Süreyya Üzmez

Çocukluğumuzdan beri sokak lezzetlerine hep mesafeliyiz. Aslında çok yanlış. Hijyene o kadar dikkat eden, o denli titiz ve lezzetli üretim yapan sokak satıcıları var ki şapka çıkartırsınız! Gençlik yıllarımda, Harp Okulu’ndan mezun olduğum sene bile limonata arabasında limonata sattığımı dün gibi hatırlıyorum. Hem de sağımda solumda satış yapan seyyar satıcılar saatlerce beklerken, ben iki güğümü bir saatte bitirirdim, Çanakkale’de cuma pazarının önünde... Çünkü beyaz ütülü gömlekli ve pantolonlu tertemiz bir satıcının sunduğu bardaklar dahil, müşterilerin dikkatini çekiyor, niyeti olmayan bile uğrayıp, limonata içiyordu.

Uzak Doğu’da ve Amerika’da sokak satıcıları çok yaygın. New York’ta yılın sokak satıcısı ödülü veriliyor her yıl... Ülkemizde de bu ödüller verilmeye başlandı ve bu ödüllü sokak satıcılarının en başında Beyoğlu’nun ünlü Sabırtaşı İçli Köftecisi var. 

Sabrın sonu içli köfte

Galatasaray Lisesi’nin karşısında, bir

Henüz Nazım’ın şiirinde bahsettiği yaşlara gelmem için daha çok yılım var ama Keskin Keskinoğlu, her yıl Akhisar’daki zeytin hasadı şenliğinde zeytin fidelerimizi hazırlıyor ve ağaçlarım çoğalıyor. Bu yılki ağacımı zeytinyağı sever bir arkadaşım adına diktim. Dağ, taş her yer zeytin ağacı ile dolu Akhisar’da. Yıllar önce başka zeytinyağı üreticisi ülkelerden bahsederken bu tür anlatımlar yapılırdı. İşte size Akhisar mucizesi ve bu mucizeyi yaratanlardan birisi Keskinoğlu Ailesi şüphesiz. Tek bir amaçları var, ülkemizde kaliteli zeytinyağı üretip yurt dışında iyi bir tanıtım yapmak. Singapur’da en çok ziyaret ettiğim Mustafa Center’da bu kaliteli yağların nasıl ilgi gördüğüne tanık olunca çok mutlu olmuştum. Yumurta, piliç eti, işlenmiş ürünler ve Ravika markasıyla zeytinyağı olarak 75 ülkeye ihracat yapan Keskinoğlu, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın tanıdığı bir marka haline geldi.

Ravika’nın yolculuğu

Keskin Bey’in büyükbabası hakkında yazar Bahar Erkunt, ‘İsmail Keskinoğlu’nun

Galataport’un yapılışı, kruvaziyerlerin limana yanaşması İstanbul’a ayrı bir hareketlilik getirdi. Doğu Karayipler’den Doğu Akdeniz’e kadar pek çok bölgede gemi seyahati yapma şansım oldu o nedenle gemilerin liman yaptığı şehirlerin ne kadar öneme haiz olduğunu bilirim. Galataport bu anlamda muhteşem bir liman olmuş. Seçilen mağazalar ve restoranlar Galataport’u daha da kıymetli kılıyor.

Liman ve balık

Tarihi yarımadaya böyle görkemli bir liman yapılınca, dev gemiler buraya yanaşınca en önemli gereksinimlerin başında balık lokantası gelir. Çünkü kruvaziyer yolcusu denizi ve balığı sever. İşte Sait bu gereksinime en iyi karşılık veren mekan. Uzun yıllardır rüştünü kanıtlamış, Bodrum’a onlarca restoran açıldıktan sonra kıymeti daha çok anlaşılmış, artık ülkemizin klasiği olmuştur Sait Balık Restoran. Bodrum’da vazgeçilmez adresim, İstanbul ve Ankara’dan dostlarımın benden öneri istediklerinde “Tek geçerim” dediğim Sait Restoran’ın sahibi Sait Birtan Yılmaz, yıllardır işinin başında. İstanbul’daki mekanda

Yıllar önce bir gastronomi festivalinde tanıştığım genç şef Doğuş Şahin, gastronomiye çok ilgili olduğu kadar iletişimde ve insan ilişkilerinde de başarılıydı.

2017 yılında ‘Dünyanın En İyi 50 Restoranı’ listesinde birinci seçilen Eleven Madison Park’ın çılgın şefi Daniel Humm ile yıllarca beraber çalışan Doğuş Bey, pandemi öncesi beni New York’a davet etmişti. “Kendi mekânımı açmadan önce bir süre Daniel ile birlikteyim” demişti ama araya pandemi girdi ve Eleven Madison Park’ın vegana dönmüş halini ancak geçtiğimiz eylül ayında ziyaret edebildim. Çok net bir şekilde gördüm ki Doğuş Şef’in izleri hâlâ duruyor...

İşine aşık

İleride gastronominin en parlak yıldızlarından biri olacağına inandığım Doğuş Şahin, “Gündemi ben belirlemeliyim” diyerek, kendi işinin patronu oldu ve Sanayi Bahçe isimli, öğlenleri Türk mutfağı, akşamları meyhane-ocakbaşı konseptli restoranı ile ismini kısa sürede duyurdu.

Geçtiğimiz ay Sanayi Bahçe ziyaretimi gerçekleştirdim. Doğuş

New York seyahatimi Ali Baba’dan bahsetmeden noktalamam olmaz. Hep yabancı gözde mutfaklardan bahsediyoruz ama Orta Doğu ülkelerinden gelen devlet başkanları, başbakanlar, iş insanları ve bürokratların vazgeçemediği mekan Ali Baba... Şu sıralar yeni yer arayışında olan Ali Rıza Doğan’ın günün her saati telefonları susmuyor. 2012 yılında TRT Türk’te yayınlanan ‘Dünyanın Türk Şefleri’ programımda konuk ettiğim Ali Baba Restoran’ın sahibi Ali Rıza Bey’i yıllardır tanırım. Manhattan’ın en işlek caddelerinden birinde çok uzun süre varlık göstermek her babayiğidin harcı değil.

Kaliteden şaşmaz

New Jersey’de Beyti Ocakbaşı’nın ortağı olarak faaliyetlerini sürdüren Ali Rıza Doğan, kebabın Amerika’daki temsilciliğini başarıyla yürütmeye devam ediyor. Öğle saatlerinde ziyaret ettiğim Beyti Ocakbaşı, New Jersey’nin gözbebeği olmuş. Adanası az yağlı ama kullanılan et öyle kaliteli ki damakta bıraktığı tat uzun süre bitmiyor. Öncesinde denediğim lokum ise ağzımda ilk dokunuşta dağılıyor ancak hiç işlem

New York’a gideceğiniz tarihe çok önem verin. Benim gibi Birleşmiş Milletler toplantısı haftasında giderseniz otel fiyatlarından, kilitlenen trafiğe kadar çileden çıkarsınız. Bir cadde Obama, diğeri Joe Biden geçiyor diye kapanmış vaziyette. New York, gastronomi mabedi bir şehir. Her gidişimde farklı yerler keşfediyorum. Okuyucularımla paylaşmadan edersem bencillik yapmış olurum. Zira New York’taki gurme dostlarım kendilerine yer bulamıyorlar, yazmamı pek istemiyorlar!

Suşinin adresi Bond Street

10 yıldır çizgisini bozmadı. Her New York ziyaretimde uğruyorum. Taraklı, deniz kestaneli ve yellowtail suşiyi tavsiye ederim. Girişte sunulan incecik un tabanlı balık olağanüstü bir lezzet. Yeşil çay kaplamalı bademe bayıldım. Dondurmalı ekmek tatlısı, çilek soslu panna cotta ve krem karamel nefisti. Ralph’s Coffee’ler soğuk çayı, limonatası ve kahveleriyle ben de varım diyor. Dünyanın en ünlülerinin kaldığı The Mark Otel’in kafesinde karides kokteyl ve avokadolu pide denenebilir. Mükemmel bir servis...

Frenchette, Michelin rehberinde yer alan Fransız lokantası.

Müthiş bir organizasyon icra eden değerli dostum Haluk Özsevim, festival hazırlıklarına aylar öncesinden başlamıştı. Benden de daha önce Uluslararası Antalya Meze Festivali’ne hiç katılmamış restoranları önermemi istedi. Ankara’dan Afitap, Çanakkale’den Yalova, İzmir’den Balmumu Restoran önerilerim arasındaydı. Restoran sahibi, yemek yazarı olduğum için her zaman objektif davranmayı ve işini iyi yapanları desteklemeyi hep kendime şiar edindim. Hummalı hazırlıkların yapıldığı gün yüreğimizi yakan, Bartın’da meydana gelen ve tüm ülkeyi yasa boğan facia yaşandı. Hayatını kaybeden işçilerimizin acısı ortadayken, yakınlarının yüreği yanarken bu festival müzik eşliğinde nasıl yapılacaktı? Zor günlerde kenetlenip tek yumruk olan Türkiye’yi küçümseyenler yasını tutar...

Duyarlı patron

Dünyanın pek çok ülkelerindeki lüks otellerde deneyim şansım oldu ama inanın Antalya’daki Akra Barut Oteli gibi bir otele rastlamadım desem abartmış olmam. Çünkü öyle vizyoner bir patron var ki çıtayı

Geçtiğimiz günlerde Magnolia Bakery’nin New York’tan sonra İstanbul’da şube açacağını duyunca keşke Dominique Ansel açsaydı diye içimden geçirdim. Çünkü eylül ayında iki mekanı da New York’ta iki gün ara ile ziyaret ettim. Central Park’ın yakınındaki Magnolia Bakery uğrak yeri gibi olmuş. Hatta Birleşmiş Milletler Toplantısı nedeniyle New York’ta bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile de burada karşılaştım. Takeaway menüsünde bulunan beğendiğim bir sandviçi dahi servise sunmayan, burnundan kıl aldırmayan bir hizmet anlayışına sahip Magnolia Bakery bakalım İstanbul’da ne yapacak?

Kuyrukta bir saat

Dominique Ansel Bakery Soho’da bir pastane. Arkada bahçesi var. Deneyeceğiniz her şey olağanüstü lezzette. Kuyrukta yarım saat ile bir saat arası beklemeye değer mi? Gerçekten değer. Hava da güneşli ise hiç sıkıntı yok. Kuyrukta bekleyen başka Türk tanıdıklar da mutlaka çıkabilir! Mutlu oluyor insan rafine damaklara sahip Türk insanını böyle kaliteli mekanlarda görünce.