Duyanlar duymayanlara, okuyanlar okumayanlara tez haber versin, tatil sezonu açıldı, açılacak. Ege’de, Akdeniz’de deniz sıcaklığı 20 derecelerde. Begonviller güneşi gördükçe coştu, yaseminlerin kokusu baş döndürüyor, şort - tişört - şıpıdık terlik sezonu açıldı. (Yani, gelecek günler umut ve deniz vaadediyor:))
Malum Corona sebebi ile uzun zamandır evdeyiz ama Sağlık Bakanlığı’ndan olumlu açıklamalar ardı ardına geliyor, normalleşme sürecine giriyoruz.
İşte bu nedenle: Yeşilli çiçekli, turkuazlı mavili, sessiz sakin birbirinden güzel plaj ve koyları sizin için yazdım.
Bavullar, mayolar, elbiseler, şapkalar hazırsa,
çıkıyoruz yola.
Sakin, yeşili bol, turkuazı gel gel yapan Türkiye’nin en güzel, en çarpıcı, en şahane plaj ve koyları ile karşınızdayım.
1 - KAŞ LİMANAĞZI KOYLARI:
Kaş’tan minnak teknelerle geçiliyor Limanağzı’na. Dört tane yanyana koy var.
İlk koy Bilal’in Yeri. Benim açık ara en sevdiğim.
Müzik yok. Yeşil çok. Dev kaktüsler, zakkumlar, sardunyalar insanın aklını başından alacak türden. Koyun arkası ise uçsuz bucaksız zeytin bahçesi. Deniz kıpırtısız, sığ, cam gibi.
Caretta carettaların en çok görüldüğü bölge.
Geçen sene kişi başı gidiş dönüş 20 lira idi.
2 - KAPUTAŞ PLAJI:
Kaputaş plajı diye yazılır, çıkdırtan turkuaz diye okunur. Gerçekten insanın içine işleyen, yüreğini hop ettiren bir renk buradaki.
Kaş ile ilgili yazıların tümünde ille de Kaputaş fotoğrafı vardır. (Benim yazımda da olduğu gibi :)) Çünkü insanın bu renklere kayıtsız kalması mümkün değil.
Kaputaş, Kaş Kalkan arasında, Kalkan’a 7 km mesafede. Otogardan yarım saatte bir dolmuş var. 100 basamakla aşağıya iniliyor. İşletme var ama kullanmak istemezseniz havlunuzu yanınıza alıp, yiyeceğinizi dışarıdan da götürebilirsiniz. Hiç sorun olmuyor.
Temmuz Ağustos sıcaklarında değil, Mayıs, Eylül ve Ekim aylarında çok daha güzel.
(Aman dikkat! Sezonda çılgın kalabalık)
3 - GABAKLAR:
Datça’da en sevdiğim plaj. Ulu çınarların değil ama koca koca palmiyelerin gölgesinde, salaş, temiz pak bir aile işletmesi. Kulaç ve kuş sesleri dışında çıt ses yok. Deniz genelde dalgasız. Fakat bazen akşamüstü saatlerinde dalga olabiliyor. Özellikle sabah çok erken saatlerde ve günbatımında aşık olunası.
4 - AKVARYUM KOYU:
Hayıtbükü’nden Palamutbükü’ne giden yolda birden çıkıveriyor karşınıza. Akılalmaz yeşile, çılgın turkuaza karşı koyamıyor, teslim oluyorsunuz.
En doğalından, en organiğinden bir koy. İşletme yok. Al havlunu, al sandalyeni, sandviçini, suyunu git. Öyle güzel, öyle manyak bir yer.
5 - AMOS:
Kumlubük ile Turunç arasında, yere uzunan çamların çıldırtan kokusu eşliğinde, kıvrıla kıvrıla gidilen bir yol düşünün, işte rüya gibi o yolun sonu Amos. Profesörler sitesinin içinde. Sessiz, sakin, missssler gibi bir koy. Müzik yok. Zeytin ağaçları gölgeniz. Manzara minik ufak tepecikler. İçindeki restoranda bir pide yemişim, evlere şenlik.
6 - HİDAYET’in KOYU:
Kaş Çukurbağ Yarımadası’nda, merkeze 3 km mesafede Hidayet’in Koyu. Deniz çarpıcı yeşil, ağaç zeytin, çiçek zakkum, belki biraz da begonvil. Öyle bir ortam.
Burası Türkiye’deki en iyi dalış noktalarından. Bu nedenle dalış teknelerinin uğrak noktası.
Müzik var ve (bence) fazlasıyla yüksek sesli. Sezonda aşırı kalabalık. Ben çok eski, sakin halini bildiğim için sezon dışı gitmeyi tercih edenlerdenim.
Plajda müzik dinlemeyi seven ve eğlenmek isteyenler için güzel bir seçenek olabilir.
7 - KÜÇÜKÇAKIL PLAJI:
Kaş merkezde. Deniz kaynak suyu olduğu için buz ama her daim mavi - turkuaz.
Akdeniz’in Temmuz Ağustos sıcaklarında buranın soğuk suyu insana ilaç gibi geliyor.
İnternette Kaş fotoğrafları diye arattığınızda en çok Küçükçakıl fotoğrafına rastlarsınız. Çünkü ortam, renkler, ağaçlar, çiçekler fazlasıyla güzel.
Giriş ücreti yok. Al havlunu, git.
İşletme isterseniz de karşılıklı iki tane var.
Bana göre ikisi de müziğin sesini fazla açıyor ama bu işletmelerin müdavimleri ‘müzik dinlemek, eğlenmek ve sosyalleşmek’ için Küçükçakıl’ı tercih ediyor. Alaçatı ve Bodrum plajlarının az daha salaş, Kaş versiyonunu düşünün.
Akşamüstü ufak ufak başlayan parti ortamı günbatımı saatlerine kadar devam ediyor.
8 - FIRNAZ KOYU:
Açık ara Kalkan’ın en güzel koylarından.
Merkezden araç ile 8 - 10 dakika uzaklıkta. Kara ulaşımı yok. Daha doğrusu var ama meşakkatli bir yol. Teknelerin, turların tercih ettiği sakin bir koy. İnsan buradayken gerçek anlamda kendini Akdeniz’in koynunda hissediyor. Kafa dinlemek için daha güzel bir yer düşünülemez.
9 - ADRASAN:
Adrasan sahili güzel, deniz şahane ama fazla kalabalık. Ben o bilindik plaja sadece 10 dakika yürüme mesafesinde, çam ormanının gölgesinde şahane bir yer önereceğim size.
Şimdi efendim, gördüğümüz, bildiğimiz Adrasan sahilinden çam ormanını takip ederek on dakika yürüyün, o yokuşu çıkın, Şirinler’i göreceksiniz. Tamam, belki Şirinler’i göremeyeceksiniz ama şahane bir koy tam karşınızda olacak. :)
Tesis yok. Alın yiyeceğinizi, içiceğinizi gidin.
Kamp için de tercih edilen bir yer.
(Not: Bu seneye kadar tur tekneleri gelmiyordu, artık geliyor. O saatlerde kalabalık oluyor)
10 - MAZI İNCEYALI KOYU:
Bodrum’a bir saat mesafede, başka kafada tatil isteyenlerin adresi Mazı.
Bodrum’un kımıl kımıllığından, kalabalığından eser yok burada. Dalga sesi var, Ağustos böceği çığırtısı var, kuş sesi var, ağaç gölgesi var. En önemlisi ise huzur var.
Yayılıp yuvarlanmalık, kafayı sıfırlamalık, tembellik yapmalık bir koy İnceyalı.
İnsan burada kendini yazlıkçı gibi hissediyor. O ruh hakim. Sessiz, sakin, telaşsız, mavi, yeşil bir tatil geçirmek isteyenlerin kesinlikle memnun kalacağı bir yer.