06.02.2023 - 16:25 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Yeryüzünün en büyük su kütlesi Pasifik Okyanusu'nu boydan boya kat eden devasa fay hattı, dünyada en fazla depremin gerçekleştiği yer. Tarihteki en büyük depremlerin birçoğunun kaydedildiği Pasifik Ateş Çemberi fay hattı, güneyden ilerleyerek Hint Okyanusu'nu geçip Arap Yarımadası'na ulaşıyor. Burada ikiye ayrılan fay hattının bir ucu Umman Denizi'nden İran topraklarına giriyor, ardından Irak ve Türkiye'ye kadar ilerliyor. Söz konusu fay hattı, Doğu Anadolu Bölgesi'nde son buluyor.
İkinci hattın güzergahı ise Kızıl Deniz'den başlayıp Suudi Arabistan, İsrail, Lübnan gibi ülkelerden geçerek, Hatay'dan Adana ve Kahramanmaraş'a kadar ulaşıyor. Daha sonra Akdeniz açıklarına dönen fay hattı, Kıbrıs, Rodos ve Girit adalarının güneyinden İyon Deniz'i açıklarına kadar devam ediyor.
Türkiye'de 6 Şubat 2023 tarihinde yüzlerce binayı yıkan deprem fırtınası, ikiye ayrılan devasa fay hattının batı kolu üstünde gerçekleşti. Amerikan Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS), büyüklüğünü 7.8 ve 7.5 olarak duyurduğu depremlerin aktif bir sismik bölge olduğunu vurgulayıp sarsıntının merkez üssünü Anadolu, Arabistan ve Afrika levhaları arasındaki kavşak olarak tanımladı. USGS'ye göre, 7.8'lik depremin merkez üssünün 250 kilometre çevresinde 1970'lerden bu yana büyüklüğü 6'yı geçen üç deprem gerçekleşti. USGS, bu üç büyük sarsıntıdan birinin 24 Ocak 2020'deki Elazığ depremi olduğunu kaydetti.
7.8'lik depreme sığ derinlikte doğrultu atımlı fayın neden olduğunu aktaran USGS, sarsıntının kuzeydoğu-güneybatıdaki dikine bir sol yanal fayı veya güneydoğu-kuzeybatıdaki sağ yanal fayı kırdığını belirtti. USGS'ye göre, 7.8 büyüklüğündeki bir doğrultu atımlı deprem, 190 kilometre uzunluğunda ve 25 kilometre genişliğindeki fay hattını parçalar.
Yaklaşık dokuz saat sonra 7.8'lik depremin merkez üssüne 95 kilometre uzaklıkta 7.5 büyüklüğünde başka bir sarsıntının daha kaydedildiğini vurgulayan USGS, yeni depremin doğu-batı yönünde dikeye yakın sol yanal atımlı fayı ya da kuzey-güney doğrultusunda sağ yanal atımlı bir fayı kırarak gerçekleştiğini bildirdi. USGS'ye göre, 7.5'lik doğrultu atımlı bir deprem 120 kilometre uzunluğunda ve 18 kilometre genişliğindeki bir fayı koparır.
Ayrıca, 7.8 ve 7.5'in engin Doğu Anadolu fay bölgesinde gerçekleştiğini dile getiren USGS, artçı şoklar da göz önüne alındığında 7.5'in 6 Şubat deprem dizisiyle tutarlı olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin güneyi ve Suriye'de son yüzyıllarda on binlerce insanın hayatını kaybettiği depremler yaşadığını hatırlatan USGS, söz konusu sarsıntıların kesin yerlerinin ve büyüklüklerinin sadece tahmin edilebildiğini yazdı. Suriye'nin kuzeyindeki Halep'te 1138 tarihinde gerçekleşen depremin büyüklüğünün 7.1 olduğunu belirten USGS, 1822 tarihindeki sarsıntının ise 7 büyüklüğünde olduğunu öngördü. 1822'deki depremde 20 bin ila 60 bin arasında can kaybı olduğu tahmin ediliyor.
Akdeniz'in ortasında son bulan dev fay hattında, geçtiğimiz yıllarda özellikle Girit çevresinde çok sayıda deprem gerçekleşti. Son olarak Ocak 2023'te 4.4 büyüklüğünde bir sarsıntının kaydedildiği Girit çevresinde, 2021'in sonbaharında büyüklüğü 6 ve 6.3 olan depremler oldu.
Washington Post gazetesi ise, Columbia Üniversitesi'nin bir araştırmasına yer verdi. Araştırmaya göre, Türkiye her yıl saat yönünün tersine yavaşça yaklaşık 2,5 santimetre hareket eden ve batıya doğru kayan Dünya kabuğundaki bir blok olan Anadolu Plakası'nın üstünde yer alıyor. Anadolu Plakası, Avrasya, Arabistan, Afrika ve Ege plakalarıyla çevrili. Komşu plakalarla çarpışmaların neden olduğu hapsedilmiş gerilim, sık sık depremlere yol açabilir.
Jeoloji Mühendisi Dr. Esen Arpat, 2020'nin ilk günlerinde Elazığ'da meydana gelen 6.5'lik depremin ardından Hürriyet gazetesine verdiği bir röportajda, fay hattını nasıl bulduklarını anlatmıştı:
"1971 yılında Bingöl ve çevresinde meydan gelen yıkıcı deprem için de benzer bir çalışmayı yaparken o depremin bilinen bir fay parçasının uç bölümünde meydana gelmiş olduğunu ancak bu fayın aslında çok büyük olan ve bilinmeyen, haritalarda yer almayan büyük bir fay sisteminin ufak bir parçası olduğunu fark ettim. Bu büyük fay sisteminin Elazığ’ın, Malatya’nın ve Kahramanmaraş’ın güneyinden, Adıyaman ve Gaziantep’in kuzeyinden geçip Antakya’ya kadar uzandığını oradan güneyde Suriye’de varlığı bilinen ve Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin, Ürdün’den Kızıldeniz’e bağlanan 'Ölü Deniz Fay Sistemi' adı altındaki fay ile bağlantı kurduğunu fark ettim ve raporladım. Daha sonra, yine MTA da çalışmakta olan Fuat Şaroğlu ile bu yeni fay sistemini oldukça ayrıntılı olarak haritalayıp Doğu Anadolu Fayı adını da vererek yayımladık. Bazı kesimlerden oldukça büyük bir direnç ile karşılaştım... Ancak, zamanla kaçınılmaz olarak benimsendi ve deprem haritasında yerini aldı. Doğu Anadolu Fayı’nın Palu ilçe merkezi ile Pütürge’nin Üçyaka köyü arasındaki 130 kilometrelik bölüm tek bir depremde yırtılarak 7.5 dolayında hatta daha büyük deprem üretebilecek potansiyeldedir."
Jeoloji Mühendisi Dr. Fuat Şaroğlu ise, şu ifadeleri kullanmıştı:
"Bingöl depreminden sonra hocam Esen Bey ile bölgede çalışmalara başladık. Kendisi Stanford Üniversitesi’nde eğitim görmüş, dünya çapında bir jeolojisi mühendisiydi. Fayın Hatay’a kadar uzandığını tespit ettik. Bunun Kuzey Anadolu Fayı (KAF) gibi bir fay olduğunu fark ettik ve adını 'Doğu Anadolu Fay Hattı' koyduk. Bir sene sonra MTA dergisinde makale ile yayımladık. Böylece literatüre geçti. Buranın büyük bir fay olduğunu, bir levha olduğunu, büyük depremler üretebilecek potansiyele sahip büyük bir fay olduğunu ilk defa biz makale halinde yayımladık. O tarihten beri bu fay üzerinde araştırmalar var. Son deprem beklenen büyüklükte, beklenen yerde oldu. En riskli segment de Palu-Pötürge arası bölümdü. Son deprem de bu bölgede yaşandı. Bundan sonra batı kısmına dikkat etmek gerekir."