde 75 seviyelerinde, bunları bitti diye biliyorum. Aynı zamanda Yalova Millet Bahçesi’ni de bitirdik, 110 dönümden fazla. Bunlar da açılışa hazır hale geldi. Önümüzdeki günlerde yapılacak. Ayrıca üniversitemiz içerisinde de hükümetimizin yapmış olduğu, bir taraftan 100 milyon TL'yi geçen morfoloji binası, kongre merkezi binası bittiği gibi, şu anda da devam eden haziran ayı gibi açılışını yapacağımız, sanat tasarım fakültemizin inşaatı da hızla sürüyor. Aynı zamanda proje safhasında olan, ihaleye çıkılması için gün beklenen kütüphanemiz ve yemekhanemiz de var. Özetle şunu söylemeye çalışıyorum. Gerek genelde hükümet olarak Yalova'mıza elimizden gelen bütün yatırımları yapmaya çalışıyoruz. İhtiyaç neyse bunları gidermeye çalışıyoruz. Büyük yatırımlar yapıyoruz. Bir tarafta da kısa bir süre olmasına rağmen belediyede, yerelde, Mustafa Tutuk Başkanımız elinden geleni yapıyor. Bu kısa süre içerisinde ana isale hattına başlaması bile başlı başına bir mucizedir, kim ne derse desin. Birçok belediye başkanı bu dönemlerde, altyapı yatırımına girmezler. Çünkü altyapı yatırımı biraz insanları rahatsız eder. O rahatsızlıktan da tabii ki oylarımız düşer endişesi ile kolay kolay belediye başkanları, bu tür işlere girmezler ve girmekten imtina ederler. Ama Mustafa bey cesaretle girdi. Büyük de bir iş yapıyor. Tebrik ediyorum kendisini de. Allah razı olsun. Sonra kentsel dönüşüm. En önem verdiğimiz iş, bu konuda da ciddi çalışmalar yapıyor. Biz de bakanlık olarak yanında durup, arkasında durup, ne gerekiyorsa gerek TOKİ'miz gerek Emlak Konut'umuzla üstümüze düşen bütün işleri nasip olursa yapacağız. Bu vesileyle bir kez daha değerli başkanımızı tebrik ediyorum. Sayın Valimizin de vilayette görüştüğümüz birkaç projesi var. İnşallah onları da gerçekleştiririz. Yalova'ya bir de kadın eli değmiş olur. Biraz daha böyle estetik, zevkli tarafları, keyifli tarafları ön plana çıkarmış olur ki sokak sağlıklaştırma projelerini falan ben de sevdim. Ben de onu sonuna kadar destekleyeceğim. İnşallah onları da yaptığımızda çok daha bir başka Yalova olur diye düşünüyorum."
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Bağlarbaşı Mahallesi Kentsel Dönüşüm Alanı'ndaki incelemelerinin ardından AK Parti Yalova İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Burada konuşan Özhaseki, AK Parti hükümetlerinin, cumhuriyet hükümetlerinin tamamından çok daha fazla proje hayata geçirdiğini belirterek, “Bizim gerek 22 yıllık iktidarımızda, gerekse 94’te başlayan, Sayın Cumhurbaşkanımızın İstanbul'da, bizlerin de Anadolu'nun değişik kentlerinde belediyecilik yapmasıyla birlikte, özellikle hizmet döneminin açıldığını çok rahat söyleyebiliriz. Bütün dava kardeşlerim, arkadaşlarım her alanda başlarını dik tutabilirler. Alnımız açık Allah'a şükür. İktidarda o kadar çok iş yaptık ki bizden önce gelmiş geçmiş bütün cumhuriyet hükümetlerinin 81 yıl boyunca yaptıklarını bir tarafa koyun, bizimkiyle kıyaslayın, 20 yıllık yaptıklarımızı. Emin olun bizim yaptıklarımız birkaç misli fazla. Geçmişte hizmet eden hiç kimseye sözümüz yok. Ama en azından da yaptıklarımızı söylemek durumundayız. Hükümet etme noktasında aklınıza hangi alan geliyorsa, yani maliyeden savunma sanayiye, ulaştırmadan sağlığa, enerjiden diğer alanlara hangi alanı düşünürseniz düşünün, her bir alanda yaptığımız faaliyetlerin geçmiş cumhuriyet hükümetlerinin yaptıklarının tamamından birkaç kat fazla. Sadece sağlıkta bile, geçmişte gece 4’te, 5’te sıralara girip, kuyrukta bir tane numara alabilmek için saatlerce bekleyen insanlar var. Hastanelerde insanların rehin kaldığı dönemleri biliriz. İlaç alamayan insanların durumunu çok iyi biliyoruz. Şimdi bile açılan şehir hastaneleriyle verilen sağlık hizmetleriyle, en son pandemide de dünyayla yarışan ve en önde olduğumuz bir alandan bahsediyorum şimdi. Hepimiz başımızı dik tutup, övünebiliriz” diye konuştu.
‘AK PARTİ AİLESİ OLARAK HER YERDE BAŞINIZI DİK TUTUN’
22 yıllık iktidarları döneminde hayata geçirilen projelerin yanı sıra yaşadıkları sıkıntılara da değinen Özhaseki, şöyle konuştu:
“Eskiden bir vesayet rejimi vardı. 1946’da çok partili sisteme geçilmiş, istediğimiz gibi idarecileri seçiyoruz ama hazmedememişler bazıları. Biz seçip Ankara'ya gönderiyoruz, bizi idare etsinler diye. Ama orada yılanlar, çıyanlar bekliyor. Önce siyasilerin üzerine baskı kurmaya çalışıyorlar. Sözlerini geçiremezlerse faili meçhuller başlıyor. Sonra gazetelerde siyasileri tahfif eden, küçümseyen, alay eden tavırlar ve başlıklar çıkmaya başlıyor. Sonra, ‘İdare edemiyorsunuz’ diyorlar. Pat ihtilal yapıyorlar. Bunların çoğu legal kuruluşlar gibi gözükse de onların yer altına uzanmış uzantılarıyla yapılıyordu. 60’ta, 70’te, 80’de yaşadık. 28 Şubat'ta değişik bir biçimini yaşadık. Bana içinizden bir tek Allah'ın kulu şunu söylesin. Adnan Menderes ve arkadaşları idam edilmek için ne yaptılar? Hangi suçu işlediler? Tabii tarih zamanla hükmünü veriyor, insanların gönlünde o tahtı kuruyor. Arkasından Fatihalar okunuyor. Ama ona o kötülüğü yapanların hepsi de beddualarla, lanetlerle anılıyor. Aynısını bize de yaptılar. Parti kapatma davası açtılar. Muhtıralar verdiler. Gezi olayları, arkasından hukuk darbesi 17/25. Sonra çukur eylemleri. 4 tane affedersiniz zibidi ellerine paçavrayı almış, bayrak diyerek bağırıyor. ‘Biz öz yönetim ilan ettik’ diyorlar. Çukur eylemleri. Devlet kurmaya kalkıyorlar kendi kendilerine. Ve ihtilal denemesi. Çok şükür bunların altından, hepsinin altından kalktık. Tabii burada en büyük pay da bize yol gösteren, liderlik eden Recep Tayyip Erdoğan’ın. Millet de arkasında durdu ve bu kötülüklerin hepsini bertaraf ettik. Özgürlükleri de biz genişlettik. Ben sadece başörtüsü meselesi olarak görmüyorum ki özgürlükleri. Doğu'da bakın bir kardeşimiz kendi anadili olan Kürtçeyi kullanamıyordu. Türküsünü söyleyemiyordu. Propagandasını yapamıyordu. Niye yapılmasın? Onları da biz genişlettik. Ve dünyaya da liderlik nasıl olur, Türk milletinin onuru, asaleti nasıl temsil edilir, bu da Sayın Cumhurbaşkanımızla ortaya çıktı. Daha önce yurt dışına gidip oralarda iki büklüm duran biz başbakanlar da gördük. 300 milyon lira emanet para alacağız, borçtan faizden para alacağız diye iki büklüm duran, ricacı başbakanlarımız vardı ne yazık ki. Sonra oradan, şimdi düşünün IMF'den memurlar gelir. Büyük törenlerle karşılanır. Maliyeye giderler, en baş köşeye otururlar, emirler yağdırırlardı. ‘Şuna parayı vereceksiniz, şuna vermeyeceksiniz, şunu şöyle yapacaksınız’ diye. O dönemler çok geride kaldı. Bir Türkiye var. Allah'a hamdolsun üzerinde artık oyun oynanamıyor Türkiye'nin. Türkiye, oyun kurucuları arasına girdi. Terörden de bertaraf ettiğimiz alanlarda biz istediğimizi yaptırıyoruz. Azerbaycan Şuşa zaferinde biz yine Türkiye olarak en başroldeydik. Akdeniz bir Türk gölü haline geliyor. Bütün bunların hepsinde de bizim Sayın Cumhurbaşkanımızın ve hükümetimizin müthiş bir liderliği var. O yüzden AK Parti ailesi olarak siz de lütfen başınızı dik tutun her yerde. Övünerek anlatın bunları. Şükür Allah'a, hizmetle dolu geçti. Ve belediyecilikte de bizler çok güzel işler yapıyoruz. 94’te ilk çıktığımızda hep demiştik ki ‘Biz hizmet edeceğiz. Kimseyi ayırmayacağız, mazeret de üretmeyeceğiz. Deli gibi çalışacağız’ dedik ve çalıştık. Senelerdir temsil ettiğimiz, başkanlık yaptığımız şehirler hep öne doğru çıktı. Burada bile 3 yıllık, 4 yıllık bir mücadeleyle neler yapıldığına sizler şahitsiniz. En büyük projeler yine bizim zamanımızda yapılıyor. Su isale hattı, 26 milyon avroluk bir hat. Yapsalardı ya daha önce bunu.”
’31 MART’A KADAR HASTALANMAK BİLE YASAK’
31 Mart’ta yapılacak yerel seçimleri işaret eden Özhaseki, “Yüksek oy oranıyla gelmekle, ucundan, bucağından zoraki kurtararak gelmek arasında da fark var. Burada iradenizi ortaya koyarsınız bir rekorla Mustafa Başkanı ve diğer ilçelerimizdeki, beldelerimizdeki kardeşlerimizi Ankara'ya gönderirsiniz. Onlar da sizin temsilciniz olurlar, sizlere hizmet ederler. Allah utandırmasın. Birliğimizi, dirliğimizi daim etsin. İnşallah şu 15 gün içerisinde biraz daha gayret. Hastaneye gitmek bile yasak arkadaşlar. Haberiniz olsun. Hastalanmak bile yasak. Bakın bu yaşta, her gün 1 veya 2 şehre gidiyorum. 8-10 yerde konuşmalar yapıyoruz, mitinglere katılıyoruz. Doğru bildiklerimizi anlatıyoruz. Bu seçimlere kadar biraz daha gayret. Ondan sonra normal, kendi işlerimize dönüp, herkes kendi işini yapabilir ama seçimlerde bir gayret istiyorum" dedi.
‘MİLLETİN PARASINI HARCAYARAK ALGI YAPIYORSANIZ ZEHİR ZIKKIMDIR’
CHP’li belediyeler ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu da eleştiren Özhaseki, şunları söyledi:
“Önde bir kordon var, bir de arka taraflarda perişan, ihmal edilmiş İzmir var. İzmir de deprem bölgesi. 25 senedir Cumhuriyet Halk Partisi zihniyeti burayı idare ediyor. 25 tane bina değiştirdi mi, dönüştürdü mü? Ya 25 tane. Ne var yani, sıradan bir müteahhit bile kendi başına yapabilir her sene bir binayı. Yok, yok, yok. Hiç öyle bir niyetleri yok. Sadece öğrenmişler algı belediyeciliği. Biz hizmet belediyeciliği diyoruz. Biz gönül belediyeciliği diyoruz. Biz marka şehirler diyoruz. Gerçek belediyecilik bizim yaptığımız diyoruz ki doğru yüzde 100 inanarak söylüyoruz. Onlar da sosyal medyada fenomenlerle, yazarlarla, çizerlerle, yandaş besledikleri sanatçı tayfasıyla trilyonlar dağıtarak, hayatlarını sürdürüyorlar. İstanbul’da reklama ayrılan para 2 birim, ‘Deprem geliyor, İstanbul Allah korusun tehdit altında’ diyoruz. Ayrılan para 1 birim. Yani arkadaşın reklam parası, kentsel dönüşümden çok daha fazla. Böyle bir belediyecilik anlayışları var. O da algı belediyeciliği. Yapmadığı halde yapıyormuş gibi göstermek, olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermek. Tatildeyken çalışıyor gibi göstermek. Böyle bir moda başladı. Bu en azından ayıptır, riyakarlıktır, iki yüzlüktür. Ama milletin parasını harcayarak bir de algı yapıyorsanız zehir zıkkımdır. Helal değildir. Biz bunlar karşısında yine yolumuzdan şaşırmayacağız. Sıkıntılarımız var, var arkadaşlar bilmiyor muyuz. Enflasyon belasını yenmeye çalışıyoruz. Kolay değil. Bu arada emekli kardeşlerimizin durumunu bilmiyor muyuz, elbette biliyoruz. Ama en kısa süre içerisinde inşallah onları da giderecek irade de, güç de, bilgi de, birikim de Sayın Cumhurbaşkanımız ve ekibinde var. Onları da inşallah en kısa süre içinde hallederiz diye düşünüyorum ben. “
‘MAHKEME KADIYA MÜLK DEĞİL’
Çiftlikköy Sahil Mahallesi’ndeki halk buluşmasında vatandaşlarla da bir araya gelen Özhaseki, yeniden aday gösterilmeyen belediye başkanlarını işaret ederek, “Tabii burada bir kan değişimi oluyor. Kolay değil, insanız. Eski başkanımızın da veyahut da başka yerlerde de bu değişim oluyor. Nefisleri ağır gelebilir. Ama bu bir görev değişimi. Mahkeme kadıya mülk değil. Emin olun ben çalıştığım için burada olduğumu zannediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza gece gündüz koştuğum için, bu işi bildiğim için burada olduğumu zannediyorum. Peki ben çalışmasam, yan gelip yatsam, bu işten de hiç anlamasam kim kimin kara kaşına, kara gözüne gel ya burada dur der ki” diye konuştu.
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM YAPMAK İSTEYEN BELEDİYE BAŞKANLARINA KAPIMIZ AÇIK’
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Yalova’da sivil toplum kuruluşları, muhtarlar ve gençlerle iftarda buluştu. Burada yaptığı konuşmada kentsel dönüşümün önemine bir kez daha dikkat çeken Özhaseki, muhalefet partili belediye başkanlarına da çağrıda bulunarak, “Kuzey Anadolu fay hattının uzandığı Adalar segmenti kırılmak üzeredir. Bunu hepimiz biliyoruz. Bütün bilim adamları da söylüyorlar. Adalardaki böyle bir kırılma başta tabii ki İstanbul'u çok yoracak. Kocaeli'yi, Bursa’yı, Yalova’mızı etkileyecek. O zaman bize düşen tek şey, kentsel dönüşümü doğru bir şekilde gerçekleştirmek. İstanbul'da projeleri açıklıyoruz. Ben deprem bölgelerine gidiyorum. Her bir yerde ayrı ayrı bu projeleri de takip ediyorum. Bizim belki de önümüzdeki dönem, özellikle Yalova’mızda yapmamız gereken tek şey, belediyemizin belirli bölgeleri tespit edip, sonra bakanlığın imkanlarıyla birlikte, oraları kentsel dönüşüme sokarak, evlerimizi depreme dirençli hale getirebilmek. Bu işin zaten 3 tane ayağı var. Birisi bakanlık, birisi belediye, birisi de vatandaş. Biz hazırız. Bakın ben Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olarak açık ilanda bulunuyorum. Ulusal televizyonlarımız da burada. Hangi partili belediye başkanı olursa olsun, kentsel dönüşüm yapmak istiyorsa, lütfen gelsin sonuna kadar kapımız açık. Elinden tutacağım, yanında duracağım, para verilmesi icap ediyorsa para vereceğim, arsa verilmesi icap ediyorsa, arsa vereceğim. Yeter ki gelsin. Bu konuda asla parti ayrımı olmaz. Çünkü deprem geldiğinde, hiç kimseye dinini, imanını, mezhebini falan sormuyor. En sevdiklerimizi alıp götürüyor Allah korusun. O yüzden bu vebali bir iş diye düşünüyorum ben. Sonuna kadar kapımız açık. Ama belediye ayağında aksamalar oluyor. Bizim arkadaşlarımız çalışıyorlar, hazır ediyorlar, bakanlıkta iş birliğine katılıyorlar. Ve nihayetinde biz o kentsel dönüşümü daha rahat yapıyoruz. Ama başkanlık tarafı çalışmazsa, mahallelerini hazırlamazsa, bize getirmezse veyahut da yapmak istediğimiz iş için, dava üzerine dava açarsa işte orada biraz işimiz aksıyor” dedi.