CHP adaylaşma sürecinde yaşadığı gel-gitler, tartışmalar ve küskünlükler anlamında diğer siyasi partilere fark attı. Bir çok yerde aday gösterilmedikleri için partiden istifa eden küskün CHP’liler, CHP’ye rakip oldular. Bunlarda vitrindeki isimler, aynı şekilde teşkilatlarda da çok fazla kaynama ve istifalar söz konusu..Çok sayıda örtülü rakipler de var yani. Evet bu gibi örnekler daha önceki seçimlerde de oldu,bugünde başka partiler içinde geçerli ama şimdiye dek hiçbir partide bu kadar fazla aday yapılmayan kişinin ortaya çıkıp “bizi elemine ediyorlar, siyasi soykırım yapılıyor” deyip kazan kaldırdığı CHP’deki bu manzara pek olağan değil. Her ne kadar bu istifalar genel merkez tarafından üç-beş kişinin koltuk hırsı, hesabı olarak yorumlansa da...Elbette o da vardır ancak bunu tetikleyen başat faktörün bizzat CHP yönetiminden kaynaklandığı da açık. Çünkü aday belirleme kriterlerinde partide beklenti çok yükseltildi. Genel Başkan Özgür Özel ön seçim konusunda çok yüksek perdeden konuştu,hatta şeref sözü verdi. Takvim sıkışıklığı bahanesiyle olmadığında da “kamuoyu araştırmaları, anketle belirleyeceğiz,bunun sonuçlarını da partililer görecek” dedi. Şimdi kamuoyu araştırması yaptırıp açıklanmadığında doğal olarak kendisinin önde çıkacağını düşünen her aday adayı isyanlarda..Beklenti bu kadar yüksek olmasaydı,bunlarda yaşanmazdı açıkçası. Yani önceki Genel Başkan Kılıçdaroğlu gibi davranıp bazılarını aday yapıp bazılarını yapmasaydı o zamanda tartışmalar olurdu ama bu kadar değil...
***
Kurultayı kazanma hesabıyla verilen sözlerle, sonraki hamleler örtüşmeyince ya da beklenen değişim gerçekleşmeyince CHP’deki görüntü tam anlamıyla karmaşa havasını aldı bir başka deyişle. Dahası aday tespitinde parti literatürüne birde siyasi poker! muhabbeti eklendi. Özellikle de Genel Merkeze dönük,restler, blöfler havada uçuştu. Kimi görüldü, bazıları ise pas geçildi. Mesela daha başta Genel Başkan Özel, Hatay’daki başkan kararımız tarihi olacak diyerek oyunu hayli yüksek bir dozda başlattı. Kartlar dağıldıkça da gerçekten de tarihi bir olay yaşandı ama bu daha çok gel-gitlerle dolu karmakarışık bir süreç ve siyasi acemilik anlamında. Lütfü Savaş anketler öyle gösteriyor diye önce aday ilan edildi, ardından durum vazgeçebiliriz noktasına evrildi. Hatta aday tanıtım toplantısında adı okunmadı,CHP’nin 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde yarışacak büyükşehir belediye başkan adaylarının bulunduğu reklam filminde görüntüsü de yer almadı. Dolayısıyla Savaş’ın adaylığı olacak- olmayacak tartışmalarıyla papatya falına dönüştü..Her kafadan bir ses çıktı ve CHP’de, Genel Başkanlık makamı da, adaylık eşiğinde beklemeye alınan Savaş’ta olabildiğince yıprandı..Hemde son dakikaya kadar..Sonuçta da Savaş, “ya beni aday göstererirsiniz ya da ben bağımsız olarak çıkar,size de kaybettiririm” diyerek resti çekti.Sinir hakimiyeti ve taktiksel üstünlükle de Hatay’a başkanlık adaylığını kazandı. Daha doğrusu Özel, CHP buna mecbur kaldı!...
Bir başka poker seansı da İstanbul- Sarıyer’de yaşandı. Orada da son ana kadar benzer restler, buna dönük beklentiler oldu. Ama Özel bu kez reste, rest deyince de aday gösterilmeyen Şükrü Genç, bağımsız adaylığını ilan ederek CHP’ye rakip oldu. Benzer seanslar,Artvin, İzmir-Dikili, Adana-Çukurova ve Seyhan,Mersin-Tarsus içinde geçerli.. Oralarda da aday gösterilmeyen CHP’li başkanlar, bağımsız ya da bir başka partiden aday olarak CHP’ye rakip durumunda...
***
Kısacası; CHP son dönemde özellikle hem 2023 seçimleri öncesinde hemde şimdilerde sürekli tartışma kavga ve uyuşmazlıklarla gündeme geldi,geliyor, dolayısıyla yine sokaktan, sandıktan bi haber gibi görüntü veriyor..Yani değişim süreci de CHP’ye yaramadı. Bunun seçmen nezdinde nasıl yansıyacağı, okunacağı da CHP açısından en kritik sorun aslında...