26.05.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Ozan Ömer Kadüker - Okul öncesi eğitim, gelişmiş ülkelerin son 20-30 yılda en önem verdikleri konular arasında yer aldı. Türkiye’de eğitimin diğer kademelerinde olduğu gibi okul öncesi eğitimde de önemli atılımların son 20 yılda yoğunlaştığını görüyoruz. Eğitimin tüm kademelerinde son 20 yılda kapsamlı seferberlik sonrasında okullaşma oranları yüzde 99’ların üzerine çıkmasına rağmen okul öncesi eğitimde yeterince mesafe alınamamıştı. Bu arada, okul öncesi eğitime tüm kalkınma planlarında vurguda bulunulmasına rağmen istenen seviyeye, yani OECD ortalamasına henüz ulaşamadığını da biliyoruz. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, okul öncesindeki bu eksikliği gidermek için son bir yılda yeni bir seferberlik başlattı ve 5 yaş okul öncesi eğitimde kısa sürede okullaşma oranı yüzde 99,9’a yükseldi. Okul öncesi eğitimdeki gelişmeleri Bakan Özer şöyle değerlendirdi:
En kritik basamak
Okul öncesi eğitim neden bu kadar öncelikli ve önemli?
Beyinle ilgili çalışmalar gelişimde 0-6 yaşın oldukça kritik olduğuna yönelik kanıtlar sunmaya başladı. Okul öncesi eğitimin bilişsel olduğu kadar bilişsel olmayan becerileri de geliştirdiği artık biliniyor. Diğer taraftan, yapılan boylamsal çalışmalar okul öncesi eğitim almış bireylerin eğitim ve istihdamda geçirdikleri sürenin bu eğitimi almamış bireylere göre çok daha uzun olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bir ülkenin insan kaynağının niteliğini uzun vadeli artırmadaki en kritik eğitim basamağı. Bu kapsamda yapılan bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu bulgular, eğitim politikalarında odağın okul öncesi eğitime kaymasını hızlandırdı. Özellikle, 2000 yılında Nobel ödülü alan James Heckman’ın bu kapsamdaki çalışmaları eğitim politikacılarına yol gösterdi. Heckman’ın ifade ettiği gibi okul öncesi eğitim yatırım maliyetine göre uzun vadeli getirisi en yüksek olan eğitim kademesine karşılık geliyor. Bu nedenle artık tüm ülkeler okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak için özel çaba sarf ediyor.
Bizde bu önem yeterince anlaşılmadı mı?
Yukarıda değindiğim avantajların yanında okul öncesi eğitimde bu okullaşmadaki eksiklik, uzun vadede eğitimde eşitsizlikleri de artırıyor ve nihayetinde okullar arası başarı farklılıklarına yol açıyor. Okul öncesi eğitimde erişim sorunu eğitimde fırsat eşitliği açısından da oldukça kritik. Aslında tüm kalkınma planlarında okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması önceliklendirilmiş. Ancak, tüm çabalara rağmen istenilen seviyeye ulaşmamıştı. Göreve geldiğimde 3 yaşta okullaşma oranı yüzde 9, 4 yaşta yüzde 16, 5 yaşta ise yüzde 65’ti. 5 yaşta erişimde önemli aşama kaydedilmesine rağmen istenilen düzeyde değildi. Bu nedenle okul öncesi eğitim seferberliği başlattık.
Hedefler aşıldı
Bir yılda 3 bin yeni anaokulu yapmayı hedeflemiştiniz. Bu hedefe ulaşabildiniz mi?
Bu projeyi başlattığımızda tüm ülkede 2 bin 782 anaokulu olduğu göz önüne alındığında bir yılda 3 bin yeni anaokulu yapmak oldukça iddialı bir hedefti. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı her yıl 50-100 bandında anaokulu yapıyordu. Bu hedefe ulaşmak için çok boyutlu bir çalışma yürüttük. Yeni anaokulu yapımının ötesinde kullanılmayan binaları anaokuluna dönüştürdük. Bilim Sanat Merkezlerini gündüzleri okul öncesi eğitim için kullandık. Herhangi bir okul binasında boş sınıfları da okul öncesi eğitim için kullandık. Ayrıca köy okullarının köy yaşam merkezi olarak hayat bulmasında okul öncesi eğitime ağırlık verdik. Böylece kısa sürede 6 bin 700 anaokulu kapasitesi oluşturduk. 1-1,5 yıl gibi kısa sürede okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarında çok önemli bir iyileşme gerçekleştirebildik. Bu süre sonunda 3 yaştaki okullaşma oranı yüzde 9’dan yüzde 21’e; 4 yaşta yüzde 16’dan yüzde 42’ye, 5 yaşta ise bu oran yüzde 65’ten yüzde 99,9’a yükseldi. Böylece 5 yaşta okul öncesi eğitim sorunu kökünden çözüldü.
Ücretsiz yemek olanağı sağlandı
Okul öncesi eğitimde yeni iyileştirmeleri de hayata geçirdiniz. Bunlardan da bahsedebilir misiniz?
İki önemli adım attık. Birincisi bu yıl ikinci dönem başlangıcından tüm okul öncesi eğitimdeki çocuklarımıza ücretsiz yemek uygulamasını başlattık. Şu ana kadar da başarılı bir şekilde devam ediyor. İkincisi okul öncesi eğitimde alınan ücretleri tamamen kaldırdık. İlgili yönetmelikte gerekli değişiklikleri yaptık ve yürürlüğe girdi. 2023-2024 eğitim-öğretim yılı itibariyle okul öncesi eğitimden hiçbir ad altında ücret alınmayacak. Böylece 3 ve 4 yaştaki okullaşma oranlarını da artıracağız.
Başka iyileşme olacak mı?
Evet. Ülkemizin üretim kapasitesi arttıkça her ilde Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) yaygınlaşmaya başladı. OSB’lerde okul öncesi eğitim kurumları, anaokulu ve kreşlerin olması çok önemli. Kadın istihdamını artırmak için oldukça kritik. Bu nedenle yeni bir proje başlatıyoruz. 2023 yılı sonuna kadar tüm OSB’lere anaokulu kuracağız.