Şu dünyada “basiret bağlanması, akıl tutulması” diye bir şey olduğunun kanıtı bugün İsrail. Ülkenin aylardır içinde sürüklendiği durum, tam anlamıyla bu. Son bir yıl içinde üçüncü kez genel seçimlere gidiyor olması bir yana, bu duruma sebep olan Başbakan Netanyahu her an hapsi boylayabilir.
“Şu an İsrail’in tek bir sorunu var. O da Netanyahu. Resmen ülkeyi rehin almış durumda” diyor, telefonda konuştuğum ülkenin en ünlü gazetecilerinden Arad Nir. Peki, bu duruma nasıl gelindi ve neden bir türlü bir çıkış bulunamıyor?
Seçim üstüne seçim
Bibi lakaplı Netanyahu’nun başı uzun zamandır yolsuzluk davalarıyla fena halde dertte. Zaten bu yüzden seçim üstüne seçim yapıyor. Şöyle ki: Bu yıl 9 Nisan’da yapılan seçimlerden sonra onun yüzünden bir türlü koalisyon kurulamayınca, ülkeyi 17 Eylül’de ikinci kez seçime sürükledi. Bunun sebebi ise, yine o günlerde konuştuğum Nir’e göre şuydu: “Netanyahu, hakkında bu ay görülecek yolsuzluk davasından önce seçime gidip mahkemeye ‘Bakın bana atılan iftiralara rağmen halk yine beni seçti. Yani hem masumum. Hem de arkamda koskoca İsrail milleti var’ mesajı vermek istedi.”
Ama kazın ayağı öyle çıkmadı. İkinci seçimden sonra da Bibi hükümeti kuramadığı gibi, başka kimse onunla koalisyonda olmak istemediği için hükümet kurulmasına da resmen engel teşkil etti!
Önümüzdeki iki hafta içinde koalisyon kurulamazsa, ülke üç ay sonra bir kez daha seçime gidecek. Ki bu, ülke tarihinde bir ilk olacak. İşin daha tuhaf olan tarafı ise, Başbakan hakkındaki yolsuzluk suçlamalarına rağmen hiçbir şeyin değişmemesi. Geçtiğimiz hafta Başsavcı’nın Netanyahu hakkında hazırlanan iddianameleri Parlamento Başkanı’na sunmuş olmasına rağmen, yaprak kımıldamıyor!
Şanslı Bibi
Sebebi ise şu: Bibi’nin şimdi dokunulmazlık talebiyle 30 gün içinde parlamentoya başvurması gerekiyor. Ancak bu talebini ele alması gereken İçişleri Komisyonu, ortada bir hükümet olmadığı için kurulamıyor! Bu da yasal süreci askıya alıyor. Bununla birlikte, şu an böyle bir komisyon olmadığı için Netanyahu’nun mahkemeye çıkıp çıkmayacağı kararını vermek tek bir kişiye, Başsavcı’ya kalıyor. Onun da gelecek seçimleri bekleme hakkı var. Genel kanaat de bekleyeceği yönünde. Yani şans bile Netanyahu’nun yüzüne gülüyor gibi görünüyor.
Yoksa aslında suçlamalar o kadar ciddi ki rüşvetten 10 yıla kadar, yolsuzluk ve görevini kötüye kullanmadan da 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Ki dava açıldığı takdirde hapse gireceği neredeyse kesin. Ancak dediğim gibi, şimdilik bu süreç donmuş durumda.
Zaten hapis ihtimalini gören Netanyahu da ülkenin hukuk sistemine savaş açtı. Tüm bunların bir düzmece, darbe girişimi, cadı avı olduğunu iddia ediyor. O kadar ki ülkenin yargı sistemine karşı insanları dün akşam Tel Aviv’de gösteri yapmaya çağırdı. Elbette kendi yönettiği ülkenin yargı sistemine! Twitter ve Facebook’ta açtığı “savcıları inceleyin” etiketi (hashtag) arkasından salladığı kılıç da cabası.
***
Netanyahu’nun şansı siyasette de yaver gidiyor. Kendi partisi Likud tüm bu olan bitenden sonra “Kendimize yeni bir başkan seçelim bari” kararını daha yeni aldı almasına... Ama bir sonuç vereceğe benzemiyor. Bibi’nin karşısına dikilme cesaretini gösterebilen tek kişi olan Gideon Saar’ın şansı pek yok gibi. Yani her şeye rağmen güç hâlâ Netanyahu’da. Yoksa partiye yeni bir başkan seçilse, Nir’e göre “Ülkede bir dakika içinde koalisyon kurulur ve ülke bu sarmaldan anında kurtulur”.
Her şeyin sonunda ise beliren soru şu: Netanyahu gerçekten tüm bu tantanadan sonra yaptığı üçüncü seçimde oylarını artıracağına inanıyor mu? Arad Nir’in cevabı kısa ve net: “Şu an Netanyahu gerçeklikten aşırı derecede kopuk.” Göründüğü kadarıyla ona oy verenler de öyle.