Boşanmadan önce...

23 Mart 2011

Boşanma konusundaki bir önceki yazının çok ilgi görmesi nedeniyle, bu konuda yazmaya devam etmem gerektiğini düşünüyorum.

Anladığım kadarıyla, boşanmayı düşünen ya da ilişkisinin bittiğini düşünüp bunu yapmaya cesaret edemeyen ve mutsuz olan birçok evli çift var.

Ancak, öncelikle ilişkinizi bir masaya yatırmaya ne dersiniz? Hiç düşündünüz mü? Bir zamanlar bu adam ya da kadınla niye evlenmiştim? diye...

- Yalnız olduğunuz bir dönemde yalnızlıktan kurtulmak için mi?

- Mutsuz bir aile ortamından kaçmak için mi?

- Çocuk yapma yaşım geldi deyip çocuk için mi?

- Yoksa kendinize ana-babalık yapacak birini bulduğunuz için mi? Ya da siz ana-babalık yapmak için mi?

Yazının Devamı

Boşanmak...

16 Mart 2011

Eğitim sürecimde hocalarımızdan birinin evlilikle ilgili söylediği birşey, evli çiftlerle çalışırken zaman zaman aklıma düşer. "Evliliklerin %90'ı kötü gider, %10' u ise mutludur. Evlenen herkes bu %10' nun içinde olacağını varsayarak evlenir." demişti. Bu söylediği yıllar önceydi. Bugün %10 dilimin düşüp düşmediği ile ilgili bir veri yok ama boşanmaların giderek arttığını ve mutsuz evliliklerin çoğaldığını gözlemliyoruz.

Pek çok kişi için boşanma; resmin bozulması, yalnızlık, gelecekten umutsuzluk ve başarısızlık duygusuna yol açar. Bazı kişiler mutsuz bir evliliği sadece resmin bozulmasını, parçalanmasını istemediği için yürütürler. Tabii bilinçaltı resimlerimiz de mutlu sonla biten filmlerden ve masallardan kareler taşıdığından hayal kırıklığı ve öfke dayanılır gibi değildir. Bir danışanım boşandıktan hemen sonra "Ama ben yaşlanınca onunla elele tutuşup yürümek istiyordum" demişti ağlayarak.

Elbette birlikte anılar biriktirdiğimiz veya öyle umduğumuz birini kaybetmek acı verici bir deneyim. Kişinin

Yazının Devamı

Güzellik, Aşk Ve Andy Warhol

11 Mart 2011

Andy Warhol; kendisine sanatın "Pop Prensi" deniyor. Eserlerinde populer kültür imgelerini konu alır. Amerikan popüler kültürüne ve tüketimine karşı sanatını konuşturduğu söylenir ancak eleştiriler kendisinin de bunun bir parçası olduğu yolundadır. Onu Marilyn Monroe ve daha birçok sanatçının serigrafik resim çalışmalarından bilirsiniz.

Mezar taşına "figment" "hayal" kelimesini yazdırmıştır, her söylediği ve yaptığı olay olmuş birisidir.

"Andy Warhol Felsefesi" isimli bir kitap okuyorum, Warhol Çeşitli konulardaki düşüncelerini teybine kaydetmiş, kitabın içeriği bunlardan oluşuyor. İşte benim seçtiklerim;

GÜZELLİK;

"Güzel diyemeyeceğim kimseyle karşılaşmadım bugüne kadar."

"Herkes yaşamının bir döneminde güzel oluyor."

"Güzelleri o kadar umursamıyorum, gerçekten sevdiğim konuşanlar, bana göre iyi konuşanlar güzeldir."

"Birisine ilgi duyduğunuzda, o da size ilgi duyuyorsa bütün güzellik sorunlarınızı siz işaret edin. Diyelim ki bacaklarınız kısa dosdoğr

Yazının Devamı

Kayıtsızlık İnsanın Psikolojik Ölümüdür

8 Mart 2011

Düşünüyorum yaşadığımız yuzyılda insanoğlunun en önemli sorunu "kayıtsızlık" yani "hissetmeme durumu" dur. Son yıllarda "boşluk depresyonu" diye adlandıracağımız sorunla profesyonellere başvuranların sayısı giderek artmakta, artık kişiler "anlam" sorunu nedeniyle başvurmaktadır.

Psikolojik gelişimimizi tamamlayan önemli bir basamaktır; yaşamımızı anlamlı kılma çabamız ve anlam kaynaklarımız. Anlamlandırma duygumuzu kaybedersek yalnızlık, boşluk ve hiçlik duygumuz da büyür. Kayıtsızlık demek, hayatın anlamını yitirmesi demektir.

Oysa günümüzde eşe, sevgiliye veya sevgiye kayıtsızlık, ilgiye kayıtsızlık, şiddete kayıtsızlık, yaşananlara kayıtsızlık, memleket meselelerine kayıtsızlık, emeğe kayıtsızlık... hat safhadadır. Elbette gelinen nokta kendi isteklerine, ihtiyaçlarına, iç dünyasına, mutluluğuna kayıtsızlıkdır.

Yabancılaşma, içsel olarak yoksullaşma ve daha da acısı "duygulanımsızlık" kişinin yaşama yetisinin de yitimine yol açar.

Her akşam televizyon dizilerinin başında hayatlarını başkalarının hikayeleri üzerinden yaşayanlar, dizi

Yazının Devamı

"Hata Yapmaktan Korkan İnsan Hiçbirşey Yapamaz"

27 Şubat 2011

İnsan sosyal bir varlıktır denir ya, sosyal fobik olma durumu burada bir paradoks yaratır. Sosyal gruplara katılma, sosyal destek alma, sosyal etkinlikte bulunma, sosyal içici olma gibi sosyalleşme süreçlerinde kişinin içsel engelleri varsa, basitçe mutlu olmakla da ilgili ciddi bir sorun var demektir.

Zeka ve entellektüel kapasitesi çok iyi olan kişilerde bile gerçek performansın ifadesini engelleyen ve sağlıklı, doyurucu ilişkiler geliştirmenin önüne geçen sosyal fobi toplumda yaygın bir bozukluktur.

Küçük düşme ve utanç duyma olasılığı olan koşullarda ortaya çıkar.

Sosyal bağlamda diğer kişiler tarafından incelenme ve yargılanma korkusu vardır.

Korku duyulan koşullardan kaçınılır.

Üniversite öğrencisi birisi çok iyi bildiği halde derste fikrini söyleyemez, şirket kademelerinde önemli yeri olanlar mesleki sunum ve konuşmalarını topluluk önünde gösteremezler. Alışveriş yapamaz, restoranda yalnız yemek yiyemez, yeni birisiyle tanıştırılırken zorlanır, şaka yapılmasından rahatsız olur, misafir kabul etme gibi sorunlar yaşar.

Sonuç

Yazının Devamı

Sosyal Kaygı

16 Şubat 2011

Sürekli bir eleştirilme, toplumdan atılma veya cezalandırılma korkusu, "utanma" nın etkisiyle yakından ilgilidir. Kişinin eylemlerine çevrenin göstereceği tepkilerin dikkate alınması, bütün insan ilişikilerinde önemlidir. Gerçekten her kişinin varoluş biçimi, onun diğer kimselerin tepkilerini dikkate alış şekline bağlıdır. Ancak bunun abartılmış şekli, kişinin hayatını olumsuz etkiler.

Sosyal kaygıda sevgiyi yitirme korkusu egemendir. Bu durum daha çok Ana-babalar çocuğun hangi davranışının, onların sevgisinin devamını en iyi şekilde sağlayacağını önceden görmesini olanaksız kılacak derecede tutarsız bir davranış gösterdiklerinde ortaya çıkar; bundan sonra çocuk iyiyle kötüyü ayırdetmekten vazgeçerek, davranışlarını o anın gereklerine uyduracaktır.

Bu kişiler başkalarının sevgisini yitirme korkuları o denli büyüktür ki, hiçbir zaman sahip olmadıkları bir sevgiyi bile yitirmekten korkarlar.

Sosyal kaygıda çevrenin iyi yönetilmesi için bir boyun eğme vardır ancak saldırganlık bastırılır.

Boyun eğme ve saldırganlık arasında

Yazının Devamı

Aşk ve Seks

8 Şubat 2011

Eski zamanlarda seks ölüm kadar doğal kabul edilen birşeydi. Günümüze gelene kadar sekse yüklenen anlamlar değişse de toplumumuzda bugün için seks hayattan daha büyük görünmektedir. Bunun yarattığı sıkıntı şimdilerde yalnızlık zamanları iken, gelecekde daha fena şeylerin bizi beklediğinin ipuçları ise oldukça fazladır.

Seks fizyolojik terimlerle bedensel gerilimin birikimi ve onların salıverilişidir. Freud, seksi gerilim azaltılması olarak tanımlanmıştır. Eros ise eski Yunan mitolojisinde, dünya üzerindeki yaşamı yarattığı anlatılır. Eros çamur biçimindeki erkek ve kadının burun deliklerini üfledi ve onlara "yaşam ruhunu" verdi. O zamandan beri Eros seksin gerilim boşaltma işlevinin aksine, yaşam ruhu verme işlevi olarak önem kazandı.

Seks, bir uyarım ve tepki biçimi iken, eros bir varlık durumudur. Seks yaşantısının sonunda tatmin rahatlama varken Eros bir arzulayış, özlem, sürekli ulaşmaya çalışma, büyümek için çabalayıştır.

Çağımızın en önemli sorunu yaşam ruhu veren Eros'dan vazgeçmemizdir. Seks

Yazının Devamı

Evlilik Terapisi

29 Ocak 2011

Son zamanlarda herhangi birisine iyi giden bir evlilik bilip bilmediğini sorarsanız, büyük ihtimalle alaycı bir ifade ile omuz silkerek cevap verecektir. İlk zamanlar birbirlerini kusurlarıyla seven kişiler beklentilerinin yerini hayal kırıklıkları aldıkça birbirlerini olumsuz algılamakta, giderek evlilik karabasan misali bir yaşam şekline dönüşmektedir.

Ülkemizdeki veriler son yıllardaki boşanma sayısında hızlı bir artış olduğunu göstermektedir. Yine bu verilere göre, evliliğin ilk bir yılında boşanma sayısının geçmiş yıllara göre oldukça fazla olduğu dikkati çekmektedir. Evlilik büyük bir organizasyondur ve psikolojik, sosyolojik, hukuksal ve ekonomik birçok boyutu vardır. Çocukların katılımıyla sorumluluk çok daha fazla artmaktadır. Bu nedenle sorunları iyileştirme yönünde çaba göstermelidir.

Evlilikte Ne Zaman Yardım Almak Gerekir?

Bunlardan bazen biri, bazen birden fazlası evlilik için sorun teşkil eder. O zaman bir uzmandan yardım almak, çözümsüz ve içinden çıkılamaz gibi algılanan duruma kalıcı

Yazının Devamı