Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Suriye’deki değişimi kabullenemeyen, Türkiye’nin hem bölgede daha da güçlenmesinden hem de İsrail’in Gazze’deki soykırımı, alçaklıklarına tepkisini ve dünyaya duyurmasından rahatsız olan Netanyahu, ABD’nin asker sayısını azaltma kararıyla hepten şuursuzlaştı?... Bölgeyi, Suriye’yi karıştırmak, istikrarsızlaştırmak için terör örgütü YPG/PKK’yı hepten sahiplenip, “arkanızdayım” diyerek gazlıyor pervasızca. Hatta Türkiye’ye karşı “düşmanım” dediği İran ile iş birliği girişimleriyle daha da alçalıyor... İşgal ettiği topraklarda kalıcı olduğunu söylüyor, İsrail jetleri Suriye üzerinde uçuyor, kafasına göre de istediği yeri vuruyor... İsrail saldırgan ve yayılmacı politikalarından vazgeçmiyor yani… Bunlara karşı Türkiye de diyor ki: Suriye’de artık yeni bir dönem var, buraları ben tutuyorum kafana göre takılamazsın... Jetlerimizin karşı karşıya gelme durumunda hava teması olabilir... Malum yıkılan Esad rejiminde alenen İsrail’e göz yumulma durumu dahi söz konusuydu. O da istediği gibi at koşturuyordu. Dolayısıyla Suriye’nin yeni döneminde de bunu deneyen ama zoru görüp sıkışan İsrail ne yapıyor? Abisi, hamisi ABD’ye koşarak, yardım dileniyor. “Türkiye bize saldıracak, beni koru” diye...

Haberin Devamı

★ ★ ★

Benzer durum İsrail  gibi ABD’nin diğer beslemesi Yunanistan için de geçerli... O da şu sıralar “Deniz Mekânsal Planlaması” zırvalığı çerçevesinde Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ne yönelik bazı hukuki dayanağı bulunmayan ve uluslararası hukuka aykırı girişimler peşinde. Yani Atina kaşınıyor, ateşe koşmak sevdasından asla vazgeçmiyor. Zira Yunanistan’ın AB mevzuatı gereği diye duyurduğu tek taraflı saçmalığın bir kısmı, Ege Denizi’nde ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin deniz yetki alanlarını ihlal ediyor doğrudan… Bu noktada da Türkiye’nin tavrı çok açık ve net:

Sakın yanlış yapma savaş sebebi sayarım...

Böyle bir durumda ne olacağı da belli. Bunlar da Yunan Genelkurmay Başkanı’nın sarf ettiği “Beş dakikada karşılık veririz, şunu yaparız” gibisinden atıp tutma, palavra ya da gülünç sözler gibi değil, neler olabileceğinin örnekleri tarihte de var olan sahici uyarılar... Yine Türk Savunma Sanayii’nin geldiği pozisyon nedeniyle kimyası bozulan, karın ağrısı çeken Atina’nın artık Türkiye’nin füze menzilinde olduğu gerçekliği de var malum... Bu gerçekler nedeniyle hepten panikleyen Yunanistan da İsrail gibi “Türkiye bize saldıracak” palavrasıyla hamisi ABD’den

Haberin Devamı

kendisini koruması için yardım dileniyor...

★ ★ ★

Dolayısıyla Tel-Aviv ile Atina bu oynak ve paronayak tavırlarıyla, “Bana saldıracaklar, benim topraklarıma göz diktiler” hezeyanlarıyla dış politikada aynı taktiği ya da enstrümanları kullanmak adına birbirlerine çok benziyorlar... İkisinin de abileri, sırtını dayadıkları yüz buldukları, cesaret aldıkları hamileri var. Bu kimi zaman Avrupa ülkeleri olsa da asıl ebeveynleri ABD elbette. Destek alıp yüz buldukları için de kafalarına göre yaptıkları hareketlerine, şımarıklıklarına benzer kılıflar buluyorlar..

Oysa Türkiye’nin ne İsrail’e ne de Yunanistan’a gizli-aleni saldırma planı ya da hazırlığı falan yok... Hele de onlar gibi bir başka ülkenin topraklarını işgal niyeti, çabası kimsenin aklından dahi geçmiyor... Türkiye sadece kendi toprak bütünlüğünü korumak, ülke bekası derdinde... Topraklarıma göz diken ya da bölgede ülkeme tehdit yaratacak tezgâh kumpas peşinde koşan olursa canına okurum diyor... Bu anlamda da Ankara şimdilik ne Türkiye’ye ne de bölgede Türkiye’ye rağmen bir şey yapamazsınız duruşu, kararlığı gösteriyor sadece... ABD’nin iki beslemesi İsrail ve Yunanistan’a “akıllı olun” uyarısı yani...