Nobel kazandı diye yere göğe sığdıramadığımız iktisat profesörü Daron Acemoğlu, giderayak Atatürk hakkında öyle yorumlar yaptı ki... İzlerken şaştık kaldık.
Osmanlı’da çoğulcu sistem varmış ama Atatürk yetkiyi tek elde toplamış, bu yanlış olmuş vs. vs...
Profesör Acemoğlu, sözü nasıl olup da Atatürk’e getirmiş ve bu kadar cahilane sözler sarfetmiş. Anlamakta zorlandık.
Ya da pek zorlanmadık...
Çünkü Cumhuriyet’le problemi olan kesimleri temsil edenler sözü her defasında 1930’lara indiriyor, bugünkü aksaklıkları Atatürk’e ve Cumhuriyet dönemine bağlıyor, mazereti 30’larda arıyor.
Merak ettik… Almanya’daki dostlara telefon açıp şunu sorduk:
- Alman medyasında sık sık güncel sorunlar tartışılır. Siz hiç sorunların kökenini Adolf Hitler’e ve o döneme indiren bir konuşmacıya rastladınız mı?
Konu iyi anlaşılsın diye Büyük Atatürk ile Almanya ve dünyaya en büyük kötülüğü yapan adamı kıyaslıyoruz...
Aldığımız yanıt:
- Almanya’nın bugünkü sorunlarını Hitler’e bağlayan bir konuşma veya yorumu hiç duymadık. Olamaz da... Eğer olursa diğer konuşmacılar “Eğer bundan Hitler sorumluysa neden aradan geçen 85 yılda çözüm bulamadınız, diye sorar ve bunun da cevabı yoktur...”
Bu oyun sadece bizde oynanır. Atatürk döneminden bu yana geçen 86 yıl yok sayılır. Sorunlar Atatürk’e mal edilir. Ve üzerinde tepinilir.
Nedeni mi? Çünkü Türkiye’nin hâlâ en sağlam direği Atatürk ve temsil ettiği Cumhuriyet ruhudur da ondan.
FARE
Apartmanda daire kapıları açıldı, telaşlı konuşmalar duyuldu. Ne oluyor diye kulak kabarttık. Biraz sonra apartman görevlisi Salim Bey merdivende göründü. Elinde uzun saplı bir süpürge.
- Ne var ne oluyor?
- Apartmanda fare varmış beyim...
- Nerede?
- Merdivende görmüşler, koşarak yukarı kaçmış...
Aşağıdan başını uzatan yaşlıca kat sakini biraz da öfkeli konuştu:
- Bu apartmanda her dairede kedi var, fare nasıl oluyor?
Görevli:
- Kediler dışarı çıkmıyor ki abi, fare merdivenlerde...
Adamın eşi:
- Kedileri salsınlar dışarı, diye parlak bir fikir belirtti...
Üst komşu da aşağı inmişti:
- Bizim kedi evden dışarı çıkmaz, diye kestirip attı...
Karısı peşinden indi:
- Bizimki İran kedisi, fare nedir bilmez, görse tanımaz.
Apartman görevlisi elindeki süpürgeyi salladı:
- Ben onu şimdi bulur hallederim...
Eşim ilk kez söze karıştı:
- O da can, dedi, öldürmeyin başka bir çare bulun...
Görevli.
- Dışarı atsak dışarısı da kedi dolu...
Fareyi atacak yer bulmak da meseleydi.
Görenlerin söylediğine göre epey büyük bir hayvandı. Kedi de zor yakalardı.
Aradan 24 saat geçti...
Fare kayıplarda...
Ortaya çıktığında ne yapılacağı konusunda da fikir birliği yok.
Her kafadan bir ses çıkıyor.
Soruna çözüm bulunamıyor.
ÇIĞ
Muazzez İlmiye Çığ hanımefendi doğduğunda birinci dünya savaşı henüz başlamamıştı; tarih 20 Haziran 1914... Dünya Savaşı 28 Temmuz’da Avusturya Veliahtı Ferdinand’ın suikasta kurban gitmesiyle başlar, Türkiye savaşa 29 Ekim’de girer.
Aradan geçen 110 yıl, Sümer tarihçisi Muazzez Hanım’ın laiklik, insanlık, çağdaşlık uğruna verdiği savaşın tarihidir... Çağdaş Türkiye’de atılan her geri adımı çığlık çığlığa duyurmuştur halka... Türkiye’nin yolunu, yönünü, hedefini genç nesillere anlatmıştır usanmadan... Sürekli çalışarak, üreterek, hedefleri büyüterek...
Muazzam koşusunu 110 yıl sürdüren Muazzez hanımı sonsuz saygıyla anıyoruz...
SİLAH
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya güvenlik güçleri dışında vatandaşa verilen silah ruhsatlarını sordu. Bakan Yerlikaya’nın cevabı:
“1 Ocak 2020 ile 13 Haziran 2024 tarihleri arasında ülke genelinde toplam 2 milyon 579 bin 553 adet silah ruhsatı (bulundurma, taşıma, yivli ve yivsiz av tüfeği) düzenlendi... Ayrıca, Haziran 2024 itibarıyla 306 bin 673 kamu görevlisi, 215 bin 134 emekli kamu görevlisi ve 105 bin 181 meslek mensubunda olmak üzere toplam 626 bin 988 adet taşıma ruhsatı bulunduğu belirtildi.
Türk ordusunun mevcudu yaklaşık 400 bin kişidir... Bu açıdan bakarsanız son 4,5 yılda Türk ordusu mevcudunun 6 katı kadar silah ruhsatı verilmiş bireylere...
Bunun yanında ruhsatsız yani kaçak silah edinen kişiler de on binlerle ölçülüyor...
Bu kadar hızlı bir silahlanma... Hayra alamet olabilir mi?
TEĞMEN
“Teğmenlere ceza verilmez
Onlar yarının generalleridir.
Eğer bir kabahatleri olmuşsa
Çok çok nasihat verilir.”
(E. Gen. Nejat Eslen)