Filmlerin ‘sanat’ ve ‘ticari’ diye iki kategoriye ayırıldığından bu yana Türkiye’deki festivallerde yarışan yapımlara bakın, hepsi ‘art house’...
Oysa Türkiye’nin en eski film festivallerinden Altın Portakal ve Altın Koza’da eskiden Yeşilçam filmleri ayrıştırılmadan yarıştırılıp, ödüllendiriliyordu.
Artık ne Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ne de Adana Altın Koza Film Festivali’nde ticari filmlerin esamesi okunmuyor. İki festivalde de sadece ‘sanat’ filmleri yarışıyor. Festivallerden ödül kazanan yapımlar vizyona girdiğinde de insanlar ‘festival filmi’ diye seyretmiyor.
Yeşilçam melodramlarının yarışıp ödül kazandığı yıllarda da festivallerde komedi filmleri neredeyse yok sayılıyordu.
Türkiye’de komedi filmlerinin yıldızı kim?
Kemal Sunal...
Filmleriyle her kuşağı güldürmeyi başaran oyuncunun 80’den fazla filmi var, ama kazandığı ödül sayısı iki... 1977’de ‘Kapıcılar Kralı’ ile Antalya Altın Portakal’dan, 1989’da da ‘Düttürü Dünya’ ile Ankara Film Festivali’nden ödül kazandı sanatçı.
Hak ettiği saygı yok!
Artık art house filmlerin yarıştığı film festivallerinde de komedi yapımlarına yer yok!
Gazeteci Mehmet Çalışkan, vizyondaki ‘Takıntılar’ filminin oyuncuları Seda Bakan ile Zafer Algöz’e sordu bu konuyu:
“Ana akım filmler çekiyorsunuz, başarılı oyunculuklar sergiliyorsunuz, yıllardır da bu işi yapıyorsunuz. ‘Filmleriniz neden festivallerde yok?’ diye kızıyor, üzülüyor veya sitem ediyor musunuz?”
Algöz’ün bu soruya yanıtı şu oldu:
“Adana Altın Koza Film Festivali var, Antalya Altın Portakal Film Festivali var. Bu festivallerde neden komedi filmleri hiç dikkate alınmıyor? Komedi filmi çekmek çok zor iştir. Söylemeye gelince, ‘Komedi oynamak çok zor iş, herkes komedi oynayamaz’ diyorlar ama komedi filmlerini festivallerde değerlendirmiyorlar. Komedi filmleri bence hak ettiği saygıyı görmüyor.”
Hep koyu gri hikâyeler
Seda Bakan, “Küçümseniyor mu acaba?” dedi, Zafer Algöz ise, “Bu beni sinirlendiriyor. Komedi filmlerini niye değerlendirmiyorsun?” diye sitem etti.
Çalışkan’ın, “Komedi filmleri için şunu çok duymuşumdur: ‘Zaten gişede kazanıyorlar, burada da diğerleri kazansın’. “Bu doğru bir yaklaşım mı?” sorusu üzerine iki oyuncu şunları söyledi:
Z.A. : Gişede kazanamıyorsa ne olacak? Çok iyi komedi filmi yaptın ama gişede karşılığını bulmadı, o zaman ne olacak? Burada şöyle yanlış bir anlaşılma olmasın, ‘Kendilerine ödül istiyorlar, ödül bekliyorlar’ değil. Sektörün tamamı için söylüyorum.
S.B. : Ödül olmasa da en azından film orada yarışsın. Komedi filmlerine de en az onlar kadar emek veriliyor. Çok da para harcanılıyor. Seç, yarıştır, ödül verme yine, ona da tamamız.
Z.A. : Sinemada nedense hep hüzünlü, koyu gri hikâyeler olacak. Uzun bakışlar olacak, 15 dakika tek plan, adam yokuşun altından yürüyecek, 12 dakika çıkmasını bekleyeceğiz. Mesela, gerçek zamanda çekilmiş gibi bir kahvaltı sofrası sahnesi var, 17 dakika kahvaltı yapıyorlar. Sahne boyunca üç cümle ediyorlar.
Zafer Algöz ve Seda Bakan gibi komedilerde oynayanlar bu sorunu sadece filmleri vizyona girdiğinde değil, sürekli gündemde tutsalar sonuç değişir bence.
GÜNÜN SÖZÜ
“Sakın görünüşe aldanma, görünüşte herkes insandır.” (Louis Aragon)