Türk halkı koronaya karşı sıkı tedbirden yana.
Bunu gösteren, Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın koordinas- yonunda hazırlanan saha araştırması. 26 ilde 18 yaş ve üzeri 1.000 kişi ile online (çevrimiçi) görüşmelerle gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları bu hafta açıklandı. Zoom üzerinden bir basın toplantısıyla paylaşılan bigiler, açıkçası benim için şaşırtıcı oldu.
Bilinç yüksek
Öncelikle en çok dikkatimi çeken şey, Türkiye’de halkın zannedildiği kadar komplo teorilerine meyletmediği ve tahminlerden çok daha temkinli olduğuydu. Toplumun yüzde 41’i koronavirüsün “Çinlilerin gıda ve beslenme anlayışı” yüzünden ortaya çıktığını düşünüyor. Biyolojik silah olarak üretildiğini düşünenler ise sadece yüzde 18. Yani komplo teorileri insanları pek ikna etmiş gibi görünmüyor. Bununla birlikte, “insanların vahşi hayvanların yaşam sahalarına girmesi sonucu aradaki temasın artması”nı neden olarak görenler yüzde 10. Bu da bir nevi çevre duyarlılığı sayılabilir.
Prof. Dr. Mustafa Aydın’ın, “Kovid-19 salgını sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel ve yaşam alışkanlıklarını derinden etkiledi. Bireysel düzeyde yaşanan belirsizliğin yarattığı endişe ve kaygılar araştırmamızın sonuçlarına bire bir yansıdı” demesi boşuna değil. “Korona konusunda ne kadar endişelisiniz?” sorusuna toplumun yüzde 32’si “Çok endişeliyim”, yüzde 41’i “Endişeliyim” yanıtını vermiş.
Halk sıkı tedbirden yana
Türk halkının neredeyse yarısı (yüzde 48) virüse yakalanma riskini yarı yarıya bulurken, yüzde 30’u yakalanma olasılığını yüksek ve “çok yüksek” buluyor. Yani bu konuda da ciddi bir bilinç söz konusu. Benzer şekilde, koronadan korunmak için alınan bireysel önlemlerin başında yüzde 96 ile sık sık elleri sabunla yıkamak ve yüzde 95 ile mecbur kalmadıkça evden çıkmamak geliyor. Halkın yüzde 79’u da önlem olarak işe gitmediğini söylüyor. Bunlar oldukça yüksek oranlar. Toplumun işi zannedildiğinden çok daha ciddiye aldığına işaret ediyor.
Bunu gösteren bir diğer veri de, hükümetin uyguladığı tedbirlere verilen güçlü destek. Araştırmaya katılanların yüzde 40’ı, koronavirüs konusunda hükümetin politikalarını “başarılı” ve “çok başarılı” buluyor. Toplumun yüzde 40’ı hükümetin aldığı önlemleri “yeterli” ya da “çok yeterli” bulurken, yüzde 35’i yeterli bulmadığını söylüyor. Özellikle okulların tatil edilmesi, 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı getirilmesi, spor karşılaşmalarının iptal edilmesi gibi düzenlemeler toplumun geneli tarafından destekleniyor.
Hükümetin aldığı önlemlerden en çok destekleneni, yüzde 90 ile “okulların kapanması”. Ardından yüzde 89 ile “65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkmalarının yasaklanması” geliyor. Tüm ülkede sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi gibi çok sıkı bir önleme verilen destek bile yüzde 85.
***
Bir başka araştırmanın sonuçları da Türk halkının sıkı önlemlerden yana olduğunu ortaya koyuyor. Anket firması Aksoy Araştırma’ya göre, AVM’ler ile kuaförlerin açılma kararına destek çok düşük. AK Parti seçmeninin yüzde 75’i, MHP seçmeninin de yüzde 77’si alışveriş merkezlerinin açılmasına karşı. Kuaför ve berberlerin açılmasına ise AK Parti seçmeni yüzde 66, MHP seçmeni de yüzde 42 oranında karşı.
Kısacası, sokaklarda gördüğümüz kalabalıklar sanki daha ziyade iş yerine zoraki gidenlerin/ çalışanların görüntüleri gibi duruyor.
***
Aslında, tüm dünyada insanların tepkileri benzer yönde. Mesela, ünlü anket şirketi Politico’nun yaptığı son araştırmaya göre, her 10 Amerikalıdan 8’i, yüzde 81’lik bir oranla “Ekonomi zarar görecek bile olsa sosyal mesafe gerektiği sürece devam etmeli” görüşünde. Sadece yüzde 10’luk bir kesim “Ekonominin canlanması için sosyal mesafe tedbiri durdurulmalı” diyor. Burada “sosyal mesafe”den kasıt insanların evlerinde kalmaları.
Yine, Amerikalıların yüzde 50’sinden fazlası halkın sağlığı için ekonominin durumundan (işsizlik dahil) daha endişeli olduğunu söylüyor.
Kısacası, söz konusu insan canı olunca, tüm dünyada insanlar için gerisi teferruat kalıyor.