03.11.2021 - 06:55 | Son Güncellenme:
Derleyen: Nazlı Erdol - Milliyet.com.tr Haydutlar, posta arabasının geçmesi için 3 saattir bekliyordu. Takvim yaprakları 30 Mayıs 1899'u gösterirken, saat 17.00 sularında, nihayet Arizona'daki Kane Spring Canyon'da arabalar gözüktü. İşte o anda ikili, yol kenarındaki bir çalılığın arkasından çıkıp harekete geçti. Ellerinde atlıpatlarlar ve Winchester tüfekleriyle silahlanmış olarak, sürücüye durmasını emrettiler. Ardından üç yolcusuyla birlikte onun da arabadan inmesini istediler.
'SÖKÜL PARALARI ORTAK, YOKSA FİŞİNİ ÇEKERİM DEDİ'
Soyguncular onları yere dizdi. Ardından kurbanların ceplerini karıştırarak yüzlerce dolar, ateşli silah ve mücevher aldılar. Yolculardan biri direndiğinde ise, haydutlardan mavi tulum giymiş daha ufak tefek olanı, "Sökül paraları ortak, yoksa fişini çekerim" dedi.
Hırsızın soygun boyunca söylediği tek söz buydu. Çünkü o bir kadındı ve kimliğinin ortaya çıkmasından endişe ediyordu. Soygun sona erdi ve ardından Pearl Hart, "Haydutlar Kraliçesi" olarak kötü şöhretine kavuştu.
GERÇEK PEARL HART KİM?
68 yaşındaki ABD'li tarihçi John Boessenecker, geçtiğimiz salı günü "Wildcat: The Untold Story of Pearl Hart, The Wild West’s Most Notorious Woman Bandit" yani "Vahşi Kedi: Pearl Hart'ın Anlatılmamış Hikayesi, Vahşi Batı'nın En Kötü Şöhretli Kadın Haydudu" adını verdiği kitabını yayınladı. Yazar Boessenecker, kitabında gerçek Pearl Hart'ın kim olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü Hart, pek çok tarihçinin onun olduğuna inandığı kişi değil.
Popüler hesapların aktardığının aksine Pearl Hart, Kansas'ta doğmadı ve zengin bir Kanadalı ailenin kızı değildi. Buffalo Bill Cody'nin ünlü Vahşi Batı Şovu'nda sahne almadı ve kesinlikle yatılı okula gitmedi.
Gerçek adı Lillie Naomi Davy olan Pearl Hart, 19 Nisan 1871'de Kanada'danın Ontario eyaletinde, kerestecilikle uğraşan Lindsay topluluğunda doğdu. Pearl'ün babası Albert Davy, 14 yaşındaki bir kıza bıçak zoruyla tecavüz girişiminden hapis yatmıştı. Yazar Boessenecker'e göre muhtemelen kendi kızlarını da taciz etmiş, şiddete meyilli bir alkol bağımlısıydı.
Pearl Hart'ın annesi Anna Davy de kocası gibi okuma yazma bilmiyordu. 1867 ila 1885 yılları arasında 9 çocuk doğurdu. Lillie bunlardan üçüncüsüydü. Anna Davy, kocasının içki içmesi ve taciziyle birleşen duruma karşı durabilmek adına, geçimini sağlamak için mücadele edecekti. Albert Davy, bir keresinde hem Anna hem de çocuklarını, aile evinden kovduğu ve onları sokakta yaşamaya, yemek dilenmeye zorladığı için 15 gün hapis yattı.
Sonrasında olaylar daha da korkunç bir hal aldı ve Anna, yan odada çocukları ile gecekondu evlerinde hayatta kalmaya çalışırken, 4 adam tarafından toplu tecavüze uğradı. O sırada 5 aylık hamileydi. Babası olmayan ve "yemek yok, iş yok, para yok ve çare yok" diye düşünen Lillie Davy ile kardeşlerinin çoğu, küçük suçlara karıştı ve çocuk ıslahevlerine yerleştirildi. 10 yaşındaki erkek kardeşi Henry, soygun yapmak için küçük kardeşlerini de yanında götürdü.
Boessenecker, kitapta Lillie Davy'nin 13 yaşından beri eskort olarak çalıştığını anlattı. Lillie, 15 yaşındayken 36 yaşında bir marangozla kaçmayı denedi ve başarısız oldu.
KENDİNİ KAFASINDAN VURDU AMA HAYATTA KALDI
Hem 'Lillie Davy' hem de 'Pearl Hart' adını kullanarak birçok kez evlendi; bunların bazısı resmi bazısı da değildi. Bazen de eşlerini babası gibi istismarcı oldukları için terk etti hatta evlilikleri sırasında halihazırda başka biriyle kanunen evli olduğu için takma isimler kullandı. Aynı zamanda kız kardeşi Katy'nin eski sevgililerinden biri olan Earl Lighthawk ile olan evliliği de buna bir örnekti. Hart'ın sadakatsizliği üzerine çıkan bir tartışmada, Lighthawk kendini kafasından vurdu ama hayatta kaldı. Ve çift daha sonra 1906'da kızları Saphronia Millie'yi dünyaya getirdi.
Boessenecker ayrıca Hart'ın bir erkek ve bir kız olmak üzere iki çocuğu daha olduğunu ve onları Ohio'daki kız kardeşlerinden biriyle yaşamaya gönderdiğine inanıldığını yazdı.
GAZETELERE MANŞET OLDULAR
Lillie ve Katy, "değersiz bir zavallı" olarak gördükleri babalarından uzaklaşmak için evden kaçtılar, saçlarını kısa kestirdiler ve erkek kıyafetleri giydiler. Bunun sebebi sadece yakalanmamak değildi. Aynı zamanda seyahat ederken erkeklerin saldırılarından da korunma amacı güttüler. Suç işlerken yakalandıklarında, kılık değiştirmiş iki genç kızın böyle şeyler yapabileceği fikri hemen basının dikkatini çekti. "Kötü Şöhretli Davy Kızları Polisin Başına Dert Açıyor" manşetleri her yerdeydi.
Böylece Lillie Davy ya da diğer adıyla Pearl Hart, tüm hayatı boyunca gündüzleri demir yolu çalışanı olarak görev yapan, geceleri ise hırsız olan Charles Dean ve piyanist Dan Bandman da dahil olmak üzere zorlu ilişkiler yaşarken bir yandan da ülkeyi dolaşarak izleyecek türden bir üne sahip oldu. Dan Bandman ile olan ilişkisi o kadar kötüydü ki Hart, ilişkileri sırasında üç ya da dört kez kendini öldürmeye çalıştı.
TAMAMEN 'BİLİNMEZ' OLMAK İSTİYORDU
Ününden zevk alıyor gibi görünse ve macera hikayeleriyle insanları eğlendirse de, Boessenecker'e göre Hart'ın tek istediği şey “tamamen bilinmezlik”ti. Ancak bu, 30 Mayıs 1899'da yaşananlardan sonra asla bir seçenek değildi.
Ariz'in gümüş maden kasabası Globe'daki bir genelevde çalışırken Hart, Kansas'taki hasta annesinin kalp hastalığından muzdarip olduğunu ve sayılı günü kaldığını öğrendi. Hart, annesini görmek için yanıp tutuşuyordu ancak onun yanına gidecek imkanı yoktu. Pearl, o zamanki sevgilisi, Joe Boot'la bir plan yaptı. Chicago'dan eski bir kunduracı olan sevgilisiyle bir posta arabası soyacaklardı.
ERKEK KILIĞINA GİRİP 3 YOLCUYU SOYDU
Planı için erkek kılığına giren Hart, pusuya liderlik etti, sürücüyü ve 3 yolcuyu soydu. 469 doların yanı sıra, tabancalar ve altın bir saati de çalan Hart, Kansas'a dönmeden önce tutuklandı. Ancak annesi Anna, 16 yıl daha ölmeyecekti. Hart bir hafta sonra tutuklandı ve ününün kendisinden önce geldiği Tucson'daki Pima İlçe Hapishanesi'ne gönderildi.
HAYRANLARI YALNIZ BIRAKMADI
Muhabirler, fotoğrafçılar ve hayranları tarafından ziyaret edildi. Hatta bir hayranı ona evcil hayvan olarak bakması için bir vaşak hediye etti. Ayrıca hapishanedeki başka bir mahkûm olan Ed Hogan ile tanışıp ona aşık oldu. Ancak vaşak Hogan'ı ısırdığında, onu aldı ve taş zemine fırlatarak anında öldürdü. Hogan özür olarak, Hart'ın kaçmasına yardım etmeyi kabul etti. Hücresinin duvarından yerel demir yolu deposuna kadar uzanan bir delik açtıktan sonra, New Mexico'ya giden bir yük trenine bindiler. Ancak sonunda yine tutuklandılar.
'ZAMANIN ÇOK ÖTESİNDE BİR KADINDI'
Hart her ne kadar hapse geri dönmüş olsa da, bu kaçış onun ulusal bir halk kahramanı ve feminist bir ikon olarak statüsünü güçlendirmeye hizmet etti. Boessenecker, “Pearl Hart, zamanının çok ötesinde bir kadındı” diye yazdı ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendine güvenen, maceracı, geleneklere bağlı olmayan ve cinsel açıdan özgürdü. Bu nitelikler 19. yüzyılda bir kadın için son derece nadirdi."
Hart, 1899'da posta arabası soygunu nedeniyle tutuklandığında, Tucson'daki mahkemeye "kendi cinsiyetinin sesini duyuramayacağı bir yasa uyarınca yargılanmaya asla rıza göstermeyeceğini" söyledi. Ancak işe yaramadı. Kurbanlardan biri, muhtemelen Hart'ı ziyaret ettiği genelevlerden birinden tanıdığı için adını vermeyi ve suçlamada bulunmayı reddetti. Ancak diğerleri yine de şikayetçi oldu ve Hart, 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı; iş birlikçisi Boot'a ise 30 yıl verildi.
'İĞRENÇ BİR CEHENNEM DELİĞİ' DEDİĞİ HAPİSHANEDE CEZASINI ÇEKTİ
Colorado Nehri kıyısında bulunan ve "iğrenç bir cehennem deliği" olarak anılan Yuma Bölgesel Hapishanesi'ndeki 260 mahkum arasında cezasını çekecekti. Hart trenle, kanun adamları eşliğinde ve büyük bir puro içerek geldi ve hemen hapishanenin geri kalanı için "en büyük arzu nesnesi" haline geldi.
BAĞIMLILIKTAN KURTULUP TERZİ OLDU
Koşullara rağmen Yuma, Pearl Hart için dönüştürücü bir deneyim olacaktı. 1902 yılında hapishanenin büyük bölümüne yayılan çiçek hastalığı salgını nedeniyle erken şartlı tahliye edildiğinde, sadece kronik morfin bağımlılığından vazgeçmekle kalmadı, aynı zamanda başarılı bir terzi oldu. Okumayı, yazmayı ve şiir bestelemeyi öğrendi. Bu arada kız kardeşi Katy, Hart hakkında "The Arizona Female Bandit" yani "Arizona'nın Kadın Haydutu" adlı bir oyun yazarak kendi başarısının tadını çıkardı.
TÜM GAZETELER PEŞİNE DÜŞTÜ
Amerika, bir kadın kanun kaçağı fikri karşısında tamamen şoke oldu ve bir o kadar da heyecanlandı. Gazeteler, Hart ile röportaj yapmak için yaygara koparırken, o zamanlar yeni bir dergi olan Cosmopolitan, neredeyse ona takıntılıydı. Sık sık ondan alıntılar yapmaya çalışmak için muhabirler gönderiyordu. Hart, medya tarafından düzenli olarak cüretkar, avare, romantik ve özgür ruhlu olarak tasvir edildi.
HAYATI HAKKINDA ÇOK YANLIŞ BİLGİ VAR ÇÜNKÜ...
Kitabın yazarı Boessenecker'in da dediği gibi, hayatı hakkında bu kadar çok yanlış bilginin dolaşmasının nedenlerinden biri de bu. Wikipedia sayfasını ziyaret ettiğinizde, aslında başka birinin hayat hikayesini okuyacaksınız. Hatta "Pearl Taylor" olarak doğduğunu ve 1954'te "Pearl Bywater" adı altında öldüğünü göreceksiniz. Boessenecker'e göre, aslında 20 yıl önce kızının Los Angeles'taki evinde öldü. Daha sonra evlendiğinde aldığı isim olan Lillie Naomi Meyers adı altında, Rose Hill Memorial Park'a defnedildi.
Hart'ın kendisi de röportajlarında hikâyesini süslemiş olsa da, Hollywood'un Eski Batı'daki kadınları tasvir ederken hiçbir zaman gerçeklerden faydalanmamış olduğu da doğru. Örneğin, Eski Batı'da "kovboy kızlar" diye bir şey yoktu, çünkü terim sadece sirk gösterilerindeki kadın oyuncuları tanımlamak için kullanılıyordu. Ve beyazperdede bugüne dek görmüş olabileceklerinizin aksine, o zamanlar tek bir kadın silahşör bile yoktu. Pearl Hart'ın hikâyesini bu denli dikkate değer kılan şey, toplumsal normlara ve geleneklere aykırı bir hayat sürmesi oldu.
TABULARI YIKAN KADIN OLDU
Boessenecker, "19'uncu yüzyılda kadınların büyük çoğunluğunun evlilik dışında cinsel ilişkileri yoktu" diye yazdı ve "Sigara bile içmediler. Erkek kıyafetleri giymediler ya da ata binmediler. Pearl Hart tüm bu tabuları yıktı. Küfür etti, sigara ya da içki içti, soygun yaptı, ata bindi, hapisten kaçtı ve erkekleri terk ederek kullandı" dedi.
Kitabın yazarı Boessenecker'in emin olduğu son bir şey daha var: "Eski Batı onun gibi başka bir kadın görmedi."