Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15 Temmuz’daki darbe girişimi kapsamında hazırladığı Kara Havacılık Okulu Komutanlığı iddianamesinde önemli bir tespit var.
İddianamenin 74. sırasındaki şüpheli Hava Tuğgeneral İdris Feyzi Okan’ın konumu diğer şüphelilerden farklı.
Albay rütbesiyle 2014-2016 yılları arasında Kara Havacılık Okul Komutanlığı’nda 1. Hava Alay Komutanı olarak görev yapan Okan, başarısız darbe girişimi sonrasında Genelkurmay Başkanlığı’nın teklifi ve hükümetin onayı sonrasında 29 Temmuz’da tuğgeneralliğe terfi ettirildi.
Okan, FETÖ’yle bağı olmadığı yönündeki değerlendirmeler sonrasında aldığı yeni rütbesiyle Kara Havacılık Okulu Komutanı oldu. Bu arada darbe soruşturması devam ediyordu.
Savcılık soruşturmada çok ciddiye alınan bir istihbarata ulaştı.
Elde edilen istihbarata göre geçen Aralık’ta, TAI’de üretilen ATAK helikopterlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) teslim töreni vardı. Tören yeri Kara Havacılık Okulu’ydu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın törene katılıp katılmayacağını araştıran savcılık, Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürlüğü ile temasa geçti. Erdoğan, törene katılacaktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başta devlet yöneticilerinin katılacağı resmi tören normal programda salı gün
Cumhur-başkanı Erdoğan, anayasa değişikliğinin sonucu olarak, 998 gün sonra emaneti devraldı ve ikinci kez AK Parti Genel Başkanlığı koltuğuna oturdu.
Ankara Arena Spor Salonu’ndaki 3. Olağanüstü Genel Kurul çalışmaları için polis karadan ve havadan olağanüstü güvenlik önlemleri aldı.
Salonun atmosferi yerindeydi.
Otobüslerle Ankara’ya gelen binlerce AK Partili, ilk dakikalardan itibaren, yeniden partinin başına geçen Erdoğan’a sloganlarla destek verdi.
Tribünlerde “Yeni Atılım Dönemi” olarak adlandırılan yeni süreci anlatan posterler asıldı.
Salona eşleriyle birlikte gelen Erdoğan ve Başbakan Yıldırım, siyasi tarihimize belki de ilk kez “Cumhurbaşkanı-Başbakan” sıfatlarını da taşırken, birlikte Ak Partili tribünleri selamladı.
Erdoğan ve Yıldırım, birbirleri için “Yol arkadaşım” ifadesini kullandı.
Cumhur-başkanı Erdoğan’ın Pekin bağlantılı ABD gezisi, son dönemin en önemli dış politika teması olacak.
Erdoğan, bu önemli sürecin sinyallerinin Çin gezisi öncesindeki açıklamalarında vermişti.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, DEAŞ ve PKK’nın Suriye topraklarından Türkiye’ye yönelik tehditini etkisiz hale getirmek amacıyla yürüttüğü Fırat Kalkanı Harekatı, ABD ve Rusya’nın tavrını dikkat çekici boyuta getirdi.
Harekat sonuçlarının Türkiye’nin istediği noktada olması ve El Bab’ı kapsayan bölgede kontrolü ele almasıyla birlikte nefes almayı beklerken karşımıza ABD’nin hamlesi çıktı.
ABD’nin PYD’nin silahlı gücü ve aynı zamanda PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak faaliyet gösteren YPG’ye ağır silah takviyesine başlaması, bölgedeki dengeleri değiştirecek.
Rusya da ABD’den geri kalmıyor. Ruslar, silahlı YPG güçlerinin kontrolündeki “Kuzey Batı Suriye”de bayrak astı.
Kuzey Batı Suriye olarak adlandırılan bölge Afrin.
Afrin’e yığınak
Milli İstih-barat Teşkilatı-’nın (MİT), FETÖ’nün üst düzey bir yöneticisinden elde ettiği açıklanan polislere ait listelerin incelenmesi devam ediyor.
Listelerin Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ulaşmasıyla birlikte, İstihbarat Dairesi, Terörle Mücadele Dairesi ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nde görevli polislerden ‘özel çalışma’ ekibi oluşturulmuştu.
Özel ekibin listeler üzerinde yaptığı çalışmaların bir bölümü sonuçlandırılarak 9 bin 103 polis ilk aşamada açığa alınmıştı.
FETÖ’nün emniyet personelini fişlemesiyle ilgili gelişmeleri daha önce Büyüteç’te yazmıştım.
Bu konuda yeni bilgilere ulaştıkça paylaşmaya devam edeceğim.
Emniyet yetkililerinden edindiğim bilgiye göre FETÖ, emniyet teşkilatındaki polisleri tam 48 ayrı kriterde değerlendirdi.
Hatırlanacağı üzere listelerin ‘kırmızı’, ‘sarı’ ve ‘mavi’ olarak kategorize edildiğini yazmıştım.
FETÖ’nün devlet kadroları üzerinde yarattığı travma devam ediyor ve emniyet teşkilatındaki temizlik bir türlü bitmedi.
Onca açığa alma ve ihraç işlemlerine karşın MİT’in gönderdiği son listeyle 9 binden fazla polis daha meslekten uzaklaştırıldı.
Silah ve kimliklerine el konuldu.
Maaşlarını üçte bir oranında almaya başladılar.
Emniyet’te son açığa alınanlar, MİT’in gönderdiği ‘kırmızı’ listede yer alanlar.
Daha sırada ‘sarı’ ve ‘mavi’ liste var.
Demek ki yeni furyanın eli kulağında.
Önce durumu bir netleştirelim. 16 Nisan referandumundan hemen sonra Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), teşkilat mensuplarına “mahrem imamlık” yapanların dosyasını açtı.
EGM’nin 3 önemli birimi olan İstihbarat Dairesi (İDB), Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi (KOM) ile Terörle Mücadele Dairesi (TEM), 3 aydır devam eden hazırlık soruşturması başlattı.
Bu soruşturma 81 ilde devam ediyor.
MİT bu soruşturmaya katkı yaptı. FETÖ’nün binden fazla mahrem imamı gözaltına alındı.
Diğer süreç ise emniyet teşkilatındaki 9 bin dolayındaki polisin açığa alınması oldu.
MİT’in ulaştığı FETÖ’nün üst düzey bir yöneticisinden elde edilen “akıllı kart”taki bilgiler incelendiğinde 70 bin polisin isimlerine ulaşıldı.
EGM, kırmızı listede bulundukları için “acilen” görevden el çektirilmesi gereken polisleri, ön incelemeden geçirdikten sonra açığa aldı.
Bu iki olayla ilgili süreç, birbirinden bağımsız olarak yürütüldü.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), FETÖ’yle mücadele kapsamında yeni verilere ulaştı.
Hatırlanacağı üzere MİT, 15 Temmuz’daki başarısız darbe girişiminden hemen sonra FETÖ’nün iletişim sistemi olduğu anlaşılan ByLock’u ortaya çıkarmıştı.
Yurt dışı kaynaklı iletişim sistemi ByLock ortaya çıkınca, FETÖ’nün devlet yapılanmasındaki kadroları tek tek tespit edilmişti.
MİT şimdi yeni bir veri tabanına ulaştı.
Üst düzey güvenlik kaynaklarından edindiğim bilgiye göre, 16 Nisan referandumundan önce MİT’e gelen bir bilgi üzerine FETÖ içinde önemli olduğu belirtilen bir kişiyle irtibat kuruldu.
Elinde önemli bilgiler olduğu anlaşılan bu FETÖ üst yöneticisi, MİT’in Yenimahalle yerleşkesindeki uzmanlarla uzun görüşmeler yaptı.
Yapılan görüşmeler sonrasında, bu kişinin gerçekten FETÖ’nün önemli bir ismi olduğu anlaşıldı.
Akıllı kartın marifeti
Suriye’de iç savaşın başlamasının üzerinden 6 yıl geçti.
Milyonlarca Suriyeli 2011’den bu yana savaştan etkileniyor.
Yaşadığı toprakları terk eden milyonların büyük bölümünün adresi Türkiye oldu. 4 milyona yakın Suriyeli ülkemizde yaşıyor.
26 Ağustos’ta başlatılan Fırat Kalkanı harekatı, halen savaşın sürdüğü Suriye’de kısmi bir değişim süreci yarattı.
Fırat Kalkanı harekatıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin DEAŞ’ten temizlediği bölgelere “tersine göç” sağlayabilmek amacıyla “yeni insani yaşam alanları” yaratılmaya başlandı.
Türkiye’nin tek başına üstlendiği bu görevdeki ilk adres, Gaziantep’in Karkamış ilçesinin hemen karşısındaki Cerablus oldu.
Valiliğe yetki