CaddeCASUS FiLMi DEYiNCE

CASUS FiLMi DEYiNCE

15.11.2012 - 22:46 | Son Güncellenme:

Gizli kodlar, şifreli konuşmalar, soğuk bakışmalar ve ölümcül öpücükler: Casus filmlerini hep sevdik, sevmeye de devam edeceğiz. ntvmsnbc’nin online sinema dergisi ‘Yer Gösterici’, James Bond serisini ayrı tutarak en iyi casus filmlerini sıraladı bu ay

CASUS FiLMi DEYiNCE

Bourne serisi
Robert Ludlum’un romanından ilki 2002’de uyarlanan serinin sevilmesindeki en büyük neden, ‘geçmişi olmayan’ adamımızın gerçekleri ararken kendini de bulmaya çalışmasıydı kuşkusuz. Doug Liman’ın yönettiği ‘The Bourne Identity’nin ardından yönetmenlik koltuğuna Paul Greengrass’ın geçmesiyle seri her defasında bir kat daha değer kazandı.

Haberin Devamı

Akbabanın Üç Günü
Komplo, paranoya, gerilim, politik içerik... Bir siyasi gerilim olarak her açıdan dört dörtlük bir başyapıt ‘Akbabanın Üç Günü/Three Days of Condor’. CIA’e bağlı gizli bir büroda görevli ‘Akbaba’ kod adlı memur, yemek molası dönüşünde tüm arkadaşlarının öldürülmüş olduğunu görür ve ardından gerçeklere ulaşana kadar kaçmaya çalışır. Sydney Pollack, 70’lerin kirli politikaları üzerine resmettiği basit hikayesini, temposu bir dakika bile düşmeden etkileyici bir şekilde anlatıyor.

Görevimiz TehlikeBrian de Palma’nın yönettiği ‘Görevimiz Tehlike/Mission: Impossible’, aksiyonu zekayla harmanlayan ve bunu da müthiş bir gerilimi elden bırakmadan yapan bir film. Karmaşık entrikası kadar izleyenin kalp atışlarını hızlandıran sahneleriyle puan toplayan yapım, hâlâ serinin en iyi halkası.

Haberin Devamı

Çok Şey Bilen AdamHitchcock... Hitchcock... Hitchcock... Bu kez mevzu bahis film ‘Çok Şey Bilen Adam/The Man Who Knew Too Much’. Hitchcock’un anlattığı hikaye, kulağa fısıldanan ve tehlikeli yolculuğa dönüşen bir sırrın peşinden gidiyor. Filmin başrollerinde unutulmaz James Stewart ve Doris Day var.

39 BasamakCasusluk denen kavramın ne kadar ele avuca gelmez bir şey olduğunu Alfred Hitchcock kadar iyi bilen biri olmasa gerek. Üstadın ilk dönem çalışmalarından
‘39 Basamak/The 39 Steps’, gizli bir teşkilatın varlığını kanıtlamak için çırpınan bir adamın, komik ama bir o kadar da gerilim yüklü öyküsünü anlatırken; Hitchcock’un sinemaya armağanı olan MacGuffin nesnesinin de ilk kez göründüğü filmdir.

ÇIKIŞ YOK‘Çıkış Yok/No Way Out’u, listeye sadece o unutulmaz sahnesi için bile alabilirdik, hatırladığınız gibi; bilgisayardan beklenen görüntünün geldiği ve odadan odaya terler içinde gidip gelen Farrell’ı takip ettiğimiz o sahne. Soğuk Savaş atmosferini hikayesine ustaca yedirmeyi başaran film, son dakikaya kadar merak unsurunu kaybetmiyordu.

KöstebekCasus romanları denince akla gelen ilk isimlerden biri olan John Le Carre’nin ‘Karla Üçlemesi’nin ilk ayağı olan ‘Köstebek/Tinker Tailor Soldier Spy’, İsveçli sinemacı Tomas Alfredson’ın elinde son derece stil sahibi, yüksek gerilimli ve zeka işi bir dönem filmine dönüştü. Film, renklerinden dokusuna, ışığından gölgesine ve her sahnesine işlemiş kasvetine dek müthiş bir atmosfer çalışması.

Haberin Devamı

Soğuktan Gelen CasusJohn Le Carre’nin romanından 1965’te sinemaya aktarılan ‘Soğuktan Gelen Casus/The Spy Who Cames In From The Cold’, kendini kolay kolay ele vermeyen entrikasıyla casus filmleri arasında önemli bir yere sahip. Film, aksiyondan ziyade karakterlere ve öyküye ağırlık verir ve
bunu da alabildiğine kasvetli bir atmosferde yapar.

GiZLi TEŞKiLATBütün listeyi Alfred Hitchcock’la doldurmak da iyi bir seçim olabilirdi! Özellikle türün kitabını yazdığını düşünürsek... Konumuza gelirsek, yani ‘Gizli Teşkilat/North by Northwest’e; hâlâ izleyeni oturduğu yere mıhlayan daha güçlü bir film çekilmediğini de düşünüyoruz. Bir yanlışlık sonucu istemediği ‘gizli’ bir hikayeye dahil olan Roger Thornhill’in yaşadıkları Hitchcock’un elinde adeta bir sinema dersine dönüşüyor.

Haberin Devamı

Ani TehlikeLen Deighton’ın anti-James Bond kahramanı Harry Palmer’ı ilk kez beyazperdeye taşıyan ‘Ani Tehlike/The Ipcress File’, başroldeki Michael Caine’in incelikli oyunu kadar, yönetmen Sydney J. Furie’nin küçük ama unutulmaz buluşlarıyla (çekilmedik açı bırakmamıştır hazret) türün klasikleri arasına girmeyi hak etmiştir. Film, Deighton’ın ironik üslubunu da mükemmelen beyazperdeye yansıtıyor.

YAZARLAR