İzmir'Su Rotası' projesi ile kuraklıkla ilgili farkındalık yaratacaklar

'Su Rotası' projesi ile kuraklıkla ilgili farkındalık yaratacaklar

26.09.2021 - 10:24 | Son Güncellenme:

'Su Rotası' projesi ile kuraklıkla ilgili farkındalık yaratacaklar

Su Rotası projesi ile kuraklıkla ilgili farkındalık yaratacaklar

İZMİR Yüksek Teknoloji Enstitüsü Uluslararası Su Kaynakları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alper Baba, küresel iklim değişikliğine bağlı gelişen kuraklığın su kaynaklarını olumsuz etkilediğini söyledi. Kuraklığa dikkati çekmek için 'Su Rotası' projesi hazırladıklarını anlatan Prof. Dr. Baba, geçmişte toplumların kıtlığa karşı aldığı önlemleri gün yüzüne çıkaracaklarını söyledi.

Son aylarda azalan yağışlar, kuraklık tehlikesini beraberinde getirdi. Baraj ve göller ile yer altı su seviyelerinde düşüş yaşandı. İçme suyunun yanı sıra tarımsal üretim ve sanayi sektörünün de ilgilendiren su kaynaklarındaki düşüş endişe yarattı. Kuraklığın yer altı ve yer üstü su kaynaklarını tehdit ettiğini söyleyen İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Uluslararası Su Kaynakları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alper Baba, "Gıda sektörü suya dayalı yapılıyor. Özellikle gıda sektörüne olan etkisini görmeye başladık. Kuraklıktan sadece gıda sektörü değil tarım sektörü de çok ciddi bir şekilde etkileniyor. Yeraltı su seviyesine bağlı olan tarım sektöründe, su seviyesinin düşmesiyle verim düşüklüğü görülüyor. Barajlardaki doluluk oranının düşmesi tarımsal üretimi de olumsuz etkiliyor. Bu durumdan diğer sanayi ürünleri de etkilenmeye başlayacak" dedi.

'FARKINDALIK YARATACAK PROJE'

Kuraklıktan kaynaklı sorunların su altı kaynaklarının korunması sayesinde çözülebileceğini söyleyen Prof. Dr. Alper Baba, İYTE'nin kuraklığa dikkat çekmek amacıyla hazırladığı 'Su Rotası' adlı farkındalık projesinin Türkiye'de su kültürünü geliştirmek amacı taşıdığını ifade etti. Urla'nın İçmeler Mahallesi ile Çeşme'nin Ildır Mahallesi arasında yaşayan insanların geçmiş dönemde yaşadıkları kuraklık sonucu yer altında birbirine bağlantılı oluşturdukları ve projenin adını aldığı 200 yıllık kuyulara dikkati çeken Prof. Dr. Alper Baba, "Su kaynaklarının farkındalığını oluşturarak su kültürünü geliştirmek için hazırladığımız projede, İzmir'deki yarımadada su kaynaklarını vurgulamak istiyoruz. Bugün Barbaros ve Kadıovacık gibi köylerde 100'ün üzerinde kuyular bulunuyor. O dönemin insanları bunları yaşamlarını sürdürebilmek için kurmuş. Projemizle

geçmiş dönemdeki kültürlerin su hasadına karşı yapmış oldukları güzel örnekleri göstermeyi hedefliyoruz. Öte yandan geçmişte insanların kuraklığa karşı aldığı önlemler sonucu açılan kuyuları görmek isteyen vatandaşlar bölgede kırsal bir kalkınmayı da beraberinde getirecektir" diye konuştu.

'DENEYİMLERİ GÜNÜMÜZ KOŞULLARINA UYARLAMAYI HEDEFLİYORUZ'

Projeyle geçmişte toplumların su kullanma yöntemlerini ve su kıtlığına karşı geliştirdikleri önlemleri anlatmayı hedeflediklerini belirten İYTE Tasarım Mimarlık ve Kent Araştırmaları Merkezi'nin (TAMİKAM) Müdürü, Mimarlık Fakültesi, Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hülya Yüceer ise "Bu deneyimleri günümüz koşullarına uyarlamak, çağdaş yöntemlerle mevcut kaynakların analizini yapmak, sürdürülebilir ve uygulanabilir su kaynakları yönetim önerilerini geliştirmeyi amaçlıyoruz" dedi.

Projede yer alan Genel Kültür Dersleri Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Yasemin Özcan Gönülal da kuyuların somut olmayan kültürel miras olduğuna dikkati çekip, şunları söyledi:

"Düğün gibi en önemli ve mutlu günlerinde gelin kınası yıkama geleneğini kuyu başlarında hala devam ettirdiklerini öğrendik. Dolayısıyla yöre halkının bu kuyuları, somut olmayan kültürel miraslarının da bir öznesi konumuna getirdiklerini söyleyebiliriz."

Kadir ÖZEN / İZMİR, (DHA)

FOTOĞRAFLI