1985-1987 yılları arasında Kıbrıs’ta görevli olduğum yıllarda su, sebze ve meyve temini en önemli konulardan biriydi. Mersin’den gemiyle gelen sebzeler kantinlerde sıra oluştururdu ve az miktarda dağıtılırdı.
Geçtiğimiz hafta sonu Kıbrıs’ta gözlemlediğim marketler, mağazalar, devasa oteller ve restoranlar o yıllarla kıyaslanmayacak durumda... Ünü dünyaya taşmış gurur kaynağımız Madame Coco’dan Sarar’a kadar Türkiye’nin ünlü markaları, Akdeniz’in ünlü otelleri Kıbrıs’taki yerlerini almış.
Diamond’ın heybeti
Daha önce inşaatını gördüğüm Merit Royal Diamond Otel’ini gezerken çok etkilendim. Hiçbir masraftan kaçılmamış, hiçbir detay atlanmamış... 38 yıldır Merit Otelleri’nin direksiyonunda olan Reha Arar ve patron Besim Tibuk’u kutlamak lazım. Vizyonun tanımı bu olsa gerek. Kıbrıs’a çıta atlatmış burası. Binlerce insan istihdam ediliyor. Kongre amaçlı kurulan otelde aklınıza gelebilecek her türlü aktivite var. Tabii ki benim aklıma gelen ilk şey yemek... Yemek kalitesi
Harbiye’de öğrencilik yıllarımdan çok iyi hatırladığım Ankara’nın ilçelerinde ikamet eden arkadaşlarımın seyahat öncesi ziyaret ettikleri Etlik garajında tencere yemekleri yapan bir yer vardı. Sabahın erken saatlerinde insanlar çorba içmeye koşarlardı. O zamanlar Ankara’nın soğuğu çarpıyordu insanı. Sıcak çorba sabah gözünüzü açıyor ve sizi dinç tutuyordu akşama kadar.
1958 yılında Merhum Hacı Hüseyin Durak’ın kurduğu mekan Bolu Akın Lokantası adıyla Etlik eski garajlarda hizmet vermeye başladı. Akın akın müşteri gelsin diye ‘akın’ sözcüğünü eklemişler. Gerçekten de o yıllardan bu yana akın akın insanlar lezzet keşfine geliyor buraya ve sonra müdavim oluyorlar.
İlaç niyetine
1789 yılında Fransız İhtilali’nden sonra saraydan ayrılan aşçıların Paris’te her köşe başında açtığı kemik suyu satan restoranların yemekleri doktorların reçetelerine girdiyse bugün de hastalıklardan kurtulmanın en önemli unsuru bağışıklık sisteminin güçlenmesi. Bolu Akın Lokantası
1996 yılında Malezya’da restoran faaliyetleri yürüttüğüm dönemde zaman zaman Singapur’a da uğrardım. Bazen karayolu ile tropikal ormanların yanından geçerek çok keyifli yolculuklar yapardım. En sevdiğim caddesi Orchard Road’da dolaşır, deniz kenarındaki sokak lezzetlerinden tadardım. Ama mutluluk katsayımı arttıran İskenderunlu dostum Ali Zorlu’nun İstanbul Corner isimli lokantasında yediğim döner olurdu. Her öğün Uzak Doğu yemekleri yiyerek geçirdiğim uzun seyahatlerde lavaş içine sarılan dönere kavuşunca kıymetli maden bulmuş gibi sevinirdim!
Koyu Fenerbahçe taraftarı olan merhum Ali Bey hafta sonları İstanbul’a maç izlemeye giderdi. Ali Bey’in çocukları Sezai Cakarta’da, Mehmet Almanya’da, Özgür ise Singapur Endonezya Malezya üçgeninde çok başarılı işler yaptı. Şu anda da başarılarına başarı katarak çalışmalarına devam ediyorlar.
Hindistan’da kına fabrikası
Özgür Zorlu tanıdığım en vizyoner iş insanlarından biri. Tırnaklarıyla kazıyarak nasıl bugünlere geldiğinin en iyi tanıklarından
Aralık ayının ilk haftası Antalya’da Aska Lara Otel’de sürpriz lezzetlerin buluştuğu bir etkinlik gerçekleştirildi. Tamamen profesyonellere yönelik, peynir, içecek ve zeytin üreticilerinin yeni ve yepyeni ürünlerle yer aldığı organizasyon hedefine ulaşmıştı, oldukça yoğun ilgi vardı. Master Sommeliers Club iki yıldır bu işi başarıyla sürdürüyor. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçın işinde çok titiz. Derneğin Onursal Başkanı değerli dostum, Türkiye’de ilklerin yaratıcısı Cadde gurme yazarı Reha Arar da bu yıl organizasyon komitesi başkanlığını yürütünce tam bir sinerji yakalandı. Birbirinden yararlı panellerde çok eğitici bilgiler paylaşıldı. Hürriyet Gazetesi ekonomi yazarı Vahap Munyar, Türk gastronomisine müthiş hizmetleri olan Sözen Grup CEO’su Gökmen Sözen, Aska Group Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Aslan, Masterchef Tuna Aktan, Prof. Dr. Fügen Özkaya, Prof. Dr. Mücahit Özkaya, Doç. Dr. Nurdan Tekeoğlu, Eczacı Atilla Totoş, Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı
Birkaç yıldır CVK Park Bosphorus Otel’e zaman zaman gidiyor ve pratik olsun, trafikte zaman kaybetmeyeyim diye de Izaka Terrace’da yemek yiyorum. İstanbul’da ambiyansı güzel olup, manzara satan ama yemeklerinin güzel olmadığı mekanlar hayal kırıklığı yaratabiliyor. Izaka Terrace bu algıyı bozan bir mekan. Üç yıl içindeki gelişmelere, kendilerini yenilemedeki çabalarına ben yetişemiyorum. Otelin Protokol Müdürü Coşkun Yıldız, Restoran Operasyon Müdürü Birol Arslan ve Mutfak Şefi Fırat Kılıç hepsi işini çok seven yaratıcı ve ekibin temel taşları... Fırat Şef dünya mutfağına hakim. Izaka’da servis edilen Japon mutfağının nadide ürünleri sushi, sashimi, tempura iyi bir Japon lokantasını aratmayacak nitelikte. Yemek kalitesi güzel olunca Boğaz’ı böyle güzel bir manzaradan izlemek mutluluk katsayınızı artırıyor.
Ciğerin en iyisi
Benim için en büyük süpriz Türk mutfağının sevilen ürünlerini menüde görebilmek oldu. Bunlardan birisi yaprak ciğer tava diğeri ise kelle paça çorba. Yaprak
Berlin’de en çok özlediğim ve yemeklerinden her zaman büyük keyif aldığım yer Baba Pirzola. Çünkü damağım en çok burada mutlu oluyor. Allayıp pullayıp sunulan, ağzınıza attığınızda şeklin maksada kurban olduğuna karar verdiğiniz lezzetsiz ama bir dönem trendy olmuş mekanlarda yaşadığınız deneyimlerden sonra burada “Oh!” diyebiliyorsunuz. Kömür ızgarasında pişen kuzu pirzola, kuzu şiş, Adana kebabını Türkiye’de bulmak da biraz zor. Lavaş ekmeği ve soğuk mezelerle başlangıç yaptığınız acılı ezme, atom, tarator Almanya’da yarım asırdan fazla yaşanan hasreti bitirmiş gibi. Baba Pirzola’nın sahibi Tamer Akkılıç son derece vizyon sahibi. Almanya’da yaşayan Türkler de Almanlar da kendisine teşekkür borçlu. Çünkü yıllardır süren özleme son vermiş. Zarif eşi Serap Hanım da işin başında. Mükemmelin peşindeler... Türkiye’den gelen bakan, bürokrat, aktör, oyuncu, herkesin Berlin’deki ikinci adresi Baba Pirzola. Künefe yemeden ayrılmayın, Berlin’in yolları düz, akabinde keyifli bir
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sevgili özel kalem müdürü Batuhan Mumcu, “Süreyya Bey, merakla bekliyoruz, Michelin ile ilgili yorumunuzu ne zaman yazacaksınız?” diye sorunca “İki ay sonra” dedim. Berlin’in üç Michelin yıldızlı restoranını ziyaret ettikten sonra Michelin ile ilgili birkaç söz de ben ekleyeyim.
Demir tava geldi, kömür bitti.
Akıl başa geldi, ömür bitti.
Michelin artık kendi yıldızını söndürmeye başladığı zaman ve çok geç Türkiye’ye geldi. Türkiye’deki yıldızlar isabetli mi? İsabetli, hepsini kutlarım. Ama rehbere giren restoranlarda acele davranılıp objektif değerlendirme yapılmamış. Türkiye’ye faydası var mı? Hem de çok! Yabancı turistler Michelin Rehberi’ne önem veriyorlar. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy büyük çaba göstermiş. Yıllar sonra üzerine gidilip, olmaz denileni başarmış olması nedeniyle gastronomi sektörünün kendisine teşekkür borcu var.
Almanya’nın gururu
Almanya’nın Berlin şehrind
Dünyanın en zengin iş insanlarından Warren Buffett, ekibiyle birlikte sabahın erken saatlerinde büyük bir şirket alım operasyonuna başlar. Öğle yemeği, akşam yemeği unutulur, gece geç saatte CEO’nun karnı acıkır ve Buffett’e “Yemeğe gidelim artık çok acıktım” der. Buffett, CEO’ya “Yer ayırtın gidelim hemen” deyince yakınlardaki bir restoran aranır, mutfağın açık olduğu öğrenilince rezervasyon yapılır. Buffett hamburger, CEO bonfile yer. Ertesi gün yine hummalı bir çalışma ve yemek unutulur geç saat olunca CEO “Efendim yemeğe gidelim mi artık midem kazınıyor” der, “Gidelim yaptır hemen rezervasyon” der Buffett. “Nerede yaptırayım?” sorusuna karşılık Buffett, “Dün akşam gittiğimiz yere tabii ki” der. CEO “Efendim oraya dün akşam gittik ya başka yer olmaz mı?” deyince Buffett “Dün akşam yediğimiz yemek çok güzeldi yeni bir yerde riske girmeye ne lüzum var?” diyerek aynı yere gitmeye karar verirler. Çanakkale’deki Yalova Restoran da benim için yıllardır tek