Buca’da, Milli Mücadele ve 9 Eylül Müzesi kuruldu

Belediye Başkanı Ercan Tatı, kısa sürede büyük çabayla kurduklarını söyledi. Tatı şu bilgileri verdi: “Anıtkabir Müze Komutanlığı’yla Genelkurmay Başkanlığı katkıda bulundu. Genelkurmay’ın arşivinden görsel materyal temin ettik. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hasan Mert danışmanlık yaptı. Müzemize ilk destek de koleksiyoner Cem Üsküp ve Orhan Akseki’yle Kıbrıs gazisi Şükrü Karaca’dan geldi. Ses, ışık ve efektlerle, Anıtkabir Müzesi’nin benzeri oldu. Atatürk’ün yaptıkları ve Kurtuluş Savaşı’nda yaşananları çocuklarımız burada daha iyi öğrenme imkanına kavuşacak.”

Toplansalar ‘iş’ kurarlardı
İzmir’de, samimiyet kurdukları işsizleri, önemli mevkilerde tanıdıkları olduğunu söyleyerek dolandırdıkları iddia edilen iki kişi, Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekiplerince yakalandı. Şikayet üzerine harekete geçen polis, zanlılardan birinin, dolandırıcılık suçundan sabıkalı S.T. (41) olduğunu belirledi. S.T. ile suç ortağı B.L.’nin (43), iş bulma vaadiyle; T.D.’den 7 bin 500, S.A.’dan 20 bin, M.G.’den 6 bin, K.B.’den 10 bin, M.B.’den 10 bin, B.D.’den 3 bin, G.G.’den 20 bin, L.U.’dan 5 bin, B.K.’den 13 bin, S.S.’den 10 bin olmak üzere toplam 104 bin 500 lira aldıkları saptandı. ‘İşsiz’ mağdurların, dolandırıcılara bu kadar yüksek meblağlar ödemesi, polisleri de şaşırttı. Zanlılar, adliyeye sevkedildi.

Altınları çalılığa sakladılar
Torbalı İstiklal Mahallesi Papatya Sokak’taki Şükran Akpınar’a (51) ait eve pencenin demir korkuluklarını keserek giren hırsızlar, çekmecedeki 14 çeyrek Cumhuriyet Altını, 4 bilezik, bin 300 TL ve 300 Euro’yu çaldı. Koyunlarını otlatmaktan dönen Akpınar, altın ve paralarının çalındığını farkedince jandarmayı aradı. Jandarma, hırsızların üç kişi olduğunu belirledi. Akpınar da, sabah evinin önünde gördüğü şüpheli kişinin eşkalini verdi. Akpınar’ın verdiği eşkalden yola çıkan jandarma E.Ş.’yi (19) gözaltına aldı. E.Ş., hırsızlığı kuzeni M.Ş (19) ve arkadaşları G.Ç. (14) ile yaptıklarını, altın ve paraları ormanda çalıların arasına sakladıklarını itiraf etti. M.Ş. ve G.Ç. de evlerinde yakalandı, altın ile paralar sahibine teslim edildi.

Seferler sıklaştı yeni hatlar açıldı
İzmir Büyükşehir Belediyesi, okulların açılmasıyla birlikte toplu ulaşımda kış dönemi uygulamasına geçiyor. ESHOT Genel Müdürlüğü, yarından itibaren belediye otobüslerinin seferlerini sıklaştıracak. Yeni ulaşım planına www.eshot.gov.tr internet adresinden ulaşılabilecek. Ayrıca beş yeni otobüs hattı devreye alındı. Fahrettin Altay, Sarnıç ve Cumaovası aktarma merkezleriyle bağlantılı yeni hatlar şöyle: 945 Fahrettin Altay Aktarma Merkezi-Esentepe, 969 Fahrettin Altay Aktarma Merkezi-Balçova, 971 Fahrettin Altay Aktarma Merkezi-NARBEL, 828 Sarnıç-Sarnıç Aktarma-Gaziemir- Gaziemir İstasyonu-ESBAŞ Aktarma Merkezi ve 804 Cumaovası Aktarma Merkezi-Menderes.

Baykal’a kaset haberini ilk Erten vermiş
Deniz Baykal’ı, CHP Genel Başkanlığı’ndan eden, “kaset” olayının patlak verdiği 6 Mayıs’ı 7 Mayıs’a bağlayan gece yaşananların ayrıntıları ortaya çıktı.
Hürriyet Gazetesi yazarlarından Şükrü Küçükşahin’in “Kemal’in Gelişi, 15 Günlük Fırtına” adlı yeni kitabında, eski CHP Lideri Deniz Baykal’a ait olduğu iddia edilen görüntülerle ilgili çarpıcı bilgiler yer alıyor.
Küçükşahin’e göre Baykal, genel başkanlık koltuğunu bırakmasına neden olan görüntülerin internete düştüğünden, CHP Genel Sekreter Yardımcısı İzmir Milletvekili ve MYK üyesi Abdürrezzak Erten’in telefonuyla haberdar oldu.
CHP’de, Önder Sav’ın “sağ kolu” olarak bilinen Abdürrezzak Erten, olayı doğruladı.
Erten, o sabah çok erken saatlerde yaşananları söyle anlattı:
“Gece saat 03.00’te Meclis’ten çıkıp eve geldim. Yeni dalmıştım ki, telefonum çaldı. Saate baktım 06.30’du. Telaşla açtım, arayan Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün danışmanı Mutlu Kerimoğlu idi. Kerimoğlu, acilen internete girmemi istedi ve olayı kısaca özetledi.
Dediğini yaptım ve şok oldum. Hemen Genel Sekreter Önder Sav’ı aradım. Telefonu sürekli meşguldü. Sonradan İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil ile görüştüğünü öğrendim.
Zaten Önder Bey’e olayı ilk bildiren kişi Tamaylıgil’dir.
Ardından da Deniz Bey’i evinden aradım.”
İşte Erten-Baykal diyalogu
Deniz Baykal ile Abdürrezzak Erten’in telefon görüşmesinin ayrıntıları Küçükşahin’in kitabında aynen şöyle:
“Günaydın Deniz Bey, ben Rezzak.
Baykal: Ya Rezzak hayırdır, sabah sabah.
E: Efendim çok kötü.
B: Nedir çok kötü olan Rezzak?
E: Efendim lütfen bir internete girer misiniz?
B: Nedir, ne, bir anlatır mısın?
E: Çok şeyler var.
B: Nedir, ne?
E: Çıplak bir halinizle yanınızda Nesrin Hanım var.
E: Böyle efendim.
B: Rezzak sen ne diyorsun ya? Gir bir daha bak, sonra beni yeniden ara.
Erten telefonu kapattı, bir daha internet sitesine girdi, görüntüler hâlâ orada duruyordu. Yeniden Baykal’ı aradı:
E: Efendim; bu bir oyun, kareler yan yana getirilerek kurulmuş böylesi bir komployla karşı karşıyız. Ne yapmamız lazım?
B: Hayır, Rezzak olamaz! Böyle bir şey olabilir mi, böyle bir şey olabilir mi?
E: Efendim bir şeyler yapmak gerekli.
B: Tamam Rezzak.