F.Bahçe'ye Öğrenilmiş Dersler

7 Nisan 2019

Biraz sonra okumaya başlayacağınız yorumları bu sezona dair son kez yazmış olacağım, bir daha da belki önümüzdeki yıllarda yeri geldiğinde örnekleme yapmak için tekrarlayabilirim ama bu sezon bir daha dile getirmeyeceğim.

Fenerbahçe Ankaragücü karşısına geçen sezondan 7 ve devre arasında yapılan transferlerden üç, bu sezon başındaki transferlerden de bir oyuncu ile çıktı.
İlk otuz dakika etkili ve kaliteli paslarla rakibine karşı futbol olarak üstünlük kurarken, tek sorun skor üretememekti.
Bu geçtiğimiz sezonun da başlardaki temel sıkıntısıydı.

Aykut Kocaman bu kadroya ağırlığı sol ayaklı olmak üzere savunma orta saha ve forvet olmak üzere 3-4 takviye ile bu yıl şampiyonluk mücadelesini rahat verecek bir Fenerbahçe olacağını belirtmişti.

Yazının Devamı

Milli Başlangıç…

26 Mart 2019

Milli Takım için futbol adına bir şeyler yazmayalı uzun zaman oluyor. Bu biraz da aslında geçmişe dair umutsuzlukla bağlantılı bir seçimdi.

Arnavutluk karşılaşması istisnai bir durum mu diye insan kendine sormadan edemiyor, o zaman da ister istemez Moldova karşılaşması ölçüsünü ön plana almak bir zorunluluk oluyordu.

Türkiye’nin genel ölçü birimi iki maçtan birini kazanmaktı bugüne kadar.

İlk maç kaybedilmişse yoğun eleştiriler altında hazırlanan ikinci karşılaşma özlenen takımın sinyallerini verirdi.

Yazının Devamı

Fenerbahçe Spontane Kazandı!

16 Mart 2019

Bu sezona dair olmak üzere şöyle bir gerçeklik var; Fenerbahçe öyle ya da böyle maç kazanmak zorundadır.

Maçı futbolcuların kişisel becerisi mi, şansı mı çevirir, Ersun Yanal’ın taktiği yoksa oyuncu tercihleri mi fark etmez; mesele kazanmayı bilmektir.

Çünkü ortada can havli bir durum vardır. İşin şakaya gelir tarafı kalmamıştır.

İki hafta önce Rizespor karşısında biraz daha ne istediğini bilen bir Fenerbahçe vardı. Topa sahip olmak, onu dolaştırmak, ceza sahası organizasyonlarını denemek gibi varyasyonlarda nispeten başarılı bir takım izlemiştik.

Yazının Devamı

Ersun Yanal Maçı Çeviremedi!

9 Mart 2019

Fenerbahçe’yi bu sene izlemek, yorumlamak hatta tahammül etmek bir futbolsever için ne kadar zor tahmin etmek ne kadar kolaysa herhalde sezonun bir an önce tamamlanıp bitmesini tüm futbolcular bekliyordur diye söylememiz o kadar doğrudur.

Başakşehir, ilk yarısını 3-0 önde kapatan Beşiktaş’a göre ne yaptığını, istediğini bilen bir takım görünümündeydi; ancak devre 1-0 bitti. Çünkü Fenerbahçe derbiye oranla daha az panik yaptı. Ama 1-0’dan sonra tamamen oyundan düştüğünü gördük.

Eljif, Jailson ve Tolgay’dan kurulu orta alanın önceliğinin Başakşehir orta alanını durdurmak olduğu çok açıktı.

Eljif 3. Dakikada öyle bir pozisyonu harcadı ki belki de onu izleyen herkese kendisiyle ilgili bir fikir verdi. Benim yorumum şu; sahayı üç boyutlu algılayamıyor. Basketbol takımında Melih de öyleydi ama sonra içeri penetre ettikten sonra topu illaki potaya atmak zorunda olmadığını öğrendi. Böylece oynadığı süre boyunca en fazla üç sayılık asisti yapan oyuncuya dönüştü.

Yazının Devamı

Fenerbahçe’nin Oyunu Oturuyor

3 Mart 2019

Fenerbahçe’nin oyununun oturmaya başladığının izlerini gördüğümüz bir karşılaşma izledik. Özellikle ilk yarıdaki bol paslı akışkan oyun oynama arzusu, devre biterken yapılan toplam üç faulle istatistiklere bile ilginç bir not olarak düşüyordu. İlginçti çünkü Rizespor on kişi kaldığında da sadece dört faul yapmıştı. Yani dört faulden bir kırmızı kart çıkmıştı.

Tabii maçı izlemeyen biri bu cümleyi okuduğunda hakem Halil Umut Meler’in gördüğünü çalan adil bir yönetim gösterdiğini düşünebilir. Gencecik, “umut” vaadeden bir hakem olarak piyasaya çıkmasına karşın artık bu düzenin içinde her ne oluyorsa kısa sürede tüm inandırıcılığı ve hakem olma özellikleri malül olan birine dönüştü.

Verdiği doğru kararların yanında veremedikleri, göremedikleri, çözümleyemedikleri, anlayamadıkları, takip ve cesaret edemedikleri onu maalesef ortalamanın çok altına çekti.

Hakemlerimiz akışkan ve hızlı oyunu takip edemiyorlar. Üstelik birde işin içine VAR girince gri pozisyon kavramı eylemsizliğe, kararsızlığa dönüştürüyor. Gözünün on metre önündeki harekete düdük çalamaz hale geliyor.

Yazının Devamı

3-0 mı 3-3 mü Gerçek?

26 Şubat 2019

Düşünün; bir şoförünüz var ve uzun yolda giderken hatalı sollama yapıyor ve aracı bir kamyonla burun buruna getiriyor. Sonra ani bir refleksle otomobili yolun en solundaki bankete çıkarıp kamyondan kurtarıp, tekrar yola geri dönüyor. Ne hissedersiniz o an? Sizi ölümle burun buruna getiren de oradan kurtaran da aynı kişi…

Bu anlattığım yaşanmış bir olaydır ve nikah şahidimizin rahmetli eşinin başından geçmiştir. O günü bize anlatırken şöyle bir değerlendirmesi olmuştu.

“İlk yaptığı hatayla onu işten attım, sonraki becerisiyle tekrar işe aldım!”

Dün geceki derbiyi izlerken bu hatıra canlanıverdi.

Olayın Fenerbahçe tarafından özeti böyle bir benzetme olabilir. Aracın sahibi, sürücü koltuğunda oturan kişi kimdir diye sormayın.

İlk yarı bittiğinde tüm Fenerbahçelilerde bir duygu patlaması yaşandığı kesindi, çünkü 3-0 altından kalkılacak bir sonuç değildi. Üstelik öyle bir hava oluşmuştu ki ikinci yarı farkın artması da muhtemel bir durumdu.

Sadece bu kadar mı? Ya ligdeki pozisyon? 3-0’lık sonuç bile haftayı 16. sırada tamamlamaya yetiyordu.

Daha kötüsünü Fenerbahçe 112 yıllık tarihinde hiç yaşamadı, görmedi, deneyimlemedi.

Yazının Devamı

Sonuç “Ortada”

16 Şubat 2019

Fenerbahçe’nin başında maalesef maç kazanmayı bilmeyen bir teknik direktörü var. Karşılaşma ikinci yarı 11’e 11 oynansaydı beraberlik bir yana kaybetmesi bile mümkündü.

Fenerbahçe’nin oynayabileceği “yegane” taktik ceza sahasına yapılan ortalar olabilir mi?

Maç boyunca 40 defa orta yapmışlar. Bunun da büyük bölümünü 90 dakika boyunca 104 defa topla buluşan Valbuena gerçekleştirmiş.

Sonuç ortada!

Ersun Yanal, Jailson’un golünden sonra ekrana geldiği ekranda ‘sağdan soldan daha fazla orta atılmasını‘ gösteren bir işaret yapıyordu oyuncularına; çünkü Dirar atılan golün asistini çok güzel yapmıştı. Oyunun genelinde de Valbuena’nın ortalarına(?) kıyasla Dirar’ınkiler daha asist gibi duruyordu.

Ofsayt gerekçesiyle sayılmayan golün ortasını yapan Valbuena’yı ısrarla eliyle işaret ederek ne demek istiyordu Fenerbahçe’nin teknik direktörü?

“İşte Valbuena’yı bu nedenle oyunda tuttum!”

Fenerbahçe bu maçı 2-1 kazanmış olsa ne olacaktı? Sadece bir maç, ya oyun?

Yazının Devamı

Yaşayarak Öğrenecek!

9 Şubat 2019

Fenerbahçe’nin o kadar çok derdi sorunu var ki bir sezonda kaçını düzeltebilsin değil mi?

Biz nereden başlayalım?

Geçen haftaya gidelim, maç sonundaki yorumum; Fenerbahçe’nin sağ kanat üzerine oyun yapısının olduğu, sol tarafla ilgili öncelikle kanat oyuncusu eksiği nedeniyle taktik geliştiremediğini yazmıştım.

Hikmet Karaman ne yaptı? Fenerbahçe’nin en etkili, belki de tek hücum organizasyonunu olan sağ tarafına yığınak yapıp, orayı tıkadı. Orta alanda da sert bir oyun anlayışı ile pas bağlantılarını kopardı.

Sol taraftan ne oynayacağını bilemeyen Fenerbahçe’yi bu şekilde kilitlemiş oldu. Tek bir atak organizasyonu bile geliştiremedi.

Karşılaşma öncesinde Hikmet Karaman yayıncı kuruluşa Fenerbahçe’nin Ersun Yanal öncesi ve sonrası faul istatistiğini konuştu. Ersun Yanal gelmeden önce uzak ara en az faul yapan takımken 18 maç ortalamasıyla ilk sıraya çıkmış.

“Hmmm, demek ki orta alanda bu sertliğe karşılık vermek yerinde olur.”

Güzel; ya hakem bu sertliğe izin vermezse?

Yazının Devamı