17.06.2022 - 06:59 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr - Kafenin kapısını açtı. Etrafındakilerin bakışlarına aldırmadan kafenin sahibine doğru ilerledi. 20'li yaşlarının ortasındaydı. Sakallarını uzun bir zamandır kesmemişti. Saçları göğsüne kadar uzuyordu. Kıyafetleri ise oldukça eskiydi. Kafedeki herkes genç adamda bir terslik olduğunu daha onu görür görmez fark etmişti. Haklılardı çünkü bu genç adam uzun yıllar sonra ilk defa dışarı çıkmıştı. Garip hareketler sergileyen gencin karşısına çıkan kafe sahibi ona nasıl yardımcı olabileceğini sordu. Aldığı cevap sadece onu değil kafede kendilerini dinleyen herkesi şaşkınlığa uğratmıştı. Kafe sahibinin karşısında duran Jan Zon van Dorsten adlı gencin ağzından şu sözler döküldü: "Çiftlikten kaçtım. 9 yıldır ilk kez dışarı çıktım. Yardıma ihtiyacım var." Genç adamın sözleri karşısında kafedeki herkes dehşete düşmüştü. Üstelik Jan Zon van Dorsten ve kardeşlerinin yıllarca nasıl büyük bir kabus içinde olduklarının henüz farkında bile değillerdi.
GERÇEKLER BİR GECEDE ORTAYA ÇIKTI
58 yaşındaki Avusturyalı bir tamirci olan Josef B., 12 yıl önce Hollanda'nın kuzeydoğu bölgesindeki Drenthe'ye gitti. Sakin Ruinerwold köyü yakınlarındaki bir çiftlik evini gözünü kestirdi. Etrafı ormanla çevrili bu ev tam istediği gibi bir evdi. Ev sahibiyle anlaştı ve evi kiraladı. Çevrede yaşayanlar uzun yıllar boyunca bu Avusturyalının o evde köpeği ve keçisiyle birlikte yaşadığını düşündü.
Çevredekilere göre o yalnız bir adamdı ve sadece köpeği ile keçisi vardı. Ancak Josef B. büyük bir sır saklıyordu. O evde yalnız başına değildi. Üstelik o evde kendisinden başka tam 10 kişi daha yaşıyordu. 9 yıllık büyük sır 14 Ekim 2019 gecesi açığa çıkacaktı. Josef B. çevredekileri tek başına yaşadığına inandırmıştı. Ancak 14 Ekim 2019'da, pandemiden kısa bir süre önce gerçekler sadece bir gecede ortaya çıkmıştı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
GÖRDÜKLERİ MANZARAYA İNANAMADILAR
Jan Zon van Dorsten'ın kafede söylediği sözler karşısında dehşete düşen kafe sahibi büyük bir olayla karşı karşıya olduğunu anladı ve durumu polise bildirdi. Polis ekipleri, gece yarısında çiftliğe baskın düzenledi. Ekipler, eve girdiklerinde büyük bir şaşkınlık yaşadı. Çünkü oturma odasındaki bir dolabın arkasında bodrum katına inen gizli bir merdiven keşfetmişlerdi. Merdivenlerden inen polis ekipleri gördükleri manzaraya inanamadı. Evin mahzeninde beyin kanaması sonucu felç geçiren baba Gerrit Jan van Dorsten vardı.
Üstelik 67 yaşındaki baba yalnız değildi. Babanın yanında 9 yetişkin daha vardı. Yaşları 18 ila 25 arasında değişen ve gizli bir zindandaki derme çatma hücrelerde tutulan bu çocuklar, Gerrit Jan van Dorsten'ın çocuklarıydı. Bu çocuklardan bazılarının kimlikleri bile yoktu. Gördükleri karşısında şok geçiren ekipler, yaptıkları incelemede bir şaşkınlık daha yaşadı. Yapılan incelemede oldukça yüklü miktarda nakit para bulundu. Peki o evde yıllarca neler olmuştu? Neden baba ve çocukları mahzende saklanıyordu?
DÜNYANIN SONUNU BEKLİYORLARDI
Hollanda'daki bu gizemli evde yaşananlar sadece ülkeyi değil tüm dünyayı şoke etmişti. Uluslararası medya kuruluşları bu gizemli evde neler olup bittiğini öğrenmek istiyordu. Çok geçmeden gerçekler gün yüzüne çıkmaya başladı. Yerel basın önce ailenin yıllardır mahzende bir 'kıyamet bekleyişi' içinde olduğunu yazdı. Yerel medyaya yansıyan ilk haberde, baba ve çocuklarının yıllardır mahzende dünyanın sonunu bekledikleri, çocukların annesinin ise çiftliğe taşınmadan önce hayatını kaybettiği yer aldı. Hollandalı ailenin bahçelerindeki sebzelerle beslendikleri, çocukların okula gitmedikleri, daha da enteresanı ise çocukların dünyada kendilerinden başka insanların yaşayıp yaşamadığını bile bilmedikleri basına yansıdı. Çiftliğin kiracısı olan 58 yaşındaki Avusturyalı Josef B. gözaltına alındı. Muhabirler ise enteresan bir gerçeği daha ortaya çıktı. İddialara göre Josef B. ve Hollandalı aile Moon tarikatı üyesiydiler. Hatta Avusturyalı Josef B., baba Gerrit Jan van Dorsten'in öğrencisiydi.
Hollandalı savcılar, 60'larındaki baba Gerrit Jan van Dorsten'in akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığını, babanın güçlükle konuşabildiğini ve gerçeklik duygusunu kaybettiğini söylüyordu. Çocukların söyledikleri ise dehşet vericiydi. Annelerinin 2004 yılındaki ölümünden sonra babalarının sürekli kendilerini suçladığını savunan çocuklar, yetkililere şunları söyledi:
"Bizi sürekli eve pislik getirmekle suçladı. Sürekli bizim kirli olduğumuzu söyledi. Birçok insan onun felçli olduğunu ve çevreye zarar veremeyeceğini düşünüyor. Keşke öyle olsa. Doğduğumuzdan beri söyledikleriyle beynimizi yıkadı. Onunla aramızda güvenli bir mesafe yaratılmasını istiyoruz."
Çocukların ifadelerine göre babaları onların dış dünya ile iletişimini tamamen kesmişti. Üstelik babaları onları sık sık cezalandırıyordu. Elleri ve ayakları bağlanan çocuklar dehşet verici şiddete maruz kalıyordu. Daha da kötüsü düzgün konuşma yeteneklerini bile kaybetmek üzereydiler.
'KÖTÜ RUHLAR BEDENLERİNİZİ ELE GEÇİRİR'
Hollandalı baba, çocuklarının dış dünya ile temas etmeleri halinde onların bedenlerinin kötü ruhlar tarafından ele geçirileceğini söylüyordu. Hollandalı baba hakkında çocuklarına cinsel tacizde bulunma, zorla alıkoyma, kara para aklama ve özgürlüğü kısıtlama suçlamasıyla dava açıldı. Geçmişte Moon tarikatı üyesi olan Hollandalı babanın çiftliğe yerleştikten sonra kendi tarikatını kurduğu, müritlerinden gelen bağışlarla ciddi bir gelir elde ettiği ortaya çıktı. Hollandalı baba haricinde Avusturyalı kiracı Josef B. de ciddi suçlamalarla karşı karşıyaydı.
Baba van Dorsen'in öğrencisi olduğu belirtilen Avusturyalının, çocukların özgürlüklerinin alıkonulmasında önemli bir rol oynadığı tespit edildi. Hakim karşısına çıkan Avusturyalı, geçtiğimiz günlerde sona eren davada üç yıl hapse mahkum edildi. Baba van Dorsten ise yargılanamayacak kadar hasta kabul edildi. Uzun yıllar boyunca beyinleri yıkanmış bir halde dünyanın sonunu bekleyen çocuklar ise artık güvenli evlerde. Yeni bir hayata başlamanın heyecanını yaşayan çocukların devlet desteğiyle başlayan psikolojik tedavileri devam ediyor.