Dünya çalkalanıyor: Çocuk katili serbest...

Nazlı Erdol Akar / Milliyet.com.tr - Dünya korkunç suçlar işleyen bir çocuk katilinin, şartlı tahliye kararıyla serbest bırakılmasıyla çalkalanıyor. 1980'lerde iki kız öğrenciye tecavüz edip öldüren Colin Pitchfork, dün serbest bırakıldı. Kötü şöhretli katil, Şartlı Tahliye Kurulu'nun Hükümeti ve kurbanlarının perişan haldeki ailelerinin yasal itirazını reddetmesinin ardından özgür kaldı.

GÖRÜLMEMİŞ KATI KURALLAR

Pitchfork, 1983 ve 1986'da Leicestershire'da 15 yaşındaki Lynda Mann ve Dawn Ashworth'u boğdu ve kurbanlarına tecavüz etti. Pitchfork, hala oluşturduğu tehdidin açık bir göstergesi olarak, şimdiye kadar belirlenmiş en katı koşullardan bazılarına tabi olacak.

Katil, her zaman izlenebilmesi için elektronik bir etiket takacak, kurbanlarının akrabalarının yanına gitmesi yasaklanacak ve internet kullanımı konusunda kısıtlamalarla karşılaşacak.

Çok sıkı bir şekilde takip edilecek olan cani Pitchfork için alınan önlemler sorulduğuda Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü, Kriminolog Prof. Dr. Sevil Atasoy, suçluların pek çok ülkede hiçbir önlem alınmadan salıverildiğinin altını çizdi ve "En azından bir şekilde kontrol altında tutmaya çalışacaklar, bu iyi bir şey" dedi.

Ayrıca, herhangi bir koşulu bozup bozmadığını görmek için yalan dedektörü testleriyle de karşılaşabilir. Kurbanlardan biri olan Dawn'ın annesi Barbara Ashworth, "Serbest kalabileceğini biliyorduk ama bizimle aynı havayı solumaması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Colin Pitchfork, 1988'de iki cinayeti, iki tecavüzü, iki ahlaksız saldırıyı ve adaleti saptırmak için komployu kabul ederek DNA kanıtı temelinde cinayetten hüküm giyen ilk kişi oldu.

Pitchfork'ın, 30 yıllık asgari cezası 2009'da iki yıl azaltıldı, üç yıl önce açık cezaevine nakledildi ve bugün serbest bırakıldı.

Bir Adalet Bakanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada, "Bağımsız Şartlı Tahliye Kurulu'nun Colin Pitchfork'u serbest bırakma kararının ardından Lynda Mann ve Dawn Ashworth'ün ailelerine en içten taziye dileklerimiz devam ediyor." dedi ve ekledi:

"Kamu güvenliği bizim önceliğimizdir, bu yüzden Pitchfork, şimdiye kadar belirlenmiş en katı lisans koşullarından bazılarına tabi olacak ve ve hayatının geri kalanında gözetim altında kalacak."

KURBANLARIN AİLELERİ ÖFKELİ

Her iki kurbanın da aileleri, son yıllarda açık cezaevinde bulunan ve 2017 yılında Bristol'de dükkânlarda dolaşırken görülen katilin, halk için tehlike oluşturmaya devam ettiğine inandıklarını belirtmişti. Prof. Dr. Sevil Atasoy'a, bu gibi korkunç suçları işleyen bir katilin hapiste kaldığı süre boyunca rehabilite olup olmayacağını sorduk. Prof. Atasoy, İngiltere'deki sistemle ilgili detaylı bilgi sahili olmadan net bir cevap vermenin zor olduğunu aktardı. 

Katilin serbest bırakılmasına karşı kampanya yürüten Güney Leicestershire Milletvekili Alberto Costa, verilen karardan ötürü 'derin hayal kırıklığına uğradığını' ve kararı durdurmak için elinden geleni yaptığını söyledi.

Dünya bugüne de birçok seri katil tanıdı. İnsanlık dışı suçlar işleyen bu tür insanların listesi sonsuza uzanıyor. Ancak bu korkunç suçları gözünü bile kıpmayan işleyen soğukkanlı katiller arasında, bazıları öne çıkıyor ve kötü şöhretleri ülke sınırlarını aşarak dünyaya yayılıyor. İşte dünyanın gördüğü en zalim ve kötü şöhretli katiller...

Zodyak Katili

Basına gönderdiği alaycı ve şifreli mektuplarla kendisine Zodyak Katili adını veren ve hiç yakalanamayan katil, beş kişiyi bıçaklayarak ve ateşli silahla öldürmüştü. 1960'ların sonunda ve 1970'lerin başında California'a terör estiren Zodyak Katili'nin dava dosyası hala açık. Geçtiğimiz aylarda seri katilin San Fransisco Chronicle gazetesine 51 yıl önce yolladığı şifreli mesaj, ABD, Belçika ve Avustralya'daki üç kişinin çalışmasıyla çözülmüştü.

Jeffrey Dahmer: Milwaukee Yamyamı

Jeffrey Dahmer ilk cinayetini 1978'de, henüz 18 yaşındayken işledi. Afro-Amerikalı bir adamın pençelerinden kurtulup Wisconsin, Milwaukee yakınlarında polise gitmesinin ardından 1991'de tutuklanıncaya kadar öldürmeye devam etti. Kurban, polisi kendisini tutsak eden Dahmer'in evine götürdüğünde, kurbanından bazılarını yok etmek için kullandığı asitle dolu bir küvetin fotoğraflarını keşfettiler. Dahmer'ın bazı kurbanlarının vücut kısımlarını yediğini anlattığı sansasyonel duruşması, dünyanın seri katillere olan ilgisini yeniden canlandırdı. 1992'de Dahmer 957 yıl hapis cezasına çarptırıldı, ancak iki yıl sonra bir mahkum tarafından öldürüldü.

Donald Henry Gaskins: Otostopçu Katili

Gaskins, 80 ila 90 kişiyi işkence ederek ve sakat bırakarak öldürdüğünü iddia etti. 1969'da Güney Amerika'nın sahil yollarında otostopçuları alarak öldürmeye başladı. Suç ortağı iki genci öldürdüğüne tanık oldu ve polise itiraf etti. Ölüm cezasına çarptırıldı ancak daha sonra cezası şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapse çevrildi. Gaskins, cinayetlerine bir tane daha ekledi ve ölüm hücresinde bir mahkumu öldüren tek katil olarak korkunç bir şekilde tarihe geçti.

Harold Shipman: Doktor Ölüm

Tarihin en ölümcül seri katillerinden biri, popüler bir İngiliz doktor olarak çalışırken 218 cinayet işleyen evli bir aile babasıydı. Harold Shipman cinayet çılgınlığına 1972'de başladı ve ilk muayenehanesinde çalışırken en az 71 hastayı öldürdü, ikinci muayenehanesinde bu sayıyı ikiye katladı. Sonunda 1998'de hem yerel bir cenaze levazımatçısı hem de başka bir doktor, Shipman'ın imzaladığı alışılmadık derecede yüksek sayıda ölü yakma sertifikasını fark etti.

Tsutomu Miyazaki: İnsan Drakula

Korkunç davranışları nedeniyle Küçük Kız Katili, Otaku Katili veya Drakula Miyazaki gibi pek çok isimle anılan katil, küçük kızları kaçırıp öldürdü. Tsutomu Miyazaki, Ağustos 1988 ile Haziran 1989 arasında Tokyo ve Saitama Eyaletinde dört genç kızı katletti. Japon seri katilin yamyamlık yaptığı ve cesetlerle ilişkiye girdiği biliniyor. Bir keresinde sadece kurbanın kanını içmekle kalmadı, elini de yedi. Tsutomu Miyazaki'nin babası intihar etti ve Miyazaki 17 Haziran 2008'de 45 yaşındayken asılarak idam edildi.

Ted Bundy: Çılgın Nekrofil

Tarihin en ünlü seri katillerinden biri olarak anılan Ted Bundy hakkında sayısız belgesel çekildi. Kaçırdığı genç kızları tecavüz ettikten sonra öldüren Bundy, filmlere de konu oldu. ABD'nin çeşitli eyaletlerinde suç işleyen Bundy, 30 kadını öldürdüğünü itiraf etti. Bundy, en az 12 kurbanın kafasını kesti. Tam adı Theodore Robert Bundy olan ve yedi farklı eyalette cinayet işleyen katil, 24 Ocak 1989'da Raiford'daki Florida Eyalet Hapishanesinde idam edildi. Biyografi yazarı Ann Rule, onu "başka bir insanın acısından zevk alan zevk alan sadist bir sosyopat" olarak tanımladı.

Luis Garavito: Canavar

Medya tarafından Le Bestia (Canavar) olarak da adlandırılan Kolombiyalı katil, dünyanın en kötü seri katillerinden biri olarak anılıyor. 147 genç erkek çocuğa işkence etti ve onları öldürdüğünü itiraf etti ancak bu sayının 300'ün üzerinde olduğuna inanılıyor. 139 suçlamadan suçlu bulunan Canavar, 22 Nisan 1999'da tutuklandı. Garavito şu anda Kolombiya'nın El Cesar bölümündeki Valledupar'daki maksimum güvenlikli bir hapishanede cezasını çekiyor.

Aileen Wuornos: Canavar

Hikayesi ünlü oyuncu Charlize Theron'un En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar kazanan 2003 yapımı 'Canavar' filmine konu olan Aileen, Florida'da paraları için yedi erkeği öldürdü ve hepsinin kendisine tecavüz ettiğini veya tecavüz etmeye teşebbüs ettiğini iddia ederek onları vurduğunu itiraf etti. 1992'de zehirli iğne ile öldü.

Ahmed Suradji: Büyücü

Endonezyalı sığır yetiştiricisi, 1986 ile 1997 yılları arasında 42 genç kız ve kadını öldürdüğünü itiraf etti. Ritüelinin bir parçası olarak, onları beline kadar gömerdi. Kurbanlarının cesetleri, bir şeker kamışı tarlasında kafaları evine dönük halde bulundu. Büyücü lakaplı seri katil, bunun kendisine daha fazla güç vereceğine inanıyordu. Suradji, 2008 yılında idam mangası tarafından ölüme mahkum edildi.

Alexander Pichushkin: Satranç Tahtası Katili

'Bitsa Park Manyağı' olarak da anılan Pichushkin'in hedefinde, votka ile evine çektiği evsiz adamlar vardı. 49 kişiyi öldürdüğüne inanılan katil, bir satranç tahtasındaki kare sayısını tamamlamak ve 64 kişiyi öldürmek istediğini söyledi. Ayrıca, 1992 yılında 53 cinayetten hüküm giyen bir başka Rus seri katili Andrei Chikatilo ile rekabet halinde olduğuna inanılıyor.

Charles Edmund Cullen: Ölüm Meleği

Cullen birçok hastanede hemşire olarak çalıştı, ancak birçoğunun şüpheli davranışları nedeniyle kovulduğu için sık sık iş değiştirdi. 1984'ten 2003'e kadar New Jersey'de 40 yaşlı hastayı öldürdüğünü itiraf etti. Bunu hastalarını reçetesiz ilaçlarla zehirleyerek yaptı. Ömür boyu hapse mahkum edilen Cullen, hastaları bir meleğin yapacağı gibi acılarından kurtarmak istediğini iddia etti. Uzmanlar, 300'den fazla kurbanı olduğunu söylüyor.

Paul John Knowles: Casanova Katili

Paul Knowles, cazibesini kurbanları kendisine inandırmak için kullandı ve onları öldürdü. 20 Kurbanlarının sayısının 20 ile 35 kişi arasında olduğu bilinse de, bu sayının daha fazla olduğuna inanılıyor. Kurbanları arasında erkekler, kadınlar ve çocuklar vardı. Floridalı katil, 1974'te kaçmaya çalışırken bir FBI ajanı tarafından öldürüldü.

Ed Gein: Plainfield Kasabı

Korkunç eylemleri Sapık, Kuzuların Sessizliği ve Teksas Katliamı filmine ilham veren azılı katil, Wisconsin'in izole bir bölgesinde büyüdü. Alkolik bir babanın ve oğluna hem kadın hem de cinsellik konusunda korku aşılayan otoriter bir annenin istismara uğramış çocuğu olarak büyüdü. Beş yıl içinde hem babası hem annesi hem de erkek kardeşi ölünce aile çiftliğinde yalnız kaldı ve sonunda evin bazı bölümlerini kordon altına alarak annesi için türbe haline getirdi. Plainfield Kasabı olarak da bilinen katilin suçları, yetkililerin Gein'in yerel mezarlıklardan cesetleri çıkardığını ve kemiklerinden ve derilerinden ganimet ve hatıralar tasarladığını keşfetmesinden sonra ün kazandı. Gein ayrıca iki kadını öldürdüğünü de itiraf etti: 1954'te meyhane sahibi Mary Hogan ve 1957'de hırdavatçı sahibi Bernice Worden. Yasal olarak "hasta" kabul edilen ve bir psikiyatri kurumuna gönderilen Gein, 26 Temmuz 1984'te Mendota Akıl Sağlığı Enstitüsü'nde solunum yetmezliğinden öldü.