25.11.2022 - 00:38 | Son Güncellenme:
SELİN CEYLAN / Milliyet.com.tr Nalan tüm gerçeği öğrendi. Öğrendikten sonra yaşadığı çaresizliği gözlerinin önünden geçti kahkahalarının arasında sayıkladığı tek cümle ‘Aptal Nalan’ oldu. Hemen arabasına binip konağa döndü. O sırada Cana’nın telefonu geldi. ‘Müjdemi isterim! Artık daha fazla üzülmene dayanamadım rahatla istedim. Artık rahat rahat boşanabilirsin’ Sedat şoke olmuştu. Dondu kaldı.
ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK!
Sedat haberi alır almaz, Nalan’ı aramaya başladı. Nalan o sırada taşları tek tek yerine oturtuyordu. En son Hayri’nin söyledikleri aklına geldi. ‘İçinde bulunduğun durumu değiştirmek istiyorsan bunu kendin için sadece sen yapabilirsin’ Gözyaşlarını silip eve doğru yola koyuldu.
Sedat panik halinde Gülcihan’la Nalan’n vereceği tepkileri düşünüyordu. En iyisinin Feride’ye durumu açıklamak olduğunu söyledi ama buna cesareti yoktu. Görevi Gülcihan devraldı. Feride’yi çalışma odasına davet etti. Israrla salonda konuşmasını isteyen Feride’ye herkesin içinde Sedat ‘Cana Nalan’a bebeği söylemiş’ dedi. ‘Çenem kopsaydı da kızımı sana vermeseydim, bu eve gelin etmeseydim! Ben kızımı niye sana verdim? Niye verdim he? Başkalarını hamile bırak diye mi? Kızımı ara! Hele bir Nalan’a bir şey olsun seni elimden kimse alamaz duydun mu beni’ dedi. Hayri bağrışmaları duyduğu sırada Nalan’ı aradı. Tam o sırada Nalan konağın önündeydi.
Nalan içeri koşar adımlarla ilerlerken Sedat durumu toparlamak ümidiyle konuşmaya çalıştı. Nalan bunların hiçbirini umursamadan uzun zamandır hakettiği o büyük tokadı Sedat’a attı. ‘Geç kaldın Sedat üzgünüm. Seninle konuşma devri kapandı. Sen benim hayatımda gördüğüm en korkunç yalancısın! Gerçekten seni tanıdığım, sana inanıp seninle evlenediğim güne lanet olsun Bundan sonra yeni hayatında sevgilinle, çocuğunla sana mutluluklar diliyorum’ dedi ve yüzüğü fırlatıp attı. Gülcihan araya girerek ‘Nalan, yavrum...’ demesiyle Nalan sözlerine devam etti:
Nalan: Ayy siz de tabi bütün bunları benden duyduğunuz için büyük şok olmuşsunuzdur öyle değil mi?
Gülcihan: Nalan... Yavrum... Biz gerçekten hiçbir şey bilmiyorduk...
Nalan: Siz ne usta yalancılar çıktınız ya... Gerçekten... Gerçekten ayakta alkışlamak istiyorum. Müthiş performanslar bunlar!
Selen: Bak Nalan biz gerçekten...
Nalan: Ama sen de haklısın, siz de haklısınız. Ben de karşımda her söylediğim yalanı yiyip yutmuş bir ahmak bulsam ben de sizin gibi yalan söylemeye devam ederim. Derim ki bundan sonrasına da inanır herhalde. Ama bitti! O devir kapandı. İnanmam. Neden inanmam biliyor musunuz? Çünkü o gün olan heyecanım o gün olan saflığım o gün olan temizliğim hepsini bitirdiniz! Hepsini el birliğiyle mahvettiniz! Siz beni mahvettiniz, siz beni kirlettiniz! Siz beni kendinize benzettiniz. Sakın bunlar için Sedat’a kızmayın çünkü bunu hepiniz yaptınız! Ya ben buraya Cana’yı getirdim, gözünüzün içine baktım. Durumu anlatın bana. Nasıl kandırdınız beni ya? Nasıl o yalan çukuruna beni attınız? Hiç mi acımadı içiniz? Şöyle bakıyorum da size bir insan ancak bu kadar acımasız olabilir ki ben acımasızlığı çok iyi bilirim. Bu kadarını hayal etmemiştim hiç.
Feride: Yeter artık yukarı çık artık konuşalım.
Nalan: Yeter mi anne? Sen niye sustun? Hadi bu insanlar neyse, bunlar sussun. Sen bunu kızına nasıl yapabildin? Size de bana da yazıklar olsun! Birkaç parça eşyamı alıp çıkıp gidicem bu evden kimse peşimden gelmesin!
‘ŞANINIZ YÜRÜSÜN!’
Evde tüm bunlar yaşanırken Rafet geldi. Tako ve Hayri’yi karşında gören Rafet içerde bir şeyler olduğunu anladı ve hemen kapıyı açmasını istedi. Gülcihan’ın yavarışlarına ‘Bitti!’ diye bağırırken içeri Rafet girdi. Ne olduğunu sordu. Nalan dönüp ‘Hoş geldiniz Rafet Bey! Valla olasılıkla sizde bilmiyorsunuz çünkü böyle şeyleri bir sizden bir de benden saklarlar. Hayırlı uğurlu olsun Rafet Bey dede oluyorsunuz hayallerinizden biri gerçekleşti’ dedi. Sonra Sedat’a dönüp ‘Gerçi ben Cana’ya şeyi sormay unuttum. Kız mı erkek mi? Dilini mi yuttun söylesene! Çocuğu yaparken utanmadın söylesene kız mı erkek mi?’ Sedat başı önde ‘Erkek.’ dedi. Nalan ‘Şahane bir de erkek, şanınız yürüsün’ dedi. Yukarı çıkıp eşyalarını toplarladı. Dönerken sadece Rafet ve Muzo’yla vedalaştı. Evden çıkarken ardından Feride geldi ve ‘Hemen yukarı çık, senin gidecek bir yerin yok! Senin evin burası. Gidemezsin’ dedi. Nalan, ‘Öyle de bi’ gideceğim ki sen bile şaşıp kalıcaksın ‘anne’ dedi ve arkasına bile bakmadan gitti.
‘BABAM ASLINDA BENİ ÇOK SEVİYOR’
Nalan çıktıktan sonra Rafet, Sedat’ı azarladı. Duydukları sonrasında dayanamayan Sedat içinde tuttuklarını döktü. ‘Ben sevmeyi bilmiyorum Baba! Ya beni sevmedin, olmadı işte ne yapalım! İnsan zorla sevemiyor. Yalan mı? Yalansa yalan deyin. Hep sustunuz. Soyadının altından da kalkamadım. Ben o kadar büyük değildim özür dilerim. Size layık bir evlat olamadım, beceremedim yine yapamadm beni affet. Ama şunu da bil ben seni hep çok sevdim. Bana bağırsan da azarlasan da kızsan da seni çok sevdim. Senin oğlun olmaktan gurur duydum. Bunu nasıl yaptım biliyor musun baba? 5 yaşımdan beri aynı cümleyi tekrar ettim. Babam aslından beni çok seviyor ama göstermeyi bilmiyor’ dedi ve Cana’ya haddini bildirmeye gitti. Sedat çıktıktan sonra Rafet afalladı ve odasına çıktı.
‘BUGÜN YENİ HAYATIMIN İLK GÜNÜ’
İşten dönen Alp, Cana’nın keyifli hallerinden bir şeylerin döndüğünü anladı. Cana’nın keyfi yerindeydi. Cana keyifle meyve soyarak ‘Bugün hayatımın ilk günü.’ dedi. Bu sırada Nalan, Billur’un yanına gitti. Olanları anlattı. Avukat bulmasını istedi. Bu sırada Sedat Cana’nın kapısına dayandı.
Cana’ya onun büyük bir hata yaptığını söyledi. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bir daha onu görmeyeceğini söyledi. Çıkışta Alp’le karşılaşan Sedat, Alp’le birbirine girdi. Cavit, Gülcihan’dan aldığı haberle hemen Sedat’ın yanına gitti ve Alp’le ayırdı. Sedat’ı alıp oradan çıktı. Bitik bir halde olan Sedat’ı teselli etti.
‘HAYATIMA İYİ Kİ GELMİŞSİN’
Hayri Nalan’n peşinden Billur’un kapısına gitti. Nalan’ı merak ediyordu. Kapıda olduğunu görünce kapıya indi. Hissetleri yaşadıkları üzerine biraz konuştular. Olaylara iyi yönden bakmasını ve bundan sonrasının daha kolay olacağını söyledi. Hayatının bundan sonra daha güzel olacağından bahsetti. ‘Artık dümen sende! Yeni hayatına merhaba diyebilirsin.’ dedi. Ve hiç düşünemeden evinin anahtarını Nalan’a uzattı. Nalan teşekkür ederek elinden aldı. Hayri’ye ‘Hayatıma iyi ki gelmişsin.’ dedi. Birbirlerine üzülmemeleri adına söz verip yarın görüşmek üzere vedalaştılar.
‘SENİN ZEKANA HİÇ YAKIŞMIYOR’
Selen kapıdan dışarıyı izlerken Muzo farketti ve ne yaptığını sordu. Hayri’nin kapıda olmadığını ve bu tesadüflerin garip olduğunu söyledi. Böyle çekip gitmesini birine güvenmesine bağladı. Duydukları karşısında söylediklerini Selen’in zekasına yakıştıramayan Muzo, Nalan’ın çekip gitmesini her kadının yapması gerektiği şeyi yaptığını ve bunu kurcalaması yerine kendi kardeşliğini sorgulamasını söyledi. O sırada Sedat’ın söyledikleri Rafet’in kulaklarından çınlıyordu. Odaya Gülcihan’ın girmesiyle ondan özür diledi ve her şeyin suçlusunun kendi olduğunu söyledi. Gülcihan tüm sevgisiyle Rafet’e sarılıp bunun hepimizin hatası olduğunu söyledi, sarıldılar.
‘SEN ANNEMİN ACISINI BENDEN ÇIKARDIN!’
Sabah Feride’yle karşılaşan Hayri, Feride’nin Nalan’ı eve geri getireceğini öğrendiği gibi Nalan’a ‘Akşamı iple çekiyorum.’ diye mesaj attı. Yaşadıkları üzerine Billur hiçbir şey için kaygılanmamasını, sakin kalmasını ve canı ne istiyorsa onu yapmasını söyledi. Bu sırada eve Feride geldi. Feride eve geri dönmesi için ikna etmeye çalıştı. Hala onu düşünmeyip eve dönemesini isteyince Nalan dayanamadı ve bu zamana kadar yaşadıklarını bir bir anlattı, içini döktü. ‘Sen annemin acısını benden çıkardın! Onun yaşayamadığı her şeyi ben de yaşamayayım istedin.’ dedi. Nalan’ın söyledikleri karşısında Feride’nin tek çıkışı ‘Sen kimden güç alıyorsun?’ oldu. Nalan kendisine güvendiğini ve artık hayatını istediği gibi yaşamak istediğini söyledi. Feride ‘Allah utandırmasın.’ dedi ve çıktı.
SEDAT BOŞANMAK İSTEMİYOR!
Nalan hiç hız kesmeden boşanma davasını açmak istediğini şirketin avukatına söyledi. Avukatla konuşunca Nalan kendini rahatlamış hissetti. Bunu duyan Feride’nin ilk işi eski oturdukları yalıyı kimsesiz çocuklara bağışlamak oldu. Çünkü cesaretini buna bağladı. O sırada Nalan’ın yanına giden Sedat ağzına geleni saydıktan sonra Nalan’a boşanmayacağını söyledi. Tartışırken Hayri’den gelen aramayı gören Sedat Nalan’dan hesap sordu. Nalan eşya istediğini onun için aradığını söyledi. Bunun üzerinde çok durmayıp konuyu değiştirerek Sedat’ın gitmesini istedi. Asla boşanmayacağını söyleyen Sedat oradan ayrıldı ve konağa döndü. Hayri’yi görünce Nalan’ı bir daha aramaması gerektiğini söyledi.
FERİDE’DEN GECE BASKINI
Bir gözü hep Hayri’nin üzerinde olan Feride, akşam konakta olmadığını anladı. Hayri çoktan Muzo’dan izin alıp Nalan’la birlikte meyhaneye gitmişti. İlk defa özgür hisseden Nalan çok mutluydu. Ev halkı hala Nalan’ı nasıl geri döndürceğini düşünüyordu. Feride’nin huzursuzluğu üstünden gitmemişti önce Nalan’ı sonra Billur’u aradı. Billur, Feride’yi Nalan’ın uyuduğuna inandırdığını sandı ama Feride tabii ki inanmadı. Meyhanede dertleşen Hayri ve Nalan iyice yakınlaşmıştı. Biraz alkol alan Nalan iyice rahatlayıp Hayri’nin elini tutup yanağından öpmeye başladı. Nalan hayatının ilklerini yaşamaya devam ederken Feride Billur’un evine gitti.
Billur’un iterek içeri giren Feride evin içinde Nalan’ı aradı. Göremeyince Billur’a gerçeği söylemesini istedi. Bu sırada Nalan Hayri’nin evinde uyuyakalınca Hayri onu yatak odasına yatırmak için uyandırdı. Alkolün etkisiyle pek kendinde olmayan Nalan, Hayri ne derse onu yapıyordu. O sırada Nalan’ın üzerindekileri çıkarmasını teklif etti. Nalan hiç itiraz etmeden kafa hareketiyle onayladı. Hayri ‘İyi geceler’ diyip odadan çıkmak isteyince Nalan elinden tutup ‘Gitme!’ dedi. Yanında yatması için çağırdı. O sırada Feride Nalan’ın nerede olduğunu anladı.