ÖNYARGI ESARETİNDEYİZ HER BİRİMİZ
Yargılamak nedir ?
Sözlük anlamıyla; Herhangi bir konu, şey, kişi hakkında olumlu ya da olumsuz görüş bildirmektir.
Peki Önyargı nedir ?
Yargının peşin hükümle ÖNDEN gidenidir.
“İnsanlardaki önyargıyı parçalamak, atomu parçalamaktan çok daha zor” diyor Einstein.
Bayılıyoruz insanları yargılamaya, herkeste bir kusur aramaya.
Kendimiz öylesine mükemmel, öylesine pür-i pak birer meleğiz ki o yüzden “herkes kusurlu”
Diane Lane'in Under the Tuscan Sun isimli romantik komedi filmini izlediniz mi ? Önce o filmiizlersiniz, güzelliklere şahit olursunuz ve şu Toskana'da ben de mi gezsem dersiniz:)
Sadece günübirlik isterseniz, Toskana'yı gezmenin en iyi yolu "The best of tuscany" turunu seçmektir. Bu tur Tripadvisor sitesinde 3303 adet yorumla 2014 mükemmellik sertifikasını almış. Birkaç firma yapıyor bu geziyi. Kesinlikle Walkabout Florence firmasının yaptığı turu tercih edin derim. Stefano isimli muhteşem ötesi bir rehberimiz vardı ve her saniye inanılmaz sistematik, düzenli, teknolojik geçti. Ben turlardan korkarım hele ki bu tur Türklerin olduğu bir tursa..Biz Türkler kurallara pek riayet etmeyiz, grup olmak nedir nasıl hareket edilir bilmeyiz. Rehberi dinlemez,kendi aramızda konuşmaz, adeta gürültü yaparız. Otobüsü bekletiriz, onlarca mola verdittiririz. Kurallar yıkılmak içindir. Yaşasın Türkler :) Ama öyle olmuyor işte..Her zaman olmuyor, olmamalı da.. Tabi ki sözüm meclisten dışarı ! Tabi ki layığıyla toplum (grup) içinde hareket eden Türkler de var..İşte onlardan biri de bu turda kardeşimle bendik:)
Sabah 08.15'te, internetten satın aldığımız biletlerimizle, Floransa'nın tren
Bu ülkenin vatandaşı olarak gündemden haberdar olmak gerek değil mi ?
Neyin gündeminden ?
Her seferinde içim acıyarak artık haber izlemeyeceğim deyip 4 gün sonra açtığımda yine aynı, hep aynı....
Tabi ki vatandaş olarak bu haberlere duyarlı olacağız, tabi ki gücü olanlar zayıfa, muhtaca el uzatacak. Bu bizim insanlık görevimiz.
Ama ateş düştüğü yeri yakıyor işte. Bizlerin çoğu rahat koltuklarımızda sadece izleyiciyiz.
Farkında mısınız yıllar geçtikçe şu meşhur "Millenium"dan beri felakete doğru kendi ellerimizle ilerliyoruz.?
Bu yaşadığımız her olay bizlerin sayesinde gerçekleşiyor çünkü zihinlerimiz hep olumsuz düşüncelerle yüklü.
Ektiklerimizi daha fazlasıyla biçiyoruz..
"Asla sevdiklerime hayır diyemiyorum”
“İstemediğim halde tamam dedim yeter ki o mutlu olsun”
“Aman onlar kırılıp üzülmesinler”
“Böyle yaparsam hayır dersem yanlış anlaşılır”
"Ben herkese iyi olmak istiyorum"
Bu sözler size tanıdık geliyor mu? Bu bahaneleri kendinize sunanlardan mısınız ?
Hayat tüm hızıyla akarken ve akıl sır erdiremediğimiz bir şekilde bedenlerimiz yaş alırken her defasında istemediğiniz ya da zorla bir şey yapıp “HAYIR” diyemediğinizde aslında kendinize “HAYIR” diyorsunuz.
Kendi arzularınıza gem vurup bir manada kendinizi reddediyorsunuz.
Ben geldim, hoş geldim, tüm heyecanımla, ışıkla, sevgiyle geldim:)
2016’ya en sevdiğim işlerden biriyle “MERHABA” diyorum.
Çift sayıları her zaman çok sevmişimdir ve bana uğurlu geleceği inancını taşırım.
Öyleyse şanslı gelecek, hatta geldi bile:)
Sanırım artık bilmeyen yoktur;
Ne düşünürseniz ER ya da GEÇ olacaktır.
"İnsan ne düşlerse o zaten gerçekleşmiş demektir. Sadece görünebilir olması biraz zaman alır" diyor yazar Stefano d'Anna.
Ve ışığımız Mevlana diyor ki ;