30.06.2023 - 06:54 | Son Güncellenme:
Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - Oxana Malaya, Ukrayna'da 1983 yılında dünyaya geldi. Doğumundan itibaren ailesi tarafından ihmal edilmiş bir çocukluk geçirdi. Görenler ona 'köpek kız' diyordu. Bunu demelerinin bir sebebi vardı çünkü 3 yaşından beri ona köpekler sahip çıkmıştı. Ebeveynleri, küçük kızlarına neredeyse hiç ilgi göstermeyen alkol bağımlısı tiplerdi. Öyle ki bir gece minik Oxana'yı dondurucu soğukta dışarıda bıraktılar. Soğuk gecenin tam ortasında yapayalnız kalan Oxana, hayata tutunmak için muhtemelen yapabileceği en iyi şeyi yaptı ve sokaktaki köpeği Naima'nın kulübesinde yaşamaya başladı. Kısa süre sonra diğer sokak köpekleri de onlara katılmıştı. Sonunda bir sürü haline geldiler ve Oxana, dört ayaklı ailesinin geri kalanı kadar vahşi olmaya başladı.
Önce yerden yemeyi öğrendi, sonra diliyle kendini temizlemeyi... Üstelik köpek ailesiyle iletişim kurmayı bile kavradı. Daha sonra "Onlarla konuşurdum, havlayıp ulurlardı ve ben de tekrar ederdim" diyerek anlatacağı köpek ailesine o kadar entegre oldu ki köpekler onu kendilerinden biri olarak gördü. Hatta küçük kızı koruma çemberine alan sürü, yetkililer 5 yıl sonra nihayet Oxana'yı kurtarmaya geldiğinde bunu bir tehdit olarak algılayıp savunmaya geçti.
Ancak Oxana'nın bulunmuş olması problemleri çözmemişti. Yetkililer, kıza güvenli bir şekilde ulaşıp götürebilmek için bir süre köpeğe yiyecek vermek zorunda kaldı. Sonunda 'köpek kız' köpek ailesinin yanından alınıp güvenli bir yere götürüldü ama Oxana Malaya'nın hayvan ailesinden ayrılması, köpeğe benzer davranışlarının ortadan kalktığı anlamına gelmiyordu. Eğitimcilerin ona yeniden yürümeyi, konuşmayı ve insan gibi davranmayı öğretmeye başladığı bir çocuk yurduna götürüldü. Bunu söylemek, elbette yapmaktan daha kolay oldu.
30 YAŞINDAYKEN 6 YAŞINDA BİR ÇOCUK GİBİYDİ
Eline bir şey verildiğinde, genellikle onu bir köpeğin yapacağı gibi saklardı. Birisi gelip almaya çalışırsa, havlayarak veya ısırarak saldırırdı. İnsanlar arasında yaşamadığından iki ayak üzerinde yürümekte bile zorlanıyordu, dört ayak üzerinde yürümeye alışmıştı. Onunla çocuk yurdunda çalışan bir eğitmen ,"İlk geldiğinde insan gibi değildi, küçük bir hayvan gibiydi" açıklamasını yaptı. Bir başkası ise, "Su görünce dilini gösterir, eliyle değil diliyle yerdi" görüşünü verdi.
Bunlara rağmen Oxana, eğitiminde hızlı bir ilerleme kaydetti. Kısa sürede yüzlerce kelime öğrendi ve dik yürümeye başladı. Yine de zamanla Oxana'nın yaşı için normal olan gelişim düzeyine asla ulaşamayacağı anlaşıldı. 30'lu yaşlarında bile araştırmacılar onun gelişim düzeyini 6 yaşındaki bir çocuğunki olarak görüyordu. Bir insan olarak doğmasına rağmen yetiştirilme tarzının onda geri kazanılamayacak kadar derin bir iz bıraktığı açıktı.
Oxana'nın gelişim döneminin önemli bir kısmını köpekler arasında geçirmiş olmasına rağmen, konuşma dilini sağlam bir şekilde kavrayabilmesi birçok kişiyi şaşırtmıştı. Bir dil bilimciye göre, dil edinimi için oluşum dönemi doğumdan yaklaşık 12 yaşına kadar sürüyor. Bir çocuk diğer insanlardan uzakta büyüdüğünde, genellikle dili kullanma yeteneğini tamamen kaybediyor.
BİYOLOJİK ANNESİNİ BULMAK İSTİYOR
Oxana, 2013 yılında katıldığı bir talk show programında kendisine normal insan gibi davranılmasını istediğini ve 'köpek kız', 'vahşi kız' gibi adlandırmaların kendisini üzdüğünü söyledi. Ayrıca erkek arkadaşından ve yaşadığı hayattan da bahsederek normale yakın bir hayat sürdürdüğünü de anlattı. Bugün 39 yaşında olan Oxana Malaya devlet koruması altında bir çiftlik evinde, hayvanları ve erkek arkadaşıyla mutlu bir hayat sürüyor. Bu süreçte kaybettiği ve bulamadığı biyolojik annesini de bulmak istiyor. Onun hikayesi ise vahşi doğada büyüyen bir çocuğun topluma nasıl uyum sağlayabildiğini gösteren en net örnekler arasında.