Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

6’lı masada CHP ile İYİ Parti arasındaki bilek güreşi İmamoğlu’nun Saraçhane çıkışıyla artık liderler seviyesinde de alenileşti. Kılıçdaroğlu CHP adına adaylığını ilan etti gibi... Akşener ise hala Kılıçdaroğlu ile seçimin kazanılamayacağı noktasında bunu da saklamıyor. Hatta gönlündeki adayı İmamoğlu olarak deklare etti bile… Yani 6’lı masadaki bütün mesele CHP ile İYİ parti arasındaki çekişme diğer partiler tali meseleler. Onlar daha çok yönetime ortak olma ve milletvekili listelerinden aslan payını kapmak hesabındalar. Masada oyun kurucu ha CHP ha İYİ Parti olmuş fark etmez, aslolan bana ne getirecek hali açıkçası. Dolayısıyla, liderlerden gelen sesler her ne kadar masa muhabbetinde sorun yok, çatlak falan söz konusu değil “asayiş berkemal” şeklinde olsa da geçen zamanla birlikte daha bir kemikleşme beklenirken, hafiften ayrışma emareleri veren bir hava söz konusu. Çünkü gelinen gerilimli durum itibarıyla Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabul ederse, kendisi açısından sıkıntılı. Tam aksi, Kılıçdaroğlu açısından da “Tamam, ben değil şu isim olsun” derse, o da sıkıntılı. Masada lokomotif konumundaki iki aktör zorda kısacası… Hal böyle olunca da öngörüler havada uçuşuyor. Her şeye rağmen Akşener’in İmamoğlu’nun adaylığında ısrar edeceğini savunanlar da var ama ağırlıkla kesişilen nokta şu:

Haberin Devamı

İmamoğlu’nun adaylığı artık söz konusu olmaz çünkü hukuken o riski alamazlar. O kadar YSK Başkanı konuşacak, siyaset onunla ilgili müspet menfi menfi her şeyi orta yerde dile getirecek buna rağmen kabadayılıkla onu aday gösterecekler bunu göze alamazlar.

Bu anlamda Kılıçdaroğlu cenahından gelen sesler ise “CHP açısından bu iş bitmiştir” şeklinde. Mesela dün konuştuğum CHP’nin ağır abileri şöyle diyorlardı:

“Akşener bayrağı açsa da Kemal Bey kararını vermiş. Ben babayım o oğlum dedi aşağıya aldı İmamoğlu’nu. O da ‘Genel Başkan’ın aramızdaki ilişkiyi baba-oğul ilişkisi olarak tariflemesi muhteşem bir duygu’ diyerek teyit etti aslına bakarsan. Sonra da ‘her CHP’linin adayı Kılıçdaroğlu’dur’ dedi. Meral Hanım iddiasını sonuna kadar götürecek. Çünkü ‘ben cumhurbaşkanlığına aday değilim’ dedi. Dolayısıyla milletvekili de değil, partisinin Genel Başkanı olarak masada bir ağırlığı olacak ki partisinde bir hakimiyet kurabilsin. O masadaki hakimiyeti Meral Hanım siyaseten elinde tutuyor şu an gözüken o. Dolayısıyla partisini aynı zamanda bloke ediyor kendince bu doğru bir taktik ama yarın öbür gün en sonunda şu olur: Artık başka seçenek kalmadı, öteki türlü olursa masa darmadağın olacak, ortak aday çıkmayacak, bu sefer milletvekilliği hesapları da bozulacak deyip buradaki şansı denemeye karar verecektir. Kaybederse ‘Sonuna kadar direttim, Kemal Bey’e dinletemedim, mecburen evet dedim’, kazanırsa ‘Her şeye, herkese, bütün olmazlara rağmen olur dedim, Kemal Bey kazandı’ diyecek veya üçüncü bir adayda da anlaşabilirler.”

Haberin Devamı

Sonunda Akşener’in Ha-vet deme durumu yani. Peki ya İmamoğlu’nun pozisyonu? CHP’li abilerin bu soruya verdiği yanıt da şuydu:

“Kemal Bey evet demediği sürece İmamoğlu’nun hiçbir şansı yok. Kemal Bey İmamoğlu’nu devlet adamlığı konusunda yeterli görmüyor. Ondan dolayı da İmamoğlu’nu kesinlikle istemiyor. Onun için de İmamoğlu’na gidecek bir durumda Kemal Bey kendisini ortaya koyuyor. Ama Kemal Bey’in tercih edeceği bir üçüncü şahıs çıkar iyi bir aday olursa sorun olmaz. Son Demirtaş’ın açıklaması da ilginçti. ‘Herkes kazanacak aday diyerek kendisine yontmaya çalışıyor’ diyor. O da ‘siz böyle diyerek kendinize yontmaya çalışmayın diye Akşener ile İmamoğlu’na mesaj.”

Haberin Devamı

Akşener İmamoğlu diye diretirse?

“İmamoğlu’nun zaten şu anda partiyle ilişkisi sarsılmış durumda. Onun için ilerde siyaset yapacaksa ki önü açık akıllı olup partiyle olan ilişkilerini çok daha iyi tutmak zorunda. Onun için de ‘biz CHP olarak Kemal Bey’in arkasındayız, Genel Başkan adayımızdır’ diyor, toparlamaya çalışıyor. Dolayısıyla öyle bir şey olmaz, Meral Hanım da öyle bir şey yapmaz. Toplumdaki imajı çok yara alır sana 15-20 tane milletvekili vermiş seni parlamentoya sokmuş bir partiyi itiyorsun gidiyorsun onun içinden aday çıkarıyorsun böyle bir şeyi Türk siyaseti kabul etmez.”

Özetle dememiz o ki;6’lı masanın adayını hâlâ açıklamama gerekçesinin yıpranma falan değil, doğrudan masanın denge sorunuyla bağlantılı olduğu da artık resmen alenileşmiş durumda. Dolayısıyla 6’lı masa adına düşünülen konuşulan, dezavantajları, eksik yanlarıyla aylardır tartışılan muhtemel tüm isimlerin hep beraber yıprandıkları, özellikle de “kazanacak aday”, yani “o kazanamaz” muhabbetiyle gerçekte kimin yıprattığı da ortada...