08.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
ONUR ÇAKIR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, gazetemize kent gündemine yönelik açıklamalarda bulundu. Kent için önemli adımlar atmayı sürdürdüklerini dile getiren Soyer, "Bu şehri hakikaten olağanüstü güzel gelecek bekliyor. Bir; biz içerideki ödevlerimizi sağlam şekilde yapmaya devam ediyoruz, bir yandan da bu şehri dünyayla entegre etmeye devam ediyoruz. Akdeniz Belediyeler Birliği Genel Kurulu'na ev sahipliği yapıyoruz, Akdeniz'in her yerinden belediye başkanları İzmir'i görecek. Biz İzmir'i anlatacağız, iş olanaklarını konuşacağız. Kısacası, bütün bunlar bir araya geldiğinde, İzmir'i pırıl prıl bir gelecek bekliyor" dedi.
Yeraltı haritası...
Soyer; son Buca depremini, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve AK Parti kanadından gelen, kentin yapı stokuna ilişkin eleştirileri değerlendirdi. İzmir’in depremle iç içe bir kent olduğunu, depremlerle karşılaşmayı da sürdüreceğini vurgulayan Soyer, "Yeraltı haritasını çıkarıyoruz. Yeraltının fotoğrafını çekiyoruz. 10 üniversite ile başlattığımız, 84 akademisyenin içinde yer aldığı, 200 metreye 200 metrelik karolajlar halinde İzmir'in fotoğrafını çekiyoruz. 36 aylık bir çalışmaydı; 18 ayı bitti, yarıyı geçtik. 18 ay sonra biz İzmir'in, Türkiye'nin önüne bir harita, bir fotoğraf koyacağız. Hangi faylar diri, hangileri öldü, hangileri kaç boyutta deprem üretebilir, fayların güncel durumu nedir, denizin içindeki faylar dahil hepsini araştırıyoruz" dedi. Soyer, bilimsel olarak böyle bir çalışmanın Türkiye'de hiçbir kentte olmadığını söyledi, şu noktaların altını çizdi: "Bu şehri geleceğe taşıyacaksak, önce bunu tartışmasız bütün bilim insanlarının üzerinde mutabakat sağladığı bir veriye dönüştürmeliyiz. Bizim birinci çalışmamız bu. İkinci çalışmamız ise, bütün binaların deprem karnesini çıkarıyoruz. Şu ana kadar 33 bin 100 binayı bitirdik, 60 binlik ikinci etabı başlattık, bu devam ediyor. İzmir tamamında binaların deprem güvenlik karnesini çıkaracağız. Bu şehirde yaşayan herkes, oturduğu bina güvenli mi değil mi, güçlendirme gerekiyor mu, gerekmiyor mu bunu bilecek. Bu şehir nereye yapılanmalı, gelecek kuşaklar bunu bilecek. Bu şehri dirençli hale getirmek için bütün veriyi yöneticilerin önüne koyacağız. Hem hükümetin, hem belediyelerin, hem ilgili kim varsa..."
'Ne biliyorsunuz?'
AK Parti kanadının yaptığı dönüşüm eleştirilerine sert çıkan Soyer, "Dönüşüm, işin bundan sonraki safahatı. Önce bu verileri koyalım önümüze. Bir sürü veri var, yapı stoku... Ya kardeşim ne biliyorsunuz da bunu söylüyorsunuz? Kim ölçtü, neredeki binalar, kaç tane bina, hangi bina? Bütün bunların verisinin konması lazım ortaya, biz bunu yapıyoruz. Bu çalışma elbette daha önce yapılmalıydı. Bunu yapıyoruz ve aynı zamanda istiyoruz ki bu ilham olsun. Türkiye'nin diğer şehirleri de yapsın. Çünkü, bu bilgiler olmadan deprem kuşağında olan bir ülkede gelecek planlayamazsınız" açıklamasında bulundu.
‘İstesinler, destekleyelim’
İzmir Valiliği'nin yaptığı İktisat Kongresi çalışmalarını değerlendiren ve Büyükşehir tarafından yürütülen süreci anlatan Soyer, şu vurguları yaptı: "Apayrı şeyler yapıyoruz, bir kere çok tebrik ediyorum ve teşekkür ediyorum o binayı yaptıkları için. Zannediyorum, 16 ya da 17 Şubat'ta bir günlük açıkoturum olarak planlanmış, çok güzel, bizden de destek istenirse vermeye hazırız. Ama bizim yaptığımız iş başka bir iş. Biz 100 yıl önce nasıl oldu da 3,5 yıl önce daha her yer işgal altında, yanmış, yıkılmış bir İzmir'de, daha ortada Lozan Anlaşması yokken, daha devlet kurulmamışken, Cumhuriyet yokken, nasıl olmuş da Türkiye'nin her yerinden 1.135 delegeyi toplamışlar ve yeni kurulacak Cumhuriyet'in iktisat politikalarını belirleme hedefini koymuşlar, ortak akılla da bütün bunları birbirlerine oylatmışlar ve sonunda ortaya inanılmaz kararlar çıkmış diye yola çıktık. Mesela, Aşar Vergisi'ni kaldırmışlar. 'Bu, hakikaten üzerinde düşünülmesi gereken bir mesele' dedik ve aylar öncesinden öyle bir hazırlığa başladık, 8 aylık bir kurgu yaptık biz. 1 Ağustos'ta başlattık. 1 Ağustos'tan beri çiftçilerle 3. buluşmayı gerçekleştirdik. Türkiye'nin her yerinden temsili olan kuruluşlar bunlar, sulama kooperatifleri, ziraat odaları, Erzurum'dan Hopa'ya kadar her yerden meslek odaları, ziraat mühendisleri odası, hepsi... Hepsinin temsilciliklerinin katıldığı bir platform oluşturduk. Dolayısıyla da bizim niyetimiz bugünün siyasal ikliminde geleceğin siyasetini belirleyecek bir manifesto ortaya çıkarmak."
Kılıçdaroğlu’na davet
İktisat Kongresi’ne CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da davet edeceklerini kaydeden Soyer, bu konuda şunları söyledi: “Biz, Türkiye meselesi olarak bakıyoruz buna. Bu kurgunun etapları var. Birinci etap, 1 Aralık’a kadar devam edecek etap, nihai deklarasyonlarını alıyoruz bu grupların. Yani önce ilk toplantıyı yaptık, orada herkes ne demek istiyorsa dedi, ardından onlara sorular dağıttık, o soruları cevapladılar. O soruların ışığında şu anda 360 sayfanın üzerinde platformlardan sorulara gelen cevaplar birikti. Cevapları, 1 Aralık’tan itibaren uzmanların masalarına koyuyoruz. 4 ayrı masa oluşturuyoruz. Demokrasi, doğa, tarih, gelecek masası. Bu masalardan hepsini ayrı ayrı, tüm grupların kararlarını ayrı ayrı masaya yatırıp bilimsel disiplinler açısından inceleyip ondan sonra Yüksek İstişare Kurulu adını verdiğimiz bir kurulun önüne götüreceğiz. Bütün bunlardan sonra 17 Şubat’ta da kongreyi yapacağız ve orada nihai deklarasyonlar açıklanacak. Ana cümle şu: Bugünün siyasal ikliminde geleceğin siyasetini belirleyecek, sadece siyaseti değil, iktisat politikalarını belirleyecek kararlar ortaya koyacağız. İktidarda kim olursa olsun, 5 sene sonra, 10 sene sonra onların önüne, aynı 100 yıl önce yapıldığı gibi sonuna kadar takipçisi olacağımız kararlar ortaya koyacağız. Onlara ilham vermesini, yol göstermesini istediğimiz kararlar bunlar.”
‘Tarihsel misyonumuz’
İktisat Kongresi’ni, 100 yıl sonrasını öngörmeye çalışarak, ama bugünün siyasal ikliminden de uzakta kalarak düzenlemek istediklerini belirten Tunç Soyer, şunları söyledi: “Örneğin Rifat Hisarcıklıoğlu, Tuncay Özilhan da katılıyor bizim çalışmamıza. Biz bütün Türkiye’yi davet ettik. Sonuçta da 17 Şubat-4 Mart günleri arasında ‘İzmir’in bir tarihsel misyonudur, sorumluluğudur’ bu diyerek aynı 100 yıl önce yapıldığı gibi geleceğin siyasetini belirleyecek bir iş yapacağız. ‘İzmir kurtuluşun ve kuruluşun şehri’ deriz ya, neden öyledir: çünkü 9 Eylül aynı zamanda Türkiye’nin kurtuluşuna tekabül eder. İktisat Kongresi de aynı zamanda kuruluşa tekabül eder. Neden İzmir’i seçmiş Mustafa Kemal? Bütün bunlara cevap aramaya başladığın zaman, bu perspektifte bir kongrenin şart olduğunu düşündük. İzmir’in sorumluluğudur bu dedik ve öyle çıktık yola.”
‘Adamın hakkı’
Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AK Parti ile CHP’yi karşı karşıya getiren “Urla Planları imar değişikliği” konusuna da noktayı koyan Soyer, “Bu bizim görevimiz. En azından birazcık empati yapan bir insan, bunun kaçınılmaz olduğunu anlar. Siz bir imar hakkı almışsınız. O aldığınız imar hakkı, oranın 1. derece sit alanı olması gerekçesiyle elinizden alınmış. Kaybetmişsiniz o hakkınızı ve fakat sonra bunun sit derecesi değiştirilmiş, sondajlar yapılmış, mâni olmadığı anlaşılmış. Vatandaş da gelmiş, ‘Kardeşim, benim imar hakkımı iade edin’ demiş. Bundan daha doğal bir şey olabilir mi? Siz şimdi burada birine rant mı sağlamış oluyorsunuz. Biz ne yapmışız; ‘Kardeşim tamam güzel, ama senin bugünün imar çerçevesi içinde şunları şunları da terk etmen lazım’ demişiz. Adam bunları da yapmış. Artık önümüzde engel var mı? Engeli bırak, bunu yapmamak vicdanen doğru mu, hakkı zaten. Biz lütfetmedik, hak doğurmadık, olmayan bir şeyi vermedik. Bunun tartışılır bir şeyi yok. Sondaj yaptırmış, sondajın fotoğrafları, bilgileri var. Birilerine kayırmacılık yapılarak değiştirilmemiş ki! Bilimsel olarak arkeologlar, sit kurulu gelmiş, yerinde yapmış incelemelerini değiştirmiş ve bizden önce. Bizimle bir bağlantısı yok bunun. Ama bu hakkı eline almış bir vatandaş karşımıza geldiğinde ‘Burada bina yapılmasın’ demek keyfiyet. Böyle bir şey diyemem ben. İmar hakkı var” diye konuştu.
‘Başka alan bulalım’
Bakanlık tarafından yapılan Buca Cezaevi planlarına tüm İzmir'in itiraz edeceğini anlatan Soyer, "Buca cezaevi, kesinlikle itiraz ettik, edeceğiz, aynı noktadayız. Sadece biz değil, bütün İzmir şaha kalkacak bence, itirazını dile getirecek" dedi. AK Parti'nin, "AVM planını kaldırdık, projede zaten yeşil alan var" açıklamasına da tepki gösteren Soyer, "O zaman oraya yapacakları imalattan da vazgeçsinler, daha büyük yeşil alan yapalım. Yani bu kadar basit. Biz de tamamı yeşil alan olsun diyoruz. İsterseniz millet bahçesi yapalım, isteseniz rekreasyon alanı yapalım. Şehir zaten sıkışmış ve büyük bir fırsat doğmuş, o binalar yıkılmış ve ortaya o bölgedeki büyük binaların arasında nefes aldıracak alan çıkmış. Adliye lojmanı yapacaksanız yer bulalım, başka yerde yaptıralım. Ticaret alanı yapacaksanız AVM, konut yapacaksınız başka yer bulalım. Ama orası bu şehrin nefes alacağı güzelim bir alan, bomboş bir alan. Niye burası rekreasyon alanı olmasın? Ben oraya konut yapılmasını doğru bulmuyorum ve sonuna kadar da karşı çıkacağım" dedi.