Banksy, sokak sanatı ile toplumsal eleştirilerde bulunan ve kimliğini gizlemeyi tercih eden bir sanatçı.
Çevresel sorunlar, kapitalizm, savaş karşıtlığı, hayvan ve insan hakları gibi toplumsal meseleler üzerine derinlemesine düşündüren eserler yaratıyor.
Anonim kalmayı tercih etmesi sayesinde sanatını değerlendirirken yalnızca sanatına ve mesajına odaklanıyoruz, kişiliğine değil.
Banksy’nin sanatı, genellikle toplumun kalıplarını sorgulayan, sistem eleştirisi yapan ve çoğu zaman göz ardı edilen sorunları gündeme getiren eserlerden oluşuyor.
Hatırlayacaksınız, 2018’de “Kırmızı Balonlu Kız” adlı eserinin Sotheby’s’de 1.1 milyon sterline satılmasının hemen ardından kendiliğinden parçalanması, sanat dünyasında büyük ses getirdi.
Banksy, bununla ilgili olarak, “Eseri yok etmedim, yeni bir eser yarattım” dedi.
Bu yaklaşım, sanatın statik olmadığını, tersine sürekli evrilen bir süreç olduğunu vurguladı ve bu yeni eserin adı ‘Love is in the Bin/Çöpteki Aşk’ oldu.
Aradan sadece üç yıl geçtikten sonra ise bu yeni eser 18.6 milyon sterline satıldı.
Banksy’nin en yüksek fiyata satılan eseri oldu.
Banksy’nin Van Gogh’un ayçiçeklerini yeniden yorumladığı “Petrol İstasyonundan Ayçiçekleri”, Kasım 2021’de Christie’s New York’ta 14.6 milyon dolara satılarak Banksy’nin müzayedede satılan en pahalı eserlerinden biri oldu.
Monet’ye bir saygı duruşu olan “Show Me the Monet”, Ekim 2020’de Sotheby’s Londra’da 9.9 milyon dolara satıldı.
Bu iki eser de 2005 yılında Londra’da düzenlenen, çevresel yıkım ve kapitalizm üzerine dikkat çeken ve büyük ses getiren “Crude Oils: A Gallery of Re-mixed Masterpieces, Vandalism and Vermin” adlı sergisinden.
Banksy’nin aynı sergiden “Ham Petrol” serisinden bir eserinin şimdi 5.5 milyon dolara satılması, sanatının değerini ve etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bu eser, Blink-182’nin solisti Mark Hoppus’un koleksiyonundan ve Londra’daki Sotheby’s müzayede evinde satıldı.
Eserin, Jack Vettriano’nun ikonik “Şarkı Söyleyen Uşak” tablosundan esinlendiği belirtiliyor, ancak Banksy’nin yorumuyla bu resim, çevresel tahribat ve kapitalizmin yıkıcı etkilerine dair sert bir mesaj veriyor.
Eser, iki kişinin dans ettiği bir plajı gösteriyor, ancak arkada bulunan iki adam tehlikeli maddelere karşı koruyucu giysilerle zehirli atıkları sahilden uzaklaştırıyor.
Banksy, Vettriano’nun tablosundaki tertemiz denizi, ufukta batan bir konteyner gemisiyle kirletiyor ve bu çevresel bozulmayı gösteriyor.
Banksy, “çevreye zarar veren büyük şirketlerin”, sokak sanatçıları ya da gençler gibi “grafiticiler”den çok daha tehlikeli olduğunu vurguluyor.
“Ham Petrol” eseri, bu sosyal mesajları daha da güçlendiriyor, çünkü çevresel felakete karşı duyarsız kalmış bir toplumun, yıkımın içinde bile eğlenceli bir şekilde dans edebilecekmiş gibi gösterilmesi, kapitalizmin insani duyguları nasıl işlediğini sorguluyor.
Hoppus, bu eserin satışından elde edilen gelirin bir kısmı ile genç sanatçılara destek olacağını ve ayrıca sağlık kuruluşları ile çevresel afetlere yönelik hayır kurumlarına bağış yapacağını açıkladı.
Banksy’nin sanatı sadece estetik bir değer taşımanın ötesinde, toplumsal değişim için de bir araç hâline geldi.