22.03.2014 - 15:37 | Son Güncellenme:
Melis Güvenç-Milliyet Televizyon
TV8'in kurucularından biri olarak 14 yıl kesintisizi program yaptığınız kanaldan Beyaz TV'ye geçisiniz nasıl oldu?
22 Şubat 1999 yılında sabah saat 06.59'da TV 8 yayına başladığında, seyirciyi ilk selamlayan kişi bendim. O günden itibaren her gün ekrana çıktım. Ramazan programları yaptım. 14 yıl "Erkan Tan'la Başkent'ten"le ekranda oldum. Bu süreç Acun Ilıcalı'nın kanalı satın almasına kadar devam etti. Acun, 'Haber programı yapmayacağım' dediği için TV8'le yollarımızı ayırdık. O sırada Beyaz TV'nin iş teklifi gündeme geldi. Zaten Osman Gökçek sağ olsun daha öncesinde de böyle bir teklifte bulunmuştu. Böylece Beyaz TV'yle yollarımız birleşmiş oldu. Burada bizim için yeni bir dönem başladı. Hafta içi her sabah saat 06.30-08.30 arası "Erkan Tan Vakti" programını yapıyoruz. Burada millet ve vatan için dertlenenler, olayları bilmek ve anlamak isteyenler ve sevinçlerini, üzüntülerini paylaşmak isteyenlerle program yapıyoruz.
TV8'in geleceği konusunda ön görünüz nedir? Sizce Acun Ilıcalı TV8'de başarılı olacak mı?
TV8'in sonsuza dek yaşamasını isterim. Çünkü her bir saniyesinde bizzat emeğim var. Fakat dilemem Allah bilir ama Acun televizyon patronluğunda başarılı olamayacak. Acun çok iyi bir sunucu ve yapımcı. Ama televizyonu idare etme konusunda sunuculukta ve yapımcılıkta olduğu kadar başarılı olamayacağını düşünüyorum. Çünkü ben bunu TV8'i devralırkenki davranışlarını, oradaki üst düzey bir yönetici olarak gördüm ve bazı izlenimlerim oluştu. Acun'un kanalında yaptığı ve yapacağı programların birim saniye reklam fiyatları, onun şu ana kadar çalıştığı kanallardaki kadar yüksek değil. O noktaya gelmesi için çok zaman geçecek. O zamana kadar dayanabilir mi bilmiyorum ama umarım dayanır. Bir de kendi kanalı olan bir adam neden hâlâ başka kanalda program yapar? Gelsin TV8'de yapsın programını biz de görelim numarasını.
Programınız benzerli arasında nasıl bir durumda?
Haber programı yapıyoruz ama bir farklılık oluşturmak istedim. Sanıyorum bunu da başardım. Haber bülteninin içinde müziğin, İstanbul görüntülerinin, ilahilerin ve duaların olduğu bir program yapıyoruz. Farklı bir damar yakaladığımı düşünüyorum. Bunu da hem çok beğenen, hem de çok eleştiren oldu. Özellikle programı dualarla açıp, dualarla kapatmama çok tepki verdiler. Ama ezici bir çoğunluk beğendi. Aslında bu planlayarak yaptığım bir şey değildi. Kendi kendine gelişen ve şekillenen bir program oldu.
Beyaz TV'ye geçmenizden sonra tarafsızlığınızla ilgili eleştiriler aldınız...
Dünyanın hiçbir yerinde tarafsız televizyon yoktur. Olmayan bir şeye insanlar inanıyor, arzuluyor ve tartışmaya çalışıyor. Her yayın kuruluşu ve her gazete bir taraftır. Tarafsızlık ve bağımsızlık diye bir şey yok. İnsanlar tarafsızlık ve bağımsızlıkla objektif haberciliği karıştırıyor. Beyaz TV'ye geçtiğimde yandaş olacağımı düşünenler oldu. Ama ben Beyaz TV'yle, Osman Gökçek'ten özellikle ne olursa olsun gelen her mesajı okuyabileceğimin sözünü alarak kanala geçtim. Zaten bizim programlarda önemli olan odur. Bütün medya kuruluşları yanlı yayın yapar. Sadece seyircilerin görüşlerini söyleyip söylememek özen gerektiren bir konudur.
'LATE NIGHT SHOW YAPMAK İSTİYORUM'
TRT'de eğlence programıyla televizyona adım atmışken habere geçişiniz nasıl oldu?
Ben farklı, renkli bir müzik eğlenceciyim. Kim beni arkadan itti haberci oldum bilmiyorum. Üstelik bir de Ankara temsilcisi oldum. Yaptığım haber programlara hep farklı, renkli ve eğlenceli bir tat katmaya çalıştım. Belki bundan dolayı farklı bir noktaya gelebildim. "Erkan Tan'la Başkent'ten" farklı bir başarıya ulaştı. Gündeme damga vurdu. Orada hep haberci olarak görev yaptık.
Haber dışında yapmayı düşündüğünüz yeni bir format var mı?
Bundan sonrası için benzerlerinin Amerika'da, İngiltere'de olduğu 'Late Night Show' yapmak istiyorum. Bunu deneyenler oldu, hâlâ yapanlar var. Ama Allah izin verirse ben siyasetçilerin, ünlü düşünürlerin ve felsefecilerin geldiği aynı zamanda popüler kültür unsurlarının da katıldığı bir şov yapmak istiyorum.
Yapmayı düşündüğünüz program Beyaz TV'nin izleyici kitlesine sizce ne kadar uygun?
Beyaz TV'nin çok agresif, keskin ve tutkun bir seyircisi var. Bu programı nerede yaparsam tutar. Çünkü farklı bir program. Bu iş benim hayalim. Allah izin verirse bu işi başarmak isterim.
Sizin için 'TRT'nin ezber bozan çocuğu' deniyor. Buna katılıyor musunuz?
Yaptığım her işte hep böyle bir unsur oldu. Farklılık oluşturabilmek için mevcudu çok iyi bilmek gerekiyor. Mevcudu iyi bilmeyen ve yapmayan onun farklısını oluşturamaz. Sıradan olanı çok iyi yapmadan farklılık oluşturamazsınız. Bundan sonrasında da inşallah yine yapacağım. Türk televizyonlarında birçok ilke imza attık ve çoğu ilk olan şeyin altında benim imzam var. Mesela telefonla yarışmaya katılın yarışmacı ilk defa bizim programda oldu. 'Az Sonra' duyurularını ilk defa 'Gün Başlıyor' programıyla yaptık ve bu bir devrimdi. TV8'de programlarda alt yazının ekranda kalmasını da biz başlattık. 1999 yılında yaptığım "Erkan Tan'la Sultanahmet'ten" programıyla Türkiye'de Ramazan programlarının formatı değişti. Biz sokağa çıkıp yürüyerek, halkın içine karışıp yayın yapmadan önce Ramazan programları, sadece iki kişinin karşılıklı sohbet etmesi şeklindeydi.
Televizyoncu olmaya nasıl karar verdiniz?
Televizyonculuğu aklımın ucundan geçirip, rüyamda bile görmedim. Üniversite bittiğinde her işsiz Türk genci gibi iş arıyordum. O zamanlarda TRT tek kanal ve gazetede spikerlik ilanını gördüm. Her yere müracaat ettim. TRT sınavlarına girdikten sonra 'Bu tam bizlik bir işmiş dedim' ve başlamış oldum. Tamamen takdiri ilahi.
YSK SEÇİMLERE GÖLGE DÜŞÜRDÜ
Seçim öncesi YSK'dan (Yüksek Seçim Kurulu) programınıza yayın yasağı getirildi. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
YSK, bizzat kendi seçimlere gölge düşürdü. Anket yayınladığımız gerekçesiyle ceza verildi. Ama biz anket yayınlamamış, gazetenin yayınladığı anketi programda kaynak belirtip göstermiştik. Ama YSK bunu kural ihlali olarak değerlendirdi ve diğer kanallardaki programa 3 gün ceza verirken bizi yayından 13 gün men etti. Türkiye'de bu bir utançtır. YSK anket yayınlamamayı sağlamak yerine televizyonların yayınına müdahale etti. YSK'nın bu kararı hem Beyaz TV'ye hem de "Erkan Tan Vakti"ne bilerek, isteyerek, kasıtlı müdahale izlenimi doğurmuştur.
'25 YILDIR YAPAMADIĞIMI YAPIP DENİZİ SEYREDİYORUM'
İş dışında nelerle ilgileniyorsunuz?
Sarıyer'de oturuyorum. 25 yıldır yapamadığım şeyi yapıp saatlerce denizi seyrediyorum. Sarıyer'de çok hoş dostlarım var. Emekli kaptan Fuat Ketenci, marangoz Cemal, köfteci Özcan Baba, börekçi Mevlüt gibi dostlarım var. Onlarla vakit geçirip, memleket meselelerini tartışıyorum. 2011 yılında Hacca gittim. 2012'de tasavvufla tanıştım. O zamandan beride tasavvufla ilgileniyorum.
Sizce hayatta öncelikler ne olmalı?
Bu işte şunu fark ettim. Hayatta şunlar kalıcı ve çok . İlki mutlu ve huzurlu bir yuva. İkincisi seni seven bir eş. Üçüncüsü çoluk çocuk... Gerisi yalan. Tüm kalbimle buna inanıyorum ve herkes bunların peşinde olmalı.
Hiç kendinize rakip gördüğünüz isimler olmadı mı?
Bu meslekte sadece kendimle yarıştım, kendimi geçmeye çalıştım. Başka biriyle kendimi mukayese etmedim. Çünkü bunun sonu yok. Bu işi şöhret için değil, başarmak için yaptım. Bu esnada benim en büyük prensibim ise başarısızlıklarımdan ders çıkarmak oldu. Çok zaman başarısız oldum. Ama her başarısızlığımdan ders çıkardım ve başarıyı aradım buldum.