31.10.2021 - 12:51 | Son Güncellenme:
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Dünyanın hâlâ hüküm süren en eski imparatorluğu Japonya. Tam 2 bin 600 yıldır aynı aile tahtta bulunuyor. Geçtiğimiz yıllarda tahta çıkacak bir erkek varis bulamadıkları için imparatorluğun yok olacağı söylentisi yayılmış olsa da, 2006’da doğan Hisahito, bu endişelere son verdi. Elbette bu durum bir taraftan veraset sorununu da getiriyor. Prens Hisahito, 40 yaşın altındaki imparatorluk ailesinin kalan yedi üyesinden tek erkek. Evlenmemiş tüm prensesler sıradan kişilerle evlenirse, kalan tek Japon kraliyet ailesi üyesi olacak ve kraliyet soyuna ilişkin spekülasyonlar yeniden ortaya çıkacak.
Erkek varis gelmeden önce, kadınların da tahta çıkıp çıkmayacağı tartışmaları başlamıştı. Öyle ki bir Japon efsanesine göre, ailenin soyu aslında bir tanrıçadan geliyordu. Bu efsane gerçekse kadınların tahta çıkıp çıkmayacağı tartışması da tuhaf bir hal almış oluyor.
HÜKÜMDARLARIN ÖLENE KADAR HİZMET ETMESİ BEKLENİYOR
Japonya İmparatoru Akihito 2019'da istifa ederek, tahtan çekilmek istediğini söylemişti. Bu herkes tarafından şaşırtıcı bulunan istek sonrası Akihito, 200 yıl sonra istifa eden ilk Japon hükümdar oldu. 1889 yılındaki bir yasaya göre, mevcut ve emekli imparatorlar arasındaki güç mücadelelerini önlemek için hükümdarların ölene kadar hizmet etmesi gerekiyor. Ancak Akihito için bir istisna yapıldı. Hem kalp ameliyatı geçiren hem de prostat kanseri tedavisi gören yaşlı imparatorun istifası kabul edildi. Bu istifa kabul süreci de öyle kolay olmadı. Aylarca süren tartışmalar ve uzman görüşlerinden sonra Akihito için özel bir yasa çıkarıldı. Yeni kuralların yalnızca Akihito için geçerli olduğu ve gelecekteki yöneticileri kapsamadığı notu düşüldü.
JAPONYA'DA KADINLARIN YÖNETİME GEÇMESİ 1889'DA YASAKLANDI
Akihito ilk imparator Jimmu’dan sonra tahta geçen 125'inci imparatordu. Şu anki Japon hükümdarı İmparator Naruhito, babası Akihito’dan sonra tahta geçerek, dünya üzerinde bilinen son hükümdar oldu. Şu an İmparator Naruhito'nun yerine ise sadece 3 kişi geçebiliyor: 55 yaşındaki küçük kardeşi Veliaht Prens Akishino, 15 yaşındaki yeğeni Prens Hisahito ve 85 yaşındaki amcası Prens Hitachi. Her ne kadar tahta sadece erkeklerin çıkabildiği söylense de geçmişte tahta çıkan 8 imparatoriçe oldu. 1889 ise kadınların yönetime geçmesi açıkça yasaklandı.
PRENSES HALKTAN BİRİYLE EVLENİRSE UNVANINI KAYBEDİYOR
Anayasal monarşiyle yönetilen Japonya’da imparator, devletin ve halkın birliğinin sembolü olarak biliniyor. Siyasi bir yetkisi olmayan imparator, tüm devlet görevlerinde ve kararlarda kabinenin onayını almak zorunda. Parlamentonun açılması gibi bazı anayasal görevler de imparatorun sorumluluğunda. Monarşi, Japonya'nın geleneksel dini olan ve ritüellere büyük önem veren Şintoizm ile yakından ilişkili. İmparatorun bu düzenli dini törenleri yapması bekleniyor. İmparatorun herhangi bir siyasi açıklama yapması ise anayasalara göre olarak yasak.
PRENSES MAKO'NUN HALKTAN BİRİYLE EVLENMESİ PROTESTOLARA SEBEP OLDU
Babadan oğula geçen bu 2 bin 600 yıllık yönetim şeklinde kadınların tahta çıkması yasaklandığı gibi, prensesin halktan biriyle evlenmesi de kabul edilmiyor. Eğer evlenirse kraliyet statüsünden vazgeçmesi gerekiyor. Şimdilerde de gündemde olan Japon Prensesi Mako ile 8 yıllık nişanlısının evliliği, beraberinde pek çok söylentiyi de getirdi. Prenses Mako, tüm haklarından vazgeçerek halktan biri olan Kei Komuro ile evlendi.
Bu evlilik aslına bakarsanız öyle kolay olmadı. Çift oldukça çalkantılı bir birliktelik sonrasında, evlilik kararlarını açıkladılar. 2017’de nişanlanan Mako ve Komuro 1 sene sonra evlenmeyi planlamışlardı, fakat ailevi sorunlar sebebiyle bunu gerçekleştiremediler. Çıkan haberlere göre, Komuro’nun annesi eski nişanlısından borç para almıştı ve bunu geri ödeyememişti. Bu haberler yüzünden çift, oldukça zorlu zamanlar geçirdi. Öyle ki prenses Mako‘ya, gündemde bu kadar çok görüldüğü ve sosyal medyada sert eleştirilere maruz kaldığı için travma sonrası stres bozukluğu teşhisi kondu.
BİRİ SESİNİ KAYBETTİ, BİRİ ERKEK ÇOCUK DOĞURMADIĞI İÇİN DEPRESYONA GİRDİ
Japon kraliyet ailesinde bu şekilde etkilenen ilk kadın Mako değildi. Büyükannesi Emerita Michiko, imparatorun karısı olmaya uygun görünmediği gerekçesiyle ağır eleştirilere maruz kalmış ve sesini geçici olarak kaybetmişti. İmparatoriçe Masako da erkek bir varis doğurmadığı için suçlandıktan sonra depresyona girmişti. Yüzyıllar boyunca kraliyet kadınları, belirli beklentilere sıkı sıkıya bağlı kalmak zorunda bırakıldı. Onlar her zaman kocalarını desteklemeli, erkek bir varis dünyaya getirmeli ve Japon geleneklerinin koruyucusu olmalıydı. Bunları yerine getirmediklerinde de toplum tarafından oldukça ağır eleştirilere maruz kaldılar.
AT KUYRUĞU SAÇI ELEŞTİRİ KONUSU OLDU
Çifte gelen eleştiriler ise hiç hız kaybetmeden devam ediyor. Komuro ,Tokyo Havalimanı'nda kalabalık bir grup tarafından karşılandı ve at kuyruğu saçı sebebiyle halkın eleştirilerine maruz kaldı. Bazı gazeteler ve sosyal medya kullanıcıları, Japonya’da alışılmışın dışındaki bu saç stiline sahip birinin, bir prensesle evlenmesinin yakışmadığını savunuyorlar.
1.3 MİLYON DOLARI GERİ ÇEVİRDİ
Prenses Mako, bir kraliyet düğünüyle değil, parasını kendilerinin ödediği sade bir törenle dünya evine girdi. Kraliyet ailesi, kendilerinden ayrılmak isteyen kadın üyelere bir ödeme yapıyor. Ancak Prenses Mako, kendisine verilmek istenen 1,3 milyon dolarlık ödemeyi de geri çevirdi ve bu geleneği kabul etmeyen ilk kadın kraliyet üyesi oldu. 3 yıl ertelenen evliliğe halk, protesto yürüyüşleriyle de karşı çıktı. Çift yaptıkları basın açıklamasında, birbirlerini çok sevdiklerini, mutlu ve zorlu zamanlarda birbirlerine destek olmayı seçtiklerini dile getirdiler.
PRENSES MAKO'NUN İLK KEZ BİR SOY İSMİ OLDU
Kraliyet ailesinin bir soy ismi olmadığı için Prenses Mako, ilk kez bir soy isim sahibi oldu. Japonya’da kadınlar evlendiklerinde sadece eşlerinin soy ismini alabiliyorlar. Prenses Mako da kocasının soyadını alarak Komuro Mako oldu. Her ikisi de 30 yaşında olan çift, kraliyet ailesinin yanından ayrılarak önce Tokyo’da bir daireye taşınacak. Çift, ardından da Kei Komuro’nun hukuk danışmanı olarak çalıştığı ABD’de kendilerine yeni bir yaşam kurmayı hedefliyor. Ancak, Kei Komuro’nun Temmuz ayında girdiği New York eyaleti baro sınavlarını geçemediği de konuşulanlar arasında. Yapılmak istenen tüm yardımları geri çeviren çiftin maddi yönden sorun yaşayıp yaşamayacağını önümüzdeki günler gösterecek. Çift aynı zamanda yaşadıkları benzerlik sebebiyle İngiltere’nin Meghan’ı ve Harry’si olarak anılıyor.
2020'DEN BU YANA KRALİYETTEN AYRI YAŞIYORLAR
Sussex Dükü Prens Harry ve Sussex Düşesi Meghan da benzer bir şekilde İngiltere kraliyetinden ayrıldıklarını duyurduklarında büyük bir şaşkınlıkla karşılanmışlardı. Çift, kraliyet ailesinden daha bağımsız bir hayat sürmek ve maddi özgürlüklerini kazanmak için yanlarından ayrılarak yılın bir kısmını ABD’de, bir kısmını da Kanada’da geçireceklerini duyurdular. Çift, 2020 yılından bu yana kraliyet ailesinden ayrı yaşıyor.
SEVDİĞİ KADIN UĞRUNA KRALİYET TAHTINI KARDEŞİNE BIRAKTI
Kral 8. Edward, 1937 yılında iki kez boşanmış Amerikalı Wallis Simpson ile evlenmek için unvanından vazgeçmişti. O zamanlar İngiltere kilisesi, boşanmış kişilerin kilisede evlenmelerine de izin vermiyordu. Edward, Simpson ile evlenmek isterse, bir daha kraliyet ailesi yetkilerine sahip olamayacağını da biliyordu. Hem halk hem de aile bu evliliğe karşı çıksa da çift, 1937 yılında Fransa’da evlendi. Edward tahtı kardeşine yani Kraliçe II. Elizabeth'in babası VI. George'a bıraktı, kendisine de Windsor Dükü unvanı verildi.
TAYLAND PRENSESİ DE AŞKI HALKTAN BİRİNDE BULDU
Tayland Prensesi Ubolratana da benzer bir nedenden dolayı kraliyet içindeki statüsünü kaybetmişti. Amerikalı Peter Ladd Jansen ile evlenerek, halktan biriyle evlenme gerekçesiyle kraliyet ailesinin üyeliğinden çıkarıldı ve ABD’ye yerleşti. Ancak çift, 1998 yılında boşandı ve Ubolratana, kraliyet görevlerine devam etti.
KRALİÇE İÇİN UNVANLARINDAN VAZGEÇTİ
Geçtiğimiz nisan ayında 99 yaşında hayatını kaybeden Edinburgh Dükü Prens Philip de evlilik sebebiyle unvanını kaybedenler arasında yer alıyor. Kraliçe II. Elizabeth ile 1947 yılında evlenerek Yunanistan ve Danimarka tahtlarındaki haklarından vazgeçti.
Mark Phillips, Kraliçe Elizabeth’in kızı, Prenses Anne ile evlendiğinde kendisine kraliçe tarafından verilmek istenen unvanı geri çevirdi. Prenses Anne’nin de çocuklarına verilmek istenen prens ve prenses unvanlarını kabul etmediği de biliniyor.
İsveç prensesi Madeleine, Amerikalı iş insanı Christopher O'Neill ile 2013 yılında dünya evine girdiğinde, Christopher O'Neill kendisine verilecek olan unvanı kabul etmedi. İsveç vatandaşı olmayı reddeden O'Neill, verilecek prens unvanının da sahibi olamadı. Kraliyet ailesi kurallarına göre, prens ya da prenses olabilmeniz için öncelikle İsveç vatandaşı olmanız gerekiyor.